SON DAKİKA
2009\'u Kayıplarla Kapatan Tekstilde Ayağa Kalkma SavaşıTekstil sektörü son 10 yılını değişen piyasa koşullarına ayak uydurmak ve krizlere çözüm üretmekle geçirdi. Geçen yıl tekstil ihracatı yizde 19,1 hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yüzde 15,5 geriledi.Sektör küresel krizin ve Çin\'in neden olduğu yaralarını sarma sinyallerini bu yılın ilk ayında verdi.Ocak ayında hem tekstil, hem de hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı arttı.
Nazmi BELGE
Türkiye’de, 10 yıldır, “krizlerle boğuşan sektörlerin başında tekstil ve hazır giyim geliyor” desek çok da abartmış olmayız herhalde. 2001 yılında Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne katılması, 2005 yılında kotaların kaldırılması ve 2008 yılında başlayan küresel finansal kriz.Sektör son 10 yılını hızla değişen piyasa koşullarına ayak uydurmak ve krizlere çözüm üretmekle geçirdi. Dünyadaki finansal yapıyı vuran son kriz 2008 yılında 15.8 trilyon dolar olarak gerçekleşen küresel mal ticaretini 2009 yılında 11.4 trilyon dolara geriletti. Özellikle büyük alıcı ülkeler talebi kısınca tüm ihracatta olduğu gibi tekstil ve hazır giyim de darbe aldı. Ancak, bugüne kadar edinilen yoğun tecrübe hızla yeni stratejiler oluşturulmasını sağladı. Türk tekstil ve hazır giyim üreticileri finansal krizle daralan gelişmiş ülke pazarları yerine hızla Ortadoğu ve Afrika pazarına yöneldi. Kuzey ülkelerini hedef pazarlar arasına aldı ve çalışma başlattı. Bu stratejinin sonuçları özellikle 2009 yılının sonlarına doğru ortaya çıkmaya başladı. 2009 yılında, AB, OECD ülkeleri, eski Sovyetler Birliği üyesi ülkeler ve Asya ülkelerine yapılan ihracat bu ülkelerdeki talebin düşmesi üzerine yüzde 15.1 ile yüzde 29.7 arasında değişen oranlarda azaldı. Buna karşın, Mısır, Tunus, Cezayir, Libya gibi ülkelerin yer aldığı Afrika kıtasına yapılan ihracat yüzde 22.9, Suudi Arabistan, Irak, İran, İsrail, Kuveyt gibi Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat yüzde 18.1 arttı. Buna rağmen, 2009 yılında tekstil ihracatı yüzde 19.1, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yüzde 15.5 geriledi. Ancak, aralık ayında yüzde 32.3 artarak 9.5 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat moral verdi. Aynı ay, tekstil ve hammadde ihracatı yüzde 35.5, hazır giyim ve konfeksiyon ürünleri ihracatı da yüzde 24.7 artış kaydetti. 2010 yılının ilk ayında açıklanan veriler ihracattaki artış trendinin sürdüğünü ortaya koydu. 2009 yılının Ocak ayında 397.9 milyon dolar olan tekstil ve hammaddeleri ihracatı 2010 yılının aynı ayında 482 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2009’da 1 milyar 144 milyon dolar olan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı ise 1 milyar 170 milyon dolara yükseldi. İhracattaki olumlu gelişmelerin yanı sıra Türkiye’nin kredi notunun artışına ilişkin haberler, küresel krizin sonlarının yaklaştığı yönündeki değerlendirmeler, ertelenmiş taleplerin devreye gireceğine ilişkin beklentiler de 2010 yılına yönelik umutları artırdı. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyimin yaşadığı serüveni araştırırken, son gelişmeleri, sorunları ve beklentileri, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İharacatçı Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi’yle konuştuk. İşte 30 milyar dolarlık üretim değerine sahip Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörünün öyküsü: 30 yılda 30 milyar dolarlık deve dönüştü Türkiye’de tekstil ve hazır giyim sektörünün atılımı 30 yıl önce ihracata yönelik kalkınma politikasına dayanıyor. 1980 yılındaki bu karardan sonra sektöre yapılan yatırımlar hızlı büyümeyi de beraberinde getirdi. 2000’li yıllarda Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri haline gelen sektör, bugün yaklaşık 30 milyar dolarlık üretim değerinin 23 milyar dolarlık bölümünü ihraç eden bir deve dönüştü. Söz konusu ihracat ise yüzde 90’ı KOBİ niteliğinde olan, 11 bini hazır giyim, 7 bin 500’ü tekstil alanında faaliyet gösteren 18 bin 500 imalatçı ve ihracatçı firma tarafından gerçekleştirildi. Öte yandan, TÜİK verilerine göre, ülke genelinde hazır giyim ve tekstil firmalarında 10’un üzerinde işçi çalıştıranların sayısı 30 bini buldu. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına tekstil sektöründe faaliyet gösteren 66 firma yer alırken, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören tekstil ve hazır giyim firmalarının sayısı 30’a ulaştı. 30 yıllık süreçte, sektör, üretim, istihdam ve ihracattaki büyük ağırlığıyla Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri konumuna yükseldi. 2000’li yıllara kadar müthiş performans gösteren sektör, Çin’in 11 Aralık 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) 143’üncü üye olarak girmesiyle farklı bir sürece girdi. Dünya tekstil ve hazır giyim ticaretine etki eden bu üyelikten dört yıl sonra, yani 2005’te kotaların kaldırılması da Çin’in bu alandaki ihracatını ciddi oranda artırdı. Böylece, 2005 yılından itibaren dünya hazır giyim pazarında hem arz hem de talep yönünde şiddetli bir rekabet başladı. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü bu değişimin etkilerini kavrayıp rekabete ayak uydurmaya çalışırken, 2007 yılında ABD’de finansal kriz baş gösterdi. Kriz, 2008’de iyiden iyiye derinleşti. ABD’nin ardından AB ve diğer gelişmiş ülkeleri de vurdu. Bu durum, ihracatı büyük ölçüde bu pazarlara dayalı olan, Çin’le rekabetin yollarını bulmaya çalışan Türk tekstil ve hazır giyim sektörüne ikinci ve daha ağır bir darbe oldu. En büyük pay tekstil ve hazır giyimin 2009 yılında toplam ihracat içindeki payı yüzde 13.1 olan hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe ihracat yüzde 15.5 azalarak, yılı 13.3 milyar dolarla kapattı. Bu tutarın 7.1 milyar doları örme konfeksiyon, 5.4 milyar doları dokuma konfeksiyon, 1.7 milyar doları ise hazır eşyalardan oluştu. Aynı yıl tekstil sektörünün ihracatı ise 5.5 milyar dolarla sınırlı kaldı. Böylece tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe toplam ihracat 18.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamla, tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçıları, 2009 yılında toplam ihracat içinde en yüksek paya sahip oldu. Marmara Bölgesi ilgi odağı Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatın yüzde 79.1’i Marmara Bölgesi’nden gerçekleştirilirken, yüzde 13.6’sı Ege, yüzde 1.3’ü Akdeniz, yüzde 1.6’sı Güneydoğu, yüzde 3.9’u ise Doğu Anadolu Bölgesinde faaliyet gösteren firmalar tarafından yapıldı. İhracatçı Ortadoğu ve Afrika’yı keşfetti Finansal kriz nedeniyle, 2009 yılında AB ülkeleri, OECD ülkeleri, eski Sovyetler Birliği üyesi ülkelerle Asya ülkelerine yapılan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında yüzde 15.1 ile yüzde 29.7 arasında değişen oranlarda azaldı. Bunun üzerine hızla yeni pazar arayışına giren sektör Afrika ile Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatı artırmayı başardı. Suudi Arabistan, Irak, İran, İsrail, Kuveyt gibi Ortadoğu ülkeleri sektörün moral bulduğu bölge oldu. Bu ülkelere yapılan ihracat 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 18.1 oranında artarak 504.6 milyon dolara yükseldi. Bu artış Ortadoğu ülkelerinin Türkiye’nin toplam tekstil ve hazır giyim ihracatı içindeki payını yüzde 2.7’den yüzde 3.8’e yükseltti. Mısır, Tunus, Cezayir, Libya gibi ülkelerin yer aldığı Afrika kıtası da krizde sektörün ihracatını artırdığı bölge oldu. 2009 yılında Afrika ülkelerine yapılan ihracat yüzde 22.9 oranında artarken, bu faaliyetten sağlanan gelir 350 milyon dolara ulaştı. Bu artışla söz konusu bölgenin Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon ihracatındaki payı da yüzde 1.8’den yüzde 2.6’ya ulaştı. Öte yandan, Türkiye’nin toplam hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının yüzde 79.8’ini oluşturan 27 AB ülkesine 10.6 milyar dolarlık satış gerçekleştirilebildi. Sektörün en çok ihracat yaptığı ikinci grup olan ABD, Kanada, Meksika, Norveç, İsviçre gibi ülkelerin yer aldığı OECD üyelerine yönelik dışsatımın tutarı da 634.8 milyon dolarda kaldı. Sektöre dolar/avro darbesi Hazır giyim ve konfeksiyon bazında bakıldığında sektörün ihracat performansına en fazla etki eden unsurların başında avro/dolar paritesi yerini aldı. Zira, 2009’da gerçekleştirilen 13.3 milyar dolarlık ihracatın 10.6 milyar doları Avrupa Birliği üyesi ülkelere yapıldı. Yani, sektördeki toplam ihracatın yüzde 79.8’i avro ile gerçekleştirilmiş oldu. Ancak, 2008 yılının ocak-aralık döneminde 1 avro 1.47 dolara eşitken, 2009 yılının aynı döneminde bu oran yüzde 5.4 gerileyerek 1.39 dolara indi. Böylece söz konusu dönemde sektörün dolar bazındaki ihracatında yüzde 5.4 gerileme ortaya çıktı. Diğer bir ifadeyle, avro-dolar kurundaki bu gerileme yaşanmamış olsaydı, sektörün ihracatındaki gerileme yüzde 15.3 değil yüzde 11.9 olacaktı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Anadolu’da tekstil ve hazır giyimin temeli Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor. Söz konusu dönemde, dokuma konusunda Denizli ve Tokat, ipekli ürünler konusunda ise Bursa bölgesinde küçük işletmeler halinde üretim yapılıyordu. 1915 yılında 22 kamu sanayi işletmesinin 18\'i, 28 anonim şirketin 10\'u, 214 özel sektör işyerinin 45\'i ve toplam 264 sanayi işyerinin 73\'ü tekstil ve hazır giyim alanında faaliyet gösteriyordu. Cumhuriyet’in ilan edilmesinin ardından Sümerbank kuruldu. Bütün tekstil ve konfeksiyon fabrikaları ve atölyeleri bu kuruluşun çatısı altında toplandı. Bu dönemde pamuk üretip ihraç eden ve iplik, kumaş, giysi gibi ürünler ithal eden Türkiye’de 1950\'lerden sonra özel sektör devreye girdi ve 1960\'lardan sonra da sentetik elyaf üretimine geçildi. 1960-1970 yılları arasında daha ileri teknoloji kullanılmaya ve işlenmiş ürün imal edilmeye başlanırken, 1960-1980 arasında sektörde önemli teknik deneyimler kazanıldı. 1980 yılından sonra uygulanan, serbest piyasa ekonomisine dayalı dışa açılma ve ihracatı teşvik politikalarıyla, özellikle 80\'li yılların ikinci yarısından itibaren tekstil ve hazır giyim ihracatı önemli oranda artmış ve ihracatın en önemli kalemi haline geldi. 1990\'lara gelindiğinde ise toplam ihracat içindeki sektörün payı yüzde 40\'a kadar yükseldi. 1980\'li yılların başında daha çok iplik, elyaf, kumaş gibi tekstil mamulleri ihraç eden Türkiye, 1984 yılından sonra daha fazla konfeksiyon ürünü ihraç etmeye başladı. 2000’li yıllarda ise Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri haline geldi. 50 bin işyeri 2 milyon kişilik istihdam Bugün artık sektördeki firma sayısı hakkında pek çok değerlendirme yapılıyor. Bu “çokluk” tekstil ve hazır giyimin çok geniş bir alana yayılmasından kaynaklanıyor. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Dokuzuncu Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu\'nda toplam firma sayısı 35 bin ile 70 bin arasında değiştiğini ortaya koyuyor. Ayrıca ülke genelinde ihracata yönelik üretim yapan ve yüzde 90\'ı KOBİ niteliğinde 18 binin üzerinde imalatçı/ihracatçı firma bulunduğu ve bunların 11.000\'inin hazır giyim ve 7.500\'ünün de tekstil alanında faaliyet gösterdiği ifade ediliyor. Sektör temsilcilerine göre ise tekstil ve hazır giyimde 2008 yılı Mayıs ayında 49 bin 222 olan işyeri sayısı küresel krizin yarattığı etki nedeniyle 2009 yılı ocak ayında 41 bin 716\'ya kadar geriledi. Sektörün yarattığı istihdam ise milyonlarla ifade ediliyor. Sektörün, 450 bini tekstilde, 1 milyon 500 bini hazır giyimde olmak üzere 2 milyon kişiye doğrudan, dolaylı olarak ise 10 milyon kişiye istihdam yarattığına dikkat çekiliyor. SÖYLEŞİ; İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi Dünyanın 4. büyük ihracatçısı destek bekliyor Uluslararası Ticaret İstatistikleri’ne göre, 2008 yılında dünya genelinde 361.9 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı gerçekleşti. Bu ihracatın 13.6 milyar dolarlık kısmını yani yüzde 3.8’ini gerçekleştiren Türkiye, 2008 yılında bu alanda dördüncü ülke olarak sıralamada yerini aldı. 2009 yılı verileri henüz yok. Ancak, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyimin 2009 yılında krizle mücadelesini, geleceğe ilişkin öngörülerini, yeni pazar arayışlarını, sorunlar ve beklentileri sektörün önde gelen isimlerinden İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İharacatçı Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi’yle konuştuk. İşte Tanrıverdi’nin yanıtları; - Dünya hazır giyim sektöründe Türkiye\'nin yeri nedir? Türkiye’nin dünya hazır giyim ve konfeksiyon ticaretindeki yeri konusunda Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) 2009 yılında yayınladığı “Uluslararası Ticaret İstatistikleri” gösterge niteliğindedir. Bu istatistiklere göre, 2008 yılında dünya çapında 361,9 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı gerçekleştirildi. Dünyanın en büyük hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçısı 120 milyar dolar ve yüzde 33,2 pay ile Çin Halk Cumhuriyeti oldu. AB ülkeleri (AB27) 112,1 milyar dolar ve yüzde 31,1 pay ile ikinci büyük ihracatçı olarak değerlendirilirken, Hong Kong 27,9 milyar dolar ile üçüncü sırada yer aldı. Türkiye ise 13,6 milyar dolar ile dünyada, toplam hazır giyim ve konfeksiyon ihracatından aldığı yüzde 3,8 payla dördüncü büyük ihracatçı konumunda bulunuyor. Ardından sırasıyla, 10,9 milyar dolar ile Bangladeş ve Hindistan, 9 milyar dolar ile Vietnam, 6,3 milyar dolar ile Endonezya, 4,9 milyar dolar ile Meksika ve 4,4 milyar dolar ile ABD ilk 10 ihracatçı ülkeyi oluşturuyor. - Krizin sektöre etkileri neler oldu? 2008 yılının ikinci yarısında tüm dünyaya yayılan küresel ekonomik krizin reel sektör üzerinde çeşitli etkileri oldu. Pazarlarda yaşanan daralma, 2009 yılının ilk çeyreğinde sektörel ihracatımıza yüzde 30’un üzerinde yüksek oranlı düşüşler olarak yansıdı. Özellikle krizin başlangıç aylarında döviz kurundaki belirsizlik ve firmaların önünü görememesi, çoğunluğu KOBİ niteliğindeki işletmelerde finansman temininde yaşanan sorunlar sektörü zorlayan hususlar oldu. İkinci ve üçüncü çeyrekte ise küresel piyasalardaki normalleşme eğiliminin olumlu izleri görüldü. İhracattaki düşüş ivme kaybetmeye başladı. Öte yandan, büyük ölçüde KOBİ niteliğindeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin faaliyet gösterdiği hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe işçilik, elektrik, doğalgaz gibi maliyet bileşenlerinde fiyatların artması, işgücü maliyetleri içerisinde SGK primleri, gelir vergisi stopajı, işsizlik sigortası fonu kesintisi gibi başlıklarda devlete ödenen istihdam vergilerinin yüksekliği, elektrik fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde seyretmesi, doğalgaza yapılan aşırı zamlar ise sektörün rekabet gücünü olumsuz etkileyen faktörler nedeniyle kriz öncesinde sektörde sorunlar yaşanmaktaydı. - Yeni pazar arayışları konusundaki çalışmalarınız neler? Küresel krizle birlikte ihracatta alternatif pazarların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Her ne kadar globalleşen dünyada tüm pazarlar aynı etki altında kalsa da, pazarların kendine özgü koşulları etkinin derecesini belirliyor. Bu durumda, pazar yelpazesinin genişliği, sektörün olumsuzluklardan daha az etkilenmesini sağlıyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüzde ise pazarların ağırlığı bugüne kadar, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Hollanda gibi belli başlı AB ülkelerinde yoğunlaştı. Ancak, yeni dönemde Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere Doğu Bloku Ülkeleri pazar yelpazesinde yerlerini alacak. Öte yandan, Danimarka başta olmak üzere İsveç, Finlandiya ve Norveç gibi İskandinav ülkeleri hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında öncelikli hedef ülke grubu olarak tespit edilmiş olup bu bölgeye yönelik ihracatın artırılması amacıyla çalışmalar sürdürülüyor. Bu çalışmalar sonucunda İskandinav ülkelerine yönelik başta çorap ve iç giyim olmak üzere hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımızda da önemli artışlar sağlanarak alternatif pazarlarımız arasına girmeleri hedefleniyor. Diğer İskandinav ülkelerine yönelik ürün bazında ticaret heyeti organizasyonu için de hazırlıklar sürdürülüyor. Diğer taraftan, hazır giyim ve konfeksiyonda dünyanın önde gelen pazarları ABD, Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, Hong Kong, İtalya, İspanya, Belçika ve Hollanda olarak sıralanıyor. Ancak, bu ülkelerden ABD’ye 2004 yılında 1,5 milyar dolar düzeyinde olan ihracatımız 2009 yılında 300 milyon dolara düştü. Bu pazara yönelik stratejimizin tekrar değerlendirilerek, bu en büyük pazarda tekrar daha güçlü yer alabilmek amacıyla neler yapılabileceği de inceleniyor. Yine büyük pazarlardan Fransa ve İtalya pazarlarında sektörün daha fazla pay alabilmesi için de bazı çalışmalar yürütülüyor. Bu konuda da yakında somut adımlar atılmış olacak. - Yeni dönemde beklentileriniz neler? Sektörümüzün kendi dinamikleriyle yürüttüğü çalışmalar sonucunda, ayrıca hem pazar ülkelerimizde hem de ülkemizde ekonomik ortamın iyileşme sürecinde olmasına bağlı olarak, 2010 yılı için dünya ekonomisinin toparlanması ile birlikte, ihracatımızda da iyileşme olacağını, en azından 2008 yılındaki 15,7 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşılacağını tahmin ediyoruz. 2011 ve 2012 yılları için ise dünya ekonomisinin toparlanmasının akabinde yıllık bazda yüzde 10 ile yüzde15 arasında ihracat artışı söz konusu olabilecek. - Sektörün temel sorunları ve önerilerinizi de aktarır mısınız? Sektörün temel sorunları, üretim maliyetlerinin yüksekliği ve döviz kurunun düşük seyretmesi. İşgücü maliyetleri içinde SGK primleri, gelir vergisi stopajı, işsizlik sigortası fonu kesintisi gibi başlıklarda devlete ödenen istihdam vergilerinin yüksekliği, yani işçilik maliyetlerinin yüksek oluşu, elektrik fiyatlarının dünya fiyatları üzerinde seyretmesi, doğalgaz kullanımına yapılan zamlar, üretim maliyetlerini yükseltiyor. Sektörde, bu maliyetlerin düşürülmesine yönelik önlemler bekleniyor. İşletmeler için sürdürülebilir finansman temini büyük öneme sahip. Sektörü yenilikçi faaliyetlere yönlendirmek ve desteklemek amacıyla ar-ge için verilen devlet desteğinin etkinleştirilmesi, fuar destek oranlarının küresel kriz dönemine yönelik olarak arttırılması bir diğer husus. Bu tahminlerin tutturulabilmesi için, kriz dışında sektörel anlamda yapısal iyileştirmeler gerekli. Bu kapsamda, işçilik, elektrik, doğalgaz gibi üretim maliyetlerinin düşürülmesini ve sürdürülebilir finansman teminini birinci derecede önemli görüyoruz. Diğer yandan, pazar çeşitlendirmesi, yenilikçi ürün ve üretim metotlarına yönelim, gerek kumaş gerekse konfeksiyon alanında tasarım altyapısının geliştirilmesi, sektörün önünü açacak çalışmalar olacak. Rakipler ne yapıyor? VİETNAM: Tekstil ihracatı 2009 yılının 10 ayında 7,5 milyar dolara ulaştı. Böylece, ülkenin birincil ihracat kalemi olan ham petrolü de geçerek birinci sıraya oturdu. 2009 yılında tekstil ve hazır giyim ihracatının yüzde 3’lük artışla 9,3 milyar doları bulması bekleniyordu. Vietnam Tekstil ve Hazır Giyim Birliği 2010 yılı için ihracat hedeflerinin 10 milyar dolar ve 2015 yılı için ise 16-18 milyar dolar olduğunu açıkladı. HİNDİSTAN: Hazır giyim ihracatında dünyadaki payı yüzde 2,6’ya geriledi. Hindistan Hazır Giyim İhracatı Geliştirme Konseyi’nin (AEPC) açıklamasına göre küresel piyasalarda perakende fiyatlarının düşmesi Hindistan’ın hazır giyim ihracatlarının nisan-eylül döneminde yüzde 7,32 azalarak 4,84 milyar dolara gerilemesine neden oldu. AEPC başkanı Rakesh Vaid, sektörün hükümetin desteğine ihtiyaç duyduğunu, yüzde 8-10 olan vergi iadesinin yüzde 13,25’e yükseltilerek ihracatçıların rahatlatılmasını istedi. Vaid, Çin’in bu oranı yüzde 11’den yüzde 17’ye yükselttiğini hatırlattı. Vaid, Hindistan’ın, özellikle Bangladeş, Sri Lanka, Vietnam ve Kamboçya ile rekabet ettiğini ve 373 milyar dolarlık küresel hazır giyim pazarında ülkenin payının yüzde 3,3’ten yüzde 2,6’ya gerilediğini, Hindistan’ın payını koruması için yıllık 18 milyar dolarlık ihracata ve 30 milyar dolarlık sektörel yatırıma ihtiyacının olduğunu kaydetti. ÇİN: 2008 yılında AB’den daha fazla Oeko-Tex 100 standardı elde etti. Oeko-Tex tarafından Çin’de geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda, tekstil ve hazır giyim ürünleri için Oeko-Tex 100 standardının Çin başta olmak üzere Asya bölgesinde çok yaygınlaştığı bildirdi. Oeko-Tex Genel Sekreteri, Raimar Freitag, Çinli firmaların bu standardı alma konusunda Avrupa’daki firmaları da geride bıraktığını dile getirdi. PAKİSTAN: Tekstil ve hazır giyim sektörüne vereceği teşviklerle ihracatını arttırmayı planlıyor. Pakistan Tekstil Bakanlığı, gelecek 5 yıla dönük, tekstil ve hazır giyim ihracatını yüzde 25 arttırmaya yönelik yeni bir \"tekstil yatırımlarını destekleme fonu\" üzerinde çalışıyor. Buna göre, devlet ve özel sektör fonları, Pakistan’daki tekstil üreticilerinin teknolojilerini yenilemesi ve genel çalışma koşullarını iyileştirmesi amacıyla kullanılacak. GÜNEY AFRİKA: Hükümeti tekstil ve hazır giyim ithalatındaki vergileri yeniden gözden geçiriyor. Ticaret ve Endüstri Departmanı, tekstil ve hazır giyim ithalatını zorlaştırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. İNGİLTERE: Moda sektörü krizle mücadele için e-ticareti kullanıyor. İngiliz moda ve perakende sektörünün karşılaştığı zorluklar ve fırsatları değerlendirmek için Prologic tarafından hazırlanan “Modada Teknoloji” başlıklı yıllık raporda, 2009 yılında en önemli yatırım önceliğinin yüzde 63’lük oranla e-ticaret olduğu belirtildi. İngiliz moda sektörünün yüzde 18’ini oluşturan 9 bin 30 mağazayla görüşme yapılarak hazırlanan rapora göre, internetten yapılan satış işlemlerinin yüzde 6,3’ünü moda sektöründeki şirketlerin online satışları oluşturuyor. Web sitesi olan şirketlerin büyük çoğunluğu (yüzde 68) bu alandan kâr elde ediyor ve online satışların mağaza satışlarından daha kârlı olduğunu belirtiyor.Şirketlerin IT harcamaları, 2008 yılında toplam satışlarının yüzde 1,8’ini oluştururken 2009 yılında bu oran yüzde 2,3’e ulaşmış durumda. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
|