SON DAKİKA
Ali Öner, 2011 Floransa Bienali’nde…
Bilgi Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı…
TİBER NEHRİ’NİN KESTİĞİ YEDİ TEPELİ…
İnce: Türkiye'yi Doğru Okumak KOBİ'leri doğru anlamak çok önemliİş Bankası’nın her bir şube müdürünün ticari kredi verme yetkisi olduğunun altını çizen İnce, "Türkiye’yi doğru okumak, KOBİ’leri doğru anlamak çok önemli. Bunu anlamazsanız, makro verilerdeki olumsuzluklara rağmen bu ülke neden yüzde 8.5 büyüyor anlayamazsınız" dedi.ARİF ESEN-GİRAY DUDA
Türkiye İş Bankası, Türkiye’nin bir numaralı markası. Cumhuriyet’in kuruluşunun hemen ardından, 1924 yılı Ağustos ayında kuruldu ve Cumhuriyet tarihi boyunca güçlü bir biçimde var oldu. 2011 yılında “Dünyanın En Büyük 1000 Bankası” sıralamasına göre, İş Bankası, hem sermaye hem de aktif büyüklüğe göre açık arayla Türkiye’nin en büyük bankası oldu. İş Bankası’nın toplam aktifleri 85.6 milyar doları aştı.
İş Bankası KOBİ’lerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, son yılların yaygın yönelimi olan KOBİ bankacılığında da bankanın aynı gücü ve hakimiyeti koruduğunu belirtiyor. Türkiye’nin ilçelerine kadar yayılan şube ağı ile uzun zamana dayalı kurulan bankacı-müşteri ilişkisi İş Bankası’nın öncü yerini sağlamlaştırıyor. Suat İnce ile ‘Global Sanayici’ adına yaptığımız söyleşi, sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle:
- Birçok KOBİ tanımı var. Herkes bir rakam veriyor KOBİ’ler için. Türkiye’de kaç KOBİ var? İş Bankası ile çalışan KOBİ sayısı nedir?
- Devletin bir KOBİ tanımı var. Fakat o çok geniş bir tanım. Aslında o tanıma giren bazı firmalar, bizim bankanın orta ölçekli müşterileri gibi neredeyse. 250 çalışanı olan ve milyon dolarlık ciro kazanan şirketler KOBİ olarak tanımlanıyor. Oysa bunlar çok ciddi bariyerler ve biz onları orta boyuttaki şirketler olarak görüyoruz. Ama o tanıma göre baktığımız zaman, 3,5-4 milyon civarında KOBİ olduğu düşünülüyor. Fakat bu alanda ciddi bir veri yetersizliği de var. O veri yetersizliği yanlış yönlendirmelere de sebep oluyor. Sağlıklı olmayan veriler bunlar. Ticaret odaları verileri ise KOBİ sınıfına giren şirket sayısının 4 milyon dolayında olduğunu ortaya koyuyor. Bu sayı, Türkiye’deki toplam firma sayısının yüzde 95-96’sına karşılık geliyor.
1 MİLYON 500 BİN KOBİ İLE ÇALIŞIYORUZ
- İş Bankası’nın yönetim yapısında KOBİ’ler nerede yer alıyor?
- İş Bankası’nda dört tane iş birimi var. Bireysel iş birimi, bireylere
servis ve hizmet veren bir iş birimidir. Özel iş birimi ise belli bir düzeyin üzerinde varlığa sahip bireylere hizmet vermektedir.
Ayrıca Kurumsal İş Birimi ve Ticari İş Birimi var. Kurumsal İş Birimi, İş Bankası’nda kurumsal kimliği olan firmalara hizmet veren bir iş birimi. Kurumsalın dışında kalan, KOBİ’lerin de içinde olduğu grup ticari segment de ayrı bir iş birimidir. Üç iş biriminden kurumsal ve ticari iş birimi diye tanımladığımız iki birim bana bağlı. Örgütlenme yapımız da şöyle: Bizim 1209 tane dükkanımız, şubemiz var. Bunların 9 tanesi kurumsal şube. Sadece kurumsal firmalara hizmet veriyor. Geri kalan şubelerin 38 tanesi ticari ihtisas şubesidir. Bunlar da orta çaplı KOBİ üstü firmalar dediğimiz ara gruba hizmet veriyor. Diğer şubeler de karma ve bütün firma ve bireylere hizmet veriyorlar. Bizdeki KOBİ sayısı 1.5 milyon civarında. Bunların üçte birinin bir kredi limiti var hali hazırda. Yani 530 bin dolayında limiti olan firma var.
- KOBİ pazarında
İş Bankası’nın payı nedir?
- Biz bu pazarda tüm bankalardan uzak ara öndeyiz. Ama bu normal bir sonuç. Biz bu işi çok eskiden beri yapıyoruz. İş Bankası kurulduğundan beri bu konularda aktif olan bir banka. Bu dönem moda oldu, hadi bir
KOBİ bankacılığı yapalım gibi bir
şey değil bizimki. Bu kadar çok
şubesi olan bir bankanın zaten bundan uzak durması mümkün değil.
KOBİ kredilerindeki geçen seneki artışımız yüzde 37’ye ulaşıyor. Bir de şöyle düşünün. Biz ticari kredilerde çok hakim bir bankayız. Bireysel dışı plasmanlarda, ticari anlamda bizim payımız yüzde 15’e çıktı. Türkiye’nin en çok ticari kredi veren bankasıyız. Hatta o kadar büyüğüz ki bizden sonra gelen banka ile ticari kredi alanında aramızdaki fark 10,3 milyardır. Üçüncü ve dördüncü banka ile aramızdaki fark da 21 – 22 milyar liradır. Bunu biz yaygın plasmanla yaptık. KOBİ’ler de çok önemli bir paya sahip bizde.
‘İŞ’TE KOBİ’ ÇOK AKTİF
- KOBİ’lere dönük hizmetleriniz nelerdir?
-KOBİ’lere dönük olarak aklınıza gelecek her türlü kredi bizde var. Farklı ürünlerimiz var. Mesela kur korumalı krediler. Bir kere KOBİ’lerin normal döviz kredisi ihtiyacı pek fazla olmuyor. Döviz kredisi kullanım koşulları belli. Mesela siz ya da ben bu krediyi kullanmamalıyız. Belli koşulları var. O koşula uygun KOBİ’ler döviz kredisi kullanmak isterse KOBİ’lerin döviz kredisi kullanmaktan
ileri gelecek potansiyel kur riskini minimize eden bir
takım kredi çeşitlerimiz var.
Mesela faiz hareketlerinin çok fazla olduğu dönemde, KOBİ’lerin çok kullandığı bir kredidir bu, rotatif kredi. Bankalar faiz oranlarındaki değişiklikleri KOBİ’lere yansıtır. Biz faiz oranını belli bir vade boyunca rotatif kredide fikse ediyoruz. Bize özel bir üründür bu. İki kur korumalı döviz kredisi ve faizi değişken olmayan, faiz korumalı rotatif TL kredisi bize özel bir üründür. Onun dışında aklınıza gelen her türlü taksitli kredi vs. ürünlerin tamamını İş Bankası çok aktif bir şekilde KOBİ’lere sunmuştur.
İlaveten, bizim çok aktif bir KOBİ hizmeti veren İş’te KOBİ adlı bir internet sitemiz var. Diğer bankalar da buna benzer bir şeyler yapmaya çalışıyor ama biz bu konuda çok iyiyiz diye düşünüyoruz. Bir ikisi dışında uluslararası platformlarda alınan ödüllerin sayısı 23’e ulaştı.
- Hemen her bankanın, kendi kurumsal sitesinin dışında açtığı bir KOBİ sitesi var şu anda.
-Ama biz “User friendly” dediğimiz bir tarzda hazırladık, çok iyi bir
bilgi platformu ve bu site ile çok fazla sayıda ödül kazandık.
SUNUMATİK BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
- Sunumatik uygulamanız dikkat çekici, ilgi görüyor mu?
- Mesela Sunumatik sadece bizde olan bir uygulama. Lisan bilmeyen, İngilizce bilmeyen bir KOBİ, kendisini ifade edebilmek adına onu kullanarak şirketini rahatlıkla anlatabilecek durumda. Bu sadece bize özgü bir şey. Bunları elimizden geldiği kadar geliştirmeye çalışıyoruz.
DOKUNMADIĞIMIZ MÜŞTERİ KALMAMALI
Bir de biz çok yoğun saha temasında bulunuruz. Buradaki temel felsefemiz şudur: İş Bankası’nın çalışmadığı, dokunmadığı müşteri kalmamalı. Şunu amaçlıyoruz; Biz sizinle konuşuruz ve sizinle çalışmayabiliriz. Ama neden çalışmadığınızı bilmemiz lazım. Eğer o müşteri ile neden çalışmadığımızı bilmiyorsak biz bundan mutlu olmayız. Bunu anlayacak bir saha teması yapıyoruz. Müşteri ziyaretlerini şube müdürü düzeyinde yapmıyoruz sadece. Genel Merkez ve Bölge ekipleri de bunları çok yoğun yapıyorlar. Bütün bunları çok yoğun yaptığınız zaman müşteriyi daha iyi anlıyorsunuz. Müşteri ihtiyacına uygun kredilendirme ve diğer ürünleri çok daha
rahat hazırlayabiliyorsunuz.
Deminki konuya döneyim tekrar. İş Bankası’nın her bir şube müdürünün ticari kredi verme yetkisinin olması çok özel bir farktır. Bir örnek vereyim. Yıldız Teknik Üniversitesi kampüsünün içinde bir şubemiz var. O şubenin müdürünün dahi ticari kredi verme yetkisi vardır. Bu çok önemli bir fark. KOBİ’nin veya bir firmanın bir banka ile ilk işi kredi işidir. İlk kredi işleminde belli bir rakama kadar ilk ihtiyacını derhal görebilmek çok önemli bir şeydir. Biz bunu kriz dönemlerinde de kesintiye de uğratmadık. Bu haliyle çalışan bir sistem de müşteriye daha yakın olabiliyor.
Ben şuna inanıyorum, KOBİ hizmetlerinde uzaktan baktığınızda her banka aynı şeyi veriyor gibi gözükse de direkt müşterinin ihtiyacına dönük her türlü işlemi, modifikasyonu, düzenlemeyi, değişikliği biz daha erken yapıyoruz. Çünkü sahadan besleniyoruz.
Bu arada Sunumatik’e dönmek isterim. Bize özel bu çalışma çok ilgi gördü. Birkaç bin firma, kendisini tanıtmak için Sunumatik kullandı. Hatta bunları kullanıp da kendilerini bize tanıtan çok sayıda firma var.
‘İŞ’TE SEMİNER TEK KONUYA ODAKLANIYOR
- İş'le Buluşmalar'dan sonra İş’te Seminer toplantılarına başladınız? İş'te Seminer'e neden gerek gördünüz?
- KOBİ’lere dönük önemli bir iki çalışmamız daha var. “İş’le Buluşmalar” toplantıları düzenliyoruz ve bu devam ediyor. Bir de İş’te Seminer çalışmasını yeni başlattık. Bunu belli konulara odaklanmak amacıyla bu yıl gündeme getirdik. İlk toplantıyı da Adana’da yaptık. Şöyle bir yaklaşımımız var. Belli organize sanayi bölgelerine gidip, biz bir toplantı yapmak istiyoruz, diyoruz. Bu toplantıda bizim kafamızdan geçenler bunlar, hangisi ilginizi çekerse o konunun en yetkilisini size getirip bu konuyu ona anlattıralım. Eğer sizin ilginizi çeken başka bir konu varsa onu da anlatabiliriz.
Mesela Adana’daki Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Türk Ticaret Kanunu’nu tercih etti. Çok doğru bir tercihti. Onu anlattık. Çok büyük bir ilgi oldu. Firmalar ilgi gösterdi ve toplantı soru-cevaplarla interaktif geçti. Şimdi ikincisini Bursa’da yapmayı düşünüyoruz.
- Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 230’a yakın işletme ve 55 bin çalışan var. Çorlu ile birlikte vadideki
fabrika sayısı 1.350’ye çıkıyor.
- Çerkezköy bizim sürekli aklımızda. Çünkü çok önemli bir yer. İleride İş’te Semineri Çerkezköy ve İstanbul’da da yapacağız.
ŞAŞIRMAMAYI ÖĞRENDİK
- Öyle şirketler var ki, kimse adını duymamıştır ama büyük ihracat bağlantıları kurmuş durumda.
- Gerçekten inanılmaz bir şey. Bu söylediğiniz çok önemli. Güzel bir şey söylüyorsunuz. İş Bankası’nı bu dönemde şanslı kılan ve şansını da artıran en büyük özelliğimiz bizim Türkiye’yi ve KOBİ’leri çok iyi anlamamız. Biz şaşırmamaya başladık, şaşırmamayı öğrendik. Bugün hiç dil bilmeyen şirketler, değişik ülkelere satış yapıyor. O ülkeyi haritada göstermeniz bile zor. Büyük bir cesaret ve inanılmaz bir girişimcilik ruhu ile gidip konuşuyor, anlaşıyor ve mal satıyor. Zaten Türkiye’yi doğru okumak, KOBİ’leri doğru anlamak çok önemli. Bunu anlamazsanız, makro verilerdeki olumsuzluklara rağmen bu ülke neden yüzde 8.5 büyüyor anlayamazsınız.
KOBİ’LER TEK İŞE ODAKLANMALI
- KOBİ’lerin çoğu finansal açıdan zayıf yapılar. Siz, KOBİ’lerden krediyi geri almakta sorun yaşanmaması için araştırma yaparken ne gibi yapısal
sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
- Bir kere şu çok önemli. KOBİ’lere tavsiye gibi bir şey olacak. Bizim banka olarak çok ciddi bir birikimimiz var. Ben 22 yıldır kredi sisteminde çalışıyorum ve her türlü şirket ile yakın temasım oldu. Binlerce kredi dosyası elimden geçti. Şunu gördüm. Bir kere KOBİ mutlaka en iyi bildiği işi yapmalı. Bir de şu işe gireyim, tarzında bir mantık doğru değil. Zaten kıt kanaat bir sermaye ile çalışmakta bu firmalar, bilmedikleri işlerde bu sermayeleri tüketmemeliler.
Kurumsallaşma tarafında KOBİ’lerde ciddi bir zaafiyet var. Daha doğrusu yapıları kurumsallaşmaya çok müsait değil. Çünkü aile şirketleri. Atadan babadan geliyor ve aynı biçimde devam ettiriyorlar. Ama hayatın koşulları sizi kurumsallaşmaya itiyor. Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) bunu sağlıyor mesela. TTK ile birlikte sizden beklenen şu: Şeffaf olmak zorundasınız. Bilançonuzu belli standartlara göre çıkartmak zorundasınız. İş yaptığınız kişilere doğru bilgi vermelisiniz. Bu düzenleme, KOBİ’leri daha kurumsallaşmaya doğru itecek.
TTK’DAN DÖNÜŞ YOK ARDINDAN BASEL-II SÜRECİ VAR
- TTK konusunda çok şikayet var…
- Şikayet olabilir ama bir kere geri dönüş olmayacağı belli oldu. Ben aynı zamanda İş Leasing’in Yönetim Kurulu Başkanıyım. Bizim genel kurulumuz vardı. Genel kurulda iki tane bağımsız üyeyi yönetim kuruluna aldık. Kanun çıktı ve
1 Temmuz 2012’den itibaren buna uymak zorundasınız. KOBİ’lerin şikayetlerini anlıyorum ama bu şikayetlerde biraz patronajın devamı ile ilgili endişeler var.
Diğer taraftan, TTK için işleyen bir takvim var. Takvim dahilinde yapılması gereken kademe kademe işler var. Her yapılacak yeni düzenlemenin bir zamanlaması var. O takvim dahilinde KOBİ’ler bunu iyi anlayıp biraz da danışmanlık alırlarsa bu işi sorunsuz çözerler. Meşakkatli ama çok zor olmadığını düşünüyorum. Bu aslında eksikliklerini giderecek gibi görünüyor.
BASEL II’YE HAZIR MISINIZ?
Bir başka konu var mesela. Hayatın zorladığı bir başka koşul. Bankacılık ve finans sektörünün kredi verme koşullarını ağırlaştıran
BASEL-II diye bir süreçten geçeceğiz.
Türkiye, Basel-II kriterlerini 2009 yılından itibaren uygulamayı kabul eden ülkelerden biri. Basel-II kriterleri bankaların kredi verme koşullarını ağırlaştırırken teminat konusunda da işletmelere ağır şartlar getiriyor. Bu şartları yerine getiren işletmeler daha düşük faizle kredi bulabilecekler. Şartları yerine getirmeyen işletmeler krediyi daha çok teminat vererek ve daha yüksek faizle kullanabilecekler. Bu süreç de Temmuz 2012’de başlıyor. BASEL II ile beraber banka tarafında biz şunu yapmak zorundayız: Şirketlerin rakamlarından gördüğümüz, ortaya çıkan ne ise buna göre kredi vermemiz gerekiyor. Artık şöyle bir şey olmayacak. Ya, Arif bey çok değerli bir adam, finansalları çok iyi değil ama değerli mal varlıkları olduğunu biliyorum, istediği krediyi vereyim. Artık bunların bir anlamı yok. Siz bundan sonra öyle bir kredilendirme yapmalısınız ki bu kararınızın arkasındaki gerekçeleri, mantığı, bir iki sene sonra sizi denetleyecek üçüncü kişiye iyi ifade etmeli, savunabilmelisiniz. Denetçi, evet Arif bey krediye uygun bir kişiymiş ve banka da bunu yapmış, demeli. BASEL bizi buna zorluyor.
Bu nedenle KOBİ’nin kendisini daha da kurumsallaştırması gerekiyor. Hem BASEL hem de TTK kuralları uygulanınca şirketlerin yapısal değişikliklere gitmeleri kaçınılmaz görünüyor.
Ama şuna katılıyorum. Çok kolay bir süreç değil. Burada kaportacı da var, 5-6 kişiyle çalışan atölyeler de var. Bunların bir zaman planında kendilerini düzenleyeceğini biliyoruz.
ARTIK RAKAMLAR KONUŞACAK
Bu arada İş Bankası ne yapıyor? İş Bankası kredi tarafında, bunun çok net farkında ve bir takım modeller geliştirdi. Kredi skoru, skor kartlar, skor modeller ile yönetmeye çalışıyoruz. Modelde bir miktar finansalların etkisi var, bir miktar da diğer unsurlar var. O unsurlar, mesela Arif Bey’in moralitesi, kaç yıldan beri o işi yaptığı, işyeri Arif Bey’in üzerine mi gibi önemli bilgilerden oluşuyor. Bir takım objektif-subjektif unsurları içinde barındıran skor kart modeli kullanıyoruz. O model ile kredilendirmeyi götürmeye çalışıyoruz. Ama rakam büyüdükçe skor kart ile değil finansal ile çalışmak zorundasınız. Finansal da kağıt üzerinde gördüğünüz rakamlardır.
YURTDIŞINDA İKİ BANKAMIZ VAR
- İş Bankası’nın küresel girişimlerini de anlatır mısınız? Yurt dışında kaç şubeniz, temsilciliğiniz oldu?
- Bankamızın yurtdışı teşkilatı; şubelerimiz, mali iştiraklerimiz ve temsilciliklerimizden oluşmaktadır. Bahreyn, Londra, Erbil’de 1’er adet ve KKTC’de 14 adet olmak üzere toplam 17 adet yurtdışı şubemiz bulunmaktadır. Çin ve Mısır’da 1’er adet temsilcilik ofisimiz vardır. Mali iştiraklerimiz ise tamamı bankamıza ait olan ve merkezi Almanya’nın Frankfurt şehrinde bulunan İşbank GmbH ile merkezi Rusya’nın Moskova şehrinde bulunan CJSC İşbank unvanlı bankalardır. İşbank GmbH, Almanya’da 12, Amsterdam, Paris, Zürih ve Sofya’da 1’er adet olmak üzere toplam 16 adet şubesi ile Avrupa’nın başlıca merkezlerinde ticari ve bireysel bankacılık işlemleri yapmaktadır. CJSC İşbank, Moskova, Saint Petersburg, Balakovo, Saratov, Samara ve Novosibirsk şehirlerinde toplam 15 şubesi ile dış ticaretin finansmanı ile kurumsal ve bireysel bankacılık konularında hizmet sunmaktadır
AZERBAYCAN VE MISIR'DA BANKA SATIN ALMAYI PLANLIYORUZ
- İş Bankası’nın Avrupa’da şubesi yok mu?
- Doğrudan İş Bankası’na bağlı olarak Londra’da bir şubemiz var. Başta söylediğim 1.209 şubeden birisi de Londra Şubesi. Bahreyn’de bir şubemiz ve Kıbrıs’ta da şubelerimiz var. Erbil’de bir şubemiz var ve Bağdat’ta kısa süre içerisinde bir şube açıyoruz. Mısır’da ve Çin’de birer temsilciliğimiz açık durumda.
Rusya’da Bank Sofia adlı bir banka satın aldık. Geçen yıl onun devir işlemleri bitti. Adını ‘İş Rusya’ koyduk. Rusya’da 15 şubesi var. Her işi yapan bir banka. Bireysel kredisi de var, ticari kredisi de kurumsalı da… Küçük bir banka şu anda. Sermayesi küçük olduğu için bizim anladığımız büyük kurumsal kredilere girmesi mümkün değil henüz.
Önümüzdeki dönemde Gürcistan’da Batum’da şube açmak için karar aldık. Kosova Priştina’da, Pakistan Karaçi’de şube açmayı planlıyoruz. Mısır’daki temsilciliği şubeye dönüştürmeyi düşündük. Daha sonra banka satın alma düşüncesi ağır bastı. Belki Mısır’da büyükçe bir banka satın alacağız. Yine Azerbaycan’da bir banka satın almayı da planlıyoruz.
Şunu bilmenizi isterim. İş Bankası, ulaştığı büyüklüklerle rakiplerine çok büyük fark atıyor. ‘Türkiye’nin Bankası’ şeklindeki vizyonumuzu hakkıyla yerine getiriyoruz.
Bunun dışında, İş Bankası’nın uluslararası bir güç olmaya ihtiyacı var. Hem bölgede hem de dünyada. Bunun hakkını vermek üzere çok çalışıyoruz. Bakın, İş Bankası 1924 yılında kuruldu. İlk yurt dışı teşkilatını ne zaman kurdu biliyor musunuz? 1932 yılında Mısır İskenderiye ve Almanya Hamburg’da birer şube açarak yurtdışına açılmış. Vizyonu böylesine büyük bir banka.
GİP’TE HALKA AÇILAN ŞİRKETLER ARTMALI
- Sadece KOBİ’ler için açılan Gelişen İşletmeler Piyasası’na (GİP) nasıl bakıyorsunuz? Geleceği var mı?
- GİP’in geleceği olmalı. Şu anda galiba GİP’te altı tane şirketin hisseleri işlem görüyor. Evet, TTK ile birlikte, şeffaflaşma ve kurumsallaşma arttıkça, halka kendisini tanıtıp sermaye piyasasına girmek mümkün olabilir. Aslında halka açılmaya da takılıp kalmayalım. Türkiye bir parlayan yıldız durumunda. Çok ciddi, iyi işler yapan ve belli ülkelerde kalıcı bağlantıları olan KOBİ’ler var. Bu KOBİ’lere her yerden ortak, yatırımcı gelebilir. Bana biraz önce Uşak’tan bir yatırımcı geldi. Fransızlarla ortak çalışma yapmayı konuşuyoruz diyor. Görüşüyoruz dediği şirket de Fransa’nın devlerinden birisi. Bir yerde yolları çakışmış ve anlaşmışlar. Bu tür olanaklar da her zaman için söz konusu. Kendisini yeniden yapılandıran KOBİ’ler için çeşitli fırsatlar hep ortaya çıkacaktır. Gelişen İşletmeler Piyasası’na hazır olan bir KOBİ’nin yurt içi ve dışı ortaklar bulması da çok zor değildir. Ben TTK ve BASEL’den büyük beklentiler içindeyim.
- GİP’e şirketlerin girmesi de zaten bir aracı kurum
denetiminde uzun sayılabilecek
ön çalışmalardan sonra oluyor.
- KOBİ tarafında şu anlayışı da mutlaka yerleştirmek lazım. Benim olsun küçük olsun mu yoksa bir hayal, vizyon katmak mı? Türkiye’nin bugünkü devleri bir zamanlar KOBİ idi. Biz o firmalarla yaşamış bir bankayız. Bizim, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından hemen sonra kurulmuş müşterimiz var. Bugün Türkiye’nin dev holdingi. Patronu o zaman bakkalmış. Vizyonunuz olmazsa bulunduğunuz yerde kalabilirsiniz.
KENTSEL DÖNÜŞÜMLER FİNANSMAN İHTİYACINI ARTIRACAK
- Konut projeleri üzerinde yapılan tartışmalar var. Konutların fiyatlarının ciddi biçimde şiştiği ve yüzde 30-40 dolayında düşeceği şeklinde görüşler
var. Konut kredilerinin
gidişi ne durumda?
-Yeni konut projeleri konut kredilerine büyük katkı sağlıyor. Konut fiyatlarının şişmiş olduğundan çok emin değilim. Çünkü bu projeler konutları er ya da geç satıyor. Satmayan, elde kalan konut da yok gibi. Şunu gözledik. Bu bir piyasa ise konut kredisi faiz oranları hakikaten belirleyici. Konut kredisi faizinin 1’e yakın olduğu zamanlarda biraz talep canlanıyor. Yükselirse talep geriliyor. Şu da bir gerçek ki konut üretimi devletin, hükümetin de teşvik ettiği bir şey. Örneğin Başbakan “Ucube konutlarla karşımıza çıkmayın” diyor. Kentsel dönüşüm projelerini biliyorsunuz. Bu gerçekleşince yine çok önemli bir pazar doğacak. Örneğin Fikirtepe, Hasanpaşa’daki faaliyetler sırasında ciddi bir finansman gereksinmesi olacak.
Bunun büyük kısmı da bankalarca karşılanacak.
- Peki kredi faizlerinin seyri nasıl olur?
- Faizler bu düzeyde devam eder. Zaten düştü faizler. Geçen yılın sonlarında, Kasım-Aralık aylarında biz bütçeleri yaparken beklentiler bayağı karamsardı. IMF Türkiye için eksi büyüme öngörmüştü. Dört ay sonra geldiğimiz yerde sanki bu tahminler olmamış gibi herkes olumlu, pembe tablolar çiziyor. Bunu biz bekliyorduk ama daha ileride, yılın ikinci çeyreğinin sonunda bekliyorduk. Temmuz’da beklediğimiz faiz düşüşleri Şubat’ta Mart’ta olmaya başladı. Bugünkü faizler düşmüş halidir ve kısa vadede çok fazla düşüş olmaz. Uzun vadeli kredi faizlerinde aynı şeyden söz edemem
orada düşme pek olmadı.
- Geçen yıl hükümetin aldığı önlemler kredi musluklarını kıstı mı?
- Geçen gün açıklanan ve son iki yılın 23 Mart rakamlarını karşılaştıran veriler, kredi seviyesinin gayet iyi olduğunu gösteriyor. Yani önlemler etkisini gösterdi.
Ama şunu söyleyebiliriz,
yüzde 8.5 büyüyen bir ülkeden söz ediyoruz. Çin’den sonraki en büyük ikinci büyüme. 2011 yılında kredi büyüklüğü yüzde 30 artmış. Yıldan yıla Türkiye’nin bankacılık sektörünün kredi hacminde yüzde 30 artış var. Bizde ise KOBİ kredileri yüzde 37, ticari krediler yüzde 48,5 artmış. Bankalar bu büyümenin arkasına geçmiş ve finanse etmişler.
PARASAL GENİŞLEMEDEN HERKES NEMALANIR
- Avrupa Merkez Bankası’nın 800 bankaya 130 milyar euroluk para enjekte etmesinin etkisi ne olur?
- Etkisi olumlu olur. Bu para her yere gelir. Bundan Türkiye de payını alır. Avrupa Merkez Bankası’nın ve ülkelerin merkez bankalarının genişletici politikalar uyguladığını görüyoruz. İçinde bulundukları resesyondan çıkmak için parasal anlamda genişleme politikası güdüyorlar. Amerika da aynısını yapıyor. Böylesi parasal genişlemeden sonra, o paradan herkesin bir şekilde nemalanması söz konusu olacaktır tabii ki. Türkiye burada ne kadar pay alabilir, işte bu önemli. Türkiye önemli bir pay alabilir diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye dinamizmi olan bir ülke. Canlı bir ekonomik aktivite var. Soruna dönüşecek gelişmeler pek fazla yok gibi. Bir para girişi var zaten. Her yere girdiğini tahmin ediyoruz. Borsaya da geliyordur, yatırımcı olarak şirketlere de gidiyordur, gayrimenkul alan da vardır.
Bir de bize özgü bir başka durum var. Ortadoğu’dan gelen para var. Ciddi bir şekilde Körfez sermayesi, Arap sermayesi, Libya parası, Irak parası veya Suriye parası geliyor.
- Bu paralar kayıtlı biçimde mi giriyor?
- Merkez Bankası bilançosunda Net Hata Noksan diye bir kalem var. Orada görünüyor. Bu para girişi kayıt dışı olamaz, mutlaka kayda giriyor. Belki orijini bilinmiyor olabilir. İllegal yollardan gelemez. Türkiye’deki bankalara geliyor. Konut projelerinden gayrimenkul almış ciddi sayıda
Arap biliyorum. Yabancıların konut alımıyla ilgili olanaklar geliştikçe
daha büyük bir pazar çıkabilir.
- 2012 yılına ilişkin büyüme ve diğer tahminleriniz nedir?
- Biz ülkenin büyümesinin yüzde 4 civarında olacağını tahmin ediyoruz. Bunu resmen de açıkladık. Ben iyimser taraftayım belki yüzde 4’ün de üstüne çıkabilir. 8. KOBİ Zirvesi’nde ve diğer toplantılarda yüzde 4’den fazla olacağını söyledim. Eksi büyüme dedikleri anda da ben eksi büyümeyi hiç aklıma bile getirmedim. Biz ülke dinamiklerini iyi tanıyoruz. Örneğin Doğu ve Güneydoğu'da global anlamda yaşanan krizin belirtisi bile yok. Çünkü, onların ticari ilişkide bulunduğu Ortadoğu ülkeleri dünya ile entegre olmadıkları için kriz gibi dertleri yok. Onlar çalışıyor güzel güzel. Irak’la işiniz varsa müsterihsiniz. Irak’ın Yunanistan’da, Avrupa’da yaşanan krizlerle ilgisi yok. Bizim resmi tahminlerimiz böyle. Şimdi 4’den daha yukarı çıkması ihtimali de var. Sektörün de kredilerin de yüzde 15-20 bandında büyüyeceğini düşünüyoruz. Ülke yüzde 4 büyürken krediler yüzde 15 büyürse bu iyi bir performans olur. Daha aşağıda olacağını tahmin etmiyorum.
Biz Türkiye İş Bankası’nı yönetiyoruz. Sektörün en büyüğüyüz ve ikinci ile aramızda her yönden büyük farklılık var. Bu farkın kapanmasına asla izin vermeyeceğiz. Farkı daha da açmak için uğraşacağız.
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
|
|