SON DAKİKA
Faiz ve sanayiYine bir ‘faiz’ tartışması yaşıyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya çok sert yüklendi ve son faiz indirimini beğenmedi, ‘dalga mı geçiyorsun’ dedi. Neden? Çünkü Merkez Bankası son faiz artırımını çok sert ve yüksek yapmıştı. O artırımdan sonra kurlar gevşedi. ABD Doları 2.39 TL’den 2.08 TL’ye kadar geriledi. Borsada da ciddi yükseliş oldu. Kurların bu kadar gerilemesi ihracatçıları ve sanayicileri endişelendirdi. Çünkü yüksek faiz nedeniyle kurlar daha da gevşeyebilir. Bu da ihracatın kârsız hale gelmesine, yatırımların maliyetinin yüksek kalmasına neden olabilir. İşin diğer negatif etkisi de ‘dış ticaret açığı ve cari açık’ sorunumuzda gizli. Yüksek faiz yüzünden kurlar gerilemeye devam ederse ihracat zayıflayacak, ithalat canlanacak. Bu da son aylarda gerileme eğilimine giren dış ticaret açığının tekrar artmasına neden olacak.
SERT İNDİRİM OLABİLİR Mİ? Peki Merkez Bankası şimdi faizde sert bir indirim yapabilir mi? Ya da yapsa iyi mi olur? Elbette bu soruların cevabını ancak böyle bir indirim olursa öğrenebiliriz. Ancak görünen o ki, Merkez Bankası faiz indirimini sert bir şekilde yapmak yerine kademeli yapmak istiyor. Çünkü, faizde sert bir indirim yapılırsa belki de kurlarda hedeflenenden daha hızlı bir yükseliş olabilir. Bu da aslında hiç kimsenin istemediği bazı olumsuz sonuçlara neden olabilir. Nasıl mı? Aslında sanayici de ihracatçı da ‘rekabet edilebilir bir kur seviyesi’ istiyor. Aşırı yükselen bir kur istemiyor. Aşırı yükselen kur hemen enflasyona neden olur ve bu da maliyetlerin artması anlamına gelir. Ayrıca istikrar üzerinde ciddi şüpheler oluşturur. O nedenle neredeyse 2 yıldır ilk kez faiz indirebilen Merkez Bankası’nın bu yöndeki adımlarını daha temkinli atma çabası doğru bir çabadır. SİYASET CEPHESİ Haziran ayına girdik. Bazı beklenmedik nedenlerle, 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylar açıklanamadı. CHP ve MHP’nin çatı aday projesi için yaptıkları görüşmeler pek iç açıcı sonuçlanmadı. Ak Parti’de ise büyük bir çoğunluk Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına aday olmasını istiyor. Ancak, Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki kararı verirken, hem Başbakanın kim olacağını, hem 2015 genel seçimlerini hem de Anayasa’da Başkanlık sistemine geçiş için gerekli düzenlemelerin nasıl yapılacağını hesaplaması gerekiyor. O nedenle de muhalefetin adayının kim olacağını görmesi önemli. Sonuç olarak bu denklemde çözüm Haziran’ın ortasına doğru ortaya çıkacak. Ancak her halükarda önümüzdeki dönemde çok sürpriz gelişmeler olmazsa siyasi istikrarla ilgili kaygı verici bir senaryo görünmüyor. Elbette bazı konularda sert tartışmalar olacak. Seçim süreçlerinde gerginlikler yaşanacak. Ancak bunlar şu ana kadar yaşananlardan daha sert daha endişe verici olmayacak. TEKİRDAĞ’IN GELECEĞİ Türkiye’nin yıldızı en çok parlayan illerine bakarsak bunlardan birinin de Tekirdağ olduğunu görürüz. Sanayideki yeni rolü ve Trakya’nın genel gelişim stratejisindeki konumu çok açık şekilde Tekirdağ’ın şu anda olduğundan çok daha güçlü bir il olacağını gösteriyor. Liman projesi bu ilimizi küresel ticarette yeni bir role hazırlıyor. Büyükşehir olması ve organize sanayi bölgelerinin sürekli büyümesi İstanbul’un hemen yanıbaşında yepyeni bir ‘zenginlik’ kapısı açıyor. Üstelik Tekirdağ’ın bu yeni gelişme hikâyesinde ‘çevre yatırımları’ da planlanmış durumda. Bütün bunlar da Tekirdağ’ın çok yakın gelecekte ‘marka kent’ olma yolunda birçok ilimizi geçeceğini gösteriyor. Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|