SON DAKİKA
Prof. Dr. Sedat Aybar
Tekirdağ Valisi Enver Salihoğlu
Sanayi Bölgelerii Genel Müdürü Yaşar…
ÇOSB Başkanı Eyüp Sözdinler
Adriyatik'te tarihi yaşatan müze kent443 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Hırvatistan’ın Dubrovnik kenti Ortaçağ’dan kalma tarihi evleri ve surlarıyla tam bir müze kent. Dubrovnik’te dil ve yemek sorunu yaşamazsınız, yalnız yatak sayısı ağırladığı turistlere oranla çok az. Sorun ‘Sobe’ denen pansiyonlarla çözülmüş…ÖZGÜR ESEN Bu sayımızda Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi’ndeki sahil şehri olan, Ortaçağ’dan kalma tarihi eserleriyle ünlü, eski adı Ragusa olan Dubrovnik kentini tanıtacağız. Dubrovnik, 1971 yılında savaştan korunmak için askerden arındırılmış bölge ilan ediliyor. Ancak; Hırvatistan'ın 1991'de Yugoslavya'dan bağımsızlığını ilan etmek için çaba harcadığı dönemde çıkan savaşta, bombalamalar nedeniyle şehirdeki tarihi değerler çok fazla zarar görüyor. UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından başlatılan yenileme çalışmaları sonucunda 2005 yılında şehir eski cazibesine kavuşuyor. Hırvatistan Savaş Müzesi’nde Yugoslavya’nın dağılma sürecinde Sırplarla yaşanan savaşın acımasızlığı sergileniyor. Acımasız yıkımlar fotoğraflar, resimler, videolar ve belgelerle gözler önüne seriliyor. I. MURAT OSMANLI HİMAYESİNE ALIYOR Eski adı Ragusa olan Dubrovnik Türk arşivlerinde de görülüyor. 1365 yılında, burada kurulu Ragusa Cumhuriyeti'ne I. Murat döneminde ayrıcalık tanınıyor, Osmanlı himayesine alınıyor ve yıllık vergiye bağlanıyor. 1667 yılındaki depremde şehir büyük hasar görüyor. 1808 yılında, Napolyon zamanındaki savaşlarda şehre giren Fransız ordusu devlete son veriyor ve Fransa'ya bağlıyor. Daha sonra Fransızlar 1815 yılında düzenlenen Viyana Kongresi ile şehri Avusturya yönetimine veriyor. Sonuç olarak şehir üzerindeki 443 yıllık Osmanlı egemenliği de sona eriyor.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar yıldızı bugünkü kadar parlak olmayan Dubrovnik’e günümüzde pek çok insan şehri görebilmek için akın ediyor. Meraklılar düzenlenen turlara katılıyor ya da bireysel olarak kenti geziyor. Bu nedenle Duborvnik’te Türk’e rastlamamak imkansız bir durum. Ayrıca şehir Adriyatik Denizi kıyısında olması nedeniyle deniz turizmi için de tercih edilen bir merkez. Plaj sayısının az olması gezginleri kayalardan denize girmeye yöneltiyor. Ancak bizim kıyı şeritlerimizin yanında Adriyatik denizi Türklere pek çekici gelmeyebilir. TÜRKÇE ANLAŞABİLİRSİNİZ Şehirde dil konusunda sıkıntı yaşamıyorsunuz. Eski Şehir içindeki restoranlarda ve dükkanlarda herkes İngilizce konuşuyor. Türklerin yoğunluğundan ve televizyonda yayınlanan Türk dizileri Hırvatça alt yazılı yayınlandığından birçok Türkçe kelimeyi de anlayabiliyorlar.
Şehir küçük olduğu için yürüyerek gezilebiliyor. Kentin en güzel yeri 'Stari Grad' denilen ‘Eski Şehir’ isimli tarihi bölümünde bulunuyor. Etrafı 13. ile 16. Yüzyıllar arasında inşa edilen ve bugün hala bozulmadan duran görkemli tarihi surlarla çevrili eski şehir; sokakları ve tertemiz taş kaldırımları, bol merdivenli dik yokuşlarda bulunan eski binaları, dar, minik, sevimli ara sokakları ve aralara dağılmış kafeleri, restoranları, dükkanlarıyla ortaçağdan kalma sevimli bir eski şehir ve turistik merkez olarak ziyaretçilerini kucaklıyor. Ploce Kapısı'ndan girilen, yüksek duvarlarla çevrili dar yoldan şehrin içine ilerlerken tarihte bir yolculuk yapılıyor. ASLAN YÜREKLİ RİCHARD KATEDRALİ Dubrovnik bir açık hava müzesi gibi. 14. Yüzyıldan kalma dünyanın en eski eczanelerinden birine de ev sahipliği yapan Francis Manastırı, burada bulunuyor. Büyük kubbesiyle şehrin sembolü olan Dubrovnik Katedrali İtalyan mimar tarafından, Aslan Yürekli Richard'ın bir seferi sonrasında Dubrovnik açıklarında deniz kazası geçirmesinin ve ardından kurtulmasının şerefine şehre bağışladığı altınlarla yapılıyor. 16. Yüzyılda inşa edilen Sponza Pallace'da ise şehir arşivlerinden çıkarılmış Latince, İtalyanca, Hırvatça ve Osmanlıca anlaşma metinleri sergileniyor. MARCO POLO’NUN DOĞDUĞU ADA Doğal güzelliklerinin yanı sıra Korcula adasının tarihi kesimi 15'inci yüzyıldan günümüze kadar korunmuş beyaz taş evler, parke taşı döşeli sokaklara ev sahipliği yapıyor. Sokaklar dar ve yokuş ancak insanları sıcakkanlı. Venedikli meşhur seyyah Marco Polo'nun burada doğduğu söyleniyor ve doğduğu düşünülen ev korunuyor. Eskiden tüm Akdeniz’de yapılan, dünyaca ünlü kılıç dansı Moreksa, şu anda sadece Korcula'da yapılıyor.
Dubrovnik’te yemekle ilgili olarak herhangi bir zorluk yaşamazsınız. Ancak, Dubrovnik’in genelinde olduğu gibi Mc Donald’s, Burger King gibi ünlü fast food zincirleri Eski Şehir’de de bulunmuyor. Eski Şehir’in içinde birçok restoran bulunuyor. Ara sokakların hemen hemen yarısından fazlasını restoran masaları işgal ediyor. Eski Şehir’de deniz ürünleri, pizza ve spagetti türü İtalyan yemekleri bol miktarda ve kolayca bulunabiliyor. Bir restoranttaki fiyatları girişteki menülerden öğrenebilirsiniz. Bilmediğiniz bir balığı yemek istiyorsanız restoranlarda menülere balık resimleri ve birkaç dilde isimleri eklenmiş bu nedenle kolayca sipariş verebiliyor. YATAK SAYISI AZ, ‘SOBE’LER SİZİ BEKLİYOR Çok fazla turisti misafir eden Dubrovnik’te yeteri kadar otel bulunmuyor. Çözüm olarak; fazla odası olan veya kiralamak için evi olanlar, evlerinin odalarını dekore ederek kiraya veriyorlar. Kiralık odalara ‘Sobe’ deniyor ve şehirin her yerinde ‘Sobe’ tabelaları dikkat çekiyor. Bu şekilde yerli halk da para kazanmış oluyor. DÖVİZ BOZDURURKEN DİKKAT Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|