SON DAKİKA
Kaliteli futbol, iyi yemek, özgün mimari ve bol keyifAkdeniz’in tuzu teninize değdiğinde, güneşin sıcaklığını ruhunuzda hissettiğinizde, esen meltemin yaydığı iyot burnunuza geldiğinde, Barcelona’nın kokusu bir daha çıkmamak üzere siner üstünüze…Özge SESKİR GÜVENDİK
· Plaça de Espanya’dan Museu Nacional d’Art’ı geçerek ilerlediğinizde Montjuic Tepesi, başka bir isimle Yahudi Tepesi’ne ulaşıyorsunuz. Barcelona Limanı’nın en iyi görülebileceği noktalardan olan 213 metre yükseklikteki tepede daha çok sportif organizasyonların yapılabileceği alanlar ve müzeler bulunuyor. Bu bölgedeki 1929 yapımı Estadi Olimpic Stadyumu restore edilerek, 1992 olimpiyatlarına Anella Olimpica adıyla ev sahipliği yapmış. Teleferik, otobüs ya da füniküler aracılığıyla ulaşabileceğiniz Montjuic Tepesi’ne yakın Poble Espanyol’u (İspanyol Köyü) ve ünlü sürrealist Katalan ressam Joan Miro’nun kronolojik olarak sıralanmış eserlerinin sergilendiği müzeyi görebilirsiniz. · PASSEIG DE GRACIA BİR “TAŞ OCAĞI”; CASA MİLA Şehrin en işlek caddeleri, Plaça Catalunya’nın birleştirdiği La Rambla ve Passeig de Gracia. Üzerinde pek çok şık cafe, restaurant ve mağazanın bulunduğu Gracia Caddesi aynı zamanda, Antonio Gaudi’nin UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmeyi başarmış eserleri Casa Mila (La Pedrera) ve Casa Batllo’nun da ziyaretçileriyle buluşmak üzere konuşlandığı yer. İsmini, daha önce binada yaşayan Mila ailesinden alan, aslında ortak bir avluya açılan iki binanın birleşimi olan Casa Mila’ya “taş ocağı” anlamına gelen diğer adı La Pedrera, dışarıdan bakıldığında bir kayanın içine yerleşmiş izlenimi veren görüntüsü sebebiyle verilmiştir. Casa Mila, Sagrada Familia’dan sonra en çok dikkat çeken modernist Gaudi eserlerinden biri. Hiç düz duvarı bulunmayan yapının kireç taşıyla kaplanmış dış cephesi, dalgalı bir görünümde dizayn edilmiş. Binanın alt katında, zamanında Mila Ailesi’nin yaşadığı daire ve kullandıkları malzemeler bulunuyor. İnşaatı 1905-1910 yılları arasında tamamlanan, fakat resmi bitişi 1912 olarak gösterilen Casa Mila’nın tavan arası bölümünde sergilenen, Gaudi’nin tasarladığı mobilyalar, kapı kolları ve diğer bilimum orijinal eserler mutlaka görülmeli. Tavan arasından terasa çıktığınızda karşılaşacağınız manzara oldukça ilginç. Bacalar, havalandırma kuleleri, merdivenler ve geniş bir açıyla Barcelona… · Gracia Caddesi üzerinde yürüyerek 2005’te UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne giren ve inşa edildiği yıllarda adeta devrim niteliğinde olan mimarisiyle Casa Batllo’ya varıyoruz. 1887 yılında yapılan, Gaudi ve Josep Maria Jujol tarafından 1904-1906 yıllarında restore edilen yapının sadece iç tasarımı ve dış cephesi Gaudi’ye ait. Sanatçı, çatıda seramik, ön cephede de mozaik materyaller kullanmış. Çatı katı, bir ejderha figürünü anımsatan müze evin, dış cephesindeki kırık mozaikler, binanın kıvrımlı yapısı, pencereleri, camları ve gece kullanılan aydınlatması oldukça etkileyici. · ŞEHRİN İÇİNDE, ŞEHİRDEN KOPUK BİR GAUDI HARİKASI; PARC GUELL Passeig de Gracia’nın arkasında kalan bir tepeden yükselen Gaudi’nin yine Unesco Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş başka bir yapıtına, Parc Guell’e doğru yol alıyoruz. Yapımı tam 14 yıl süren park, şehrin tam göbeğine yerleşmiş olmasına rağmen o kadar şehirden uzak ki.. Eusebi Guell, Guell Ailesi’nin soyluluğunun önemli bir göstergesi olması adına bu parkın yapılmasına karar veriyor ve bu düşüncesini hayata geçirmek için, hayallerini Gaudi’nin yaratıcı dokunuşlarına emanet ediyor. İlk bakışta Şirinler’in küçük mantar evlerini hatırlatan iki binanın arasından geçerek, ortasında rengarenk mozaiklerle süslenmiş, ejderha figürlü bir çeşmenin yer aldığı merdivenlerden yukarı çıkıyoruz. Merdivenlerin sonunda 86 sütunun desteklediği, parkın esas meydanı bulunuyor. Barcelona’yı tepeden gören meydana, küçük objeler satan satıcılar, gitar çalan İspanyol müzisyenler hayat veriyor. Park, yaklaşık 6 hektarlık bir alanı işgal ediyor. Siz de Katalanlar gibi, ağaç gövdeleri görünümlü taşlarla güçlendirilmiş kıvrımlı yürüyüş yollarında, birbirinden güzel çiçeklerin, ağaçların arasından geçerek yürüyüş yapıp, aralara gizlenmiş ahşap masalarda dinlenebilirsiniz. Günümüzde Casa Museu Gaudi adıyla hizmet veren, Gaudi’nin uzun yıllar ailesiyle birlikte yaşadığı ve sanatçının kişisel eşyalarının, tasarımlarının sergilendiği yapı, parkın içinde tamamlanmış 5 villadan sadece biri olarak yer alıyor. · Barcelona’ya gelip de ünlü FC Barcelona Museum & Nou Camp’a uğramadan dönmek olmaz. Geçen sayımızda da bahsettiğim gibi, Barcelona halkının futbol tutkusu, milliyetçi duygularının etkisiyle oldukça yoğun. Stadyumu audio guide kiralayarak sesli anlatımla gezebilirsiniz. Barcelona futbol takımının mabedi bu görkemli stadyumun müze bölümünde, takımın kupaları başta olmak üzere çeşitli eşyaları sergileniyor. Müzeden sonraki kısım, deplasman takımın soyunma odası. Maalesef F.C Barcelona’nın soyunma odasına giriş kapalı. Futbolcuların sahaya çıkış kapısında, stadyumu dolduran coşkulu taraftar efektini duyuyorsunuz ve sanki biraz sonra Messi ile yeşil sahada top koşturacakmışsınız gibi hissediyorsunuz. Basın tribünün en güzel nokta olduğu Nou Camp’ta çimlere basmak yasak ama yedek kulübeleri ve bazı tribünlerde dolaşmak serbest. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|