SON DAKİKA
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı…
Prof. Dr. Ziya Akıncı
Türkiye Peru İş Konseyi Başkanı…
TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı
Peru, Türk yatırımcılara Amerika pazarını sunuyor- Türkiye-Peru İş Konseyi Başkanı İbrahim Yıldırım, “Bizim üreticilerimiz, sanayi sitelerimiz burada atıl kalan, boş duran tesislerini oraya taşıyabilir. Peru, yaklaşık 17-18 ülke ve ABD ile serbest ticaret anlaşması yapmış bir ülke. Şimdi bir üretim üssü olarak Peru’yu kullanabiliriz. Eğer biz belli sektörlerde üretimi Peru’ya kaydırabilirsek ABD’ye ve Güney Amerika’ya hitap etmiş olacağız” dedi.GİRAY DUDA - İbrahim bey, konuşmamıza, sizin Peru ile olan ilişkilerinizi ve girişimcilik öykünüzü dinleyerek konuşmamıza başlayalım. - Ben İTÜ Makine Fakültesi mezunuyum. İlk olarak şantiyelerde çalışmaya başladım. Ancak, burada teknik eleman olarak kalacağımı hissettiğim için 1987 yılında İngilizce öğrenmek üzere New York’a gittim. Aslında 8 aylığına gitmiştim ama daha sonra işletme masteri yaptım ve değişik işlerde çalıştım. Bu arada data elemanı olarak girdiğim bir şirkette hızla yükseldim. Dış ticareti öğrenerek Türkiye’de dış ticaret yapmayı amaçlıyordum. Bununla ilgili bir şirkete başvuru yaptım ve hemen ilk gün işe alındım. Ortadoğu ve Avrupa’dan ithalat yapıp Amerika içinde dağıtımını yapıyorduk. Bu çalışma bana Amerika gümrüklerini, mal ithalat-ihracat rejimlerini öğretti. Komisyonla çalışıyordum ve iyi kazanıyordum. Daha sonra, New York’ta kendim ithalat işine başladım. Başka ülkelerden çoğunlukla gıda maddesi ithal ediyor, bunu depoluyor ve sonra Amerika içine satıyordum. KRİZDE SERMAYEMİN ÇOĞUNU KAYBETTİM 2000 yılında Türkiye’ye döndüm ve 2001 yılında kriz başlayınca birikimlerimin hepsini kaybettim. Dolar 600 bin liradan 1 milyon 800 bin liraya çıktı. Benim sermayem de dörtte birine indi. Yakın zamanda istikrarlı ortamın etkisi ve doların 3 liraya çıkması nedeniyle benim yeniden ihracat aşkım depreşti. Türkiye’de ihracatla ilgili şartlar ihracatçının lehine olunca ben de yeniden ihracatçı oldum. Bundan sonra konjonktür uygun olduğu sürece tamamen ihracat odaklı çalışacağım. Bu arada keşfedilmemiş bir şeyi nasıl yaparım diye düşünüyordum. Hiç girilmemiş pazarlarla ilgili düşüncelerim ortaya çıktı. Rus uçağının düşürülmesi sonrasındaki gergin ortamda arkadaşlarımla birlikte Güney Amerika’yı hedefimize aldık. Güney Amerika ülkeleri ne alıyor, ne satıyor, ne üretiyor, bunları ayrıntılarıyla inceledik. Araştırma sonucunda burada çok büyük bir potansiyel olduğunu keşfettim. Öyle olunca da bir basın bülteni hazırladık. Anadolu Ajansı ve TRT biraz ilgilendi. Rusya krizi işadamlarının moralini bozsa da Güney Amerika iyi fırsatlar sunuyor diyerek bakanlara ve milletvekillerine yazı gönderdim. GEZİ HABERİNİ MIAMI’DE ALDIM Bu arada çocuklarımla Miami’ye tatile gitmişken, Cumhurbaşkanımızın Güney Amerika’ya gideceği haberi geldi. Bir anda attığımız kıvılcımın ateş yaktığını düşündüm. Ben de DEİK’in Türkiye-Peru İş Konseyi Başkanı olarak bu geziye hemen katıldım. Notlar hazırladım ve Cumhurbaşkanımıza sundum. Gezi sırasında da Türk heyetiyle birlikte hem Peru’da hem de Ekvador’da güzel, faydalı toplantılar yaptık. Türkiye orada güzel işler yapabilir, fakat daha hızlı gitmek lazım. Ben, heyet döndükten birkaç gün sonra Peru’ya yeniden gittim. Bir hafta içinde müthiş görüşmeler yaptım. Sanayi ve Ticaret Odaları, İhracatçı Birlikleri, Enerji Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Müteahhitler Birliği gibi kuruluşlarla bir hafta içinde görüştük. Türkiye ile ticaret olanaklarını ayrıntılarıyla anlattım. Türk firmalarının orada karşılaşacağı fırsatların neler olacağını tespit ettim. ALTYAPI İHALELERİ AÇILACAK - Bunların başlıcaları nelerdi? - Esas olarak bunları iki başlıkta toplayabiliriz. Önümüzdeki beş altı yılda devletin açacağı 60 milyar dolarlık altyapı ihaleleri var. Bunları yapabilecek çok güçlü firmalarımız var. Karşılaşacağımız faktör, eksiklik ne olabilir. İki etken var. Bir tanesi finans, diğeri de oradaki ihale sürecini bizim firmalarımızın bilmemesi. Hızlıca da olsa bunların altyapılarının durumunu oradaki bankalarla, finans kuruluşlarıyla görüştüm. İsviçre’deki ve Amerika’daki firmalarla daha önceden de görüşmeye başlamıştım, onlarla yazışarak orada devlet garantili işlerdeki finans konusunu çözdüm diyebiliriz. Çünkü bizim şirketlerimizin orada bir ticari geçmişi yok, ticari marka ve performans olarak tanınmıyorlar, ama bu konudaki eksikliği tamamlayabileceğiz. İkinci konu da oradaki ihale süreci. Orada bu süreçlerde çalışmış ekipleri oluşturdum. Firmalarımız gittiğinde orada bu ihale sürecine dahil olmalarına yardımcı olacak bir sistemi kurdum. - Orada DEİK’e bağlı bir ofis mi kuruldu? - Tam olarak değil. Amerika’da iken iş yaptığım kişilerin bağlantılarıyla bu sistemi oluşturduk.
- Bir Türk ekibi mi var? - Hayır, onlar Perulu. Amerikalı Perulular ve İspanyol Perulular var. Bir şirketimiz gittiğinde, onu alacak, ticari gündem hakkında bilgilendirecek, ihale süreci ve mevzuat, dosyalarla ilgili yardımcı olacaklar. Yani Türk firmalarıyla ilgili altyapıyı hızlıca oluşturduk. Şimdi firmalarımızın Peru’ya ilgi duymalarını bekliyoruz. İnşaat alanında, atık sektöründe, madencilikte, tarımda, ihracatta ve ithalatta büyük imkanlar var. İnşallah firmalarımız Peru’da bu imkanlardan yararlanırlar. Peru oldukça büyük bir ülke. Yüzölçümü, Türkiye’den yüzde 50 fazla. Nüfusu da bizim yarımız kadar. Yağmur ormanları ve dağlar, yüzölçümünün büyük kısmını kaplıyor ve buralarda dev su kaynakları var. Sahile doğru gidince kara adeta kuruyor, çölümsü bir toprak yapısı karşımıza çıkıyor. Fakat bu da bizim için büyük bir fırsat yaratıyor. Ben orada özellikle köylülerle temas kurdum. Köylüler, vaktiyle Avrupa’dan gelen insanlar ve nüfusun yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor. Nüfusun yüzde 85’i de İnkalar, Amazonlar, yerli halktan oluşuyor. Yerli halk, kültürleri, mimikleri, konuşmaları ile bize çok benziyor. Bize yakın insanlar. Onlar da çok fazla ticaret öğrenmemişler. Beyazlar daha çok ticaret yapmış. Onlar sulamayı da çok iyi bilmedikleri için tarımda iyi çalışmalar yapamıyorlar. Bu konuda kendilerine yardımcı olacak firmaları özellikle istiyorlar. Çok büyük miktarda toprakları, ovaları var. Ama kuru ve sulama yapılması gerekiyor. Su kaynakları dağlarda mevcut olduğu için 110 metre dolayında su çıkıyor. ZENGİN MADEN YATAKLARI VAR Onun dışında dünyanın en zengin bakır ve krom madenlerine sahipler. Altın madenleri dünyanın beşinci büyük madenleri. İhracatta madenler önemli yer tutuyor. Benim üzüldüğüm nokta, Peru bunları ham olarak satıyor. Katma değer katarak, işleyerek satmaları halinde doğal olarak çok fazla para kazanacaklar. Yani Türk firmalarına madencilik konusunda önemli fırsatlar sunulmuş durumda. Madenleri çıkardıktan sonra işleyerek satma konusunda da fırsatlar var. 200 MİLYON DOLARLIK İHRACATIMIZ VAR - Yoğun ithalatçı bir ülke olduğuna göre, Türk ihracatçılarına burada iyi fırsatlar da olması gerekir değil mi? - Bu çok önemli bir konu. Neredeyse gıda maddelerinin hepsini ithal ediyorlar. Hemen her konuda ithalat yapıyorlar. Türkiye zaten satıyor da çok daha fazla satış yapabilir. Türkiye’nin en çok sattığı şeylerden birisi inşaat demiri. Aslında çok fazla ihracatımız yok ama inşaat demiri çok tuttuğu için öyle gözüküyor. 200 milyon dolarlık ihracatımız ve 60 milyon dolarlık da ithalatımız var. İhracat mallarını, sanayi mallarında, mobilyada, inşaat malzemelerini, tarım makinelerini ve pek çok şeyi oraya satabiliriz. Oradan alabileceğimiz de çok ürün var. Mesela çok meşhur Alpaka yünleri var. Bu konuda işbirliği yapabiliriz. Tekstilcilerin bilgi ve deneyimi ile Alpaka yünü birleşerek Avrupa’ya ve pek çok ülkeye satılabilir. 17-18 ÜLKE İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI YAPMIŞ - Peru’da üretim yapacak tesis kurmayı da şiddetle öneriyorsunuz değil mi? - Bizim üreticilerimiz, sanayi sitelerimiz burada atıl kalan, boş duran tesislerini oraya taşıyabilir. Neden taşıyabilir, onu da söyleyeyim. Peru, yaklaşık 17-18 ülke ile serbest ticaret anlaşması yapmış bir ülke. ABD’ye çok yakın ve ABD ile serbest ticaret anlaşması olan bir ülke. Biz de Amerika pazarına girmek istiyoruz. Sanayicilerimiz, tekstilcilerimiz Amerika pazarına girmek için daha önce Mısır’da tesisler kuruyorlardı. Ancak Mısır’daki askeri darbe nedeniyle ilişkilerimiz iyi durumda değil şu anda. Şimdi aynı şekilde bir üretim üssü olarak Peru’yu kullanabiliriz. Peru’yu üretim üssü yaparsak, tüm Güney Amerika ülkelerine satış yapabiliriz. Çünkü hepsiyle Peru’nun serbest ticaret anlaşması var. Ayrıca ABD ile de serbest ticaret anlaşması var. Eğer biz belli sektörlerde üretimi Peru’ya kaydırabilirsek ABD’ye ve Güney Amerika’ya hitap etmiş olacağız. Yani destinasyon çeşitliliği artmış olacak. TÜRKLER PERU’DA SANAYİ BÖLGELERİ KURMALI - Peki sanayicimiz açısından artıları nedir? - Bir kere elektrik bizden çok ucuz. Lima, 10 milyon kişilik bir metropol. Arsa fiyatları çok yüksek. Dışarıda ise oldukça ucuza sanayi arsaları bulmak mümkün. Yani, sanayicilerimizin bir araya gelerek orada bir organize sanayi sitesi kurması bile zor değil. Peru Devleti yatırımcılara bedava arsa vermiyor. Ama özel kişilerden çok ucuza arsa alınabilir. Su delgisi yapan firmalarımız da oraya gelebilir. Sonuçta suyu bol, arsası ucuz, elektriği düşük fiyatlı, işçilik maliyeti de bizden daha aşağıda. Sanayicilerimiz işte bu olanaklara sahip Peru’yu bir üretim üssü olarak kullanabilirler. Ben önümüzdeki 5-10 yıl sonrasını düşündüğümde Türk sanayicisi için heyecan duyuyorum. Üretilen malın nerede üretildiği değil pazara yakınlığı önemli. Söz konusu pazarlar da Güney ve Kuzey Amerika ise belli sektörlerde gayet güzel üretim yapabiliriz. Firmalarımız doğrudan gidip orada üretim yapabilirler. Yabancı ve yerli ayırımı yok. Ancak, ben, joint venture yoluyla, Peru’lu firmalarla işbirliği, ortaklığın daha uygun olduğunu düşünüyorum. Oradaki görüşmelerimde de Bakan seviyesinden aşağıya kadar her kademede bunu savundum. Böylece Perulu firmalar bizi kendilerine rakip olarak kabul etmeyeceklerdir. Onlara katma değer, teknoloji katacağımızı, onların iyi bildiklerini öğreneceğimizi ve bizim iyi bildiklerimizi de onlara öğreteceğimizi anlattığımda gerçekten onlar da heyecan duydular. Müthiş bir sinerji doğacağına inanıyorum. Peru insanının karakteristiği bize yakın. Bir Avrupalı gibi soğuk ve laf anlamaz değil. Orada organize sanayi siteleri kurabiliriz. Sanayicilerimiz için güvenli bölgeler oluşturulur. YATIRIMCILARA YARDIMA HAZIRIM Peru neredeyse her şeyi ithal ediyor. Tekstil üretimi var ama bizim kadar iyi değiller. Çinliler ucuz malda pazarı ele geçirmiş durumda. Milli geliri iyi ve gelir farklılıkları da göze çarpıyor. Yani her kalitede malın alıcısı bulunabilir. Daha iyi ürünleri tekstilcilerimiz orada satabilir. Orada da alışveriş merkezleri açılmaya başlandı. Mağazacılık yapılabilir. Oraları bunu kaldırmaz demesinler, kesinlikle kaldırır. Lima’nın belli semtlerinde 1-2 milyon dolardan aşağıya daire yok. Kenarlara gidince 100 bin dolara kadar iniyor. Yani İstanbul’dan farklı değil. Bunlar çok heyecan verici. Aldığım görev gereği, incelemelerimi 3 aydır A’dan Z’ye kadar her yönüyle yaptım. Sanayicilerimizden Peru’da üretim yapma konusunda bir talep gelirse ben yardıma hazırım.
- Peru’nun bugüne kadar keşfedilmemiş olmasının ana sebebi herhalde çok uzak olması. Bu uzaklık sorun yaratır mı? - Yolun uzaklığı beni çok rahatsız etmiyor. Ya Avrupa ya da Miami üzerinden aktarmalı olarak Lima’ya ulaşıyorum. Türk Hava Yolları doğrudan Brezilya’ya, Sao Paulo’ya kadar geliyor. Oradan aktarma yapılabilir. Sanayicilerimiz Peru’ya gelip inceleme yapsınlar. Ben burayı iyi bir çıkış kapısı olarak görüyorum. Biz bu konuda elimizden gelen desteği vereceğiz. İnşallah gidecek Türk firmaları kurumları oturtup ihracat fırsatlarını da kullanınca biz de memnun olacağız. Müteahhitlerimiz için de ayrı bir parantez açacağız. Tam onlar için girme zamanı. 2019 yılında Pan American oyunları var. Çok büyük spor yatırımları olacak. Ayrıca metroları tek bir hat ve beş metro hattı daha planlanıyor. Şu anda küçük olan otoyollara yeni ve büyükleri eklenecek. Amazon nehrinin genişletilmesi ve deniz yoluyla ulaşım söz konusu olacak. Hangi firmamız beni ararsa ben onlarla gidip süreci takip etmeye hazırım. TİCARET HACMİ 5 MİLYAR DOLARA ULAŞABİLİR - Cumhurbaşkanı 1 milyar dolarlık ticaret hacminden söz etti. Bu mümkün mü? - Evet, çünkü bu pazarı biz keşfettik artık. Böylece birinci aşamayı geçmiş olduk. İkinci aşama, elde ettiğimiz verileri işadamlarımız, ihracatçımız ve sanayicimize sunmak. Onların bu bölgelere gelmelerini arzu ediyoruz. Ben bu rakama kısa sürede ulaşılacağına inanıyorum. Önümüzdeki ikinci yıldan sonra 5 milyar dolarlık bir hacme neden ulaşmayalım. İnşaat alanında yapılacak çok iş var. Birkaç firmamız şimdiden incelemelere başladı. SATIŞTA SIKINTI YAŞAMAYIZ - Peru gezisi sonrasında işadamları arasında Peru heyecanı var mıydı? - Dönüş uçağında, yol da uzundu, işadamlarımızın heyecan, talep ve isteklerini gördüm. Birkaç tanesi ile de şu anda görüşüyoruz. Belli işlerini rayına sokmaya çalışıyoruz. İhracatta her firma kendi çalışmasını yapabilir ama Türk ihraç ürünlerinin bir arada sunulduğu merkezler de kurabiliriz. Onları da işadamlarıyla paylaşırız. Aynı lokasyonda belli merkezde malları depolayıp satabiliriz. Çünkü depoladığımız anda satışta sıkıntı yaşamayız. Çünkü orada ürün yok. Eğer malları oraya ulaştırırsak oradan toptan satış yapabiliriz. İKİ TARAF DA ANLAŞMAYI İSTİYOR - Türkiye ile Peru arasındaki serbest ticaret anlaşması kısa sürede imzalanır mı? - Serbest ticaret anlaşması için ekonomi bakanlıkları arasında üç tur görüşmeler yapılmış. Onların tekstilcilerinde ben gitmeden önce itirazlar vardı. Türk tekstil sektörü çok ileri aşamada, serbest ticaret anlaşması bizi sıkıntıya sokar, gibi düşünceleri vardı. Gidince önce tekstilcilerle görüştüm. Sonunda Türk firmaları ile işbirliği yapmanın çok iyi olacağı düşüncesine vardılar. Türklerin bilgileri ile yapılan ürünleri ABD’ye satabileceklerine inandılar. İkincisi onların çok iyi kotonları ve alpakaları var. Design ve marka açısından yetersiz oldukları için bunları Avrupa’ya satamadıklarını belirterek Türk firmalarıyla işbirliğinin bu konuda çok fayda getireceğine inandılar. Tekstilciler Mart ayında Türkiye’ye gelecekler. Gelin Türk sanayisini görün diye onları davet ettim. Onları ağırlayıp tekstilcilerle tanıştıracağız. Bizim bürokratlarda da Peru tarım ürünlerinin anlaşma dışında tutulması gibi düşünce vardı. Aslında bu geçersiz bir düşünce. Çünkü bizde kış olduğunda orada yaz mevsimi yaşanıyor. Yani her mevsimin ürünü iki ülkede farklı. Aynı anda üretim yapmıyoruz. Onların ürünlerini burada satmamız da mümkün. Sonuçta, her iki ülke ihracatçısı ve sanayicisi açısından iki ülkenin üs olarak kullanılması, yeni ve çok büyük pazarlara açılmak anlamına gelecek. Bu nedenle serbest ticaret anlaşması iki ülke işadamlarına büyük yarar sağlayacak. Perulu iş insanlarında başta bu anlaşmaya karşı şüpheli tavır vardı ama daha sonra onlar da heyecan duydular. Gelmeden önce Ticaret ve Turizm Bakanı ile görüştüm. Kendisi, döneminin sona erdiği Temmuz ayına kadar bu anlaşmayı bitirmekte kararlı olduğunu söyledi. Benim yanımda bürokratları çağırarak, “Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını hızla bitirin” dedi. İnşallah bu anlaşmayı kısa bir süre içinde imzalama fırsatı bulacağız. ŞİLİ GELİŞMİŞ BİR ÜLKE - Bu gezide Peru’nun yanı sıra Şili ve Ekvador’a da gittiniz. Oralardaki izlenimleriniz nelerdir? - Şili, Peru’ya göre çok daha gelişmiş bir ülke. Oradaki beyaz nüfusun oranı çok daha fazla. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nazilerden kaçan Almanlar ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kaçan Naziler bu ülkeye gelmiş. Beraberce yaşıyorlar. Tamamen Şililileşmişler. Ticarette belli bir Alman disiplini olduğunu görüyorsunuz. Şehirler, Avrupa ülkelerinin şehirlerine benzeyen bir düzen içinde işliyor. Oradaki işler daha oturmuş durumda. Şili ile Türkiye arasında imzalanmış bir serbest ticaret anlaşması da var. Şili üzerinden de Güney Amerika pazarlarına rahatça ulaşılabilir. Ama, işçilik ve elektrik ücretleri Peru’da çok daha ucuz. Ekvador’da da müteahhitler için potansiyel işler olduğunu gördüm. Ekvador Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanımız ile görüşmesinde Türk işadamlarını beklediklerini, tüm işlerde pozitif ayrımcılık yapacağını söyledi. Bir şirketimiz 750 milyon dolarlık imar işi aldı. Daha bir hayli yapılabilecek iş var. Ekvador’da şöyle bir zorluk var. Şehir ve havalimanı 3 bin metrede. Biz bu kadar yüksekte yaşamaya pek alışık değiliz. BU ÜLKELER TEHLİKELİ DEĞİL Bu arada şunu da belirteyim, bir zamanlar Güney Amerika’da solcu milisler, devrimci gerillalar ve çatışmalar vardı. Güney Amerika’da bunlar hemen hemen hiç kalmamış. Uyuşturucu, terör, mafya da çok etkili değil. Hemen hepsinde güvenlik sağlanmış durumda. Güney Amerika genel olarak istikrarlı bir ülke olmuş. İşadamlarımız sakın eskiyi düşünüp ‘oraları çok karışık yerler’ demesinler, hiç de karışık değil. Hiç öyle bir şey yok. Peru’da, Şili’de ve Ekvador’da sokaklarda rahat rahat gezdik. Bu ülkelerde artık seçimlerle gelip seçimlerle giden demokratik yönetimler var. Tüm Avrupa ve ABD bankaları ile bizim ülkemizde de olan uluslararası şirketlerin hepsi bu ülkelerde var. Ama bizim iyi olduğumuz konularda eksiklikleri var. Bu nedenle, daha kimse gelmeden bu seneyi kaçırmayalım, pazarları kapalım. TÜRK DİZİLERİNİ İZLİYORLAR - Turizmin bu ülkelerde gelişmesi, yoğun turist ilişkisi yaşanması mümkün mü? - Aslında en can alıcı noktalardan birisi de turizm. Şu anda Peru’ya gittiğinizde, akşam saatlerinde televizyonlarda hep Türk dizilerinin oynadığını görüyorsunuz. Türk dizilerinin çok büyük izleyici kitlesi var. Türkiye’den olduğunuzu duyunca hemen etrafınızı çeviriyorlar. Sıla, Onur, Şehrazat, Muhteşem Yüzyıl diyorlar. Türk bayraklı tişörtler giyiyorlar. Sıla ve Onur’u Mayıs ayında oraya götüreceğimizi duyunca çok sevindiler. Bu nedenle biz bu konuda 1-0 önde başlıyoruz. Efes’e ve Ayasofya’ya gelmek isteyen çok kişi var. Kiminle konuştuysam, gelip Boğaziçi’nde gezmek istediğini söyledi. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|