SON DAKİKA
Tekstil sektörüne birlik çağrısıTürkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği’nin düzenlediği “Yerli markaların gelecekteki hedefleri ve Türk tekstil sektöründen beklentileri” konulu panelde konuşan Koton, Collezione, Defacto ve LC Waikiki temsilcileri birlik çağrısı yaptı. Tekstilin tüm kollarının ortak hareket etmesi gerektiğine değinen konuşmacılar ithalata konulacak ek tedbirlerin de hazır giyim sektörüne darbe vuracağını kaydetti.
Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) tekstil sektörüyle ilgili önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Silivri Klasis Otel’de gerçekleşen “Yerli markaların gelecekteki hedefleri ve Türk tekstil sektöründen beklentileri " konulu panele çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Panele konuşmacı olarak; Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, Collezione Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Akyiğit, Defacto Genel Müdür Yardımcısı Şahin Demir ve LC Waikiki Genel Müdür Yardımcısı Necip Özçer katıldı.
● DERNEĞE SAHİP ÇIKALIM
Panelin açılış konuşmasını Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Temiroğlu yaptı. Temiroğlu konuşmasında şunları söyledi: “Bu yıl önemli bir değişiklik olarak Derneğimizin merkezi Trakya Bölgesi’ne taşınmış bulunmaktadır. Boyahanelerimizin çoğunluğunun Trakya Bölgesi’nde bulunması açısından bu değişiklik çok önemlidir. Bilindiği üzere özellikle Trakya Bölgesi'nde boyahanelerin gerek çevre sorunlarıyla, gerek kullanım suyu sorunlarıyla, gerek atık su sorunlarıyla ilgili olarak çeşitli problemleri bulunmaktadır. Bu problemlerin çözümünde ilgili devlet kurumlarıyla, uluslararası kuruluşlarla, üniversitelerle, sivil toplum örgütleriyle, bölge halkı ile çok boyutlu ilişkilerin sürekli olarak devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan baktığımızda kumaş boyahanelerimizin şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla birlik ve beraberlik içinde olması gerekmektedir. Böyle bir ortamda Derneğimizin Trakya Bölgesi’ne taşınmış olması da meslektaşlarımıza büyük bir
avantaj sağlayacaktır. Tekstil sektöründen beklentilerinin, gelecek perspektiflerinin üretim ve tedarik anlayışlarının paylaşılacağı bu panelde çok şey bulacağımıza inanıyorum.”
● ÇİN PAHALILAŞIYOR TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FIRSAT
Temiroğlu’nun konuşmasının ardından panele geçildi. Panelde ilk olarak sözü Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz aldı. Yılmaz şunları söyledi: “Tekstil için çok büyük değişimlerin olduğu bir dönemde bulunuyoruz. Tekstil sektörü her geçen gün büyüyor. Bu büyümeyle birlikte markalar da büyüyor. Türkiye’deki hazır giyim pazarının cirosu 43 milyar TL civarında. Bunun üretim değeri de 12 milyar dolar seviyelerinde. 2023’de bu rakamın 30 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Bu Türkiye’nin kapasitesini göstermekle birlikte, üretici kimliğimizden markalı ekonomiye doğru gittiğimizi de gösteriyor. Markalı ihracatta 20 bin mağazamız var 10 milyar dolarlık ihracat kapasitemiz var. Tekstildeki bu bilgi, birikim ve becerimiz Avrupa ile birlikte Rusya’nın ve Ortadoğu’nun tedarikçisi olabiliriz. Ama bunun için çok iyi politikalar izlememiz gerekir. Etrafımızdaki ülkeler Çin’in yerine gelip bizden almalılar. Hammadde ve mamül bazında sektör oluşturmalıyız. Bizim şu anda en büyük rakibimiz olan Çin süratle pahalılaşıyor. Şu anda yüzde 40 oranında pahalılaştı. Ayrıca iç pazarı büyüyor. Maliyetleri artıyor. Bu artış devam edecek. Bu da bizim onların alternatifi olduğumuzu gösterecek.”
● VERGİLER OLUMSUZ ETKİLER
Yılmaz’dan sonra söz alan Defacto Genel Müdür Yardımcısı Şahin Demir de, Defacto’nun kuruluşunu ve hedeflerini anlattı. Demir şunlar söyledi: “2003 yılında kurulan DeFacto, 2007 yılında markalaşmasını tamamladı. DeFacto bugün; Türkiye genelinde 111 DeFacto shop mağazası, 400’e yakın seçkin bayisi, yurtdışında 4 shop mağazası ve 63 bayisi ile Türkiye’nin hazır giyim perakendeciliği alanında faaliyet gösteren en büyük markalarından biri haline geldi.” İthalata konulması planlanan ek vergilerin hazır giyim için çok büyük sıkıntılara neden olacağını kaydeden Demir bu konuyla ilgili de şu görüşlere yer verdi: “Dünya ile rekabet etmek için ithalat yapmak zorundayız. İthalatın önüne geçersek enflasyon artacak. Bu enflasyon artışı da tüketicilere zarar verecek. Kumaş ve fason artışı nedeniyle ihracatçı firmalar zarar görecek. Kumaş ithal edilmesi ciddi anlamda zorlaşacak. Bizce ithal ürün politikalarında herhangi bir değişiklik yapmadan yolumuza devam etmeliyiz.”
● YERLİ ÜRETİCİYİ DESTEKLİYORUZ LC Waikiki Genel Müdür Yardımcısı Necip Özçer de, LC Waikiki’nin kuruluşunu ve hedefleriyle ilgili vizyonunu anlattı. LC Waikiki’nin pazar lideri olduğuna değinen Özçer, “Firma olarak karımızın yüzde 10’unu sosyal sorumluluk projelerine ayırıyoruz. Hedefimiz Avrupa’nın en iyi üç markasından biri olmak. Türkiye’de çok büyük bir perakendecilik sektörü var. Bu sektör kendisiyle birlikte birçok sektörü de büyütüyor. Biz firma prensibi gereği, yüzde 15’e kadar fiyat farklarını gözeterek önce yerli üreticiden ürün tedarik ediyoruz. Eğer yurtdışındaki bir ürünün fiyatı Türkiye’deki bir üreticinin fiyatından yüzde 15’ten daha ucuzsa onu tercih ediyoruz. Aksi halde tüm alımlarımızda yerli üreticiyi tercih ediyoruz” şeklinde konuştu.
● KOL KOLA YÜRÜMELİYİZ
Panelin son konuşmacısı ise Collezione Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Akyiğit’di. Akyiğit şunları söyledi: “Türkiye’de alışveriş ve ticaret anlayışı değişti. Artık müşteriler bütün markaları birbiriyle mukayese edebiliyor. Fiyatları müşteri belirliyor. Biz mağazacıların işi şu anda, müşterinin talep ettiği fiyatı önceden bilip, bu ürünü bulup tezgaha koyarak onun istediği fiyatla satmak zorundayız. Aksi halde ayakta duramazsınız. Bunun için de iletişim araçları ve moda çok önemli. Bunlar gelişip, değiştikçe sektör de değişiyor.” Kumaş, boya-terbiye ve konfeksiyoncuların birlikte hareket etmesi gerektiğine değinen Akyiğit; “Eğer beraber hareket edip strateji belirlersek güçlü oluruz. Yabancı markalar bu konuda çok hızlı. Eğer onları yakalamak istiyorsak bunu başarabilmeliyiz. Beraber, kol kola girerek rekabet etme şansımızı artırabiliriz” dedi.
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
|