SON DAKİKA
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı…
Prof. Dr. Ziya Akıncı
Türkiye Peru İş Konseyi Başkanı…
TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı
İran’ın entegrasyonu ve Türkiye’nin pozisyonu
GÖKHAN TAŞDEVİREN [email protected]
İran’da bilgi teknolojileri alanında büyük bir gruba hizmet veren ve çok büyük bri proje yöneten dostumla görüştüm. Aktardıklarını sizlerle de paylaşmak istedim.
14 Temmuz 2015 tarihli İran nükleer anlaşması sonrasında, 75 milyonluk tüketime aç pazar dünya sistemine dahil oldu. Büyük yaptırımların kaldırılmasına aylar varken farklı ülkelerdeki pek çok ekonomik delegasyon ardı ardına İran ziyaretlerine başladı. Buna paralel İran’ın iki ay gibi çok kısa sürede AB ülkelerine 120 milyon varil petrol satması da yeni bir arz mesajı olarak algılandı ve petrol fiyatları dibe vurdu. Oysa neredeyse Rusya’nın çabalarıyla petrol fiyatlarının 150 doları geçmesi gereken bir ortam varken ABD’nin Rusya’nın bu öngörülerini çoktan okuyup bitirmiş olduğunu da anlıyoruz. Tüm bunlar olup biterken, anlaşma haberinden sadece 6 gün sonra Tahran’a ilk gelen heyet Almanya’dan oldu. Ekonomik İlişkiler ve Enerji Bakan Yardımcısı Sigmar Gabriel başkanlığındaki Alman heyetinde 100 kişilik global işadamı grubu bulunuyordu. Hemen ardından İtalya İran’ı ziyaret etti. 4 Ağustos'ta, İtalyan Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Federica Guidi liderliğindeki heyet iş ilişkilerini artırmak için İranlı yetkililer ile bir aradaydı. Japon yetkilileri hemen harekete geçti ve sadece 4 gün sonra 8 Ağustos’ta ikili ilişkileri geliştirmek isteyen Japon heyeti Tahran’daydı. Sonra üç Fransız bakan ve yüze yakın şirketten oluşan büyük bir ekonomik heyet 20 Eylül de Tahran Espinas Enternasyonal’da bir ekonomik işbirliği konferansı düzenledi. Fransız heyetinde, Airbus, Total, Peugeot gibi dev şirketlerin bazı üst düzey yöneticileri de yer aldılar. Bu arada Fransa ve Almanya yıllardır İran ile ticaret halindeler. Gidenler bilir, ithal olan tüketim markaları ya Fransız ya da Alman’dır. ABD’li şirketler de boş durmadılar. Nisan 2015 tarihinde 24 büyük Amerikan şirketine ait ticari yöneticiler Viyana anlaşması öncesinde Tahran’ı ziyaret ettiler ve iş fırsatları konusunda piyasa araştırması yaptılar. Bu işadamları turist vizesi alarak Iran’a girdiler. Ancak bu turist ziyaretlerinin arkasında aslında büyük ekonomik hedefler bulunduğu aşikar. Geçmişte üç kez İran’a seyahatim olmuştu. Her defasında elimizdeki ürünü pazarlayalım derken şakayla karışık neredeyse alacak olmuştuk. Kaliteli üretim konusunda Türkiye kadar başarılı değiller ama kendi tüketicileri için beklenen kalitede ürün üretiyorlar. Özellikle otomotiv alanında ön-arka aks, şanzuman, komple otobüs, motor, treyler konusunda ciddi üretim alt yapıları var. Pazarladığımız ürünler içinde en başarılı ürünümüz elektrik malzemeleri olmuştu. Ancak yapıyı kurduktan sonra İranlı esnaf ile nasıl çalışılacağı konusunda gerekli dikkati göstermeyen müşterimiz alacaklı kalınca iş sıkıntıya girmişti. Medyada ekonomi ve piyasa analistleri ile birlikte önemli araştırma şirketlerinin vardığı genel sonuç Iran’ın normalde kademeli ve yavaş olan büyüme hızının, yabancı şirketlerin piyasaya akın etmesiyle birlikte sıçrayan bir büyüme şekline dönüşeceği yönündedir. Bizim tarafa baktığımız zaman her zaman olduğu gibi pazarı yeteri kadar tanımadan ve hukuki destek olmadan iş yapmaya çalışmış olan pek çok “girişimci” ve firma (ki bunların arasında Türkiye'nin kendi sektöründe lider durumda olan bazı firmaları da mevcuttur) geri çekilmek zorunda kalmıştır. Ambargoların kalkması ile birlikte oluşacak olan yoğun rekabet ortamı firmalarımızı daha da zorlayacak ve halihazırda arz yokluğunu fırsat bilip iş yapan pek çok firmamız açısından İran pazarı kapanacaktır. Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|