SON DAKİKA
TİCARİ HAYATTA 'E-RAPOR' MİLADIBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan Kredi Kayıt Bürosu’nun açılışında yaptığı konuşmada “KKB hem kurumların hem de kişilerin yararlanacağı Çek ve Risk Raporları’nı ‘E-Rapor Sistemi’ ile elektronik ortama taşıyacak. Bundan sonra ticaret tarihi, ‘E-Rapor Sistemi’ öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılacak” dedi.
GİRAY DUDA Ticaret hayatının çok önemli unsurlarından birisi olan alıcı ile satıcı arasındaki güven ilişkisini çok daha az sorunlu hale getirecek, alacaklılara kabus yaşatan karşılıksız çeklerin olabildiğince azalmasını sağlayacak yeni uygulamaların başlaması piyasaları uzun vadede rahatlatacak gibi gözüküyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açılışı yapılan Kredi Kayıt Bürosu (KKB), hem kurumların hem de kişilerin yararlanacağı Çek ve Risk Raporları’nı ‘E-Rapor Sistemi’ ile elektronik ortama taşıyarak ticaret hayatında yeni bir dönem başlattı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Gerçekten ileride şöyle bir ticaret tarihimiz yazılacak olursa, bu uygulamanın başladığı 17 Ocak 2013 öncesi ve 17 Ocak 2013 sonrası diye iki ayrı dönem halinde incelenebilir” diyerek “E-rapor Sistemi”nin önemine vurgu yaptı.
Kredi Kayıt Bürosu’nun İstanbul Ataşehir’deki yeni hizmet binasının açılışı ile birlikte Çek ve Risk Raporları, artık E-Rapor Sistemi ile elektronik ortama taşındı. www.kkb.com.tr web sitesi üzerinden bir kerelik üyelik gerçekleştirilmesinin ardından, internetten ya da cep telefonundan bir SMS ile erişim sağlanan Çek ve Risk Raporları’na, 5 saniye gibi kısa bir sürede ulaşmak mümkün hale geldi. Kredi Kayıt Bürosu’nun TC Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, bankalar ve GSM operatörlerinin ortak çalışması ile hayata geçirdiği E-Rapor Sistemi ile finansal sicili sorgulamak daha kolay, hızlı ve güvenli hale geldi.
KOBİ’LER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Kredi Kayıt Bürosu yeni bina açılışı ve E-Rapor Sistemi’nin tanıtımının gerçekleştiği törende açıklamalarda bulunan Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, “Günümüzde ticari hayat son derece hızlı ilerliyor. Vadeli mal satışı ile riski alan kişi ve kurumlar için alacak riskinin etkin yönetimi büyük önem taşıyor. Özellikle KOBİ’ler birkaç çekinin ödenmemesi durumunda ciddi problem yaşayabiliyorlar. Bu bakımdan kişi ve firmaların kendilerine ve 3. şahıslara ait finansal sicil bilgilerini paylaşabilmeleri için hızlı ve güvenli sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyaçtan hareketle biz de Kredi Kayıt Bürosu olarak, bireylere ve tüzel kişilere ait bilgilerin hızlı bir şekilde paylaşılabilmesi amacı ile Çek Raporu ve Risk Raporu’nu elektronik ortama taşıyarak SMS ve KKB web sitesi olan www.kkb.com.tr üzerinden kullanıma sunduk. Raporların kullanımının artması ile birlikte ticari hayatta şeffaflığın artmasını ve taahhütlerini zamanında yerine getiren, finansal disiplinini sağlamış firmaların daha uzun vade ve daha düşük fiyat bularak rekabet güçlerinin artmasını bekliyoruz. Kişiler açısından da raporlar, kendi risklerinin yönetimi ve finansal kurumlar nezdinde izlenen kredibilite bilgilerinin gelişimi konusunda yol gösterici olacaktır” diye konuştu.
BABACAN: YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Türkiye’deki para-finans yönetiminin en üst düzey yetkilileri, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı İbrahim Turhan, Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin’in de hazır bulunduğu açılışa katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeni sistemin ekonomi yaşamı için önemini yaptığı şu konuşma ile ortaya koydu:
“Aslında bir bina açıyoruz diyoruz, bir elektronik raporlama sisteminin hizmete açılışından bahsediyoruz ama işin özü Türk ticaret hayatı için bugünden itibaren yepyeni bir dönem başlıyor arkadaşlar. Bugün bu açılışını gerçekleştirdiğimiz hizmet, gerçekten ileride şöyle bir ticaret tarihimiz yazılacak olursa, 17 Ocak 2013 öncesi ve 17 Ocak 2013 sonrası diye iki ayrı dönem halinde incelenebilir. Ben bu adımı bu kadar önemli görüyorum açıkçası.
EKONOMİK GÖSTERGELER OLUMLU Türkiye ekonomisi çok şükür küresel krize rağmen iyi bir performans göstermeye devam ediyor. 2012’yi şu ana kadar gördüğümüz en yüksek gayri safi yurt içi hasıla rakamıyla kapatmış bulunmaktayız. Küresel krize rağmen, genel büyüme oranlarımızdaki önceki yıllara göre daha düşük bir rakama rağmen Türkiye’de istihdam artmaya devam ediyor, işsizlik düşmeye devam ediyor. Bakıyoruz şu anda faizler, Hazinenin borçlanma faizleri düşük seviyelerde. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası her gün yeni bir rekorla günü kapatıyor. Böylesine işlerin çok şükür gayet iyi gittiği bir dönemdeyiz.”
“Hızla büyüyen ekonominin, hızla gelişen ticaret hayatının karşısında sorunlar var” diyen Babacan, “Bu sorunlardan belki de en önemlilerinden biri, piyasadaki tacirlerimizin, sanayicilerimizin birbirleriyle olan borç-alacak meselesi. Hızla büyüyen Türkiye’de yüzlerce, binlerce, hatta her yıl onbinlerce yeni şirket kuruluyor, yeni müteşebbisimiz iş hayatına atılıyor. Burada kuşkusuz bütün bu şirketler arasında, aynı zamanda bankacılık sistemimizle bu şirketler arasında, müteşebbisler arasında da yoğun bir kredi alışverişi söz konusu.
ÇEK KULLANIMI YÜZDE 18,9 ORANINDA ARTTI Bakıyoruz, bankacılık sistemimizin toplam büyüklüğü artık gayri safi yurt içi hasılamıza yetişti. Neredeyse toplam ekonomik büyüklüğümüz kadar bir bankacılık sistemiz oluşmuş durumda. Bunun yanında bankacılık sistemi dışında da yoğun bir kredilendirme ilişkisi var Türkiye’de. Bakın geçen yıl Merkez Bankası’nda takasta işlem gören çek miktarı 350 milyar Türk Lirasına ulaştı. Bu aşağı yukarı her gün, yılın her günü 1 milyar liralık artık çek işlem görüyor Türkiye’de. Çeklerle ilgili yapılan bütün yorumlara rağmen, bütün analizlere rağmen bakıyoruz 2012 yılında hapis cezası kalkmasına rağmen 2011 yılına göre toplam kullanılan çek, Merkez Bankası’ndan işlemden geçen çek yüzde 18.9 oranında artmış. Yani 2012 yılında, 2011’e göre yüzde 18.9 daha fazla çek kullanılmış. Dolayısıyla çek kullanımı da yaygınlaşmaya devam ediyor. Öte yandan senet tabi hala tüccarlar arasında, sanayiciler arasında önemli bir borçlanma aracı” dedi.
BANKALAR KREDİ RİSKİNİ YÖNETEBİLİYOR Babacan kredi riski konusunda şunları söyledi: “Bankalarımız kendi kredi risklerini yönetebilmek için ellerinde önemli bir veri setine sahip ve birbirlerine karşı da bu konuda veri paylaşımında daha açık çalışıyorlar. Ne de olsa ticari sırrın, bankacılık sırrının ne demek olduğunu bilen bilinçli bir kesim arasında bu bilgilerin paylaşılması tabi gayet doğal. Ama ticari sır, bankacılık sırrı niteliğinde hele hele kişisel bilgi niteliğindeki bu kredi sicilinin nasıl halka açılacağı, tüccarımızın, sanayicimizin, geniş kitlelerin bunu nasıl daha rahat bir şekilde kullanabileceği çok önemli bir konu. Bir yandan bir ihtiyaç ama dikkatli dizayn edilmediği zaman da gerçekten çok ciddi olumsuz sonuçları da olabilecek bir konu aynı zamanda. İşte bunun içindir ki, yaklaşık son bir yıldır yoğunlaşan bir şekilde bu konu üzerinde ilgili birimlerimiz çalışıyor. Şu ana kadar biliyorsunuz bu veriler, çeklerle-senetlerle ilgili veriler Merkez Bankası tarafından tutuluyordu ve Merkez Bankası tarafından bu bilgiler paylaşılıyordu. Ama bunun yanında, kredi kayıt bürosu da bir sivil inisiyatif olarak, bankaların bir araya gelip bir bakıma oluşturdukları bir yapı olarak bu verileri de sadece bankalarla paylaşmak üzere tutuyordu. Şimdi bugünden itibaren bu veriler artık açılıyor. Ama açılıyor derken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin, tüm şirketlerimizin kredi sicili artık internetten ilan edilecek bir yapıya da kavuşmuyor. Çünkü ticari sırrın korunması, bankacılık sırrının korunması ilkesine de dikkat etmemiz gerekiyor.”
İSTEYEN KREDİ GEÇMİŞİNİ PAYLAŞACAK
KKB’ye katılımın gönüllü olacağının altını çizen Babacan, “Bu işin özünde herkesin kendi şahsi kredi siciliyle ilgili bilginin kendi izni dahilinde üçüncü kişilerle paylaşılması söz konusu olacak. Yani herkes kendi kredi geçmişini eğer isterse üçüncü bir kişiyle paylaşacak. Bu, zaten aylardır yoğun çalışılan bir teknik konu. Bir yandan internet üzerinden, bilgisayarlar üzerinden ama öte yandan da cep telefonuna bir kısa mesaj düşecek şekilde dahi işi kolaylaştıracak, basitleştirecek, erişimini-ulaşımını rahatlatabilecek bir formatı da bulmak gerekiyordu. İşte bu sebepledir ki Bankalar Birliğimiz, Merkez Bankamız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz el ele verdi ve beraberce yoğun ama güzel bir çalışmayı tamamlamış oldular.
SADECE HAPİS CEZASI ÖNLEMEZ Bu bilgiler, bundan sonra çek alan, senet alan ya da herhangi bir şekilde birbirine kredi açan şirketlerimizin, müteşebbislerimizin işini çok çok kolaylaştıracak. Diyelim ki A kişisi, B kişisinin çekini alacak ya da senedini alacak ya da bir şekilde vadeli mal verecek. A kişisi diyecek ki borçlanacak kişiye, ‘Ben seni nereden bileyim, nereden tanıyayım? Sen borcunu öder misin, ödemez misin?’. Şimdiye kadarki sistem daha çok referansla ya da sorgulatarak ya da sırf çekteki hapis cezası korkusuyla ‘Ben çekini alayım nasıl olsa mecburen öder’ gibi çalışıyordu. Tabii çekte hapis cezasının olduğu dönemlerde bile yılda yüzde 5-6-7 oranında çeklerin döndüğünü izliyorduk. Demek ki, sadece hapis cezası bu iş için yeterli değil.
SİSTEMİN ÖZÜ Şimdi çeki verecek kişi, B şahsı diyecek ki A şahsına, ‘Sen beni incele’. Nereden inceleyecek? ‘Ben sana şu anda izin veriyorum cep telefonumla ya da internet üzerinden ya da bana bir adres göster, bir cep telefonu numarası ver, benim bilgilerim dakikalar içerisinde -ben dakikaları ihtiyatlı konuşuyorum aslında belki saniyeler içerisinde diyebiliriz- sana ulaşacak, sen benim kredi sicilime bak. Ne kadar çek yazmışım, bunların ne kadarını ödemişim, ne kadarı dönmüş? Bankayla kredi ilişkilerim nasıl olmuş? Kredi kartı faturalarımı düzgün ödemiş miyim, ödememiş miyim? Bunların hepsi orada var, kredi sicilinde var. Sen buna bak, ona göre bana vadeli mal verecek misin-vermeyecek misin, bana kredi açacak mısın- açmayacak mısın, çekimi alacak mısın-almayacak mısın ona göre karar ver’. İşte sistemin özü bu. Bu neyi getirecek değerli arkadaşlar? Bu, vatandaşlarımızı, şirketlerimizi, girişimcilerimizi, tüccarlarımızı, sanayicilerimizi tek tek kendi kredi sicilini daha temiz tutmaya yönelik bir tutum içerisinde olmaya yönlendirecek. Yani bir kişinin, bir şirketin geçmişe yönelik ödeme alışkanlığı ne kadar düzgünse ileride de o kadar kolay borçlanacak, muhtemelen daha düşük maliyetle borçlanacak. Dolayısıyla piyasada da ciddi bir otokontrol sistemi, bir ödeme disiplini ve bir bakıma hapis cezası korkusu olmadan ama ‘aman kredi sicilim bozulmasın’ teşvikiyle, arzusuyla bundan sonra Türkiye’de iş yapılacak” şeklinde konuştu.
İYİ NİYETLİLER ÖDÜLLENDİRİLECEK
Çok önemli bir değişim getirdiklerini belirten Başbakan Yardımcısı Babacan, “Çok farklı bir mantalite olacak bundan sonraki dönemde. Tabi bu piyasada belki çok küçük bir kesimin işini biraz zorlaştıracak ama geniş kitlelerin işini de büyük ölçüde kolaylaştıracak. Yani şimdiye kadar iyi niyetli çalışan, borcu konusunda titiz olan, ödemelerini düzgün yapan vatandaşlarımız, şirketlerimiz aslında bundan sonraki dönemde bizzat piyasanın kendisi tarafından ödüllendirilecek. Ama ödemeler konusunda problem çıkaran, bir bakıma piyasa tabiriyle piyasayı üzenlerin işi de biraz daha zorlaşacak. DÜNYADA İLK VE TEK İşte bu mekanizma, bu otokontrol mekanizmasının biz çok çok olumlu sonuçlar getireceğine inanıyoruz. Kurulmuş olan sistem şu anda dünyada ilk ve tek. Zaten bizim bankacılık sistemimizin, Merkez Bankamızın teknoloji alt yapısı, bilgi işlem alt yapısı artık dünyada dillere destan. Bakıyoruz Türkiye’ye ilgi gösteren, Türkiye’yle yakından ilgilenen çok sayıda banka var dünyada, birleşmek istiyorlar, satın almak istiyorlar, Türkiye’de bu işin neresinden nasıl gireriz diye çalışıyorlar. Ama bakıyoruz ki özellikle ilgilendikleri alanlardan bir tanesi bu bilgi işlem teknolojisi. Bizim bankalarımızın çoğunda -belki istisnalar olabilir ama- bu sistemler kendi iç bünyelerinde oluşturulan sistemler. Bizim kendi mühendislerimizin, kendi insan gücümüzün oluşturduğu özgün, ama çok kaliteli sistemler. İşte bunları hazırlayan ekipler, şimdi bu sistemi oluşturmuş oldu. Onun için diyorum; dünyada ilk ve tek. Tabii ki biz bunu yaptıktan sonra kopya edenler çoğalacaktır. Bakacaksınız bundan sonraki dönemde her yıl belki birkaç ülke, beş ülke, on ülke bize gelecektir, öğrenmeye çalışacaktır nasıl yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz diye. Herhalde Bankalar Birliğimiz, Kredi Kayıt Büromuz da bu işi belli bir bedel karşılığı öğretecektir. Bedavaya da gitmesin diyoruz bu teknoloji, bu bilgi birikimi.”
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Rapor alabilmek için üyelik gerekiyor
E-Rapor Sistemi’nde internet üzerinden e-rapor alabilmek için www.kkb.com.tr web sitesinden üyelik şartı aranıyor. Üye olmak için gerçek ve tüzel kişiler, www.kkb.com.tr üzerinden bireysel ve kurumsal üyelik işlem adımlarında bulunan kısa bir bilgi girişi yapıyor. Üyeliğin aktif hale gelmesinin ardından kullanıcılar, şifreleri ile sisteme giriş yapabiliyor ve KKB internet şubesi üzerinden Çek ve Risk Raporları’na e-rapor olarak ulaşabiliyor. Raporlar, kişi ve kurumların kendi onayları doğrultusunda 3. kişiler tarafından da alınabiliyor.
KISA MESAJLA ULAŞILABİLİYOR Üyelik işlemi sonrasında cep telefonu üzerinden Çek ve Risk Raporlarına bir SMS ile ulaşılabiliyor. Üye, cep telefonunun mesaj bölümüne kendi Risk veya Çek Raporu için, “Riskim veya Çekim” yazıp bir boşluk bıraktıktan sonra TC Kimlik Nosu’nun son dört hanesini yazarak; 3. şahıslara ait raporları sorgulamak istediğinde ise “Risk veya Çek” yazıp bir boşluk bıraktıktan sonra 3. şahısın TC Kimlik Numarasını, yeniden bir boşluk bırakarak kendi TC Kimlik Numarası’nın son dört hanesini yazarak, operatör farkı gözetmeksizin 4552’den KKB’ye SMS göndererek süreci başlatıyor. Kişinin kendi Çek ve Risk Raporu cep telefonuna hemen, 3. şahsa ait Çek ve Risk Raporu ise, ilgili kişinin onayı alındıktan sonra SMS ile gönderiliyor. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|