SON DAKİKA
OSBDER Başkanı Vahit Yıldırım
Özlem Özüner
Tekirdağ'da nasıl sanayi odası olmaz?
ÇOSB Başkanı Ömer Sarıoğlu
YERLİKAYA : “ÇEVRECİ SANAYİ, YAŞANABİLİR KENTLER MÜMKÜN OLACAK“Tekirdağ Valisi ve Ergene Havzası Koruma Eylem Planı Koordinatör Valisi Ali Yerlikaya, iki yıl önce açıklanan ve uygulamaya konan 3.2 milyar lira bütçeli, 15 ana başlıktan oluşan Plan’ın geldiği aşamayı ve yapılacakları ‘Global Sanayici’ye değerlendirdi.ARİF ESEN - GİRAY DUDA
Tekirdağ Valisi ve Ergene Havzası Koruma Eylem Planı Koordinatör Valisi Ali Yerlikaya makamında ‘Global Sanayici’nin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. - Ergene Havzası Koruma Eylem Planı nedir, nasıl doğmuştur. Mali portresi, süresi hakkında bize ayrıntılı bilgi verir misiniz? - Şimdi şöyle rakamlar vererek konuya giriş yaparsak Plan’ın hacmi ve çapı konusunda daha iyi fikir sahibi oluruz. 3.2 milyar liralık bir yatırımla 15 ana başlık altında toplanan projeler demeti iki yıl içinde gerçekleştirilecek. Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında kurulu OSB’ler dışında kalan dağınık sanayi tesislerini Tekirdağ ili kapsamında 8 Islah OSB çatısı altında topladık. Yine Kırıkkale’de Ergene Havzası üzerinde 2 Islah OSB kuruldu. Islah OSB’ler hızla organize edildi ve endüstriyel atıksuların öncelikle Ergene nehrine boşaltılmaması için ‘Derin Deşarj Projesi’ni ağırlık verdik. Projeyi gerçekleştirmek üzere paydaşların katılımıyla Kanal A.Ş. kuruldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin danışmanlığında yürüttüğümüz Derin Deşarj Projesi’yle arıtılmış endüstriyel atıksuyun tek bir damlası bile Ergene nehrini görmeden Marmara denizinin derinliklerine bırakılacak. Nüfusu 10 binin üzerinde olan 12 ilçede Devlet Su İşleri (DSİ) arıtma tesisi kuruyor. 22 ilçe ve beldede kanalizasyon ve arıtma tesisi için başvurular alındı, projelendirme ve kredilendirme yapıldı. Ergene Havzası’nda katı atık birlikleri oluşturuldu. Böylece katı atıkların bertarafı ve geri kazanımı sağlanacak. Plan kapsamında 8 adet baraj ve göletle 25 adet sulama tesisi yapılacak. 28 derede ıslah çalışmaları yürütülüyor. Tehlikeli düzeye inen yer altı suları kuyulara sayaç takılarak kontrol altına alınmaya başladı. Ergene nehrine online izleme imkanı verecek örnekleme ve analiz istasyonları kuruluyor, bunlardan 5’inin ihalesi gerçekleştirildi. Toprak, hava ve su kalitesi iyileştirilerek sürdürülebilir tarımsal üretimi sağlayacağız. Bozuk ormanlar ıslah edilerek erozyon kontrolü sağlanacak. Derelerin çevresi ağaçlandırılacak. Detaylarına girmeden kabaca Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’nın çerçevesini böyle çizebiliriz. Eylem Planı vücut bulduğunda Bakanımız Eroğlu’nun da belirttiği gibi Trakya’da çevreci sanayiyi, yaşanabilir kentleri, sürdürülebilir tarımsal üretimi gerçekleştirmiş olacağız. Doğayı, çevreyi, insanları koruma adına uygulamaya konan bu plan dünyaya ve Türkiye’ye model ve örnek olacaktır. ERGENE’YE GÜNDE 562 BİN METREKÜP ATIKSU BIRAKILIYOR - Ergene Havzası’nda sanayinin dağılımı ve şu anda nehre bırakılan endüstriyel ve evsel atıksu miktarı hakkında bilgi verir misiniz? - Ergene Havzası’na Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’deki 2 bin 37 sanayi tesisinden günlük toplam 332 bin metreküp endüstriyel atıksu bırakılıyor. Hiçbir yerleşim biriminde arıtma tesisi olmadığından 230 bin metreküp evsel atıksu da Ergene nehrine veriliyor. Ergene nehrine verilen toplam endüstriyel ve evsel atıksu günlük olarak 562 bin metreküp. İşin vehameti burada başlıyor. Endüstriyel atıksuyu Çerkezköy OSB, Çorlu Deri OSB ve Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi arıtıyor. Katı atıklarını bertaraf ediyorlar. Haklarını hemen teslim etmeliyim. Trakya’daki 2 bin 37 sanayi tesisinin yüzde 82’si Tekirdağ, yüzde 14’ü Kırklareli, yüzde 4’ü Edirne ili sınırları içinde. Sanayinin ağırlıklı olarak Tekirdağ’da yoğunlaşmasının en büyük sebebi İstanbul’a komşu olmamız. Kara, deniz, hava ve demiryolu açısından en stratejik bölgedeyiz, Doğu Avrupa’nın eteğinde, Marmara’nın kıyısında imkanları çok geniş bir il Tekirdağ. Ergene Havzası Koruma Eylem Planı Tekirdağ’ın 1.100 kilometrekarelik o havzasındaki ilçeleriyle beraber, nüfusumuzun yüzde 60’ı, yüzölçümümüzün yüzde 70’ini kapsamaktadır. DURUMU ANLATMAKTAN TAACCÜP EDİYORUM
- Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’na neden gerek duyuldu? - Dağınık, çarpık sanayileşmede gelinen boyutla çevresel durumu anlatmaktan taaccüp ediyorum. Tablo ortada. Çorlu deresi, Ergene deresi birleşip kollarıyla beraber Ergene ırmağı haline geliyor. Sözüm ona hep ÇED’leri (Çevresel Etki Değerlendirme Raporu) almışız, ama sen taahhütlerini yerine getirmiyorsun, nefsine uymuyorsun. Nefsine uyarak taahhütünü yerine getirebilirsin. Bazen kurallara uyuyorsun, bazen uymuyorsun. Yazılan pek çok ceza örneği bunun kanıtı. Dolayısıyla biz hızlı büyürken, hızlı sanayileşirken, iş-aş-istihdam dediğimiz zaman çevreye yeterince hassasiyet göstermedik. Ama şu anda gelinen noktada insanlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, siyasi partilerimiz, sendikalarla zengin ya da fakir her kesim çevreyi korumaya azimli. Yaşarken tamam daha fazla gelir dağılımından hakça pay alalım ama çevreyi de bizden sonraki Cumhuriyetimizi emanet ettiğimiz gençlerimize bir atık felaket yönetimi bırakmayalım. Bunu düzgün hale getirelim. Bu hükümet 19 Kasım 2002’de işbaşına geldi ve 10 gün sonra üç araştırma önergesiyle Ergene Havzası konusunda çalışmalara başladı. Ortaya üç tane çalışma kondu. Nihayetinde 6 Mayıs 2011’de Ergene Havzası Koruma Eylem Planı olarak, teşbihte hata olmaz Anayasa maddesi gibi 15 madde ile kamuoyuna ilan edildi. Bu maddelerden iki tanesi sanayici kesimini ilgilendiriyor. Diyor ki, biz buradaki sanayilerimizi üçte bir mülkiyet esasına göre bunları komşuluk hukukuyla birbirlerine sabitleyebilir miyiz? Sabitlediklerimizin etrafına bir çizgi çekelim ve diyelim ki ‘OSB yapmak vaadiyle sana 5 yıllık, 60 aylık kampanya açıyorum, şu avantajları sana sunuyorum, bununla ilgili olarak da Islah kelimesiyle seni tanımlıyorum. Bununla ilgili olarak bireysel taahhütlerini sen üyelerinden al ve onları üs tüste koyup tek bir taahhüt olarak bana ver. Ben de sana söz veriyorum. Senin kamu tüzel kişiliğini 60 aylığına geçici olarak vereceğim. Bu şekilde biliyorsunuz 60 aylık taahhüt altına girmiş 8 tane Islah OSB’miz kuruldu.
ÇOSB ÖRNEK BİR AĞABEY
- Kurumsallaşmış ve eksiksiz altyapısıyla ÇOSB çalışmalara rehber oluyor mu? - 1970’lerden itibaren Bismillah diyen düzenli organize sanayimiz Çerkezköy OSB’dir. Birinci modülü 4 bin, ikincisi 8 bin olmak üzere 12 bin dönümü aşkın bir genişlikte 215 tane seçkin firmamız yer alıyor. Seçkin bir OSB yönetimi var ve biz her yerde onu örnek alıyoruz. Islah OSB’lere, önümüzde bir ağabey örneğimiz var, bak bu formatı kullanacağız diyoruz. Hiç kimse de itiraz etmiyor. GENELGE GEÇ KALDI AMA ELİMİZİ GÜÇLENDİRDİ - Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’na ilişkin Başbakanlık genelgesi 13 Haziran 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu genelgeyle çalışmalar daha da hızlanacaktır. - Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’na ilişkin Başbakanlık genelgesi çalışmalarımızı kolaylaştıracak ve koordinasyonda ortaya çıkan pürüzleri giderecek. Genelgeyi çıkarmak için iki ay uğraştık. O genelge, koordinatör bakanlığımız ilk belli olduğunda, eylem planı ilk açıklandığı zaman olması gereken bir genelgeydi. Tekirdağ’da 18 Ağustos 2012’de göreve başladım. Bazı sıkıntılarla karşılaştık. genelge daha önce yayınlanıp paratoner gibi bizim üzerimizden bu sıkıntıları alınmalıydı. İl Valisi, burada çalışan müdürler, bu hizmette bulunan insanlar veya birilerinin gidip de…. Mesela Karayollarına gidip anlatıyoruz, o diyor ki ben yola buradan çıkış vermem, ancak şöyle olur. Ya kardeşim yapma etme. Tümdengelim bir OSB’cilik yapıyoruz. Yedi tane Islah OSB, şimdi Yalıboyu da geliyor, 8 OSB, bizde Anadolu tabirinde öyle derler bir kutu cıvatadan Çerkezköy çıkarmaya çalışıyoruz. Olabilecek iş mi bu? Mutlaka orası olmazsa burası olmazsa diye geri adım atmam gereken meseleler olacak burada. Dolayısıyla bu Başbakanlık genelgesi, işin öneminin altına Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla teyit edildi. Her bir maddesi, bak burada böyle hareket edeceksin diyor. Mesela mekânsal planlama ile ilgili olarak bir oynama yapacak olursa Ankara, önce Orman Su İşleri Bakanlığı’na gidip ben böyle böyle bir şey yapmak istiyorum ne dersiniz, diyecek. Bakanlık bir bakayım ona diyecek. Adam yeni bir şey yapmak istiyor, suyun yok kardeşim, diyor. Ya buranın lejantı değişti diyor. DSİ, bana sormadı ki diyor. Kurumlar bu sefer ‘ya benlesin ya değilsin’ diye karşı karşıya geliyor. Başbakanlık genelgesiyle şimdi o iş bitti.
- Yalıboyu Islah OSB’nin bir sorunu vardı… Mevcut sekiz Islah OSB dışında yeni kurulacak Islah OSB var mı? - Biliyorsunuz Tekirdağ ili sınırları içinde önce Ergene1 (Misinli-Vakıflar), Ergene2 (Vakıflar-Ulaş-Kırkgöz-Sağlık Mah.), Velimeşe-Yulaflı, Türkgücü, Muratlı, Veliköy Islah OSB’ler kuruldu. Ardından Karaağaç Islah OSB oldu. Yalıboyu Islah OSB Elektrik Kanunu’na takılmıştı. Kanunla elektrik dağıtım lisansı olanlar ve olmayan ayrımı yapıldıktan sonra dağıtım imtiyazı elinde olan idareler Teledaş ve Gazdaş Yalıboyu’nu kapsama içine aldılar. Biz de onayladık. Dolayısıyla bizim artık ıslahla ilgili kamu tüzel kişiliği kurma sürecimiz hamdolsun bitmiş oluyor. Şimdi bir Islah OSB kurulacak, ortak arıtmalar kurulacak, alternatif deşarj sistemleri kurulacak, toprak kirliliği ile ilgili çiftçilerimizden, belediyelerimizin evsel arıtmaları, ağaçlandırmaları, erozyonla mücadele, yeni orman alanlarının oluşturulması, toprak kurulunun çalışmalarına maddi-manevi destek… Bu kent 6.360 kilometrekarenin yüzde 60’ında tarım yapıyor. Bu kentin yüzde 16.5’i orman, yüzde 5.7’si mera ve geri kalanları da konut, sanayi ve diğer alanlar. Bizim toprak kurulunun başkanı, çevre kurulunun başkanı, Ergene Eylem Planı’nın ilimizdeki en büyük koruyucusu, şimdi her bir havzaya da koordinatör vali atanıyor, Ergene Havzası’nın Koordinatör Valisi olarak da beni atıyorlar. Yazısı da yakında gelecek.
ERGENE HAVZASI KOORDİNATÖR VALİSİ BENİM
- Hem genelge hem de koordinatör vali ataması projeyi hızlandıracak… - Türkiye’de 25 tane havza var. Her havzada bir Valiye koordinatörlük veriyorlar. Ergene Havzası koordinatörlüğünü de Tekirdağ Valisi’ni veriyorlar. Çünkü havzanın daha fazla yüzölçümü Tekirdağ’da. Dolayısıyla artık havza bazında çevresel yönetimle ilgili Orman ve Su İşleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları daha efektif çalışıyor. Biliyorsunuz Ergene Eylem Planı’nın ilan edilişi ikinci yılını doldurdu. Ama şimdi şu noktaya geldik. Yedi tane ıslah OSB’nin süratle bunların planları yapıldı. Yani Nazım Uygulama İmar Planları bitti, ilgili belediyelerden onaylandı, itirazlar değerlendirildi, bitti. Altyapıları, arıtma tesislerinin projeleri, üst yapılarıyla ilgili çalışmaların hepsi bitti, onaylandı veya onaylanma aşamasında. Artık masanın başına klasörlerin tertemiz gelmesi noktasındayız. GELECEK AY SONUNDA ‘ISLAH’ KELİMESİ KALKACAK - Islah OSB’ler ne zaman OSB statüsüne geçecek? - Temmuz sonunda Ağustos’ta normal OSB haline gelecekler. Bu da bir rekor. Herkes bunu beşinci yılın sonunda bekliyordu ama biz orada Hükümete geri adım attırdık. Sanayi ve Ticaret Bakanımız Nihat Ergün beye bu açıdan teşekkür ediyoruz. Biliyorsunuz 1 Mart 2013’te çok tarihi bir toplantı yaptık. O toplantıdan sonra hem kredi alma sözü aldık altyapılarımızla ilgili, hem de bizim 23 maddelik ben şunları şunları yapacağım diye vermiş olduğumuz taahhütnamede bunlar iş bitip de kullanılmaya başlandıktan sonra ibaresini kaldırttık. Hükümete, bu çok zormuş dedik. İhale öncesi bütün hazırlıkların bitmesini OSB olmak için yeterli olarak kabul etti bakanlık. Bakanlık OSB olarak kabul ederse bana kredi verecek. O da iyiniyetli. Buradaki heyecanı, aşkı görünce tamam bunları yapmanıza ben yardımcı olacağım dedi. Orada da iyi bir haber var. 1 Mart’ta kredi faizi yüzde 3 ve ödeme yılı 3 yıl ödemesiz 8 yıldı. Şimdi 3 yıl ödemesiz 10 yıl ve kredi faizi de yüzde 2’ye indi. 4 BİN 800 METRE DİP AKINTIDA -47.5 METREDE DENİZE DEŞARJ EDİLECEK - Derin deşarj projesi hakkında neler söyleyeceksiniz? - Ergene 1, Ergene 2, Velimeşe, Muratlı, Türkgücü, Veliköy, Karaağaç ve Yalıboyu Islah OSB ile ilimiz genelinde 8 Islah OSB’miz, Çerkezköy OSB, Çorlu Deri OSB, Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi var. İlçelerimizde Hayrabolu ile Malkara’da OSB var. 12 OSB’miz ve bir Serbest Bölgemiz var. Biz şimdi alternatif deşarj sistemi ile ilgili 9 tane OSB’miz, Muratlı, Hayrabolu ve Malkara dışarda kalıyor, bunların tamamı ile birlikte 56-57 kilometrekarelik derin deşarj hattıyla beraber Türkiye’de veya Avrupa’da değil, dünyada olmayan bir sistemle, ilk defa endüstriyel atıkların arıtıldıktan sonra online sistemle kontrol edilip çevrenin parametrelerine uygun olarak boru hattına aktarıyoruz, buradan Marmara Denizi’ne 4 bin 800 metre dip akıntıda -47.5 metrede denize deşarj ediyoruz. 22 AYDA DERİN DEŞARJ İŞİ TAMAMEN BİTECEK - Derin deşarjla ilgili bir şirket kuruldu değil mi? - Bu projeyle ilgili Tekirdağ Ergene Derin Deşarj Anonim Şirketi kuruldu. Yönetim Kurulu Başkanı benim. Bununla ilgili ivedi kamulaştırma kararını bakanımıza imzalattım. Bakın size harita üzerinden anlatayım. Bu kesinleşmiş hali. Kamulaştırma işi bitti. Burası Çerkezköy. Buna doğu hattı diyoruz. Bu hat Çerkezköy OSB’den Çorlu Deri OSB’ye gidiyor. Velimeşe şurada. Buradan aşağıya doğru geliyoruz. Şurada Çorlu Evsel Atık tesisleri. Burada derin deşarj yükleme odası. Buradan aşağıya deniz kısmına gidiyoruz. Bakanlar Kurulu kararı çıktı. Bunu Allah izin verirse 45 gün içerisinde kamulaştırmalarını tamamlarız. Adliye’de 45 günlük maksimum süre içerisinde kamulaştırma süresini bitiriyoruz. Akabinde burada bir modül ihalesi olacak. 14 bin metre tünelimiz var, A grubu, B grubu ve C grubu diye. A grubunu hemen yapacağız. Eylül sonunda buranın müteahhitlerine yer teslimini yapmayı düşünüyoruz. 2014 Eylülünde birinci faz doğu grubumuzu faaliyete giriyoruz. Şu fazı hemen açıyoruz (Çerkezköy) Şuradaki tünel kısmında bunlar 6 ay sonra olacak ve 22 ay sonra işimizi bitiriyoruz. Çok hızlı bir süreç uyguluyoruz.
RÜZGAR VE AKINTI HESAPLARI BİLİMSEL OLARAK YAPILDI - Endüstriyel atıkların denize zarar vermesi konusu mutlaka incelenmiştir… - Hemen onu söyleyeyim. Bunların hepsinin ÇED'ini aldık. Derin deşarjla ilgili bunun modellemesinin yapılması lazım. Yani, suyu hangi iç mesafede ne kadar derinlikte hangi akıntıya verirseniz buradaki 127 kilometrelik sahile herhangi bir günde, herhangi bir rüzgarda veya akıntıda geri vuruyor mu, vurmuyor mu testi yapılıyor. Hem denizin içindeki etkisi değerlendiriliyor, hem de sahile vurup vurmadığı test ediliyor. Biz İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İzzet Öztürk hocamızı götürdüğümüz zaman 2.500 metrede ve 25 metre derinlikte Karadeniz’den Çanakkale’ye götüren akıntıya vermeyi düşünüyorduk. İki buçuk ay sonra, şu rüzgar şu şekilde estiği zaman Marmara Ereğlisi’ne, Tekirdağ'a şu rüzgar şu şekilde vuruyor denildi. Bir ay daha araştırma yaptık. Sonra 4.800 metreye karar verdik. Bu karar değişikliği bize 30 milyon TL ek maliyet getirdi. Neredeyse iki katına çıktı. İstanbul Teknik Üniversitesi Su ve Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Müdürü Prof. Dr. Sedat Kabdaşlı ile konuştuk. Türkiye’de bunu araştıran iki yerden birisi. Ücretini de ödedik. Hocamız Koordinatör bakanlığa bununla ilgili sunum da yaptı. Onlar da düzeltme yaptı ve bu haline gelmesi kabul edildi. Bu projede iddialıyız. İstanbul’da Türkiye’de denize ilk deşarj yapan biz değiliz. Elinde kullanılmış arıtılmış bir suyu, tabiatın kuralı mutlaka bir suyun başka bir su ile kavuşması lazım. Ya sen bu suyu tatlı suya vereceksin o da tuzlu suya götürecek, bugüne kadar yapıldığı gibi. Bugüne kadar kullandığımız suyu tatlı suya veriyorduk. Ama şimdi tuzluluk ve renk parametreleriyle ilgili Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’nın ensemizde takvimleri var. O takvimler bizi zorluyor. Sanayicimize dünya ile yaptığı rekabette geri adım attırmamak zorundayız. Çevreyi korurken sanayicimizi de yerden ıspatula ile kazımamalıyız. Sanayiciyi ticaret yapamaz, rekabet yapamaz duruma getirmemek lazım. Hem ona rekabet yaptıracağım hem de çevreyi koruyacağım. Dünyadaki insanlar, Avrupa Birliği, Japonya, Kanada bu noktada nasıl bir denge sağladıysa aynısını ben de sağlayacağım. Hatta onlardan daha hassasım. Dolayısıyla, bu hat toplam 286 kilometre. 286 kilometrenin sonunda bu Saros Körfezi’ne akıyor. Saros, tuzlu deniz suyu. Biz 56 kilometre ile buradan Marmara Denizi’ne deşarj ediyoruz. - Karşı çıkanlar oluyor mu? İstanbul, Bursa, Kocaeli, Bandırma, Çanakkale, İzmir belediyeleri nasıl deşarj yapıyorsa… Soruyorum, İzmir Büyükşehir Belediyesi denize deşarj yapıyor mu diye, yapıyor diyorlar. Türkiye’nin en çok mavi bayrağına sahip olan Antalya’da denize değil de yaylalara deşarj yapılıyor herhalde diyorum. ‘Olur mu öyle şey’ diyorlar. O zaman ben deşarj yaptığım zaman niye konuşuluyor diyorum. Mesela Akdeniz Oyunları’nın yapıldığı Mersin’de nereye deşarj yapılıyor. Orada bir sürü serbest bölge var. Burada bizim şunu savunmamız lazım. Ey kardeşim denize deşarj yapmışsınız da biz gelelim hocamız bunun modellemesini bize bir anlatsın da kalbimiz rahat etsin. - Derin deşarjın mali portresi ne kadar? - Toplam maliyeti yakında netleşecek. Ama boru seçimlerimiz bitti. Denizde çelik boru, karada polietilen boru kullanacağız. İŞ OTURSUN HELALLEŞİP AYRILACAĞIZ - Kanal A.Ş. proje bittikten sonra göreve devam edecek mi? Derin deşarj projesi dışında kalan sanayi bölgeleri olacak mı? - Hayır. Bu marjinal, özel, uzmanlık isteyen bir iş. Kanal A.Ş. birincisi yapım öncesi, ikincisi yapım aşaması, iş bittikten sonraki aşama olmak üzere 3 kısma ayrılıyor. Bunun tamamında biz OSB yönetimlerinden yedek ve asil olmak üzere üye verdik. Şu an için başkanı benim ama iş oturduğu zaman aynen Çerkezköy OSB’de olduğu gibi biz helalleşip ayrılacağız, yönetimi paydaşlar kendileri sürdürecekler. EVRENSEKİZ, BÜYÜKKARIŞTIRAN VE MURATLI ISLAH OSB DERİN DEŞARJ DIŞINDA KALDI
Ama bunu yaptığımız zaman Ergene’de şunu göreceğiz. Suyu oradan kestikten sonra geriye, oraya girenler suyu bizim maliyetimizin 2.5 değil 4 katı maliyetle verecekler. Muratlı Islah OSB ile yeni kurulan Evrensekiz, Büyükkarıştıran Islah OSB’ler derin deşarj boru hattına giremiyorlar çünkü anormal terfi masrafları var. Onların fizibilite raporlarına baktık, pahalı olan arıtmayı yapmaları derin deşarj sistemine gelmelerinden daha kolay ve daha ucuz. Onlar mecburen artık renk ve tuzluluk parametrelerini yerine getirerek Ergene’ye desturuna göre girecekler. Bakan bey bizzat, yatağı olduğu gibi sıyıracağım, tertemiz yapacağım diyor. Yani suyu biz kestikten sonra kendi orijinal debisi saniyede 2.5 metreküp akacak, biz debiyi atıksularla 9 metreküpe çıkarıyoruz. İnsanlar şimdi sitem ediyorlar, üzülüyorlar, endişelerini belirtiyorlar. Dolayısıyla nehrin yatağı da temizlendikten sonra Ergene insanlara yaşama sevinci verecek.
SUÇLAYARAK MOTİVASYON VE İVMEMİZİ KAYBEDERİZ - Çevre felaketi olarak nitelendirilebilecek bu kirliliğin ve çarpıklığın sorumlusu kim? - Biz Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’ndan büyük heyecan duyuyoruz. İnsanlarımızın bugüne kadarki sabırlarından dolayı onlara şükranlarımızı sunuyoruz. Ama artık şunu yapmıyoruz. Tekirdağ’da göreve başladığımdan bu yana hep şunu söyledim. Sanayicileri suçlayalım, STK’ları suçlayalım, evsel arıtmalarda sınıfta kalan belediyelerimizi suçlayalım, bugünden geçmişe dönük bütün belediyelerimizi suçlayalım. Yani işler iyi gitmediği zaman masanın etrafında bulunan bulunmayan herkes, sadece ama sadece birini suçlarsak o zaman biz toplumsal motivasyonumuzu ve ivmelenmemizi kaybederiz. Bir yere varamayız. Yaptığımız şey şu. Bir programımız var ve o programın parametrelerinin, maddelerinin doğru olduğuna inanıyoruz. Sanayicimiz, valiliğimiz, ticaret odalarımız, belediyelerimiz müteşebbis ruhun içinde bulunan bütün üyeler herkes elini taşın altına koydu, gösterişsiz ama samimi, hamal gibi çalışıyoruz. Yani hiçbir yerde, televizyonlara çıkıp bunları yapacağız diye anlatmıyoruz. İş bitsin. Gelip suya bakalım. Yataklarını ve etrafını da temizledik. Çamurları geri dönüşümlü fabrikada veya çimento fabrikalarında yaktık. Şimdi gelip suya bakın bakalım. Dün böyleydi, bugün böyle. PLANIN İLK SONUÇLARINI BİR YIL SONRA ALIRIZ - Eylem Planı’nın ilk sonuçlarını ne zaman görürüz? - Sanayicimizi çok büyük bir suizandan, iftiradan, kötülükten koruyalım. Bu insanlar sanayiciye düşman değil. Çocukları orada çalışıyor. Ama ırmağın etrafına geldiği zaman bunu kim bu hale getirdi, dediğinde elini açıp bir şeyler söylüyor. Biz o bir şeyleri inşallah 2014 Eylül’ünde birinci faz, 2014’ün Haziran’ında Temmuz’unda ikinci fazı bitirerek çözeceğiz. Kaynak 3.2 milyar. Bütün bunların her şeyi DSİ tarafından, orman ve su işleri tarafından, 15 maddenin tamamı 3.2 milyar TL tutacak. Büyük bir para bu. Bunlar içerisinde Çorlu Belediyesi’nin 5 yıl ödemesiz, 30 yıl sıfır faizli evsel arıtması da var. Biliyorsunuz nüfusu 10 binin üzerinde olan bütün belediyelerin evsel arıtmalarını DSİ talep ediyor. Ben bu 12 ilçeye evsel atık tesisi yapayım diyor. Bunu da bu hükümet çıkardı. 50 YIL GERİYE GİT HERKES KUSURLU - Sadece evsel atıkta mı? - Evsel. Mesela Tekirdağ belediyemizin evsel arıtması yok. Şehrin Kumbağ tarafında girişinden, 1.600 metreden denize veriliyor ve yazın orada kokudan geçilmiyor. Çorlu Belediyesi’nin atık suyunun yakınından geçerken burnumuzun direği kırılıyor. Bunlar Türkiye’nin en modern kentleri. 1.000 kişiye düşen otomobil hesabında Tekirdağ birinci, İstanbul ikinci. Tekirdağ sosyo-ekonomik gelişmişlikte yedinci, sanayide onuncu, vergide dokuzuncu ama arıtmamız yok. Belediye yönetimleri olarak şu andaki belediye başkanlarımız da dahil geriye doğru 50 yıl boyunca git hepsinde kusur var. Parti ayırımı yapmıyorum. Hangi meclis üyesi varsa hepsinde kusur var. Buradaki gazetecilerde de geçmişe doğru, en azından 1970’e kadar hepinizde hata var. Demek ki iyi motive edememişsiniz idarecilerinizi. Ama şimdi en büyük hizmet de Türkiye’de geri kalan 80 vilayetin olmayan şeyini de söyleyelim biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla askıdan 30 Ekim 2012’de inen mekansal kısıtlama getirdik. Artık, Tekirdağ’da sanayi lejantlarınızı istediğiniz gibi kullanamayacaksınız. Nasıl kullanacağız. 11 tane OSB var mı kardeşim? Bunların doluluk oranları yüzde 75 oluncaya kadar kusura bakmayın. DEPO YAPMAK TRUVA ATIYDI O YOLU KAPATTIK - Belediyelerin verdiği 2.000 metrekareye kadar izne bağlandı zaten. - O ayrı. O dumansız sanayi ile ilgili. Burada havzanın dışında olan dumansız sanayi var. Şarköy, Marmara Ereğlisi’nde gelip de birisi 2.000 – 3.000 metrekarelik yer yapacak o yine bizden izin alacak, nihayetinde bakanlığı da bilgilendireceğim. Düşün bak. Muhallebi yerken dişimiz kırıldığı için, en sevimli projede bile böyle yapıyoruz artık. Ama en büyük hizmet, Türkiye’de 80 vilayette olmayan hizmet bizde şudur. Adam diyor ki ben 1.000 kişi çalıştıracağım, şu kadar X metre kapalı alan yapacağım, şu kadar vergi vereceğim… Kusura bakma diyorum. OSB’nin içinde bir yer bul orayı al. Depo yapmak da Truva atıydı. Onu da kapattık biz. 2000 metrekarenin üstünde depo yapacaksan gelip valiyi ikna edeceksin. Vali de ikna olursa bakanlığa bilgi verecek. Biliyorsunuz bu Truva atıydı. Tarım arazisinde 2000 metrekare kapalı alan var. Bir bayram geçiyor bakıyorsunuz ki duman tütüyor. Ne oldu? Üç gün önce makinalar gelmiş. Ondan sonra da sendikası ağlıyor, ötekisi ağlıyor. Ne yapalım deyip duruyorlar. Bu filmi bir kere gördük, aynı golü yeniden yemeyeceğiz. OSB DIŞINDA KALANLAR ARITMA YAPMAK ZORUNDA - OSB’ler dışında 330 küsur fabrika kalıyor herhalde?
- OSB dışında kalan fabrikalarda su kullanıp deşarjını yapan firmalara da online izleme getirdik. Yani Türkiye’de günlük 10 bin metreküpün üzerinde arıtılmış suyun var ve bunu deşarj ediyorsan sana online izleme zorunluluğu var. Biz onu Tekirdağ, Ergene Eylem Planı’ndan dolayı 20 metreküpe indirdik. 20 metreküpün altında firma da yok zaten. Sıfır yapmadık ayıp olmasın diye. Burada deşarj yapacaksan online izleyeceğiz seni. Bunu da niye getirdik? Buradaki OSB’nin içinde kalan insanlar büyük maliyetlere girip de bunları ödüyorlar, arıtma ve alternatif deşarj sistemleri yapıyorlar. Ama merhaba X firması dışarıda diyelim. Günde 3 bin metreküp tek başına arıtma yapıyor. Bunu deşarj yapacak ama hiçbir şey giremiyor. OSB’nin dışında kalmış. Bunların hepsine tek tek yazı yazdık. 40-50 bin liralık bir maliyetle hem kendinizi zandan kurtarın hem de biz sizi sabah-akşam kontrol için rahatsız etmeyelim. UN RO RO HAYDARPAŞA’DAN TEKİRDAĞ’A TAŞINIYOR - Tekirdağ-Bandırma tren-feri projesi var. Asaya Port limanı çalışmaları var. O projeler hangi aşamada?
- Onunla ilgili netleşmeyen bir şey var. O olmadan söz söylememiz uygun değil. Ama Ro-Ro taşımacılığıyla ilgili gelişme var. Yakında doğrudan İtalya’ya başlıyor. UN Ro-Ro işletmeleri firması, haftada 12 kez sefer yapacak. İstanbul Haydarpaşa’daki faaliyetlerini buraya taşıyorlar. Asya Port limanımız da 29 Ekim 2014’te tamamen bitiyor. Bu sene bir fazı açılacak. Asya Port limanı 2014 yılında tam anlamıyla bitiyor ve tam kapasite ile çalışmaya başlıyor. Orada 3 bin kişi çalışacak. Gümrük Müdürlüğü’nün alanı da kamulaştırıldı. Orası da kullanılacak. SIFIRDAN TEKİRDAĞ OSB’Yİ KURACAĞIZ Bir şey daha söyleyeyim Tekirdağ Organize Sanayi Bölgesi için de yakın zaman müracaat yapıyoruz. Limanın arkasında Tekirdağ Organize Sanayi Bölgesi yapılacak. Şu anda da kontenjan dolmuş vaziyette. Dün 15 kişi yazıldı. Daha önce 10 kişi yazılmıştı. Şu anda 25 tane kendi şehrimin firmalarıyla görüşüyorum. Yabancı almıyorum. Şehrimizde 1.350 tane firma var. Her sene Türkiye’nin büyümesi gibi yüzde 5 büyüsek, her yıl yeni 75 fabrika gelmesi lazım. Bunun yarısı olsa 35 firma eder. Kendi içimizde Türkiye’nin büyümesi kadar çoğalmış olsak her sene 60-70 tane fabrika çıkması lazım. Bu hesabı yaptık. Bizim envanterimizdeki 11 OSB’nin içerisindeki en etkin, en fazla ihracata yönelik su kullanmayan, dumansız, kilogram ağırlığı 3-7 kg olan, dolayısıyla nitelikli eleman transfer eden en az 15-20 bin kişi istihdam edecek OSB’yi inşallah limanın arkasına kuracağız. Limanla beraber artık 8 tane ıslah OSB yapma tecrübemizi bir tane sıfır OSB yaparak kullanmak istiyoruz. Çerkezköy’ü de sollayacağız, bunu da söyleyeyim. Ben böyle iddialı konuşunca ÇOSB Başkanı Ömer beyin canı sıkılıyor ama ne yapalım… - Bir de arazi toplulaştırması, hudutsuz tarım projesi başladı. Tekirdağ’da var mı ya da olacak mı? - Arazi toplulaştırması daha bizde başlamadı. Onlarla ilgili kanuni altyapı henüz bitmedi. Bizim 257 tane köyümüz var. Ben 111 tane köyümüzü gezmiş bir valiyim. 30 dönümün altında miras olarak paylaştırılmaması ile ilgili olarak herkes büyük bir heyecan ile bekliyor onu da söyleyeyim. Biz Tekirdağ’da uygulamayı ilk başlatan pilot şehir olmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. HAYVANSAL ATIKTAN BİOGAZ ÜRETECEK GİRİŞİMCİ ARIYORUM - Elimdeki gazetede şöyle bir haber var. Çorlu’nun tek temiz deresi Pınarbaşı’nı bir hayvansal tesis kirletiyormuş. - Bu dediğinize tamamen katılıyorum. Haberdeki bu cümleler bizim işimizi kolaylaştırıyor. Bizde 145 bin tane büyükbaş hayvan, 180 bin tane de küçükbaş hayvan var. Küçükbaş hayvanlar önemli değil ama büyükbaş hayvanların atıklarının miktarları son derecede ciddi rakamlar. 50 baş ve üzeri hayvan yetiştiren işletmemizin sayısı da bu toplam rakamın yüzde 25’ine tekabül ediyor. Yani ortada toplu bir atık olduğunu söylüyorum. Demek istediğim şey şu, endüstriyel atık var ortada, evsel atık sorumuz var, zirai kirlilik var, toprağı ilaçlarla kirleten bir de bu hayvansal atıklar var. Hayvansal atıklar alanına daha giremedik. Dürüst söyleyeyim, endüstriyel ve evsel atıklara o kadar odaklandık ki… Zirai kirlilikle ilgili odaları çalıştırıyoruz. Ama hayvansal atıkla ilgili biyogaz ve bunların köylerde biliyorsunuz 257 tane köyün yaklaşık yüzde 95’inde soğuk zincir var. Demek ki süt birlikleri buralarda sabah-akşam sütlerini soğutup soğuk zincirde nitelikli bir hammadde temini yapabiliyorlar. Biz diyoruz ki yatırımcılar bir araya gelelim, bu hayvanların atıklarını da orada biyogaz enerji tesisleri yapalım. Bununla ilgili yılbaşına doğru muhtemelen bir köyde oradaki bütün hayvansal atıkların toplanıp biyogaz üretilen bir tesis yapmak istiyoruz. Bunu yaparsak, bunların hem enerjisinden hem de ortaya çıkan nihai atıklarından hiç değilse gübre olarak yararlanma şansımız var. Aslında bu noktada biz bir pilot çalışma yapacak yatırımcı arıyoruz. Bu alana ilgi duyan yatırımcılar istiyoruz. MARJİNAL ZENGİNLER KÖYLERDE YAŞAYACAK Düşünün, 5 sene sonra bütün köy yolları asfalt olacak burada. Büyükşehir olduktan sonra. Şu anda biz yaptırıyoruz. Bu sene 30 trilyon lira 110 kilometre sıcak asfalt yapıyoruz. Bu şehir çok kısa süre içerisinde çok büyüyecek. Büyükşehir olduktan sonra da yıllık 1 katrilyon liralık yatırım bütçesi olacak. Bu optimum değerlendirildiği zaman buradaki arazilerin değerleri anormal artacak. Çünkü köylerin herbiri il merkezine yarımşar saatte ulaşacak ve nitelikli yollarla gidip gelecek. Benim iddiam şu, aynen Avrupa’da İskandinav ülkelerinde olduğu gibi marjinal zenginler artık köylere gidecek. İstanbul’daki insanlar buralarda bağ evi, köy evi gibi yerlerde oturacak. Şu anda başladı zaten. Biliyorsunuz bağ evi modası çıktı. Adam kendi şarabını, pekmezini yapıyor. Yani hayvansal atıkla ilgili projemiz eylem planında var. Ama bu olaya yatırımcı çekmemiz lazım. - Gerçekten Çorlu’da temiz dere var mı diye merakımdan sormuştum… - Var. Bende görüntüleri de var. Bunları size göndereyim. Siz de göreceksiniz, doğduğu yerden aşağıya doğru tertemiz gidiyor. Bir anda simsiyah oluyor. Bunlar daha bir haftalık görüntüler. - Tekirdağ, tarım, sanayi ve enerji kenti. - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mekânsal planlaması şu anda askıda biliyorsunuz. Bir tane yüzde 100 doğalgazla çalışan Şarköy, Malkara’da oradaki kömürleri kullanmak kaydıyla bir termik santral, Marmara Ereğlisi’nde bir termik santral var. 1 bölü 100.000’lik de askıda şu anda. - Çorlu’da petrol var… - Evet petrol, doğalgaz ve kaya gazı var. Toprağı çok değerli ve verimli. TEKİRDAĞ KIYI BANDI ÇOK HOYRAT KULLANILMIŞ
- Peki Sayın Yerlikaya turizmi nasıl yapacağız? - Eğer siz çevresel olarak sınıfta kalmışsanız turizm yapamazsınız. Biz bir kere evsel arıtma ile ilgili 30 yıl gerideyiz. Bu ağır bir cümle değil, doğru bir cümle. 30 yıl önce Çorlu’nun arıtma tesisleri devreye alınmalıydı. Tekirdağ’ın, Çerkezköy’ün bunu bitirmesi lazımdı. Bunu bitirmemişiz ama iki sene içerisinde bitiyor. Kıyı bandını belde belediyelerimiz ve belediyelerimiz maalesef ikinci el villa tatil yeri adı altında son derecede düzensiz kullanmışız. Şu anda kıyılarımızda turizme açabileceğimiz 10 dönüm yerimiz kalmamış. Çevreyi de en fazla bunlar kirletiyor. Çünkü hizmet yok, evsel arıtma yok. Yüzdükleri plajın bir metre altından da kanalizasyon ve atık suyu güya denize ileriye veriyorlar. En uzağa giden de 300 metre gitmiyor. Onun maliyetini zaten kaldıramazlar. Dolayısıyla bir garabet var. Şu anda bu derin deşarj boru hattına Yeniçiftlik’e varıncaya kadar atıksuları toplayıp bağlayacağız. 30 MART 2014’TEN SONRA YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK
Belde belediyesi küçücük, imar yetkisi var, ama adam orada özerk. 30 Mart 2014’ten sonra, yerel seçimlerden sonra karşımızda tek bir genel müdürlük olacak. Tekirdağ İçme Suyu Kanal İdaresi Genel Müdürlüğü. Yani İSKİ. Ciddi bütçesi var bunun. Bu genel müdürlük Büyükşehir belediyesi ile beraber oturacak, diyecek ki kardeşim ben çok geç kalmışım ama ilk olarak yapmam gereken şu eylem planının eteğine yapışıp şu işleri hükümetle beraber, hazır buraya büyük bir bütçe büyük bir kampanya varken bitirip kurtulayım. Dolayısıyla bizim şimdi 30 Mart 2014’ten sonraya planladığımız şeylerden birisi de bu kıyı bandındaki tüm atıksuyu denizin içinden hat geçirip bu derin deşarj boru hattına bağlanması. Yani kimsenin destursuz içeriye girmemesi gerekli. Birinci plan bu. EN BÜYÜK HAYALİM MAVİ BAYRAK ASMAK - Biraz önce sözünü ettiğimiz kanala bağlanacak değil mi? - Evet, o kanala bağlı olacaklar. Bu bağlantılar olsun ve biz her tarafa mavi bayrak asalım. Benim en büyük hayalim bu memlekette valilik yaptığım süre içerisinde deşarjların kontrol altına alınması, asabildiğimiz kadar mavi bayrak asmak. Bu bir hayal değil. Bunu altı ay önce de söylemiştim ben. Bir bayrakla devraldım görevi. İki bayrak da ben asabilirsem, benden sonra gelen meslektaşım da bunu sürdürür ve 10 sene sonra 10 tane mavi bayrağımız olur. Büyükşehirle beraber bu heyecan da artacak. Belediye yönetimini hangi parti alırsa alsın. Bu şehir, bu çevre bizim geleceğe bırakacağımız mirasımız. Dolayısıyla daha büyük bütçe, paçal irade değil tek irade ile bizim burayı sevk ve idare etmemiz daha kolay hale gelecek. İSTANBULLU TATİLİNİ NEDEN TEKİRDAĞ SAHİLLERİNDE YAPMASIN - Kuzey Anadolu Fay hattı hemen kıyıdan geçiyor. Deprem riski de var… - Turizmle ilgili şunu da ekleyeyim, kentsel dönüşüm değil de depremsellikle ilgili kentsel dönüşümden, buraya Çevre ve Şehircilik Bakanımız geldi ve bütün belediyelere açık çek verdi. ‘Hangi partiden olursanız olun beni hiç ilgilendirmez. Depremle ilgili riskli alanlarınız varsa gelin ben elimi 180 derece pergel gibi açıp size sahip çıkacağım. Bakanlık olarak her türlü yardımı yapacağım’ dedi. Dolayısıyla biz şunu söylüyoruz. Büyükşehir olduktan sonra, yeni bir irade olacak ve önünde 5 yıllık opsiyonu olacak. Bu irade diyecek ki, burası depreme riskli alan, hepsi 2007’den önce yapılmış, hiçbirinde yapı denetimi yok, hiçbiri belediyelerce kontrol edilmemiş. Her biri küçücük, bin metrekare içerisinde 7 tane bina yapacağım telaşesi içinde yapılmış evler. Büyükşehir bunların genel bir denetimini yapacak, riskli alan olarak gördüklerinin her birine riskli alan deyip tapularına şerh koyacak. Bu da bir dönüşümdür. Oradaki dönüşüm ve denizin bayrak süreci ile İstanbul’dan buraya enteresan bir ilgi geleceğini düşünüyorum. Düşünün Tekirdağ İstanbul’a bir saat mesafede. İstanbul’da A semtinden B semtine bir saat ile üç saat arasında ulaşılamazken Tekirdağ’a gelip mavi bayrak olan bir yerde Cuma günü denize gir ve pazartesi yeniden işine dön şeklinde bir tatil olanağı mümkün olacak. Bu gerçekleşirse, bunların hepsi o iç içe yapıları kendisi yıkar. O riskli binaları, kat karşılığı yeni projelere girerler. Turizmle ilgili beklentimiz bu. SANAYİ ODASI’NIN MÜJDESİNİ İNŞALAH BAŞBAKANIMIZIN AĞZINDAN DUYACAĞIZ - Tekirdağ Sanayi Odası çalışmaları hakkında neler söyleyeceksiniz? - Tekirdağ’a ilk geldiğim gün odalarımız bizi ziyaret ettiği zaman ben bununla ilgili taaccüplerimi kendileriyle paylaşmıştım. Bu kent Türkiye’de sanayi büyüklüğünde onuncu ise, ihracata giden malların üretiminde 4-5 milyar dolarlık malı burada üretiyorsa ve bu kentte sanayi odası yoksa kusura bakmayın biz bunu hakketmiyoruz dedim. Burada hamaset yapmıyorum. Ben buraya yeni geldim ve sizi de tanıma sürecindeyim, siz de beni ziyaret ettiniz, hayırlı olsuna geldiniz ama ben diyaloglar taze iken ilk başta söyleyeyim, bunun bir çaresini bulmamız lazım dedim. Hele şu ıslah meselesinde de ortada bu kadar yoğun bir çalışma varken, benim yanımda güçlü bir sanayi odası olsaydı benim sesim daha gür çıkardı. Onlar da şaşırdılar. Vali daha dün geldi, ikinci haftada bize bunu söylüyor diye. Ben Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası ve Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri ile görüştüm. Kusura bakmayın siz beni yeni tanıyorsunuz, önyargım da yok, kimse kulağıma bir şey fısıldamadı ama bu kentte güçlü bir sanayi odası olması lazım. Bunu her platformda da söylememiz lazım. Bunu koparmak, almak da bir süreç. Sabır göstermeliyiz. Sanayici kendinden kaynaklanan sorunların çözümüyle ilgili en ufak itiraz etmeden çok büyük bir gayrete girdiği aşamada ‘efendim benim sesim de derli toplu çıksın, oda olmama müsaade et, kendimi ispat ettim, 1970’de yola çıktım ve yıl 2013 oldu. Yarım asırdan beri bu kente bel bağladım. Buralı oldum. Ben buraya nüfus getiriyorum, nüfus çekiyorum. Diğer kardeşlerimizle bugüne kadar farklı bir algı oluşmasın diye uyumla hareket ettik. Yine uyumla hareket edeceğiz. Bunu farklı bir manaya çekmeye gerek yok. Ama bizim sorunlarımız artık farklı olmaya başladı. Yerel tüccar arkadaşımızla bizim dilimiz takdir edersiniz ki farklıdır. Bizim artık bu kapıdan ayrılmamız lazım. Gelin siz bizi güzellikle müstakil hale getirin’ diyor. Bunu bakanımıza söyledik. Ankara’ya Rifat Hisarcıklıoğlu beye beraber gittik. Çorlu’da bunun kamuoyuna ilanını beraber yaptık. Haklı olduklarını, bunun yanında yer almamız gerektiğini söyledik. Yeri ve zamanı geldiği zaman kendi ailemizden birisinin yönetime geçmesini nasıl olgunlukla karşılıyorsak, biz buranın mukimleri olarak bunların içimizden ayrılıp Sanayi Odası kurmasını gururla karşılamamız lazım. Adamlar haklı dememiz lazım. Böyle dersek kazanırız. Ben müracaatları da yaptırdım. Başbakanımızın bu şehri ziyaretini bekliyorum. İyi bir haberi inşallah onun ağzından alacağız. 1.150 MÜRACAAT İMZASI BÜYÜK BAŞARI - Başbakanın ziyareti yakında mı olacak? - Bu son olaylar programları biraz aksattı ama büyükşehirlere ikişer günlük ziyaretlerde bulunuyor Başbakanımız. Uygun bir zamanda gelecekler. O noktada şu anda Müteşebbis Heyet işi yürütüyor. Başlarında Ömer Sarıoğlu bey var ve işine sahip çıkıyor. Bizimle gayet uyumlu çalışıyor. 1.150 tane müracaat imzası aldılar. Bu da büyük bir başarı. Onu da söyleyeyim. - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün olaya Trakya Sanayi Odası olarak mı bakıyor? - Onu söyleyen çok kişi oldu. Aslında Tekirdağ olarak kurulup Trakya’ya dönmesi mümkün. Bizim Trakya’da Tekirdağ Sanayi Odası olarak kurmamızdan hiç kimse üzüntü duymaz. Farklı bir düşünce beslemez. Biz Trakya’nın en büyük kentiyiz, büyükşehiriyiz. Dolayısıyla diğer Büyükkarıştıran, Evrensekiz, Kırklareli merkez, Edirne merkezdeki sanayicilerimizi de aramızda görmekten kalbimiz mutluluk duyar. Onları da aynı çatı altında görmek isteriz. ALİ YERLİKAYA KİMDİR? 11.10.1968 tarihinde Konya'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini aynı ilde tamamladıktan sonra 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 'Kamu Yönetimi' bölümünden mezun oldu. 1990 yılında İçişleri Bakanlığı Kaymakam adaylığı görevine başladı.1993 yılında Kayseri ili Felahiye İlçesi Kaymakamlığına atandı. Sırasıyla Erzin (Hatay), Derebucak (Konya), Hilvan (Şanlıurfa) ve Sarıkaya (Yozgat) ilçelerinde Kaymakam olarak görev yaptı. 2003 yılında İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğine atandı. 18 Ekim 2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü görevine atandı. 30.11.2007 - 17.05.2010 tarihleri arasında Şırnak Valisi, 24.05.2010 - 09.08.2012 tarihleri arasında Ağrı Valisi olarak görev yaptı. 01.08.2012 tarih ve 2012/3511 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Tekirdağ Valiliği'ne atanan Yerlikaya, evli ve dört çocuk babasıdır.
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|