Kilo fiyatı ortalama ihracatın iki katı olan ambalaj sektörü zenginleşmenin yeni anahtarı olabilir

Zaman zaman içinden fırsat geçen sektörleri paylaşıyoruz… Aslında daha fazla refah için sektör saptamaları, öncelikleri belirlemek gerekiyor.

Turizm, gıda, hazır giyim üzerinde çalışılması gereken sektörler… Bir de ambalaj… Türkiye’nin büyüyebileceği alan olarak öne çıkıyor…

Bazı sektörlerde olduğu gibi bu alanda da geç kalmış olmanın avantajları sözkonusu… Artık ambalaj ve çevre birlikte anılıyor. Türkiye çevreci teknolojilerle öne geçebilme şansına sahip bulunuyor. Çünkü yatırımlar yeni yapılıyor. Bu nedenle çevreci teknolojilerin kullanılması daha kolay oluyor.

Bu konuda en iyi örnek ıslak ve kolonyalı mendillerle ilgili mevzuata uygun üretim konusunda görüldü. Türkiye bu alanda dünyanın önemli üreticilerinden biri haline geldi… Çünkü kullanılan üretim modeli teknolojik olarak birçok ülkenin önünde. Yatırımların yeni yapılmış olması bu avantajı sağladı.

Buna benzer başka örnekler de ortaya konulabilir…   

Şu anda 200’e yakın ülkeye ambalaj satan Türkiye’nin bu alanda öne geçmesini sağlayacak bir önemli etken de bu alandaki sivil ve etkin bir örgütlenmenin sektöre yön veriyor olması… Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Sadettin Korkut’un başkanlığında sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme için düğmeye basmış durumda.

Pazar büyüklüğü 16 milyar doları geçen sektörün önünün çok açık olduğunu vurgulayan Korkut özellikle orta sınıftaki büyümenin talebi  patlatabileceğin şu cümlelerle açıklıyor…

- Hevesli satıcıların, acımasız alıcıların olduğu ve yoğun rekabetlerin yaşandığı pazarlarda ürünlerin giysisi olan ambalaj markalara, ürünlere değer katıyor. Ürünü saran, saklayan, satan ambalaj ve ambalajlı ürünler küresel iş yapma sürecinin en önemli unsurlarından birisi haline geldi. Ülkemizde son 10 yılda ambalaj tüketimi 2 kat artarak kişi başına 190 dolar seviyesine geldi.

İç pazarda daha alınacak çok yol var… Ama esas olarak Türkiye’nin zenginleşmesini de büyük katkı sağlayabilir ambalaj sektörü… Çünkü sektörün şu andaki yapısı bile dış ticaret açığı vermeyecek boyuta gelmiş durumda.

Son dönemde herkes katma değerli ürünlerden bahsediyor. Zenginleşmek için bunun şart olduğu vurgulanıyor. İşte bu noktada da ambalaj sektörü devreye sokulabilir… Sadettin Korkut bu konudaki açılımı bunun ne derece önemli olduğunu ortaya koyuyor…

- Dış ticaret açığı vermeyen Türkiye'de katma değerli ürünlerin üretimini ve ihracatını artırmamız lazım. 2013'te ambalaj sektörünün ihracatı 3.6 milyar dolara ulaştı. 2012 yılında ülkemizin ihracat birim fiyat ortalaması 1.58 dolardı. Biz ambalaj sektörü olarak ihracatta birim fiyat ortalamasında 2012 verilerine göre 2.48 doları hesap edebiliyoruz. Bu da ambalaj sanayicileri olarak Türkiye ortalamasına göre daha katma değerli üretim gerçekleştirdiğimizi ortaya koyuyor. Bu sayede sektörümüz dış ticaret açığı vermiyor, ülke ekonomimize büyük katkı sağlıyor.

İhracattaki ortalama kilo fiyatının iki katını yakalamış durumda ambalaj ihracatı… Bu durumda ambalaja yüklenmek, bu alanda ihracatı artırmak bu alandaki değeri yukarı çekecek.

Hele bunu sistematik hale getirebilirsek 2023’te çok farklı bir noktaya ulaşabiliriz… O noktayı da Sadettin Korkut’tan aktaralım…

- Ambalaj sektörü olarak Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılına ilişkin hedeflerimiz net. Sektörümüzün pazar büyüklüğünü 16 milyar dolardan 30 milyar dolara; kişi başı tüketimi 190 dolardan 300 dolara; ihracatımızı ise 3.6 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Bu hedeflere ulaşabilmek için sektör olarak kararlılıkla çalışıyoruz.

Bunun için atılan en önemli adım Ambalaj Tasarım Yarışması… Her yıl daha da büyüyerek önemli bir noktaya ulaşan yarışmada dereceye giren tasarımlar Türkiye’nin bu alanda önünü açacak özellikler taşıyor.