SON DAKİKA
Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu
ÇOSB Başkanı Ömer Sarıoğlu
Mehmet Özdoğan sistemi anlattı
KURUM KÜLTÜRÜ - 4
Dr. AHMET TEMİROĞLU ÇERSAD Yön. Kur. Üyesi ve Özen Mensucat Gnl Müdürü
Bu ayki yazımızda kurum kültürü başlığı altında amaçlarla yönetim konusunu ele alacağız.
KURUM KÜLTÜRÜ VE AMAÇLARLA YÖNETİM Amaç, hepimizin bildiği gibi önemli bir kavramdır. Gene çoğumuzun bildiği gibi “Eğer her hangi bir amacınız yoksa vardığınız yerin de bir önemi yoktur” denir. Konumuz işletme yönetimi olduğu için amaç denilince aklımıza ilk olarak iki ana başlık gelebilir. 1- İŞLETMENİN AMAÇLARI 2- ÇALIŞANLARIN KİŞİSEL AMAÇLARI İŞLETMENİN AMAÇLARI Şüphesiz bütün ticari işletmelerin en önemli amacı kar elde etmektir. Ancak kar etmek işletmeler için uzun vadede değişmez amaç olduğu halde bazen daha kısa dönemler için birincil amaç olmayabilir. Örneğin piyasaya yeni giren bir işletmenin ürünlerini pazarda tutundurma süreçlerinde veya bazen rekabet koşullarının gerektirdiği taktik uygulamalar gereği kar hedeflenmeyebilir. Ancak uzun vadede işletmeler mutlaka kar elde etmelidirler. Çünkü “İşletmeler için kar elde etmek, canlılar için nefes almak gibidir. Kar edemeyen işletmeler ölürler.” Elbette ki işletmelerin kar elde etmek dışında da bazı amaçları vardır ve olmalıdır. Yani insanlar nefes almadan yaşayamazlar ama sırf nefes almak için de yaşamazlar. Buna benzer işletmelerin de kar elde etmenin yanında bazı sosyal sorumluluk, görev ve amaçları da vardır. Ancak bunlar ayrı bir makale konusudur. Belirli bir dönem için (Örneğin bu yıl, önümüzdeki 3 ay gibi) işletmenin hedefleri ,amaçları her ne ise bu amaçların tüm çalışanlar tarafından bilinmesi gereklidir. Daha da önemlisi bu amaçların mümkün olduğunca en alt kadrodaki çalışanlar da dahil olmak üzere tüm çalışanlarla birlikte belirlenmesi, o amaçlara ulaşmak açısından çok yararlı olabilmektedir.Ancak ne olursa olsun tüm çalışanlar, öncelikle işletmenin amaçlarını,bu amaçlara bağlı olarak kendi bulunduğu departmanın ya da takımın amaçlarını ve yine bu amaçlara ulaşmak için kendi görev ve sorumluluklarını bilerek çalışmalıdırlar. Hatta böyle bir kültürün etkin olduğu işletmelerde çalışanlar kendi görev ve sorumluluklarının bile dışına çıkarak bu esas amaca hizmet ederler. Yani “İş benden önceki süreçlerde yanlış yapılmış.Bu durumda ben de ancak bu kadar yapabilirim” ya da “Ben görevimi yaptım,sorumluluk benden gitti .Gerisi başkalarının sorumluluğu” şeklinde düşünmek yerine, işin hem kendisinden önceki hem de sonraki parçalarıyla ilgili de kaygılar taşırlar. Ancak işletmenin ya da görevli olduğu sürecin amaçlarından habersiz olan bir çalışan yüksek performans gösterebilecek başarılı bir kişi de olsa o sürece sadece görev tanımında belirlenmiş olan katkılarını sunmakla yetinebilir. Bu konunun önemini zamanımızın bazı yönetim bilimcileri “Çalışanlarınıza resmin bütününü gösterin” diyerek ifade etmektedirler. Gerçekten de insanların çok çalışmaları, çok yorulmaları, fedakarlık göstermeleri,bazen “evlerine iş götürmeleri” esas amac gerçekleşmedikten sonra boşa gitmiş bir uğraş olarak nitelendirilebilir. Bu bağlamda tüm çalışanlar arasında “Sonuç Odaklı” bir kültür oluşturulmalıdır. Bu sonuç yukarıda belirtildiği gibi bazen kardır, bazen müşteri memnuniyetidir, bazen ürün tutundurmadır, bazen hızlı olmaktır, bazen sosyal bir amaçtır. Ama her ne olursa olsun tüm çalışanlar o amaçları bilmeli ve ona hizmet etmelidirler. Bu bağlamda düşünürsek tüm çalışanların aslında tek maddelik bir görev tanımı vardır; İşletmenin amacına ulaşmasına yapabildiğince katkıda bulunmak. (görev tanımında yazıldığı kadarıyla değil) ÇALIŞANLARIN KİŞİSEL AMAÇLARI İşletmelerin amaçları olduğu gibi o işletmede çalışan insanların da kişisel amaçları olmalıdır. Üstelik kişinin ve kurumun amaçlarının bir birine uyumlu olması da önemlidir. Yani biraz da geometri eşliğinde düşünürsek, kişi “benim çalıştığım kurum şu noktaya varırsa ben de şu noktaya ulaşacağım” diye düşünmeli, buna göre kendi amaçlarını ifade eden bu noktaları kurumun amaçları düzleminde belirlemelidir. Hatta yöneticileri ve kişinin kendisi bu kuruma ait ve kişiye ait noktaların aynı doğru üzerinde bile olmasını sağlamaya çalışmalıdırlar. O zaman uzun soluklu, kişisel tatmin duygularının yüksek olduğu ve işletme için de verimli olan bir süreç yaşanır. Aksi taktirde zamanla daha fazla ücret ya da başka bir çok nedenlerle o çalışanla işletmenin yolları ayrılabilir. Öte yandan işletmelerde olduğu gibi kişisel amaçlar denilince de akla öncelikle maddi kazançlar gelebilmektedir. Bu doğaldır. Kişilerin daha fazla maddi kazanç amaçlamaları yanlış ve kınanacak bir şey değildir. Ancak yapılan araştırmalar özellikle bir işyerinde çalışmakta olan insanların sadece para ile yeterince mutlu olamadıklarını göstermektedir. Çalışan insanları, para kazanmanın yanında tanınmak, sayılmak, terfi etmek, taktir edilmek gibi doğrudan doğruya maddiyatla ilgili olmayan konular da çok mutlu edebilmektedir. Bir takımın ya da bir kurumun üyesi olmak, çalıştığı işyerini sahiplenmek,kendini o işyerinin bir parçası olarak hissetmek, işyerinin amaçlarına ulaşmasında aktif rol almak gibi bir çok unsur insanları bazen maddi imkanlardan bile daha fazla mutlu edebilmektedir. Bırakınız desteklediği takımın şampiyon olmasını, bir maçta rakibini yenmesi bile bir insanı hiç bir maddi kazancı olmadığı halde çığlıklar atacak derecede mutlu edebilmektedir. İnsanların doğasında var olan bu özellikler, işletmelerin amaçlarına ulaşmasında da önemli bir potansiyel güçtür. Önemli olan bu potansiyeli ortaya çıkaracak “Amaç Odaklı” ya da “Sonuç Odaklı” işletme kültürünün oluşmasıdır. Kurum kültürü konusuna gelecek ay da devam edeceğiz.
Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|