SON DAKİKA
HALKBANK Genel Müdür Yardımcısı Taner…
LİDEBİR Başkanı Neşecan Çekici
TAIDER Başkanı Şerife İnci Eren
Marmara ve Ege’nin yeşil penceresiBalıkesir, Anadolu yarımadasının kuzey batısında, Marmara ve Ege bölgelerinde yer alan bir ildir. Güneyinden Manisa ve İzmir, batısında Ege Denizi ve Çanakkale, doğusundan Kütahya ve Bursa, kuzeyinden Marmara Denizi ile çevrilmiştir. Bu konumuyla Türkiye’nin Marmara ve Ege denizine açılan yeşil penceresidir.
MEHTAP ACIGÖZ
Tarihçilere göre Balıkesir adı, Bizans imparatoru Hadrianus'un av partilerinde kullanmak için yaptırdığı Paleo Kastro (Eski Hisar) sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Tarihi bir gerçekliği de bulunan bu ad, daha sonra halk etimolojisi sayesinde değişik rivayet ve yorumlara da konu teşkil etmiştir. Bu rivayetlerden birkaçı kısaca şöyledir: Balıkesir adı daha çok bal, balık, kesir ve hisar kelimeleri üzerinde yapılan oynamalarla izah edilmektedir. Bir rivayete göre Balıkesir'in adı eskiden Balık Hisar şeklindeymiş. Buradaki, balık sözü Eski Türkçe’de şehir, kale veya saray anlamı taşımaktaymış. Kale Şehri anlamını veren bu rivayete göre bu ad, XI. yüzyıldan sonra kullanılmaz olmuştur. Gerçekten de Orta Asya'da Beşbalık gibi bazı Uygur devrine ait yer isimlerinde balık kelimesinin şehir anlamında kullanıldığı dikkati çekmektedir. Diğer bir rivayete göre ise Balıkesir adı, balı kesir, yani balı çok, bol anlamındaki söz, grubundan gelmektedir. Buna göre Balıkesir'in balının bol ve lezzetli oluşu bu adı almasına sebep olmuştur. Başka bir rivayet ise Balıkesir'in ilk kurulduğu yıllarda buraya gelen bir yabancının iyi muamele görmemesi üzerine, balı keser, yani hatır, gönül tanımaz adını verdiği 'şeklindedir. Buna göre bal, Arapça'da hatır, gönül anlamını taşımaktadır. Bunların dışında bölgede bir süre hakim olan İran Hükümdarı Balı Kisra veya civardaki Yılanlı Dağ'ın eski adı olan Balcea yada Pelecas'ın Balıkesir adının ilk şekli olduğu ileri sürülmektedir. Fakat bunlar uzak ihtimaller olarak değerlendirilmektedir. Bütün bu rivayetler içinde en kabul edileni, buraya yerleşen Türk oymaklarının Orta Asya hatıralarını canlı tutmak için koymuş olabilecekleri Balık Hisar adıdır. YÖRESEL YEMEKLER Balıkesir ili coğrafi şartları ve çeşitli etnik grupları coğrafyasında barındırması nedeniyle zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Her etnik grubun kendine has bir mutfak kültürü olduğu gibi zamanla etkileşimleri de olmuştur. İlin coğrafyasında tarıma elverişli toprakların büyük bir kısmında tahıl ekimi yapılmaktadır. Geri kalan kısımlarda ise baklagiller ve sanayi bitkileri yetiştirilir. Körfez Bölgesi'nde zeytin üretiminin gelişmiş olması yemeklerde zeytinyağı kullanımının yaygın olmasını sağlamıştır. Yöre mutfağı sebze ve ot yemekleri yönünden zengin olup yöre mutfağında ünlü birçok yemek vardır: Mürdük Aşı, Sarmaşık, Börülce, Acı Filiz Kavurması...Yörede hayvancılık gelişmiş olup hayvansal ürünler tüm sofralarda yerini almıştır. Hayvansal gıdalarda Manyas, Gönen ve Susurluk ilçeleri tanınmıştır. Bunun yanında Körfez Bölgesi'nde beslenmede deniz ürünleri önemli yer tutmaktadır. Deniz ürünleri taze yenildiği gibi tuzlanarak da uzun süre saklanıp tüketilmektedir. Balıkesir yerel mutfağına ait bazı örnekler şunlardır: Keşkek, Tirit, Börülce, Sura, Saçaklı Mantı, Peynirli Patlıcan, Düğün Çorbası, Zerde Tatlısı, Balıkesir Kaymaklısı, Höşmerim, Mafiş Tatlısı. DOĞUM Yörede doğacak olan çocuğun cinsiyetini saptamak içinde çeşitli yöntemlere başvurulur. Bu yöntemlerden birisi ateşe şap atmaktır. Şap yanınca kabarmaya başlarsa doğacak çocuk erkek, kabarmazsa kız olacağına inanılır. Başka bir yolda gebenin sütünü bir bardak suya damlatmaktır. Süt dağılmadan dibe inerse erkek, dağılırsa kız çocuk beklenir. Birkaç kez çocuğu olup ta ölen anneler, buna bir çare bulabilmek için kendilerince tedbirler alırlar. Bunlardan bazıları şunlardır: Hasan adlı üç çocuktan birer çivi alınır. Bunlar demirciye verilir. Demirci bunlardan gece yarısı bir bilezik yapar. Çocuk doğar doğmaz bu bilezik koluna takılır. SÜNNET DÜĞÜNÜ Sünnet düğününü yapan aile oğlunun sünnet edilmesine duyduğu sevinci, yakınlarıyla bunu kutlayarak paylaşır. Düğün sahibi düğünden önce bir takım hazırlıklara başlar. Daha önceden çağrılan yengeler, çarşamba günü düğün evine gelerek sünnet çocuğunun karyolasını süsler. Perşembe günü yengeler düğün sahibi adına çok yakınlara kına, tanıdıklarına da şekerle sünnet düğününe çağırırlar. Davetliler yemeklerini yedikten sonra sünnet çocuğunu gezdirmek için beklerler. Bir at getirilerek sünnet çocuğu bu ata bindirilir. Eğer sünnet çocuğu tekse çocuğa arkadaş olacağına inanıldığı için düğün evinin penceresinden aşağıdaki çocuklara doğru horoz uçurulur. Kim kaparsa horoz onun olur. ASKERLİK Askerlik çağı gelen ve askerlik kağıdı gelen gençler akrabaları ve komşuları tarafından toplu olarak her öğün ayrı evde olmak üzere yemeğe davet edilirler. Her genç helalleşip evinden ayrılırken işleri yolunda gitsin diye arkasından su dökülür. Gençler askere uğurlandıktan sonra askere giden gençlerin evleri ziyaret edilir. Askere giden gencin evine huzur içinde dönmesi için gencin ailesi tarafından "Sıvık hamur"dan saç üzerinde çırpma pişirilerek bu hamur işi komşulara dağıtılır. Bu olaya "Döndürme" de denilmektedir. Yörede askerliğini yapmayanlar çocuk ve cahil sayılmaktadır. HALK OYUNLARI VE FOLKLOR Balıkesir Halk Oyunları zengin bir yapıya sahiptir. Yörede bulunan birçok farklı etnik grup kültür çeşitliliğini ortaya çıkarmaktadır ve bu halk oyunlarına da yansımaktadır. Genel olarak bakıldığında ilde oyunlar daire, düz çizgi ve karşılıklı geçişler şeklinde oynanmaktadır. Yöredeki oyunlar genel halk oyunları türlerinden Zeybek, Güvende, Kaşık Oyunları ve Bengi sınıfına girmektedir. Kadın Oyunlarında Çalgı: Geleneksel olarak bakır tava, kazan, kaşık ve zilli maşa kullanılmaktadır. Erkeklerin Oynadıkları Oyunlar: İkili Güvende, Toplu Güvende, Bengi, Ağır Hava, Karşılama, Koca Arap, Kemeraltı, Sekme, Kayalcanın Taşları, Şıngır, Edremit Güvende, Yılanı Yılanı, Savaştepe Zeybeği, Alay Havası, İsmailler Zeybeği, Koca Kuş, Dada Zeybeği, Doğanlar Zeybeği, Aldı Dereleri, Koybatın Dereleri, Sabai Güvende, İsmailli, Tabancalı. BARANA GELENEĞİ Barana kelimesi Farsça Barhana (Barhane) kelimesinden gelmektedir. Halk arasında konak, han gibi anlamlarda kullanılan bu kelime zamanla barana şekline dönüşerek topluluk adı olarak kullanılmıştır. Bugün Anadolu'nun çeşitli yörelerinde gezek, oturak, sıra gecesi ve şeker bağlaması gibi adlarla sürdürülen geleneklerle benzerlikler de göstermektedir. Esas itibariyle gençlerin kendilerini eğittikleri bir örgütlenme olan Barana'da eğlence bir araçtır. Daha sonraları toplumsal değişimlerin etkisiyle eğlence ön plana çıkmıştır. Her yıl hasat bitiminde eylül ortası veya ekim başı gibi başlayıp Hıdrelleze kadar devam eden bu gelenek Balıkesir'in birçok ilçesinde görülmektedir. YÖRESEL GİYSİ Kadın Giysileri: Baş giyiminde ilk al bez başa sarılıp uçları başın üst kısmına gelecek şekilde bağlanır. Al bez Yörüklerde ipek veya saten kumaştan olup, başın arkasına gelecek kısmı pul ve boncuklarla işlenmiştir. Kenarları yeşil şeritli boncuk, pul ve karanfillerle oyalanmıştır. Al bezin üzerine alın bezi bağlanır. Yörüklerde alın bezinde hakim renk çoğunlukla siyahtır. Bezin kenarları boncuk ve pullarla işlidir. Türkmenlerde ise al ve yeşil olmak üzere iki renk vardır. Başta öne ve arkaya gelecek olan bölümlerin ortaları ve uçları pullarla işlidir. Üst bedene göynek/gömlek giyilir. Türkmenler de ise gömlek grep kumaşından yapılır. Gömleğin altına şalvar (işlemeli don) giyilir. Donun üstüne iç etek ve en üste de üçetek giyilir. Üçetek ismi entarinin belden aşağı kısmının üç ayrı yaprak, dilim halinde yapılmasından gelir. Erkek Giysileri: Erkek giyiminde başa beyaz veya kahverengi keçeden yapılan dal fes adı verilen fes giyilir. Yörüklerde daha çok koyu renkte olup kenarlarına yeşil şerit geçirilmiştir. Şeritin etrafı pul, boncuk ve karanfillerle süslenmiştir. Üçgen şekline getirilip üçgen tarafı sol yana gelecek şekilde dal fesin üzerine düğümlenir. Ovada yaşayanlar ise dal fes üzerine renkli, çubuklu veya siyah poşu sararlar. İnce katlanan poşu, fes ve kalpak üzerine dolanarak, üçgen tarafı sağ yana gelecek şekilde düğümlenir. Boyuna oyalı yazma üçgen şekli öne gelecek şekilde bağlanır. Üst kısma gömlek üzerine camedan giyilir. Camedanın üzerine delme ve üzerine de kartal kanadı giyilir. Kadife, çuha veya dokumadan dikilir. Alt giyimde ise dokuma bezden yapılan kısa don giyilip bel kısmına yün veya pamukla dokunmuş dikdörtgen şeklinde kuşak ve üstüne de kolon sarılır. Kuşağın üstüne de ön kısma beyaz renkte, işlemeli yağlık/gergef peşkiri üçgen veya dikdörtgen şekilde takılır. Ayak giyiminde yün çorap ve üzerine tozluk ve tozluk bağı adı verilen püsküllü bir bağ bağlanır. Ayağa siyah yemeni veya tulumbacı ayakkabısı giyilir. Dursunbey ve Bigadiç İlçelerinde erkek giyiminde çeşitli farklılıklar görülmektedir. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
|
|