Merkez’in freni çok mu sert?

Rekor düzeyde artan cari açık ve 2011’in küresel ve bölgesel ekonomik riskleri nedeniyle hükümetin ‘hızlı büyümeyi’ frenleme çabası bir süre daha devam edecek. Hükümet cephesi kredilerde ve ithalatta ciddi daralma görene kadar benzer önlemler almaya devam edecek. Bu arada, Merkez Bankası’nın bankalar için zorunlu karşılık oranlarını beklenmedik şekilde bir kez daha yükseltmesi geçen ay içinde epeyce konuşuldu. Bu kararın ardından bence en dikkat çeken iki açıklama meselenin iki yüzünü net şekilde ortaya koydu.

Bir tanesi; hükümet kanadından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “zamanlı ve isabetli bir karar” şeklindeki değerlendirmesi. Babacan, ayrıca “Zamanında doğru bir adım atmazsanız, ileride çok büyük adım atsanız dahi isabetli gelmeyebilir” dedi ve daha önce alınmış kararların etkisini de yakından izlediklerini ek tedbirler gerekip gerekmediğini değerlendireceklerini söyledi. Bu durumda 2010’un son çeyreğinden beri devam eden frenleme önlemlerinin aslında umulan sonuçları doğurmadığı anlaşılıyor. İşte bu nedenle Merkez Bankası, ‘kredilerin biraz daha durulmasını’ sağlamak istedi.

●SANAYİCİ NE DİYOR?

Merkez Bankası’nın banka kredilerini daraltacak kararlarının sonuncusuna en net eleştirel tepki ise Anadolu’dan geldi. Sanayisiyle, ticaretiyle ünlenmiş, Anadolu Kaplanı Kayseri’nin sanayi odası başkanı Mustafa Boydak, “Bundan sonra bankacılık sistemini daraltmaya yönelik bir adım daha atılmasını istemiyoruz” dedi. Bu çok açık bir söz. Boydak, bu açıklamayı Oda’nın meclis toplantısında yaptı. Merkez Bankası’nın ekonomiyi soğutma adına bir takım tedbirler aldığını anlatan Boydak, “Bankalardan istedikleri kredileri alamayan firmalarımız gayri nizami borçlanmaya gidebilirler” diye de uyarıda bulundu.

●TÜSİAD VE ANAYASA

Ülke seçim sürecini doludizgin yaşarken iş dünyası için ikinci kritik tartışma konusu ise Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Yeni Anayasa çalışmalarına katkı sağlamak için bilim adamlarına yaptırdığı çalışma oldu. Aslında TÜSİAD cephesine bakılınca çok uzun süreden beri ‘en liberal ve demokratik çıkış’ olarak nitelenebilecek bu çalışma ne yazık ki siyasilerin ağır eleştirileri üzerine yara aldı. Çünkü TÜSİAD Yönetim Kurulu tepkilerden korkmuş olacak ki “Aslında biz öyle demedik, zaten bu çalışma bizim görüşümüzü yansıtmaz” mealinde bir açıklama yaparak tartışmaların odağından uzaklaşmaya çalıştı. Buna benzer çalışmalar, tartışmalar ve TÜSİAD’ın geri adımları daha önce de olmuştu. O nedenle pek yadırganacak bir durum yok. Ben hâlâ TÜSİAD’ın böyle bir çalışmayı yaptırmış olmasını önemsiyorum ve TÜSİAD’ın ‘ekonomide liberal, siyasette ulusalcı’ çizgiden çıkış için bir sancı çektiğini düşünüyorum. Çünkü bana göre TÜSİAD’a ‘hem ekonomide hem de siyasette liberal olabilmek’ daha çok yakışıyor.