SON DAKİKA
Reel sektörün en önemli sorunu kriz döneminde kredi alamamakZorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu: “Üreten, istihdam yaratan ve ekonomiye hayat veren reel sektörün, özellikle kriz dönemlerinde desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Yaşadığımız küresel ekonomik krizde reel sektörün en önemli sorunlarından biri kredi alamaması olmuştur” dedi.
ARİF ESEN
Ahmet Zorlu, Denizli’nin Babadağ ilçesinde doğdu. Dokumacı bir ailenin ortanca oğlu. İlkokulu bitirdi, ‘hayat üniversitesi’nde okudu. Babası Hacı Mehmet Zorlu’dan ticaret yapmayı öğrendi. Babasının ticari ahlakını kendisine bayrak yaptı. Babadağ’a İstanbul’dan mal almaya gelen fötr şapkalı tüccarlardan etkilendi. Çarşaf pazarlamakla iş hayatına girdi, adım adım zirveye yükseldi. Zorlu Holding’i kurdu. Altı ana sektörde faaliyet gösteren Zorlu Holding 2009’u 6 milyar dolar ciro ve 2.5 milyar dolar ihracatla kapattı. 25 bin kişiyi istihdam eden Zorlu Grubu’nun 2010 ihracat hedefi 3 milyar dolar. Ahmet Zorlu, 1.5 milyar dolarlık servetiyle 2010’da dünyanın dolar milyarderleri listesine 655’inci sıradan girdi. Zorlu, ‘Sanayici'nin sorularını yanıtladı. - Denizli’nin Babadağ ilçesinde dokuma tezgahlarıyla katıldığınız ekonomik hayat; Zorlu Holding’i yarım yüzyılı aşan bir süreçte tekstil, elektronik, beyaz eşya, bilgi teknolojileri, enerji ve gayrımenkul alanında dünya ölçeğinde söz ve güç sahibi yaptı. Geriye dönüp baktığınızda neler hisediyorsunuz? Ahmet Zorlu: Biz Zorlu Grubu olarak Denizli Babadağ’dan çıktığımız yolda daima ülke yararını esas alarak hareket ettik. Her adımımız, ülkemize değer katmak içindi. Bugün geriye dönüp baktığımda geldiğimiz nokta ve yaptıklarımız bizleri gururlandırıyor. Aynı zamanda geleceğe dönük hedeflerimiz için de çıtayı yükseltmemize neden oluyor. - Bir konuşmanızda, Babadağ’da doğup, Babadağ’da vefat eden ve yaşamının son yıllarına kadar çalışmayı sürdüren babanız Hacı Mehmet Zorlu’nun ilke ve prensiplerinin, bugünün dev kuruluşu Zorlu Holding’in ilke ve prensipleri olduğunu belirtmiştiniz? Bu ilke ve prensipler neler? -A.Z: Çok genç yaşta başladığım iş hayatında sevgili babamı örnek aldım. Babam, ‘Yapacaksan en iyisini yap’derdi. Bugünün işini yarına bırakmadan çalışmanın, hayat disiplininin önemini bizlere öğütlerdi. Babam, ‘Gerekirse işinizi kaybedin, ama itibar ve güveni kaybetmeyin’ derdi. Ben de bu uğurda her türlü güçlüğe göğüs germişimdir… Her zaman en iyiyi hedefledik. Ancak bizim için her zaman doğruluk, dürüstlük, iyi iş yapma ahlakına sahip olmak öncelikli oldu. İş hayatına atıldığım günden beri aklımdan çıkarmadığım,yine babamın her zaman vurguladığı şey, “Ne yaparsak yapalım, ülkemizin menfaatlerini ön planda tutmak” gerekliliği oldu. Önceliğimizin, bu ülke için yararlı işler yapmak olduğuna inanarak çalıştık. Hedefimiz, ülkemizin çıkarlarını gözeterek dürüst bir şekilde işlerimizi yürütmek oldu. - 57 şirketi ve yaklaşık 25 bin çalışanıyla Zorlu Holding, faaliyet gösterdiği alanlarda örnek olacak projeleri hayata geçirdi, önümüzdeki süreçte stratejiniz nedir, yeni yatırımlarınız var mı? Varsa hangi alanlarda olacak? A.Z: Zorlu Grubu olarak enerji, gayrimenkul, elektronik, beyaz eşya ve tekstil sektörlerinde yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu sektörler arasında en fazla enerji ve gayrımenkul alanında büyümeyi planlıyoruz. Bu iki sektöre5 milyar dolar yatırım yapacağız. 2012’de enerjide 4 bin MW’a ulaşacağız. 1000 MW şu an çalışır vaziyette. Yapılmakta olan 2 bin MW var. Yatırımlarımızı, kriz bizi kısmen etkilese de durdurmadık. Bir bölümünü erteledik. Trakya’da doğalgaz işletme ve arama sahalarında üretimi sürdürürken, yeni rezervler bulduk. İstanbul’da Karayolları arazisindeki otel, iş, alışveriş ve kültür merkezi olacak yatırımımız sürüyor. Projede 450-500 daire olacak. Talep fazlasıyla mevcut. Ben de o proje için de yaşayacağım, ama daha dairemi seçmedim. - Küresel kriz Türkiye ekonomisini ve grup olarak sizi nasıl etkiledi? Dünya krizi atlattı mı? İflas eden Yunanistan, iflasın eşiğinde olduğu belirtilen İspanya, Portekiz ve ardından İtalya’da yaşanacak olası bir çöküş, domino etkisi yaparak Türkiye’yi de etkisi altına alır mı? A.Z: Küresel ekonomik krizin yeni merkezi olan Avrupa’nın içinden geçtiği süreç, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor elbette. İhracatı euro, ithalatı dolar ağırlıklı olan iş dünyamız için yeni bir dönem başlayacak gibi görünüyor. Yeniden büyüme sürecine girdiğimiz ve birçok ülkeye göre bu yıl daha hızlı büyümeyi beklediğimiz bir ortamda, dış ticaret dengemizin bozulmasını istemeyiz. TÜRKİYE’NİN İHRACAT YAPMADIĞI 4 ÜLKEYE VESTEL’LE GİRECEĞİZ - Küresel kriz Türkiye’nin ve sizin geleneksel ihracat pazarlarınızda büyük daralmalara neden oldu? Bu daralma sizi nasıl etkiledi? İhracatta yeni pazar kapıları açtınız mı? Bu yeni pazarlar hangi ülkeler? A.Z: Zorlu Grubu’nun amiral gemisi Vestel küresel ekonomik krize rağmen başarısını sürdürdü. 1994 yılında Vestel’i satın aldığımızda 360 bin televizyon üretiyordu. Bugün 11.5 milyon televizyon üretiyoruz. 2009 Türkiye Kurumlar Vergisi rekortmenleri sıralamasında Vestel Beyaz Eşya 37’nci sırada yer aldı. Vestel 2009’da 2,1 milyar dolar ihracat rakamına ulaşarak Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci büyük firması oldu. Vestel, elektronik ve beyaz eşya segmentlerinde dünya kalitesinde yüksek teknolojili ürünlerini 127 ülkede tüketicilere sunuyor. İhracatın büyük kısmı Avrupa ülkelerine gerçekleştiriliyor. En fazla ihracat gerçekleştirilen ülke ise İngiltere. Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın Türkiye’nin ihracatı olmadığı dört ülke olarak açıkladığı Mariana Adaları, Kiribati, Samoa ve eski adıyla Güney Vietnam’a da 2010 yılında ihracat gerçekleştirmeyi planlarımıza aldık. Böylelikle Türkiye’nin ihracatta tüm dünyayı kapsamasını sağlayacağız. YENİ ÜRÜNLERE ODAKLANACAĞIZ - Krizle birlikte yeniden yapılanan ve şekillenen dünya ekonomisi, ‘Türk iş alemine küresel ölçekte satın almalar yönünden yeni ve büyük fırsatlar’ sunuyor mu? Sunuyorsa iş alemi bu fırsatları değerlendirebiliyor mu? Yoksa ‘Biz krizden az etkilendik, konumumuzu koruduk, bu bize yeter mi’ diyor? A.Z: Türkiye’nin sadece 2010 yılında değil, 2011 yılında da dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında olacağı tahmin ediliyor. İhracatta yüksek teknolojiye dayalı ürünlerle daha yüksek katma değer yaratmaya odaklanmamız gerekiyor. Krizin etkilerini azaltmak ve kalıcı rekabet avantajı yakalamak açısından bu çok önemli. Bu da ancak Ar-Ge ve yenilikçilikle mümkün. Zorlu Grubu gibi Türkiye’nin lokomotifi kurumlar, ülkemizin rekabet gücünün artırılması konusunda önemli bir sorumluluğa sahip. Bu sorumluluğu yerine getirebilmek için yeni ürün ve hizmetlere odaklanmamız gerekiyor. - Krizin etkisini en çok hissettirdiği 2009’da Türkiye’de bankalar karlı bir yılı geride bıraktı. Finans sektörünün bu dönemde zor durumdaki reel sektöre gerekli kredi kolaylığını gösterdiğini düşünüyor musunuz? A.Z: Reel sektör Türkiye ekonomisinin can damarıdır. Dolayısıyla, üreten, istihdam yaratan ve ekonomiye hayat veren reel sektörün, özellikle kriz dönemlerinde desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Yaşadığımız küresel ekonomik krizde reel sektörün en önemli sorunlarından biri kredi alamaması olmuştur. 2001 yılında yaşadığımız krizin ardından alınan önlemler ve yapısal reformlar sayesinde bugün bankaların mali yapıları çok daha güçlü. Ancak yine de eskisi gibi para akışının olmaması, dışarıda yaşanan sıkıntı, bankaların reel sektöre desteğini azalttı. - Sosyal sorumluluk ve çevre adına ne gibi faaliyetleriniz var? A.Z: Genç nesillere sürdürülebilir bir gelecek bırakmayı amaçlayan Zorlu Grubu, uzun soluklu projeler üstleniyor. Grubun sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarının yürütüldüğü platform ağırlıklı olarak Mehmet Zorlu Vakfı’dır. Vakfımız aracılığıyla ve “geleceğe yatırım” felsefemiz ışığında, özellikle eğitim, kültür ve spor alanlarında gençlere yönelik projeleri hayata geçirerek, ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlamayı sürdürüyoruz. Enerji darboğazına doğru hızla ilerlediğimiz 21. yüzyılda, Zorlu Enerji Grubu ile yenilenebilir kaynaklarımıza odaklanarak yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede, Osmaniye’de kurmakta olduğumuz rüzgâr santrali, yenilenebilir enerjinin ülkemiz açısından önemini ön plana çıkaran bir projedir. Kurumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden Vestel, tüm faaliyetlerinde çalışanların, müşterilerin ve çevre halkının sağlığını ve güvenliğini gözetmeyi, gelecek nesiller adına çevreyi ve doğal hayatı korumayı kendine görev sayıyor. Bu çerçevede, enerji ve doğal kaynakları verimli kullanma felsefesini ürün gamına da yansıtıyor. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
|