SON DAKİKA
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı…
Prof. Dr. Ziya Akıncı
Türkiye Peru İş Konseyi Başkanı…
TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı
Rusya krizinin öğrettikleri
GÖKHAN TAŞDEVİREN [email protected]
Rus SU-24 savaş uçağının ikaz edilmesine rağmen sınır ihlali yapması sonucu vurularak düşürülmesini müteakip iki ülke arasındaki ilişkilerde ciddi değişiklik yaşanıyor. Rus tarafı hamlelerini ortaya koydu, ancak kendi işadamlarına ve vatandaşlarına zarar veriyor. Rusya Federal Rekabet Kurumu FAS, 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren Türk ürünlerine yönelik ambargo neticesinde Rus iş dünyasına bir mektup gönderdi. Mektupta Rus iş dünyası “fırsatçılık” yapılmaması konusunda uyarılıyor. Türkiye tarafında ise “diyalog” çağrısına paralel sakin ve güvenli bir duruş var. Ülkemizde bu olaya çok farklı yönlerden yaklaşan vatandaşlarımız var ancak iki tarafın duruşunu bu şekilde tanımlamakta bir beis görmüyorum. Yine Rus hükümeti 53 şirkete Türk işçi çalıştırma izni verdi. Bazı Türk inşaat firmalarının ülkede kalmasına da izin verdi. St.Petersburg’daki Bosch-Siemens fabrikası ise Türkiye’den tedarik ettiği montaj parçaları gümrükte bekletilince üretimini durdu. Daha sonra gümrükteki mallara izin verildi. Şimdi düşünüyorum… Geçmişte bazı ülkelerle dönemsel veya spontane sıkıntılar olduğunda “Mallarını almayalım, boykot edelim” türünden üstelik uygulaması pek de mümkün görünmeyen söylemlerle karşılaşıyorduk. Şimdi ifade edebiliyoruz ki toplumsal dayanışma hükümetlerin de ötesinde bir güç ve gerçek demokrasi de bu! Yani toplumun arzu ve isteklerine direnince veya bunların tersine kararları dayatınca siz zarar görüyorsunuz. Rusya her geçen gün böyle bir durumla karşı karşıya kalıyor. Sanayicisi ile karşı karşıya kalıyor, Rus-Türk evli ailelerle karşı karşıya kalıyor, marketteki Rus tüketici ile karşı karşıya kalıyor, enflasyon düşük çıkmasın diye ambargo tarihini erteliyor kendi dinamikleriyle karşı karşıya kalıyor. Mesele uçak düşürüldü, karşılığı olmalı olmamalı meselesi değil. Mesele on hamle yaptığınızda yedisi size geri dönüyorsa ne yapacaksınız meselesidir. Tabi bir daha düşüneceksiniz, diyaloğa açık olacaksınız. Mesele bu vizyonla hareket edebilmektir. Türkiye tarafında ise durumu şu cümle ile özetlerim her zaman; “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez”. Maalesef(!) turizmciler başka ülkeleri keşfetmek zorunda kalacaklar, maalesef (!) yaş sebze ve meyveciler başka pazarlar fethedecek, süs bitkileri yetiştiricileri başka müşteriler bulacaklar. İnşaat şirketlerinin bir dönem Rusya’daki başta İngiliz inşaat şirketleri tarafından haksız bir şekilde dışlanması sonucu Türk inşaat sektörünün dünyaya açıldığı o günlerdeki gibi… İyi ki krizler var! Korkarım başka türlü sıçrama elde edemeyeceğiz. En azından bu yaşıma kadar Türkiye’de gördüğüm yegane sıçrama yapma tarzımız bu oldu. Tekraren; “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez.” Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|