SON DAKİKA
Saint Vincent ve Grenadinler ülkesini biliyor musunuz?
Yıldırım ULKAT Çerkezköy Sanayiciler Derneği Yön. Kurulu Başkanı
Saint Vincent ve Grenadinler’i (İngilizce adıyla Saint Vincent and the Grenadines) bilmiyorsanız, önünüzdeki tabletten veya akıllı telefonunuzdan hemen tuşlayarak nerede olduğunu birkaç saniyede öğrenebilirsiniz.
Orta Amerika’da Karayipler’deki 120 bin nüfuslu bu ada ülkesini internette kolayca bulabilirsiniz de kolayca gidebilir misiniz? Dünyanın en çok kentine uçan THY’nin Başkent Kingstown’a doğrudan uçuşu yok. Gitmek isterseniz, belki de Miami’ye giderek oradan geçmenin yollarını arayacaksınız. Kingstown’a neden gidelim diyeceksiniz? Sizi bilmiyorum ama biz ihracatçıların böyle, adı sanı bilinmeyen, ulaşılması zor yerlere gitmesinin amacı bellidir: Yeni pazarlara ulaşmak ve üretilen malları satmak. Atasözümüzün söylediği gibi, şu anda dünyada, ‘ekmek aslanın ağzında’. Kriz yangını dünyanın dört bir yanında sürüyor. Koskoca Avrupa ülkeleri büyüyemiyor ve küçülmeyenler kendilerini şansı sayıp mutlu oluyorlar. Yurt içindeki talep minimum düzeyde. Dergimizde aylardır konuştuğumuz akademisyenler, hükümet üyeleri, ticari kurumların üst yöneticileri, ‘yeni pazarlar bulun’ diyor. İşte ihracatçımız da Amerika’nın ortasında küçücük bir ülke olan Saint Vincent ve Grenadinler’de kendine pazarlar bulmuş. 2012 yılında bu ülkeye 3.2 milyon dolarlık mal satmışlar. Herhalde alıcılarla gidip konuşmak için bile çok zorlanmışlardır. Böyle yeni pazarlara girip mal satmanın güçlüğünü çok iyi bilirim. Yeri gelmişken bir anımı paylaşmak isterim. 10 yıl kadar önce bir grup işadamı Mısır’ın başkenti Kahire’de küçük bir fuara katıldık. Çeşitli illerden, çeşitli sektörlerden firmalar yeni müşteriler arıyoruz. Hepimiz tam donanımlıyız. Kimi dil biliyor, kimi yanında dil bilenle gelmiş. Türk Ticaret Ataşesi etrafımızda pervane. Bütün bu elit grup içinde birisi dikkatimi çekti. Gençten bir kardeşimiz, yaş 30 yok, takım elbiseli ama kravatsız. İyi tıraş olmamış ve de bir kelime İngilizce bilmiyor. Fakat o kadar sempatik ve girişken ki ona yardım etmek için hepimiz sıraya girdik ve tabi ki en çok bağlantıyı o yaptı. Sorup öğrendim; çelik tencere imalatçısıymış. Tencere fabrikasında işçi iken bir pres alıp imalata başlamış ve de ihracata. Sonraki yıllarda takip ettim. Pat çat İngilizce de öğrendi, kravat da taktı. İşte Türk ihracatçısı. Hiçbir zorluğun ihracatçımızı korkutmadığını, engellemediğini hayatın içinde gördüm. Yıllardan bu yana, bankacılık sisteminin doğru dürüst işlemediği, can güvenliğinin sıfıra yakın düzeyde olduğu yüzlerce ülke ve kente en zor koşullarda dahi gidip ihracata katkıda bulunmak için didinip duruyorlar. 2012 yılında yine Türkiye rekoru kırdılar ve yıl sonu ihracatı 151.8 milyar doları aştı. Üstelik Hükümetin hedefinin ve Orta Vadeli Program’daki öngörünün de üstüne çıkarak. İhracatçının heyecanına ortak olmayan finans kesimini de çekip çekiştirerek… 2013 ihracat hedefi 160 milyar dolar olarak belirlenmiş. Ben yıl sonunda bu hedefin de aşılacağına yürekten inanıyorum. Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|