SON DAKİKA
SANAYİ 4.0 DÖNÜŞÜMÜ NEDİR? BELİRLEMELER VE BEKLENTİLERProf.Dr. Seniye Ümit OKTAY FIRAT
Marmara üniversitesi, Mühendislik Fakültesi,
Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
…………….
Yaklaşık son on yıldır, “inovasyon“ ve “sürdürülebilirlik” iş dünyası gündeminde, akademik araştırmaların merkezinde, hükümetlerin politika ve söylemlerinde ve uluslararası organizasyonların ana temalarında en yoğun gündemleri oluşturmaktadır
Günümüzde artık Ar-Ge, İnovasyon ile birlikte anılmaktadır ve İngilizce yazında R&D&I (Research&Development&Inovation) olarak kullanılmaktadır. Sürdürülebilirlik ise toplumsal, çevresel ve ekonomik olmak üzere üç ana boyutta, bunların altında yer alan onlarca alt başlık kapsamında, firmaların iş modellerinde etkisini sürdürmektedir. KÜRESEL REKABETTE ZOR YILLAR BEKLİYOR Küresel Rekabet İndeksi’nde 140 ülkenin sıralamasında, Türkiye bir yıl önce 45’inci sırada iken 2015-2016 raporunda 51. sıraya düşmüştür. Türkiye gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer almaktadır (5). Daha önce sıralamada iyileşme yönünde olan Türkiye’nin son yıllarda yavaşça geri düşmeye başladığı görülmektedir. Küresel Rekabet indeksinin alt bileşenlerinde bakıldığında, 16. sırada yer alarak Pazar büyüklüğünde avantajlı durumda iken, teknolojik yeterlilik de 64’üncü, inovasyon da 60’ıncı sıralarda yer almakta ve genel indeks değerinin gerisine düşmektedir. Türkiye’yi küresel rekabet ortamında zor yılların beklediği açıktır. KARBON SALINIMLARINI İNDİRGEME Ayrıca “İklim değişikliği” ile mücadele konusundaki küresel hareket; firmaları kullandıkları enerji ve hammaddenin karbon salınımlarını indirgemeye; teknoloji ve üretimin karbon ayak izlerini düşürmeye, toplumun sürdürülebilirliği adına iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerine özen göstermeye zorlamaktadır. 2015 yılına, sürdürülebilirlik kavramından bakıldığında; İşgücünde çeşitlilik hedefleri (Diversity targets), paylaşım ekonomisi, fosil yakıtların tasfiyesi hareketi (Fossil Fuel Divestment Movement), düşük karbon ekonomisi, döngüsel ekonomi başlıkları öne çıkmaktadır. SANAYİ 4.0 DÖNÜŞÜMÜ Tüm bu öne çıkanlar yanında, önce Almanya olmak üzere Avrupa’da ve daha sonra ABD ve İngilizce konuşulan diğer gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan “dördüncü sanayi devrimi” dünyanın ve ülkemizin gündemindedir. 2015 yılında öne çıkan tüm başlıklar ve Sanayi 4.0 dönüşümü, Ülkemiz ekonomisinin tüm sektörlerini ve her ölçekten firmayı etkileyecek akımlar geliştirmektedir ve bu akışın içinde yer almadan endüstriyel faaliyetlere devam etmek zorlayıcı görünmektedir. İleriye yönelik tüm yatırım, geliştirme plan- proje ve uygulamalarında da büyük resme odaklı olarak özellikle iklim değişikliği hareketi ile birlikte, Sanayi 4.0 dönüşümü de firmalar için bir ana çerçevedir. KRİZLER REEL EKONOMİYİ ÖNEMLİ KILDI 2008 yılında yaşanan küresel finansal kriz, reel ekonominin önemini kesinlikle bir kez daha göstermiştir. ABD, Almanya ve İngiltere gibi gelişmiş ekonomiler bu krizin hemen ardından, imalat sanayilerini yeniden canlandırmak amacıyla “yeniden endüstrileşme” stratejilerini geliştirmeye başladılar. Gelişmiş ülkelerde, yeniden endüstrileşme hareketi, geleneksel imalat tarzları üzerinde iyileştirmeler yerine, bilgi ve iletişim teknolojilerinin (ICT- Information and Communication Technologies) ve dijital imalat teknolojilerinin uygulamaları üzerine odaklanmaktadır.
SANAYİ 4.0 NEDİR? Dünyanın her yerinde geleneksel imalat sanayii, katlanarak büyüyen teknoloji tarafından hızlandırılan bir dijital dönüşümün sancıları içindedir. Bu dijital dönüşüm, akıllı robotlar, otonom dronlar, sensörler, 3D baskı, bulut teknolojileri, büyük veri, nesnelerin interneti tarafından tetiklenmektedir. Bilgi teknolojilerinin ve imalat endüstrisinin entegre edilmesine ilişkin bu trendler bir dönüşüm olarak ele alınmakta ve bu dönüşüm Sanayi 4.0 (Industry 4.0 – I4.0) olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca bazı uzmanlar, “nesnelerin interneti (internet of the things)”, “her şeyin interneti (internet of the everything)” veya “endüstri interneti (industrial internet)” terimlerini de, Sanayi 4.0 anlamında kullanmaktadır. İLK SANAYİ 4.0 MANİFESTOSU ALMANLARDAN Sanayi 4.0 ilk kez 2011 de Alman hükümeti tarafından adlandırılmış ve Sanayi 4.0 Manifestosu Alman Ulusal Bilim ve Mühendislik Akademisi (Acatech) tarafından yayınlanmıştır. Sanayi 4.0’ın önemi, insanlar, makineler ve ürünler arasında gerçek zamanlı iletişim, bağlantı ve tanımları gerçekleştirebilmesi ve son derece yüksek bir esneklik içinde müşteri taleplerine göre özelleşmiş ve dijitalleşmiş akıllı imalat modeli geliştirmektir. Bu akıllı imalat modelinin esası; üretimin merkezileşmeden çıkarılıp yerelleştirilmeye dönüşümü ve ürünün tek tip olmaktan, kişiye özel (customized) hale dönüşümüdür. Kullanıcıların ise kısmi değil, üretime tamamen katılabilmesidir. Bu ise, imalat sanayiinin geniş bir ICT adaptasyonu ve ilave olarak gerçek dünyanın sınırları ile sanal dünyanın olanaklarını birleştiren ve siber fiziksel üretim sistemleri (SFS) olarak bilinen yapıların devreye alınmasını gerektirmektedir. BU YENİ SÜRECİN PARADİGMALARI NELERDİR? Sanayi 4.0 paradigması esasen üç boyut ile desteklenmiştir: i- Tüm değer yaratma ağında yatay bütünleşme ii- Ürün yaşam döngüsünün tamamında uçtan-uca mühendislik iii- Dikey entegrasyon ve ağ imalat sistemleri Bazı yaklaşımlar, “üstel teknolojilerin kullanımı ile ivme kazanmak” konusunu da dördüncü boyut olarak ilave etmektedir. Bu boyutun kişiselleştirilmiş çözümler, maliyet tasarrufu ve esneklik sağlama avantajları vardır. DÜNYANIN YAŞADIĞI DÖRT SANAYİ DEVRİMİ VE İÇERİKLERİ Sanayi 4.0 dönüşümü konusunda çok fazla akademik araştırma ve yayın bulunmamakla birlikte, medya, akademik araştırma birimleri ve sanayi kesimi, Sanayi 4.0 kavramını incelemektedir ve hatta 4. Sanayi devrimi tartışmaları devam etmektedir. Bu bakımdan dördüncü sanayi devriminin ne anlama geldiğini açıklamak için, sanayi de daha önceki aşamaları gözden geçirmek önemlidir. Dünyanın sanayi de dört devrim ile evrildiği genel kabul görmektedir ve bu devrimler arasındaki geçişler de önceki teknolojiler ile birlikte, yeniliklerin de yerini aldığı bilinmektedir. Dünyanın yaşadığı dört sanayi devrimi ve içerikleri şekil 1 de özetlenmiştir. Şekil 1: Sanayi 4.0 ve Sanayi Devrimleri (1)
Bu sanayi devrimlerinin her birinde bugünkü kapsamda mühendislik uygulamaları mevcuttur ve bu tüm dört evrede mühendislik ve işletmecilik alanları ile sanayi birbirini karşılıklı destekleyerek geliştirmiştir. Yani burada mühendislik ve işletmecilik alanlarının en önemli laboratuvarının sanayi olduğuna bir kez daha vurgu yapmak gerekir, sahadan gelen veriler, ihtiyaçlar ve deneyimler, akademik çalışmaları da beslemekte ve yönlendirici olmaktadır. Bu bakımdan akademik birikimin de sanayi kesimindeki değişimlerle tetiklenerek, faydalı etkileşimler yaratması ve dijital dönüşüm evresinde doğal olarak önemli faydalar sağlaması beklenmektedir. Sanayi 4.0 kavramı, sadece değer zincirlerinin bileşenlerinin otomasyon sistemi içinde olmasını değil, birbiriyle entegrasyonunu da kapsamaktadır. Entegrasyon, tüm bileşenlerin birbiri ile gerçek zamanlı ve sürekli iletişim içinde kalmasını, böylece akıllı ve kendini yöneten makine-makine etkileşimleri ile daha hızlı, yüksek kalitede ve verimli bir sanayi dönüşümünü içermektedir. LİTERATÜRDE NASIL TANIMLANIYOR? Literatür taramasını içeren bir araştırmada(2), Sanayi 4.0’ı tanımlamak için en çok kullanılan terimler, şöyle sıralanmaktadır: 1- SFS- Siber fiziksel sistemler (Cyber-Physical Systems) 2- Nesnelerin İnterneti (Internet of Things ) 3- Akıllı Fabrika (Smart Factory) 4- Servislerin İnterneti (Internet of Services) 5- Akıllı Ürünler (Smart Product) 6- M2M (Machine-to-Machine) 7- Büyük Veri (Big Data ) 8- Bulut teknolojileri (Cloud ) Yani Sanayi 4.0 üzerine yazılan akademik yazılarda en fazla kullanılan terim ve kelimeler bunlardır ve bu sıralamada yer alan ilk dört kavram, Sanayi 4.0’ı ifade etmek için çok daha fazla kullanılmaktadır. Siber fiziksel sistemler, bilişim teknolojileri aracılığıyla mekanik ve elektronik bileşenler arasında bağlantı kurarak, her birinin bir ağ (network) sistemi içinde birbiri ile iletişimini ve bunun sürekliliğini sağlar. Bu teknolojilerin ilk formu, 1999 da kullanıma giren RFID teknolojisidir. Siber fiziksel sistemler sadece ağ makineleri olmayıp, makineler, akıllı ürünler, kişiler yani tüm değer zincirinde ve ürün döngüsünde yer alan her şeyi kapsayan bir akıllı ağ yaratırlar. Böyle akıllı ağlar, Sanayi 4.0 ‘ı destekleyen akıllı fabrikaların en önemli alt yapı taşlarıdır. Sanayi 4.0’ın çevre bileşenleri Şekil 2 de gösterildiği gibi özetlenebilir. SANAYİ 4.0 ORTAMI (Şekil 2) Şekilde görüldüğü gibi ortam, tamamen internet alt yapısı ile çevrelenmiştir. Her şey her şey ile ağ teşkil edecek şekilde ilintilidir. Kullanılan binadan-üretim makinelerine, lojistik faaliyetlerinden-bilgi/veri güvenliğine, iş ortamından-sosyal ağlara kadar her türlü işlem ve öge akıllı (yapay zeka) bilişim teknolojilerinin etkisi altındadır. Bilgi ve veri akışı çok farklı kaynaklardan, anlık, hızlı, yani gerçek zamanlıdır ve miktarlar çok büyüktür. Karşımıza “Büyük Veri” ve onun yönetimi sorununu çıkarmaktadır. Hatta “büyük veri denilen canavar” ile nasıl baş edileceği konusunda da önemli çabalar artmakta ve “veri madenciliği “ yanında bulut teknolojileri üzerinden ayıklama, indirgeme ve hedef veriye ulaşma yolları geliştirilmektedir. Büyük veri çok faydalı olmakla birlikte, kapsadığı gereksiz yanlış, eksik veri nedeniyle de çok risklidir ve dolaşımdaki verinin BT kapasitesi açısından hantallığı düşünüldüğünde istenen doğru ve gerekli veriye ulaşmak zor olabilmektedir. Sanayi 4.0 tasarımı için, firmalara altı ilke önerilmektedir. Bu altı ilkenin, Sanayi 4.0 dönüşümünde hangi bileşenlerle bağlantılı olduğu Tablo 1 de gösterilmiştir. Tablo 1: Sanayi 4.0 tasarımı için altı ilke ve Sanayi 4.0 bileşenleri ile ilişkileri Siber - Fiziksel Sistemler Nesnelerin İnterneti Servislerin İnterneti Akıllı Fabrika Birlikte çalışabilirlik X x x x
Sanallaştırma X - - x
Sorumluluğun dağıtılması X - - x
Gerçek Zamanlı Yetkinlik - - - x
Hizmet Oryantasyonu - - x -
Modülerlik - - x -
Sanayi 4.0 tasarımında “birlikte çalışabilirlik” ilkesi tüm bileşenler tarafından sağlanmaktadır. Bu en önemli özelliktir, sanal ofis ve uzaktan erişim olanakları sayesinde birlikte iş yapabilmek için zaman ve mekan kısıtları ortadan kalkmaktadır. “Sanallaştırma” ve “sorumluluğun dağıtılması” ilkeleri ise SFS ve Akıllı fabrikalar sayesinde gerçekleşmektedir. Çalışma dünyasının geleceği, yani örgütsel gelişme, yönetim tarzlarının ve organizasyon şemalarının, altyapıların değişmesi, çalışanların nitelikleri ve algıları, süreçler, müşteri spesifikasyonları ve talepler temel olarak yeni bir durum olan Sanayi 4.0 ın yüksek ve büyük teknolojik gelişimi tarafından karakterize edilecektir. İnternet üzerinden çeşitli üretim tekniklerinin çapraz bağlantısı, gerçek zamanlı iletişimlere dayandırılarak, kendi aktivitesi ve yönlendirmesi ile düşük maliyetli kişisel üretim yapılabilmesini mümkün kılacaktır. TÜSİAD NASIL DEĞERLENDİRİYOR? TÜSİAD raporunda, “Sanayi 4.0 Türkiye için neden yaşamsal öneme sahip? “ sorusunun cevabını; “Türkiye bir yol ayrımında: Küresel rekabet gücünü kaybetmek veya gelişmiş ülkeler arasına katılmak için dev bir adım atmak“ şeklinde vermektedir. Yine raporda, Türkiye’nin küresel değer zincirindeki konumunu, lojistik alanındaki avantajı ve düşük işgücü maliyetleri ile sağladığı belirtilmektedir. Ancak iş dünyasında bilindiği gibi, Türkiye de ihracat amacıyla yapılan ithalatın oranının yüksek olması, ihracatın içinde ileri teknoloji kullanılan ürünlerin payının sadece yüzde 4 düzeyinde olması, işgücü yetkinliklerinin ve ekosistemlerin sınırlı olmasının yeni teknolojilerinin benimsenmesini yavaşlatması, imalat sektöründe işten ayrılma oranlarının yüksek olması gibi yapısal zorluklar, büyük engeller oluşturmaktadır. MALİYET AZALTICI ETKİSİ YÜKSEK Sanayi 4.0’ın uygulamaları sayesinde, Almanya ekonomisi üzerinde çok önemli etkilerin beklendiği; gelecek 10-15 yıl içinde sanayi verimliliği artışına bağlı olarak, 90-150 Milyar Euro seviyelerinde bir maliyet azaltıcı etkiden bahsedilmektedir(3). Raporda, Türkiye için, sanayimizin önde gelen firmalarının yöneticilerinden alınan görüşlere dayanarak gerçekleştirilen ampirik çalışmanın sonuçlarına göre bazı öngörüler yer almaktadır. Ekonomiye katkıları yüksek ve modellemede örnek olabilecekleri için araştırmada otomotiv, beyaz eşya, tekstil, kimyasallar, gıda ve makine sektörleri pilot olarak seçilerek ulaşılan bulgular, kısaca aşağıdaki gibi özetlenebilir. i- Verimlilik: Başarılı bir dönüşüm uygulanması halinde, imalat sektörlerinin verimliliğinde 50 milyar TL’ye varabilecek bir fayda beklenebilir. ii- Büyüme: Elde edilecek rekabet avantajı ile sanayi üretiminde yıllık yüzde 3 civarında bir artışı tetikleyebilir. iii- Yatırım: Sanayi 4.0 teknolojilerinin gelecek 10 yıl içinde üretim süreçlerine dahil edilebilmesi için, 10-15 milyar TL yatırım yapılması tahmin edilmektedir. iv- İstihdam: Yetkinlik düzeyi düşük işgücünün azalması ancak, sanayide daha nitelikli, eğitim ve gelir düzeyi yüksek bir işgücü yapısı oluşacağı tahmin edilmektedir. Toplam işgücü ihtiyacında da artış beklenmektedir. TÜSİAD Raporu’nda, Sanayi 4.0 dönüşümünü şekillendirecek 9 unsur belirtilmektedir ve Tablo’2 de gösterilmiştir. Tablo 2: Sanayi 4.0’ı Tetikleyen Unsurlar 1. Büyük Veri ve Analizi 2. Zenginleştirilmiş Gerçeklik 3. Eklemeli Üretim (3D yazıcılar) 4. Bulut teknolojileri 5. Siber Güvenlik 6. Akıllı Robotlar 7. Simülasyon 8. Yatay ve dikey yazılım entegrasyonu 9. Nesnelerin İnterneti (Donanıma entegre sensörler ağı) Tabii ki bu unsurların sayısı bu ele alışa göre değişiklik gösterebilir. DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE İŞ MODELLERİ VE İNSAN Dünyaya Sanayi 4.0 kapsamında baktığımızda iletişim ve bilişim teknolojilerinin üreticileri tarafından son derece desteklendiğini görmekteyiz. Bu çok doğal bir gelişme; bu sektörlerin firmaları için yeni pazarlar, genişleyen pazarlar anlamını taşıyor. Sanayi 4.0 evriminin de başlamasıyla zaten e-iş, e-ticaret, e-devlet alt yapıları ve modelleriyle desteklenerek hızla mobil-iş, mobil-ticaret aşamalarına geçmiş bulunan pek çok ekonomik faaliyet sanal ortam ve sanal ofislerde gerçekleştirilebilmektedir. Üretimde ise özellikle ileri teknoloji ürünlerinde dijital dönüşümün uygulamaları artmakta artık, cihazların birbirine bağlı olduğu ağlar ile birbirlerini yönetmeleri mümkün olmaktadır. Harward Business Review –Türkiye’nin Nisan 2016 sayısında dijital dünya ve farklı etkilerine bir hayli yer verilmiştir ve 2015 yılında dünya ekonomisinin yüzde 22’sine karşılık gelen dijital ekonominin payının 2020 yılında yüzde 25’e yükseleceği belirtilmektedir. Ürün ve hizmeti sunanların yüksek teknolojili üretim ve dijital iş modelleri yanında, müşteri tarafında da değişim vardır. Özellikle Milenyum kuşağı bir yandan işgücüne katılırken, diğer yandan müşteri beklenti ve isteklerinin de evrilmesini tetiklemektedir. Üreten ve tüketen alanlarında “dijital insan” kavramı genişlemektedir ve bu bir geçiş durumu değil, önlemez bir gidiş olup böylece devam edecektir. Hem nihai müşteriler hem kurumsal müşteriler artık bir “dijital müşteri” tanımına girmektedir ve sunuların bunu karşılaması gerekmektedir. Bu değişimin dışında kalamayacağını farkeden firmalar, ürünlerini hizmetlerini, iş yapma biçimlerini, iş modellerini yani kısacası tüm yönetsel, operasyonel ve alt yapı süreçlerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalmakta ve hatta yeniden yapılandırmaktadır. Sanal ofis kavramıyla birlikte “iş platformları” öne çıkmaktadır. Böylece yeni bir iş alanı da gelişmektedir: “platform hizmet sağlayıcı” firmalar. Bu firmalar, dünyada çok başarılı örnekleri olan uygulamalara, hizmet ve ürün üreten işletmeleri teşvik etmekte ve sağlayacağı kolaylıkları da anlatmaktadır. Ancak burada kritik olan pazarda sıkıntı yaşayan bir ürün ve hizmeti platform sayesinde tutundurmanın her zaman mümkün olamayacağının bilinmesi gerekir. Çünkü bu konuda başarı öyküleri kadar başarısızlıklar da çoktur. Yani ürün ve hizmetleri, tüketici ile hızlı ve tek kanaldan buluşturacak etkin bir dönüşüm sağlamak ile başarısızlık arasında ince bir çizgi vardır. Platform temelli iş modellerine geçiş sürecinde de firmaların gerekli etüt ve analizleri yapmalar gerekir. Üründen platforma geçişte, “ürün odaklı” bakış açısını bırakmak, rakiplerin taklit edebilme noktalarını belirlemiş olmak ve kontrol edebilmek çok önemlidir. Bu aşamalar ise tamamen insan yeteneğine indeksli olan yönetim ve vizyon kapsamında baş edilebilecek risklerdir. Dijital dönüşüm sürecindeki en büyük kaygılar insan boyutunda yer almaktadır. Makinenin makine ile iletişim içinde olacağı, otomasyona sistemleri ile insan müdahalesi olmaksızın fabrikaların çalışacağı, sensörler ile haber ve bilgi akışlarının gerçekleşeceği bir iş ve endüstri dünyasında “insana ve çalışana ihtiyaç kalmayacak” endişesi yüksektir. Küresel pazarda yer alan büyük işletmeler insanın bu dönüşümün tam da merkezinde olduğunun farkındadır. Bu doğrultuda tüm ilginin teknoloji üzerinde yoğunlaştığı dönüşüm sürecinde, çalışan ve müşteri olarak insana yatırıma da plan ve stratejilerinde büyük önem vermektedir. Sanayi 4.0 dönüşüm süreci daha fazla nitelikli, daha fazla donanımlı işgücüne ihtiyacı artıracaktır. Bu bir anlamda “dijital kültür şok“ olarak da adlandırılan etki kurum kültürlerini de değiştirmektedir ve kurum kültürünün tek ögesi insandır. Firmaların iş modellerini ve süreçlerini yeniden tanımladığı bu dönüşümde, yetkinlikleri arttıracak potansiyelleri değerlendirmek zorundadır. Çalışanlarını işe alımdan itibaren sürekli gelişimlerine destek vererek, teknolojik/dijital dönüşüme uyumlaştırmak ve entegre edebilmenin gereklerini yerine getirmeleri her ölçekteki firma için kaçınılmazdır. İşgücünün yetenek ve yetkinlikleri ile dijital yönlerini geliştirmek ve böylece kalıcılığını sağlamak ve sürdürülebilir bir işgücü ile devam etmek önceliklidir. Kurum kültürünün dijital kültür ile bütünleşebilmesinde yönetici ve liderlere önemli roller düşmektedir. Bu büyük kurumsal işletmelerde daha sistematik olarak mümkün olmakla birlikte KOBİ’ler tarafında durumun daha sıkıntılı olacağı aşikardır. Tedarik zincirleri içinde yer alanlar için durum biraz daha farklıdır, on yıllardır devam eden kalite ve yalın yönetim/üretim hareketleri ve ortak kullanımdaki ERP, MIS vb. entegre sistemler sayesinde bu biraz daha kolay olabilir. Küresel firmalar, tedarikçi firmalarını da kendileri ile birlikte sürüklemekte ve bir ölçüde bu dönüşümlerde destek verebilmektedir. Bu etkileşim, işgücünün de hem daha insani koşullarda çalışması, hem de beceri ve donanım kazanması yönünde fayda sağlayabilmektedir. SONUÇ: YARARLARI DEZAVANTAJLARINDAN ÇOK DAHA FAZLA Sanayi 4.0’ın daha sürdürülebilir endüstriyel değer yaratma sağlayacağı konusunda inançlar güçlüdür. Ayrıca sadece ileri teknoloji ürünlerin değil, her ürünün yüksek teknolojilerden oluşan bu akıllı imalat sistemlerinde üretilmesinin sağlayacağı faydaların, ileri sürülen eleştirilerde yer alan dezavantajlardan çok daha fazla olacağı savunulmaktadır. Makro perspektifte bakıldığında, Sanayi 4.0’ın, iş modelleri, değer yaratma ağları, insan faktörü, ürün ve süreçler açısından, sürdürülebilirliğin üç boyutu yani çevre, toplum ve ekonomi bazında çok önemli fırsatlar getireceği ve kaynakların etkin kullanımını destekleyeceği belirtilmektedir (4). Sanayi 4.0 ın tüm boyutları ve bileşenleri, sürdürülebilirlik ve inovasyon alanlarında olduğu gibi pek çok yeni iş fırsatı sunmaktadır. Ayrıca Sanayi 4.0 dönüşümlerinin daha başarılı olabilmesi için, tanımlama, analiz, planlama, projelendirme, uygulamaya geçme ve performansı yönetme bakımlarından, yine geleneksel birikimlerden yararlanılacaktır. Dijital dönüşüm çağının öne çıkan başlıkları; nesnelerin interneti, akıllı otomasyon, dijital güven, platform ekonomisi geliştirilmesi, mobil ve donanımlı işgücü olarak sıralanabilmektedir. Sanayi 4.0 dönüşüm sürecinde hem büyük işletmelerin hem de KOBi’lerin yol göstericilere ihtiyacı vardır. Bu danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin yürütüleceği platformlar son derece önemlidir. Zaten Almanya’da böyle bir platform ile yürütmektedir. Toplantı-gezi ve beyanlarından izlediğimiz kadarı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri Işık öncülük etme konusunda bizzat çok ilgilidir ve olumlu mesajlar vermektedir. Gerek yurt dışında, gerek yurt içinde Sanayi 4.0 dönüşüm yolundaki işletmelere inceleme ziyaretleri yapması, alt yapılar konusunda Bakanlık nezdinde destekleyici stratejiler yapılandırılması ümit vericidir. Sanayi 4.0 dijital dönüşüm çağının sorunlarıyla baş etmek, yapılanmaları başarılı kılmak için hem Kamu kesimin de hem de özel sektörlerde ortak hareket ve esnekliği sağlayacak, veri ve bilgi paylaşımını kolaylaştırarak dönüşüm sürecini sağlıklı bir şekilde hızlandıracak ortak platformlar zorunludur. Bu platformlarda, araştırma birimleri, Üniversiteler, ilgili meslek örgütleri ve her ölçekten firmanın temsil edildiği iş temsilcilerinin bir arada olması fayda sağlar. Kaynaklar: (1) Deloitte ”Industry 4.0, Challenges and solutions for the digital transformation and use of exponential technologies, 2014. http://www2.deloitte.com/content/dam/Deloitte/ch/Documents/manufacturing/ch-en-manufacturing-industry-4-0-24102014.pdf
(2)M. Hermann, T.Pentek, B.Otto, , “Design Principles for Industrie 4.0 Scenarios:
A Literature Review”, Working Paper, No. 01 / 2015, Technische Universität Dortmund, 2015)
(3) TUSİAD, “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği için Bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0”, Yayın No: T/ 2016-03/576, 2016
(4) T. Stock, G. Seliger, “Opportunities of Sustainable Manufacturing in Industry 4.0”, Procedia CIRP 40 ( 2016 ) 536 – 541
(5) World Economic Forum 2015, “The Global Competitiveness Report 2015- 2016”
http://www3.weforum.org/docs/gcr/2015-2016/Global_Competitiveness_Report_2015-2016.pdf
Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|