Türk tekstili kendi ekotekstil standardını ve etiketini oluşturmalıdır

7. Uluslararası  Ekoteks Tekstil Sempozyumu  gerçekleştirildi. İstanbul Tekstil  Konfeksiyon İhracatçıları  Birliği’nin (İTKİB) desteğiyle Ekoteks Laboratuvarı’nın öncülüğünde yapılan sempozyumda  ele alınan konulardan biri de  boyahanelerin çevre yle ilişkisiydi.  

“Güvenilir Tekstil Ürünlerinde Boyahanelerin Rolü” başlıklı oturumda  Türkiye Tekstil Terbiye  Sanayicileri Derneği (TTTSD) adına  dergimizin  de yazarlarından olan önceki  yönetim kurulu başkanı ve LC. Waikiki Grubu’na ait Özen Mensucat Boyahanesi’nin  Genel Müdürü Dr.  Ahmet Temiroğlu ve Özen Mensucat  Ar-Ge  mühendislerinden  Volkan Uysal  birer konuşma yaptılar.

EKOLOJİK ÜRETİM STANDARTI

Çevre bilincinin  bir kültür konusu olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Dr.  Ahmet Temiroğlu , bu kültürün dünya genelinde yeni yeni oluşmaya başladığına dikkat çekti.  Dr. Temiroğlu, “Dünya’da sanayileşmenin başladığı 1760’lı yıllardan  1960’lı yıllara kadar 200 yıl  sanayileşmenin çevreye olan etkisi farkedilmemiştir.  1960 yılında ilk defa  ABD’de “Flower Power” isimli bir düşünce kuruluşu  sanayi ürünlerinin  insan  sağlığına ve çevreye etkisinden sözetmiştir.  Ancak bu söylem  cılız kalmış, çevre ile ilgili kaygıların yaygınlaşması kısmen 1970’lerde ve çoğunlukla da 1980’lerde gerçekleşmiştir. Ancak bu kaygıların yaygınlaşması yine de önlemlerin alınmasına yetmemiştir. İnsanlık ancak 1990’lara gelindiğinde  önlemler almaya ve ekolojik satandartlar oluşturmaya başlamıştır.  Böylelikle “Ekoljik Üretim” kavramı ortaya çıkmış, insanların  sanayileşmede ekonomik  amaçların yanında çevre kaygılarını da dikkate almalarını sağlayacak standartlar  belirlenmiştir” dedi.

SANAYİCİLER DİKKATLİ VE TİTİZ

Günümüzde özellikle Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinde bu sandartların henüz  tam olarak uygulanmadığını belirten Temiroğlu şunları söyledi: “Memnuniyetle belirtmeliyim ki bu standartlar Türkiye’de hakkettiği ilgiyi görmüştür. Bugün Türk Devleti ekolojik üretim konusunda ilgili kanun ve yönetmelikleri çıkarmış bulunmaktadır. Sanayicilerimiz de bu konuda  gereken duyarlılığı göstermekte ve bu kanun ve yönetmeliklere titizlikle uymaktadırlar. Örneğin  LC. Waikiki olarak biz günde 1000 adet ekolojik test yapmaktayız. Öte yandan Tekirdağ Valiliği önderliğinde il genelindeki 9 OSB’nin ve Avrupa Serbest Bölgesi’nin arıtılmış endüstriyel atıksuları “Derin Deşarj”isimli ortak bir proje ile Marmara’da denizin  4800 metre açıklarında -47 metre derinliklere deşarj etmek bir şirket kurularak uygulamaya geçilmiştir. Bu 10 sanayi bölgesinin arıtılmış atıksuları bu çalışmayla Ergene nehrine verilmeyecek, nehir kendi debisinde akacatır.” 

TÜRK EKOTEKSTİL ETİKETİ

Boyahanelerin artık gelişi güzel yerlerde kurulmadığını, yanlış yerlerde kurulmuş boyahanelerin  ya kapatıldığını ya da yer değiştirdiğini belirten Temiroğlu , “Türkiye tekstil konusunda kendi satandartlarını oluşturması gerekiyor. Ekoteks Laboratuvarımız ve boyahanelerin derneği olan Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) ortak bir çalışma yaparak bu standartları belirlemelidirler. Bir Türk Ekotekstil Etiketi oluşturulmalıdır. Bu etikete  ve standarda bir isim konulmalı ve bunun tanıtımı yapılmalıdır. Memnunlukla belirtmeliyim ki bu konuda da Ekoteks Laboratuvarı ve TTTSD  yöneticileri prensip olarak anlaşmışlardır. LC.Waikiki  olarak  biz de bu konuda yapılacak olan çalışmaları destekleyeceğiz”dedi.

Aynı oturumda daha sonra  söz alan Tekstil Mühendisi Volkan Ozan  boyahanelerde kullanılan boyar madde ve kimyasal maddelerin  çevreye olan etkileri konusunda teknik bilgiler vedi. Çevreye zararlı  kimyasal ve boyar maddeleri tablolar halinde anlatan  Uysal , Özen Mensucat’da uyguladıkları  bazı çevre koruma uygulamalarından  örnekleri  de  katılımcılarla paylaştı.