SON DAKİKA
Sıfırdan bugüne geldikDoğduğumda babam çok zenginmiş. Harası ve binek atları varmış. Kadıköy tarafında 30 tane, Beyoğlu tarafında 25-30 tane faytonu varmış. Çalıştırırmış onları. Motorlu otolarla taksicilik başlayınca faytonculuk öldü. Babam çok iyi sanatkardı, aynı zamanda faytonların imalatını da yapardı. Hatta Büyükada’da bugün gördüğünüz faytonların çoğu benim babamın imalathanesinden çıkmıştır.Ben İtalyan Ticaret Lisesi’nden sonra çok isterdim yüksek ihtisas yapmayı ama okuyamadım. Çünkü çalışmam lazımdı. Sıfırdan bugüne geldik. İlk çalıştığım yerden ayrılırken bana 7 bin 500 lira verdiler. Beni çok severlerdi. 1959’da bu iyi paraydı. 7 bin 500 lira da arkadaşımda vardı. 15 bin liraya işletmemizi kurduk. Şimdi 40 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. 700 kişiye iş imkanı sağlıyoruz.
Trexta TR Deri Mamulleri San. ve Tic. A.Ş.'nin kurucusu ve Murahhas Azası Sedat Kutbay, tecrübelerini, iş hayatını ve yaşamı boyunca unutamadığı anılarını ‘Sanayici’ye anlattı. Çalışanlarıyla girdiği diyaloglarda içten ve samimi bir tavır sergileyen Sedat Kutbay’ın hayatından çok şey öğreneceksiniz. İşte kendi anlatımıyla Sedat Kutbay.
●KOCA ÇINARIN YAŞAM HİKAYESİ “1928 İstanbul doğumluyum. İtalyan Ticaret Lisesi'ni ekonomik nedenlerden dolayı 1947'de terk ettim. Askerliğimi bahriyeli olarak yaptım. Okul ve askerlikten sonra 1953'te iş hayatına atıldım. Önce memuriyet yaptım. Bir demir madeni işletmesinde çalıştım.1956’da beni maden işletmesinin başına getirdiler. Çanakkale’nin Yenice kazasına gittim.1959’a kadar bu işletmenin müdürlüğünü yaptım. Dağlarda madende çalıştım. ●BİRKAÇ İŞİ BİRDEN YAPIYORUM Patronlarımdan rica ettim ve çok yorulduğumu söyleyerek bu mahrumiyete daha fazla dayanamayacağımı ve şirketten ayrılarak ticarete atılacağımı söyledim. Çok anlayışla karşıladılar. Bir arkadaşımla birlikte kurduğumuz şirket aracılığıyla yedek parça ithalatı yapmaya başladık. Oto yedek parçasıydı. Bir müddet sonra bir kamyon aldık ve nakliyecilik yapmaya başladık. Bu arada Hollanda Kraliyet Hava Yolları'nda da çalışıp maaş alıyordum. İş oturduktan sonra bu şirketten ayrıldım. Istıranca’dan İstanbul’a yakacak odunu taşımaya başladık. Kadere bakin ki o tarihten 40 yıl sonra Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde imalata başladım. ●1967’DE İLK İMALAT 1961 yılında evlendim. 1963 yılında oğlum Attila Fahrettin Kutbay doğdu. Bugün şirketin başında kendisi var. Bir müddet sonra İzmir’de bir boya fabrikasının İstanbul ve Marmara bayiliğini aldım. Bu firmanın boyalarını satmaya başladım. 1967 yılına kadar bu işe devam ettim. 1967’de ortağıma bir teklif yaptım. ‘Ben imalat yapmak istiyorum var mısın?’ dedim. Önce ‘Tamam’ dedi. Ardından 'Ticarette kalayım' dedi. 1967’de kimya mühendisi bir arkadaşımla boya imalatına başladım. Bu tarihten 1997 yılına kadar boya imalatı yaptım. Sanayi boyaları. İşyerim Rami-Topçular’da bir sanayi sitesinin içerisindeydi. Elli civarinda personelim vardı. Burada belediyeyle bir takım sorunlar yaşadık. Bu sorunlardan dolayı yavaş yavaş küçülmek mecburiyetinde kaldım. Çalışanlarımın tüm haklarını ödedim. Emekli ettiklerim halen gelip sevgi ve saygılarını sunuyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Ardından Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) fikri çıktı. Bir arkadaşım, ‘Neden buraya gelmiyorsun?' dedi. Ben plan üzerinde şu anda bulunduğumuz yeri seçtim. Yıl 1985. Çerkezköy’de 4 bin metrekarelik yer aldım. Burada 650 metrekarelik kapalı alan yaptım. Fabrikayı buraya taşımak niyetindeydim. Kimyasal işi çok incelik isteyen bir iş. Sektörümüzün sorunlarından dolayı bu yıllarda fabrikayı ÇOSB’ye taşıyamadım. 1997 yılına kadar sıkıntılar içinde Rami’de kalmayı tercih ettim. ●SATMAYA GELİYORDUM ARABANIN CAMLARI KIRILDI Sıkıntılardan dolayı yavaş yavaş da boya işlerini ikinci plana atmaya başladım. Çerkezköy'deki yerimi satmaya karar verdim. Hatta bir müşteri aldım Çerkezköy'e getiriyorum. Gelirken yandan geçen çakıl ve kum taşıyan bir kamyonun fırlattığı taşlar gelip otomuzun ön camını kırdı. Çerkezköy’e gelme imkanı olmadı. Mevsim kış. Camları Silivri’de değiştirip İstanbul’a döndüm. Çerkezköy'ü satmaya çalıştığımı oğluma söylemiştim. O tarihlerde kendisi ABD’de okuyordu. Aynı zamanda da çalışıyordu. Bana ‘İstanbul’da imalat yapmak istiyorum.’ dedi. Ben de o tarihlerde Türkiye’de imalat yapmanın zorluklarından bahsettim. Beni dinlemedi ve imalat yapmaya karar verdi. Ben de yavaş yavaş kimya sektörünü bırakmaya başladım. Rami'deki fabrikayı kapattım. Bir müddet eski işim olan boya ticareti yapmaya devam ettim. ●DÖRT KAT BÜYÜTTÜK Oğlum ABD’den geldikten sonra İstanbul’a yerleşmeye karar verdi. Önce fason cep telefonu kılıfı yapmaya başladı. Bunları ABD’ye pazarladı. Sonunda büyütelim diye karar verdi. Yaptığımız 650 metrekarelik yeri yıktık. 2 bin metrekarelik kapalı alan yaptık. Ardından yavaş yavaş bugünkü konuma 5 bin metrekarelik kapalı alana ulaştık. Bu süreç 1998’den sonraki süreçtir. 1999’da Derkut Deri Sanayi A.Ş.’yi kurduk. Derkut bir müddet çalıştı, 2003’e kadar. Oğlumun Amerika'daki firmasının ismi Trexta idi o isimle birlikte Trexta TR’yi kurduk. O gün bugündür devam ediyoruz. Kuruluş yılımız 1999'dan geçen yıla kadar çalıştığımız firmalar tarafından sürekli taltif edildik. Derkut kurulduğunda ben Yönetim Kurulu Başkanıydım. Bütün işi oğlum yapıyordu. Yönetim Kurulu Başkanlığını ona devrettim. ●BABAM ÇOK VARLIKLIYMIŞ Babam ben doğduğumda çok varlıklıymış. Harası ve binek atlarına sahipmiş. Kadıköy tarafında 30 tane, Beyoğlu tarafında yine 25-30 tane faytonu varmış. Çalıştırırmış onları. O dönemin taksileri bu faytonlardı. Motorlu otolarla taksicilik başlayınca faytonculuk geri planda kaldı. Babam çok iyi sanatkardı. Atölyesinde aynı zamanda faytonların imalatını da yapardı. Hatta Büyükada’da bugün gördüğünüz faytonların çoğu benim babamın imalathanesinden çıkmıştır. ●ÇOK İSTEDİM AMA OKUYAMADIM Ben İtalyan Ticaret Lisesi’nden sonra yüksek ihtisas yapmayı çok isterdim ama okuyamadım. Çünkü çalışmam lazımdı. Sıfırdan bugüne geldik. Maden isletmesinden ayrılırken bana 7 bin 500 lira verdiler. Beni çok severlerdi. 1959’da bu çok iyi paraydı. (7 bin 500 lira da arkadaşımda vardı. 15 bin liraya ithalatçı firmamızı kurduk.) Şimdi 40 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. 700 kişiye iş imkanı sağlıyoruz. ●KUTBAY’IN GÖZÜNDE DEĞİŞİM ÇOSB’ye 1985 yılında geldim ve burayı 6 taksitle aldım. O zamanlar ÇOSB bomboş bir alandı. Ama her yerde olduğu gibi burası da değişiyor. İstanbul'da her geçen gün çok değişiyor. İstanbul’u ben zaman zaman karıştırıyorum. Ben doğma büyüme İstanbulluyum ama değişimden dolayı ben bile karıştırıyorum.. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
|