Sıfırdan fabrika kurmak ve en başta kaliteyi garanti etmek

Geçtiğimiz günlerde yepyeni bir fabrika kurma hedefinde olan ve daha önce üretmedikleri bir ürünü devreye almak isteyen bir grup ile beraberdim. Sordukları konu beni öyle mutlu etti ki anlatamam. Ürünün ne olduğunu söylemeden “Müşterileri azami memnun edecek ve kaliteyi en üst düzeyde oluşturacak bir üretim ve satış organizasyonu nasıl kurarız? Bunu nasıl garanti ederiz?” şeklinde bir soru yönelttiler ve takip edecekleri bir prosedür, bir metot, bir yöntem istediler.

Ortada ürün yok, ne kadar üretilecek, hangi maliyete üretilecek, kaç kişiyle ne kadar alanda üretim yapılacak, kim satacak, nasıl satacak? Bunları bilmediğimizi varsayarak kaliteyi garanti edecek sisteme dair bir yanıt, standart  bir çözüm istendi. Karşılaştığım en doğru sorulardan birisiydi…

Hedef ve strateji haritalarının oluşturulması ve ‘Yalın Düşünce’ bu soruların iyi bir yanıtı olurdu. Ancak bunlar için bir “Mevcut Durum” tespitine ihtiyacımız
bulunuyordu. Biraz faul de olsa bu veri bize verilmedi.

Her koşulda, veri olmaksızın, standart bir “toplam kalite” garantisi için bu sorunun yanıtı şu şekildeydi.

• Italyan Anfia/Isvor ve Q1 koşullarının birleştirilerek fabrikanın ve organizasyonun tasarımı yapılmalıydı,

• TS 16949 ve ISO 9000, ISO 28000 standartları zaten olmalıydı,

• Detayda PFMEA (Proses Hata Türü ve Etkiler Analizi), APQP (İleri Ürün Kalite Planlaması) ve klasik FMEA (Hata Türü ve Etkileri Analizi) ile üretim, kalite ve metot açısından tüm koşullar ele alınmalıydı,

• ‘Yalın Düşünce’nin temel unsurları “Mükemmel Akış” öngörülerek en başta tasarımda kullanılmalı ve tüm ‘Yalın’ gereçleri satıştan, üretime ve tedarikçiye kadar devreye alınmalıydı.

• İçselleştirme yani kendine özgü hale getirme ve özümseme konusunda ısrarlı olmalıydık.

Bunları yapabilmenin temelde bir koşulu var, “yetkin insanlar” gerekliydi. Ya bu yetkin insanları transfer etmeli, ya da daha cesaret gerektiren ve zor olanı yapmalıydık. Kuruluş süreci ile birlikte yeni çalışanlarımızı bu konularda yetkin hale getirmeliydik.

Bana soruyu yönelten dostlarım ikinci olanı seçtiler. Yani kuruluş süreci ile birlikte kendi insanlarını kendisi yetiştiren bir organizasyon olmayı seçtiler.

Bu aşamadan sonra ürünü, gerekli sermaye ve nakit akışını, gerekli fabrika alanını, satın alınacak makineleri ve kapasiteyi görüştük. Yani insandan sonra gelenleri…

Yetkin insanlarla çalıştığınız zaman yeni bir ürün veya yeni bir hizmet devreye alma konusunda düşünecek fazla bir şeyiniz kalmaz. Planlarsınız ve başarırsınız.

Sıfırdan bir fabrika, satış ağı veya hastane kuracak ve toplam kaliteyi garanti edecek standart bir prosedür elimizde mevcut. Her şeye sıfırdan başlamak ve dünyada on yıllarca deneyimler sonucunda elde edilmiş yukarıda saydığımız teknikleri, yani bu üretim ve yönetim kültürüne dair kazanımlarımızı yeni çalışanlarımıza ve mevcut sermaye sahiplerine transfer etmeye başlamak… İşte kaliteyi garanti edecek; ister servis hizmeti, ister üretim organizasyonu olsun her yerde işe yarayacak olan standart prosedür budur.