SON DAKİKA
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı…
Prof. Dr. Ziya Akıncı
Türkiye Peru İş Konseyi Başkanı…
TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı
“BASİRETLİ TÜCCAR, ÇEK YERİNE SENET KABUL ETMELİ“Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve Çek Kanunu hakkında kitapları olan Prof. Süheyl Donay, bankaların müşterilerine araştırma yapmadan kolaylıkla çek verdiklerini belirtiyor.GİRAY DUDA
Karşılıksız çek konusu, kredi kartlarında olduğu gibi önemli bir toplumsal sorun haline geldi. Karşılıksız çek veren binlerce kişinin hapse girmesi söz konusu iken yasa değişti ve hapis cezası ortadan kalktı. Ancak, karşılıksız çek kesme ortadan kalkmadı, tersine büyük hızla artmaya başladı. Sanki, iş dünyası, “nasıl olsa hapis cezası yok” diyerek yüzbinlere ulaşan karşılıksız çek kesti. Bu sorunun çözümüyle ilgili olarak, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Süheyl Donay ile görüştük. Çek Kanunu hakkında kitapları bulunan Prof. Donay’ın, Global Sanayici adına sorduğumuz sorulara verdiği yanıtlar şöyle :
- Karşılıksız çek konusu bir anda karmakarışık hale geldi. Eskiden de böyle miydi? - Değildi. Karşılıksız çek için 5 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı ceza vardı. Çok eskiden, dolandırıcılıkla ilgili meclisin bir yorum kararı vardı. Dolandırıcılıktan yargılama yapılırdı. Dolandırıcılığa göre yargılanırdı kişiler. Tabii ki hapis cezası vardı. Sonra çek konusu özel olarak düzenlendi. Karşılıksız çek keşide edilmesine 5 yıla kadar hapis cezası getirdiler. Geçen sene yasa değişirken karşılıksız çekten cezaevinde yatan 200 kişi olmasına karşılık Yargıtay’da bekleyen 25 bin dosya vardı. Bunlar hakkındaki kararlar yavaş yavaş alınmaya başlanmıştı. - Yargıtay, yeni bir yasal düzenleme yapılacağı için mi elinde tutuyordu bu dosyaları? - Hayır, ellerinde çok iş olduğu için tamamlayamadılar. Sırf bunun için Yargıtay dairelerini de çoğalttılar. Dosyaların kararı daha hızlı çıksın diye. Türkiye’de biliyorsunuz davalar en az 4-5 senede biter. Çok uzun sürer. Onun için kolay yolu seçtiler ve karşılıksız çekte hürriyeti bağlayıcı cezayı kaldırdılar. - Bu karar ile dosyaların hepsi Yargıtay’dan çıktı mı? - Tabii hepsini tahliye ettiler. Yargıtay kendisi karar verebilirdi çünkü hürriyeti bağlayıcı ceza kalkmıştı. Ama hangi mahkemeden gelmişse o mahkemeye geri gönderdi. O mahkemeler dosyalarla ilgili kararı verdi. Şimdiki durumda karşılıksız çeke hapis cezası yok. Sadece bankalar her çek yaprağı için 1.000 TL ödeme yapıyor. Tazminat ödüyor. Onun için bu kanun aslında bankaları dizginledi. Bankaların artık çek verirken çok dikkat etmesi lazım. - Eskiden de böyle olması gerekmez miydi? - Eskiden sormadan, iyice araştırmadan herkese çek veriyorlardı. Mesela, yeni kanuna göre, çek verilecek kişinin ekonomik ve kişisel durumunun iyi olması gerekir deniyor. Ancak kişinin ekonomik ve kişisel durumunun iyiliğini tespit edebilmek çok güç. Ben kravatlı bir adam olarak gidip çek defteri alabilirim. Mafya mensuplarının parası ve hesabı da vardır ama karşılığını ödemeyebilir. Bu kanun çıktıktan sonra karşılıksız çek olayı durmadı. - Kişilerin çeklerinin karşılıksız çıkması nedeniyle hapse atılması bizim Anayasamıza ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı mı? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde, kimse sözleşmeden doğan borcunu yerine getirmediği için hapse girmez diye bir hüküm var. Karşılıksız Çek Yasası, Anayasa Mahkemesi’ne de gitti. Bizim Anayasa Mahkemesi, “çek ilişkisi bir sözleşme ilişkisi değildir, dolayısıyla hapis cezası uygulanabilir” diyerek o talebi reddetti. Ama ona rağmen Hükümet bu tasarıyı hazırladı. - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidenler de oldu değil mi? - Sanıyorum tek tük olmuştur. Sayıyı tam olarak bilmiyorum. - Çek mağdurları adı altında karşılıksız çek verenlerin bir organizasyonları var biliyorsunuz. Onların başvurusu ile AİHM’de bir karar çıktı mı acaba? - Hayır, böyle bir karar çıkmadı. Oradan bununla ilgili bir karar çıkmadı ama Anayasa Mahkemesi’nin kararı var. Anayasa Mahkemesi’nin kararı da AİHM’ye gidebilir. Şimdi bir kişi çek kesiyor ve bunu hiçbir şekilde ödemiyor. Karşı taraf da gidip bankadan sadece bin lirasını alabiliyor. Aslında çek miktarı çok yüksek. Parasını alamayan kişi, kalan kısmını icra takibiyle kovalıyor. Basiretli bir tacirin çek yerine senet alması bence daha iyi bir yol. - Ben de onu soracağım. Senet kullanmak yerine çekin tercih edilmesinin nedeni nedir? Çekin avantajları var mı senede göre? Senet ikinci sınıf bir ödeme aracı mıdır? - Türkiye’de senet ödemelerinde harç ödemek lazımdı. Çeklerde o yoktu. Bu nedenle tercih edildi. Vadeli çek adeti de çıktı. Adam bir vadeli çek veriyordu, ödemiyordu. O problemler hala devam ediyor. Çekte önemli olan bankaların tutumu. Bankalarda bu işten kim sorumlu olacak? Çek almaya gittiğinizde bunu bankada sıradan bir memur veriyor. Banka mensubunun paradan başka bir sorumluluğu yok ama benim önerim çek verecek kişilerin tecrübeli bankacılar olmasıdır. Bunu bankalara da yazdım. Kanunda olmamasına rağmen mesela adli sicilden mahkumiyeti var mı yok mu diye belge istemesi bence yerinde olur. Adam mafya üyesidir, dolandırıcılıktan mahkum olmuştur. Ama bu tür kişilerin mali durumları Türkiye’de pek çok kişiden daha iyidir. Kanunda yok ama buna uyan bankalar var. Bir banka şu anda çek vermek için adli sicil belgesi istiyor. Çoğu banka ise her gelene, isteyene çek veriyor. Şöyle yaptılar. Bankalar eskiden 25 yapraklı çek veriyorlardı şimdi ise 10 – 15 yapraklı çek karneleri hazırladılar. Sayfa sayılarını azalttılar. Bir de çekleri dörde ayırdılar. Hamiline çek, tacir çeki, tacir olmayanların çeki veya normal çek gibi. Mesela siz tacir çeki aldığınız vakit bir lokantaya gittiğinizde veya elbise almak istediğinizde tacir çekini kullanamıyorsunuz. Mutlaka düz çek kullanmanız lazım. Ayrıca renklendirmeye de gittiler. Kırmızı, yeşil, beyaz gibi renklere ayırdılar çekleri. Şimdi şöyle bir durum ortaya çıktı: Parası olan bir kişinin o çeklerin dördünü de yanında taşıması lazım. Çünkü her bir çek karnesini ayrı ayrı yerlerde kullanabiliyor. Bankalar bunun nasıl altından kalkabiliyor onu da bilmiyorum. Bu uygulama yasaya göre yapılıyor. Sonuçta dört çek birden vermek zorunda bankalar itibarlı müşterilerine. Çünkü tacir çekini kullanamıyorsunuz. Hamiline çeki nama olarak vermeniz mümkün değil. Çok karmaşık bir olay. - Evet bankalar her çek sayfası için 1.000 TL ödemek zorunda kalarak mağdur oluyorlar ama asıl çekin karşılığını alamayan kişilerin mağduriyeti daha büyük değil mi? Hapis cezası kaldırılan 25 bin çekten dolayı alacaklı olan kişilerin durumu nedir? - Onlar da alamadıkları kısımlar için icraya başvuruyorlar. İcradan da ne çıkacağı belli olmuyor. Daha önce söylediğim gibi basiretli bir tacir bence sattığı mal karşılığında çek almamalı. Ya da çok güvendiği kişilerin çeklerini almalı. Yoksa senet almanın çekten büyük bir farkı yok. Belki şunu düşünebilir: Bankalar ancak yasaya göre güvendiği kişilere çek veriyor, ben de bu güvenilir kişiden çek alıyorum, diyebilir. Ama bu güven unsurunda sorun yaşanıyor. Son zamanlarda karşılıksız çek miktarı büyük hızla artmaya başladı. - Gerçekten de, hapis cezasının kalkmasından bu yana aylık gelişmelere baktığımızda karşılıksız çek sayısının dikkat çekici biçimde arttığını görüyoruz. Eskiden de karşılıksız çekte yığılma olduğunu gözönüne alırsak acaba dünya ekonomisinin ve kısmen Türkiye ekonomisinin yeniden içine girdiği krizin mi etkisi var? Belki belli bir oranının nedeni budur değil mi? - Büyük ihtimalle buna bağlı olanlar vardır. - Ama karşılıksız çekte kötü niyet unsuru sürekli olarak yer alıyor gibi görünüyor değil mi? - Onda hiç kuşku yok. Yalnız bu kanunda bir hüküm getirdiler. Dediler ki, karşılıksız çek keşide etmek bankaya mali sorumluluk getiriyor ama eğer kasten ödememek amacıyla çek düzenlemişse, o da bir suç oluşturuyorsa o zaman hapis cezası verilebilir. Mesela dolandırıcılık amacıyla çek kesilmiş ise bundan dolayı hapis cezası verilmesi mümkün. Mesela sahte çek imali gayet kolay. Mesela sizin çekinizi ben bir şekilde ele geçirip sizin imzanızı sahte olarak atmış olabilirim. Bu ayrı bir suç oluşturduğu için bundan dolayı cezalandırılma mümkün. Hapis cezası var. Ama uygulamada çok nadir oluyor. En yaygın olarak karşılıksız çek verdiğiniz zaman çek keşide etme yasağı getirilebiliyor. Karşılıksız çek verdiğinizde, gelen çek banka tarafından Merkez Bankası’na bildiriliyor. Merkez Bankası da bunu kayda geçiriyor ve karşılıksız çek kesenleri bütün bankalara bildiriyor. Bankalar o listeye bakıyorlar ve ‘bu kişi karşılıksız çek kesmiş’ diyerek çek yasağı uyguluyorlar. Çek yasağı konması idari bir yaptırım. Bu idari yaptırımına karşı kişiler Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurabilir. Bu durum Kabahatler Kanunu’na giriyor. Aynen kabahat gibi, bir yıl süreyle konulan çek keşide etme yasağı Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz edilebiliyor. Mahkeme bu kararı kaldırabilir. Ayrıca Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına da Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz edebiliyorsunuz. Elbette bütün bunlar bir süreç alıyor. Ben yasanın yararlı olduğu inancında değilim. Tabii 25 bin kişinin içinde ekonomik krizden kaynaklanan ödememe olabilir. Onları bir yana koyuyorum ama onlar da çek aldıklarında ekonomik durumu yakından izlemek zorundalar. Çünkü ticaret yapıyorlar. Ödeyebileceği miktarda çek kesmesi lazım. Türkiye’de öyle değil. Bana yasak gelirse ben arkadaşımız üzerinden bankada hesap açtırıp çek alıyorum ve bunu kullanıyorum. Ülkemizde çok olan bir şey bu. Tanıdığı arkadaşına ‘benim için bir çek al’ diyor. O çeki kullanmaya başlıyor. Çek yasaklama yaptırımının uygun bir biçimde kullanıldığı inancında değilim. - Eskiden beri kullanılan bir deyim vardır, ekonomik suça ekonomik ceza verilmeli, diye. Mantıklı bir yaklaşım mıdır bu? Sizin düşünceniz nedir? - Ekonomik suça ekonomik ceza, benim senelerdir savunduğum şeydir. Ama örneğin kaçakçılık da ekonomik suç. Ortada milyarlarca liralık kaçakçılık unsuru var. Onu sadece ekonomik biçimde cezalandırmanız mümkün değil. - Burada da mesela 1 milyonluk mal alıp 1 milyonluk çeki vermişsiniz. Adam parasını alamamış ama siz o malları satıp zengin olmuşsunuz. Bunun cezası ne olmalı? - Evet, ekonomik suça ekonomik cezadan yanayım ama hürriyeti bağlayıcı cezayı da bir yandan elimizde tutmamız lazım. Bakın karşılıksız çekte bu kanun çıkmadan önce hürriyeti bağlayıcı ceza vardı. Mahkemeler uzun sürüyordu ama mahkeme mahkumiyet kararı verdikten sonra o çeki ödemeyenler ödüyorlardı. Pazarlıkla veya biraz indirerek de olsa ödüyorlardı. Şimdi artık öyle bir kaygıları da yok. Sadece 1.000 TL’si banka tarafından ödeniyor. Bir de şu var. 25 sayfalık bir çek karnesi aldığınızda, her sayfa için 1.000 TL ödendiği için 25 bin liraya kadar bedavaya kredi kullanmış oluyorsunuz. Bu sistem de şu anda uygulamaya girmiş durumda. Karşılıksız çek durumunda banka bin lirayı ödemek zorunda. Ödemediği zaman hürriyeti bağlayıcı ceza bankalar için de söz konusu. Onun için bence bankanın çek veren memurunun bu işten anlayan, uzman bir kişi olması lazım. Çoğu bankada sıradan bir memur işlemi yapıyor. Müdür de imzalıyor ama neyi imzaladığının da farkında olmuyor. - Peki bu personel bir banka içi eğitimden geçmemiş midir? - Geçmesi gerekir. Ama bankacıların gelen kişinin kimliğini belirlemesi olasılığı çok az. Çok zor bir durum. Kanun bu konuda bankayı yetkili kılıyor. “Görünüm itibariyle itimata şayan bir kişi” olması gerekli ama bizde kravatlı bir kişi olması yetiyor. Bir de çek yasağı yoksa hiçbir sorun yok demektir. Dediğim gibi, çek yasağı olmayan kişiler çek yasağı olanlar adına kullanabiliyor. Bunlar esasında suç. Kanun bunları cezalandırıyor ama bunların cezalandırıldığını, olayların takip edildiğini zannetmiyorum. - Hapis cezasının kalkmasının ardından, karşılıksız çeklerin yılbaşından bu yana çok hızlı biçimde artmasının arkasında kötü niyet unsurunun payı da var mı? - Hiç kuşkunuz olmasın. Normalde, çek keşide eden bir kişi iyiniyetli olarak çekini keşide eter. Çek alırken bankaya güven vermiş olması lazım. Bankada hesabı olması lazım. Mesela vadeli çek kanunda var. Öyle bir şey olabilir ki altı ay sonra bankadaki mevcut hesabı başka bir yere kaymış olabilir. Bu durumdakilere hem alacaklılar hem de bankacılar hoşgörü gösteriyorlar. Bir süre sonra para geldiği zaman o borcunu ödüyor. Ama ödemeyenler çoğunlukta. - Çekte vadenin bir sınırı var mı? - Hayır, yok. İki tarafın karşılıklı anlaşmasına bağlı. İki sene vadeli çek de keşide edebilirsin. Çeklerde rakamlar yüzbinlerce liraya, milyonlara ulaşıyor. Asıl sorunlar da bunlarda yaşanıyor. O yüzden benim müvekkillerime de her zamanki tavsiyem çek kabul etmemeleri biçiminde oluyor. Senedi tercih edin. Eğer çok güveniyorsanız çek kabul edin. - Mafyanın ya da kötü niyetlilerin kullanabileceği bir düzenleme dikkatimi çekti. Savcılığın çek yasağı koyduğu kişilerin yasağı karşı tarafın şikayetini kaldırması halinde kalkıyor. Şikayetin kaldırılması için araya birilerinin sokulması ve alacaklının mafya ile karşı karşıya gelmesi olasılığı yüksek gibi görünüyor. - Olabilir. Türkiye’de bu tür tehdit ve şantajlar her yönden olabilir. - Türkiye’de çek-senet mafyası bilinen bir gerçektir. - Eskiden çek-senet mafyası vardı ve çekin karşılığını ödemeyenlere gidip tahsilat yaparlardı. Şimdi şikayetten vazgeç, savcılıktan dilekçeni geri al türünde bir faaliyet gösterebilirler. Netice itibariyle ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Eski çek-senet mafyasını bilirim, bir çok davada karşılaştım. Şimdi bu tür mafyanın ortaya çıkması da mümkündür. - Geçen hafta, sigortacılar, bankacılar, Merkez Bankası, TOBB ve Ekonomi Bakanlığı’nın bir toplantı yaparak çek alacaklarının sigortalanması, şirketlerin ratinglerinin yapılması gibi bir yöntem üzerinde konuştukları haberleri çıktı. Bu tür sigorta sistemleri karşılıksız çek sorununun çözümüne katkıda bulunur mu? - Buna benzer sigortalar başarıyla uygulanıyor. Örneğin avukatların mesuliyet sigortaları var. Avukat görevini yapamazsa, davayı kaybederse ve müvekkili ona karşı tazminat davası açarsa, avukatın uğrayacağı zararı sigorta şirketleri ödüyor. Bu sigorta Amerika’da çok yaygın. Avukatlar ve doktorlar bu sigorta sistemini çok kullanır. Çek sisteminde en büyük sorumluluk bankalarındır. Kime çek verdiğini bilmek zorundadır. Bunu araştırmalı ve çok kolay çek vermemeli. Mesela Anglo-Sakson ülkelerinde çek karnesi almanız fevkalade zordur. Orada hesabınız olacak ve hesabınız belirli bir süre çalışacak. Banka bunu bir süre gördükten sonra çek karnesi verebilir. Orada bir hesap açarken dahi kefil arıyorlar. Bir hesap açtığınızda önce o geçici hesapta duruyor ve kefil gösterdikten sonra asıl hesap açılıyor. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|