SON DAKİKA
"Büyük şirketler, iş etiğinin kültürlerine yerleşmesini istiyor"Etik ve İtibar Derneği Başkanı Mehmet Buldurgan: “İş etiğini iyi yönetmenin sonucunda, hem kurum içindekileri hem de iş yaptığınız kişileri, müşterilerinizi aynı iklime çekebilmeniz lazım. Kim olduğunuzu doğru biçimde anlattığınızda ortaya çıkan itibar, sizin malınızın daha rağbet görmesi, yüksek de olsa fiyatının kabul görmesi, hata yaptığınızda bağışlanma ihtimalinizin yükselmesi gibi pozitif etki sağlıyor” dedi.GİRAY DUDA Mehmet Buldurgan, Türkiye iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Sabancı grubuna bağlı otobüs, midibüs üreten dev bir firmanın genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra kurduğu kendi işinin yanı sıra, iş dünyasında etik ve itibar konusunda iddialı çalışmalar yapan Etik ve İtibar Derneği (TEİD) başkanlığına seçildi. İş etiğinin yerleşmesinin Türkiye için birçok açıdan yararlı olacağına inanan Buldurgan, bu konuda üniversitelerde ders haline gelecek bir eğitim programı hazırlamak istiyor. Mehmet Buldurgan ile iş etiği konusunu enine boyuna konuştuk. TEİD Genel Sekreteri Tayfun Zaman da sohbetimize zaman zaman eşlik etti. - Sayın Mehmet Buldurgan, dernek çalışmalarına ne zaman başladınız? - Mayıs ayından bu yana, bu çok önemli ve itibarlı derneğin başkanlığını yapıyorum. İki yıl önce bu dünyada otobüs ve kamyonun dışında ne varmış diye baktığımda çok şeyler olduğunu gördüm. O yüzden, istenmediğimiz yerden kaçıp çağrıldığımız yere gittik. Etik ve İtibar Derneği’nden çağrılınca benim üyeliğim de başladı. İş etiği demek, ekonomide verim artırmak demek, sağlıklı bir iş dünyası demek, enflasyonu düşürmek demektir. Türkiye’de iş etiği uzmanlarının gerekli eğitimden geçerek şirketlere dağıldığını, şirketlerin bu konuda departmanlar ve sistemler kurduğunu düşünebiliyor musunuz? ŞİRKETLER İŞ ETİĞİNDEN YANA - Bu bir hayal ve düşünce mi? Proje olarak ortaya çıktı mı? - Bu hayali gerçekleştireceğiz inşallah. Dernekteki ana vizyonumuz bu. Ekonomik açıdan altyapımız sağlam. Büyük şirketler etik ilkelerin kültürlerine yerleşmesini çok istiyorlar. Çünkü geçmiş kötü örneklerden başlarına neler gelebileceğini gördüler. - Herkesin yaşadığı bir olumsuz var değil mi? - Yaşanan pek çok şey var. Yaşanmayan yok gibi bir şey. Dünyanın her yerinde, Amerika’da, Almanya’da veya Türkiye’de. Bunun ne kadar önemli olduğunu, iş hayatının vazgeçilmez bir unsuru olduğunu gördüler. Derneğimizle övünüyoruz. Genel Sekreterimiz Tayfun Zaman bey de bu işin tam profesyoneli ve uzmanıdır. Projeler hazırlar ve bunları uluslararası düzeyde konferanslarda anlatır. Birleşmiş Milletler Suç ve Uyuşturucuyla Mücadele Programı, iş etiğini Kazakistan’a anlatmasını istedi genel sekreterimizden. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın isteğiyle Fas Kralı’na iş etiği anlattı. Gümrük Bakanlığı ile iyi ilişkilerimiz var. Gümrük Bakanlığı personeline de uzun süreli bir eğitim verdik. İŞ ETİĞİNİN YÖNETİMİ ÖNEMLİ - Derneğin iş hayatındaki iş etiğine genel yaklaşımı nedir? - Biz dernek olarak, bu etik yönetimi denen iş yönetimi biçimine, ahlaklı bir yöneticinin iş yapma biçimi olarak bakamıyoruz. Yaşanan krizler, şirketlerin hep rüşvet verirken yakalandığı krizler. Etik yönetimi, şirketin büyüklüğüne, iş yapma yöntemine göre değişiyor ama aşağı yukarı 20 alanın doğru yönetilmesiyle ortaya çıkan bir yönetim sistematiğidir. İlk önce şirketin etik ilkelerini ortaya koyuyorsunuz. Ondan sonra da bu etik ilkeleri iş yaptığınız her alanda karar mekanizmalarının içine yerleştiriyorsunuz. ETİK VE İTİBAR BİR SİSTEMATİK İş etiği ilkeleri, yolsuzlukla mücadele, suiistimallerin önlenmesi, rekabet ve ticaret hukukuna uyum, içeriden haber alanların ticareti gibi şirketin mali ve ticari yapısını ilgilendiren konular, çevre politikaları, kamu görevlileriyle ilişkiler gibi şirketin bütün ilişkilerini ilgilendiren bir sistematik. Biz zaten etiğiz, biz zaten ahlaklıyız diyebilirsiniz. Evet, mutlaka öylesiniz ama konumuz o değil. Bu işi nasıl yöneteceğinize bakıyoruz. Yönetmek dediğiniz zaman ölçmek gerekliliği ortaya çıkıyor. Ölçülebilsin ki yönetilebilsin ve geliştirilebilsin. Ondan sonra raporlanıp kimlik haline getirilebilsin. Kimlik haline getirilmesi de ancak iyi iletişimin kurulması ile mümkün. Yani hem kurum içindekileri hem de iş yaptığınız kişileri, müşterilerinizi aynı iklime çekebilmeniz lazım. Bunların bazılarına kim olduğunuzu doğru biçimde anlattığınızda ortaya çıkan itibar, sizin malınızın daha fazla rağbet görmesi, yüksek de olsa fiyatının kabul görmesi, hata yaptığınızda bağışlanma ihtimalinizin yükselmesi gibi uzun süreli iş sürecinize pozitif etkisi var. VARLIĞINIZ BU İŞİN YÜZDE 25’İ - Yani itibarlı olmak aynı zamanda kazançlı bir şey. - 1970’lerde bir şirketin toplam varlıkları içerisinde mali ve fiziki varlıkları yüzde 80, gayri maliki varlıkları da yüzde 20 dolayındaydı. Bugün tam tersine döndü. 4 milyar dolarlık bir şirketiniz varsa bunun aşağı yukarı 1 milyar doları fabrikanızdan, üretim hattınızdan geliyor, geri kalanı da marka imajınızdan, paydaşlarınızın size olan teveccühünden geliyor. İŞ ETİĞİ BİRİMLERİ KURULUYOR - İş etiğinin genel ilkelerinin yanı sıra sektörlere göre de ayrıntılı alt dalları da söz konusu değil mi? - Artık işyerlerinde, yabancıların ‘compliance officer’ dediği iş etiği uzmanları ve böyle birimler var. Eskiden insan kaynaklarına, muhasebeye vs. bağlı olan bu birimler şimdi ayrı departman olarak yerleşti. - Derneğinizin misyonunu birkaç kelime ile özetler misiniz? - TEİD’in misyonu, iş etiğinin şirketlerimizin yazılı kültürünün temel taşı olmasıdır. İş dünyası çarpan katsayısı çok yüksek bir dünya. Dolayısıyla iş dünyasında bir ivme başlattığınız zaman Türkiye’nin tamamını sosyal ve ekonomik olarak etkiliyor. Bütün dünyada da bu böyle. Dolayısıyla iş dünyasının daha etik olması, etik değerlere sahip çıkarak yazılı hale getirilmesi ve sonuçta ülke itibarının yükselmesini amaçlıyoruz. Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Ancak yolsuzlukta da 54’üncü sıradayız. NOTUMUZ 10 ÜZERİNDEN 4.8 - Bu sıra yıllara göre geriye gidiyor sanki değil mi? - Bunu söylemek çok zor. Uluslararası Şeffaflık Kurumu’nun yaptığı bir araştırma var. Bu yıl 61’inci sıradan 54’e yükseldik ama bu yükselme suni. Çünkü notlama sistemi değişti. Sizin nereye yükseldiğiniz önemli değil, etrafınızdaki ülkelerin hareketi de önemli. Buralara bakınca aldığımız puanı işin içine katınca son 10 yıldır aynı noktalarda olduğumuzu görüyoruz. Yani 4.2 ile 4.8 puan alan yerlerdeyiz 10 üzerinden. Burada bir kültür sıçraması, değişim yaratamadığımızı görüyoruz. Madem ki iş dünyası çarpan etkisi bu kadar büyük bir dünya, iş dünyasında bu bilincin yerleşmesi ve Türkiye’nin ticari itibarını ve dolayısıyla uluslararası itibarını artıracak bir hareketin başlamasını istedik. Amacımız 2025 yılına kadar Türkiye’yi ilk 20 arasında görebilmek. Buna yönelik yapılan her işe de destek olacağız. MELEK YATIRIMCILIK İÇİN ETİK KOD TALEBİ - Türkiye’nin büyük şirketleri de bu amaçla dernek üyesi oldu öyle mi? - Şunu gururla söyleyelim ki Türkiye’de sektörel olmayan en hızlı büyüyen derneğiz. Bu iş burada tutar mı, evet tutar. Türkiye özel sektörü buna hazır ve dünya bunu talep ediyor. Bu işler bizde olur mu sözü bizim için geçerli değil. Hazine Daire Başkanı Hakan Ertürk, dün, melek yatırımcılarla ilgili bir etik kod hazırlamamıza yardımcı olur musunuz, dedi. Bu bizim için çok sevindirici. Biz de bu iş tam bize göre, birlikte, daha işin başında bunun çalışmasını yapalım, dedik. Orada da tıkanması gereken ciddi boşluklar var. Mesela gidip akrabasının şirketine yatırım yapabilir teşvikten yararlanmak için. Biz neler gördük. Biz derneğimize sadece kurumsal üye alarak başladık. Şu anda 80’in üzerinde kurumsal üyemiz var. Şimdi ise bireysel üyelikleri de kabul ediyoruz. Çünkü etik ilkeleri kuracak ve yönetecek uyum yöneticilerini de aramıza almak ve özel sektöre buradan da fayda sağlamak istiyoruz. Üyelerimiz Türkiye’de 100 milyar doların üzerinde ciro yapan, yani gayri safi milli hasılanın yüzde 14’ü gibi ciroya sahip ve 170 binin üstünde çalışanı olan şirketler. ETİK KODU YAZMAK YETERLİ DEĞİL - Aşağı yukarı her sektörde, şu veya bu biçimde hazırlanmış bir etik kodlar metni var değil mi? Mesela gazeteciler için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin hazırladığı Gazetecilerin Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi vardır. - Yazılı olan ya da olmayan iç düzenlemeler niteliğinde var. Yazılı olma eğilimi de giderek artmakta. Bunun lafta kalmaması için kesinlikle yazılması gerekiyor. Sadece yazmak da yetmiyor. Yazdın, çalışana uyguladın. Sadece bu değil. Hissedara da uygulatmak gerekiyor. İşte burada çok ciddi bir eksiklik var. Ben yazarım, elemanlarım uygular, diye düşünüyorlar. O çatı altındaki bireylerin tamamı tarafından uygulanmalıdır. - Bu etik iş neyin nesi? Niye etik falan diye takılıyorsunuz, gibi yaklaşanlar var mı? - Dünyada patlayan etik dışı bombaların neticesinde koca koca şirketler batıyor. STRATEJİK RİSKLERİ ŞİMDİDEN YOK EDİLİYOR - 2008’deki krizde neredeyse dünya batıyordu. - Bu bir saatli bomba. Patladığı zaman bütün cephanelikleri de ateşliyor. Bence artık öyle düşünseler bile bunu dile getirmiyorlar. Mecburuz deyip yutkunuyorlar, iyi de ediyorlar. Çünkü geleceklerini garantiye alıyorlar. Gelecekteki maliyetlerini şimdiden düşürmüş oluyorlar. Stratejik riskleri şimdiden yok etmiş oluyorlar. Ben metafor kullanmayı severim. Etik dışı işlerde bir zamanlar taş devri gibi bir belden aşağı etik dışı dönem vardı, o bitti şimdi. Belden yukarı etik dışı davranışlar da aslında diğeri kadar tehlikeli. Oraya dikkat etmek lazım. Sadece özel sektörün iş etiğini değil, kamunun da iş etiğini bu kapsama almak lazım. Çok güzel örnekleri de var kötü örnekleri de var. Dolayısıyla iş etiği noktasında özel sektör ve kamu beraber hareket etmek zorundalar. ULUSLARARASI ETKİNLİĞİMİZİ ARTIRACAĞIZ Biz dernek olarak çok fazla sahaya inemedik. Kuruluş çalışmalarımızı daha ancak tamamladık. Gelecek hafta Washington’da bu konudaki büyük bir etkinliğe katılacağız. Binden fazla uzman gelecek. Dünya lideri Amerika olduğu için bu konuların da lideri. En iyiler de ondan çıkıyor ama bazen en kötüler de ondan çıkıyor. Uluslararası ilişkilerde biraz daha etkin olacağız. Etik ve itibar konusunda dışarıdan birisi Türkiye’ye baktığı zaman aklına TEİD gelsin istiyoruz. ENRON’UN DEV ETİK KODU - Dünyanın en etik şirketler listesi diye bir sıralama yapılıyor. Böyle bir listeyi hazırlamak zor değil mi? Bu listeye Enron girmiş miydi diye merak ettim. - Enron bu listeye girmedi. Ama, Enron 103 sayfalık bir etik kodu hazırlayarak o güne kadar yazılmış en kapsamlı etik kodunu yayınladı. Yayınladıktan 25 gün sonra da skandal patladı. Biz etik şirketler sıralaması yapmıyoruz ve ödül vermiyoruz. Ama böyle bir ödül var. Adları dünyanın en etik şirketleri ama burada ölçülen etik sistemini doğru kurgulayıp, yönetip şeffaf biçimde iletişimi yapıp yapmadıklarıdır. Birini önermek için onların metodolojisini bilmek gerekir. Bunu bilmeyince öyle bir sorumluluğa girmeyiz. Ancak dünyada böyle uygulamalar var. Şunu da belirtmeliyim ki Dünyanın En Etik Şirketleri sıralamasında, 2005 – 2010 yılları arasında bir endeks yayınlandı. Bu endekste yer alan dünyanın en eski şirketleri kendi sektörlerindeki rakipleri ile karşılaştırıldığında, istisnasız her yıl etik şirketlerin yüzde 50 daha fazla kar ve ciro açıkladıkları, krizlerden diğerlerinden daha çok hızlı sıyrılıp çıktıkları ölçülmüş bir değer. - Yani o listede olanlar daha öncelikle tercih edilen şirketler mi oluyor? - Olmaz olur mu? Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği yeni hükümler de buna işaret ediyor. Bu tip şirketler, tedarikçileri ya da müşterileri nezdinde bir güven kazandığından bunlarla çalışın anlamına gelmese de algı onlarla çalışmak gerektiğini beraberinde getiriyor. İŞ ETİĞİ AKADEMİSİ KURACAĞIZ - Sonuçta kayıtsız şartsız şeffaflık aranıyor. - Aslında kurumsal yönetim ilkeleriyle örtüşen bir yapımız var. Şeffaflık, hesap verilebilirlik, adillik ve sorumluluk kurumsal yönetimin temel ilkeleridir. Bunları koyduğunuz zaman zaten etik dünyasının temel taşları oluşuyor. Etik iş uygulaması konusunda da bunu gerçekten heyecanla istemek veya yapmış olmak için yapmak durumları var. Bizim amacımız, iş etiğini şirket kültürüne gömüp, patrondan başlayarak her kademedeki kişilerin bunu benimsemesidir. Biz, biraz önce söylediğimiz gibi yapılanma aşamasını geride bıraktık. Artık kalıcı bir eser bırakacak biçimde gençleri eğitecek bir İş Etiği Akademisi kurmamız gerekiyor. Bu zaten bizim derneğin ana vizyonlarından bir tanesi. Benim dönemime yetişirse çok mutlu olurum. ÜNİVERSİTEDE DERS OLSUN İçeriğini bizim uluslararası bilgi ve tecrübeyle de zenginleştirdiğimiz, buralardan aldığımız kültürü, Türkiye’deki etik deneyimler ile harmanlayıp bir eğitim programı hazırlamak istiyoruz. Bu eğitim programını, daha sonra birçok üniversite üzerinden yaygınlaştırmak gibi bir amacımız var. Merkezde derneğin olduğu ve içeriğinin bilim kurulu tarafından belirlendiği, daha sonra sonsuz sayıdaki paydaş ve ortakla Türkiye’nin her köşesine bu kültürü yerleştirebileceğimiz dersler oluşturmak istiyoruz. Bir üniversitenin işletme fakültesi bunu alıp da ders olarak verirse ne kadar mutlu oluruz. Müfredata bizim çok katkımız olacak. İş dünyasından aldığımız verilerle bu dersleri canlı tutup güncelleyeceğiz.
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|