SON DAKİKA
Jens Odlander
Brüksel Bölgesi Ticaret Ataşesi Sabih…
Rifat Hisarcıklıoğlu
ÇOSB Başkanı Eyüp Sözdinler
Celal Öğücü : Derin deşarj boru hattının maliyetini devlet üstlenmeliMarmara Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TEKSANDER Yönetim Kurulu üyesi Öğücü, “Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında projelendirilen derin deşarj boru hattının maliyeti birçok firmayı sıkıntıya sokabilir. Derin deşarj boru hattının maliyetini devletin üstlenmesini talep ediyorum” dedi.
Marmara Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Celal Öğücü Gaziantep’ten Trakya’ya uzanan sanayicilik serüvenlerini ‘Global Sanayici’ye anlattı. Öğücü, Marmara Şirketler Grubu’nun tekstil, enerji ve kağıt yatırımları ve grubun sosyal sorumluluk projelerini hakkında bilgi verdi.
Tekirdağ Sanayiciler Derneği (TEKSANDER) Kurucu Üyesi ve TEKSANDER Yönetim Kurulu üyesi olan Celal Öğücü, Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında projelendirilen derin deşarj boru hattının maliyetinin birçok firmayı sıkıntıya sokabileceğine dikkat çekti. Öğücü, “Derin deşarj boru hattının maliyetini devletin üstlenmesini talep ediyorum” dedi.
- Sayın Öğücü, isterseniz röportaja sizi okurlarımıza tanıtarak başlayalım. - Marmara Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıyım. Her yönetim kurulu üyesinin şirket işleyişi içerisinde bir görev dağılımı vardır. Ben de şirketlerimizin ağırlıklı olarak Çorlu’daki işlerinin yürütülmesi ve ağırlıklı olarak inşaat bölümüyle ilgileniyorum. Vaktimin büyük bir çoğunluğunu Çorlu’da geçiriyorum. Öğücü ailesinin bir ferdi olarak 1958 yılında Gaziantep’te doğdum. 4 erkek kardeşten bir tanesiyim. Kardeşlerin hepsi Gaziantep’te büyüyüp sonra yurt dışında eğitimlerini sürdürdüler. Ben de Gaziantep’te İngilizce eğitimi olan bir okulda okudum, ardından İngiltere Manchester Üniversitesi’nde Kimya Mühendisliği okudum ardından Polimer üzerine master yaptım. Ailemizin işi olan tekstil işinde çalışmak üzere Türkiye’ye döndüm. Diğer kardeşlerim de aynı şekilde okudu. Ben ailenin ikinci çocuğuyum.
1964’TE GÜNEYDOĞU İPLİK KURULDU
- Bize Marmara Şirketler Grubu hakkında bilgi verir misiniz? Kaç alanda üretim yapıyorsunuz? - Marmara Şirketler Grubu, kökleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık eden ve o günlerden bugünlere ticaretin içerisinde yer alan Öğücü ailesi tarafından kuruldu. Grubumuz, kurulduğu 1984 yılından beri bulunduğu sektörlerdeki uzmanlığı, tecrübesi ve yatırımlarıyla ses getirmiş, yenilikçiliği ve kalitesiyle öncü şirketlerden oluşuyor. Bugün 1000 kişiye istihdam sağlıyoruz. 100 milyon dolar ihracat ve toplamda 300 milyon dolar ciro hedefimiz bulunuyor. Ana iş kollarımızda sağladığımız katma değer, büyüme performansımız ve yenilikçiliğimiz ile çalışanlarımız, tedarikçilerimiz, müşterilerimiz ve iş çevreleri arasından tercih edilen ilk 100 sanayi şirketinden biri olmak da en büyük hedefimiz. Şirket yapılanması 50 yıl öncesine dayanıyor. Ailenin ilk kuşak temsilcisi olan ve 2008 yılında hayatını kaybeden Abdullah Öğücü’nün 1964 yılında Gaziantep’te Güneydoğu İplik şirketini kurmasıyla başlayan hikaye; 2004 yılında boyahane işletmesi, 2005 yılında enerji santrali ve 2007 yılında Lila Kağıt gibi yüzde yüz yerli sermaye yatırımıyla devam etti. Ben, Celal Öğücü ve Aydın Öğücü’nün yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı Marmara Şirketler Grubu’nun şu anki Yönetim Kurulu Başkanı ağabeyimiz Orhan Öğücü’dür.
SANTRALIMIZ TEKİRDAĞ İLİNİN HANE TÜKETİMİNİ KARŞILAYACAK KAPASİTEDE Marmara Şirketler Grubu’nun öncelikli iş alanları arasında, tekstil, enerji, kağıt bobin ve hızlı tüketim sektörleri yer alıyor. Marmara Pamuklu Mensucat’la başlayan tekstil iş kolunun temelinde Abdullah Öğücü tarafından 1964 yılında Gaziantep’te iplik üretmek amacıyla kurulmuş olar Güneydoğu İplik Şirketi yer alıyor. Halen Marmara Pamuklu mensucat, Türkiye’de iplik üretiminin önde gelen firmalarından biri olarak üretimini sürdürüyor. 2005 yılında mevcut tekstil tesislerinin kesintisiz, doğa dostu ve güvenilir enerji tedariğini karşılamak üzere başlayan enerji iş kolu da; bugün bölgenin önemli ölçekli ve bağımsız enerji santrallerinden biri konumunda. 75 MW elektrik santrali, Tekirdağ ilinin hane tüketimini karşılayacak kapasiteye sahip.
LİLA KAĞIT 150 BİN TON KAPASİTEYE SAHİP Kağıt sektöründe faaliyet gösteren Lila Kağıt şirketi de grubun 2006 yılında yatırım kararı almasıyla beraber Çorlu’da kuruldu ve 2007 yılında da üretime başladı. Şirket 2012 yılında yaptığı yeni yatırımlarla, 150 bin ton kapasiteyle Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar ve Afrika bölgelerindeki tek kampus içindeki en büyük kağıt üretim tesisi konumunda. Lila Kağıt’ın hizmet sektöründe faaliyet gösterdiği dört ayrı markası bulunuyor. Sofia, Maylo, Berrak ve ev dışı kullanım pazarında ise Nua Professional markaları ile tuvalet kağıdı, kağıt havlu, kağıt peçete ve kağıt mendil çeşitleriyle pazarda yer alıyor.
GÖNÜLLÜ HİZMET VAKFI - Marmara Şirketler Grubu olarak ne gibi sosyal sorumluluk projeleri yürütüyorsunuz? - Marmara Şirketler Grubu’nun hissedarları, yöneticileri ve aile olarak grubumuzun tüm bireyleri de, ülkemizde yaratılan katma değerin önemli bir kısmının yine topluma geri kazandırma sorumluluğuyla hareket ediyor. 2010’da kurulan, kamu kurumları ile birlikte çalışarak yerel ihtiyaçları belirlemek, kamuya bağışlamak üzere eğitim, kültür ve sağlık tesisleri yapmak hedefiyle Gönüllü Hizmet Vakfı’nı kurduk. Gönüllü Hizmet Vakfı’nın kuruluşundan öncesinde ve sonrasında hayata geçirilen hizmetleri arasında, 2002 yılında Kadıköy’de 300 yataklı, Aysel-Abdullah Öğücü Kız Öğrenci Yurdu, 2012 yılında Çorlu’da yapılan Gönüllü Hizmet Vakfı Aysel-Abdullah Öğücü Ortaokulu ve halen inşaatı devam eden Gaziantep İnal Aydınoğlu İlköğretim Okulu bulunuyor.
ENDÜSTRİYEL ORMAN ÜRÜNLERİ KULLANIYORUZ - Kağıtta dikkat çekici bir reklam kampanyası yürütüyorsunuz. Endüstriyel orman projeniz hakkında neler söyleyeceksiniz? - ‘Nasıl oluyor da bir kağıt firması ormanları yok etmeden kağıt üretiyor?’ diye soruluyor. Lila Kağıt Sofia markası olarak, ‘ormanlar kağıda dönmemeli dünyada’ diyoruz ve kağıt üretimi için kullandığımız selülozu sadece endüstriyel amaçlı yetiştirilen ağaçlardan üreten sertifikalı tedarikçilerden temin ediyoruz. Selüloz üretiminde endüstriyel amaçlı yetiştirilen ağaçlar kullandıkça yerlerine yeni ağaçlar dikiliyor. Böylece doğal ormanlardaki ağaçların sayısı hiç azalmıyor. Bu eşlemde doğal ormanlara hiçbir zaman dokunmuyor, kağıt üretiminin hiçbir sürecinde bu ormanlardaki ağaçları kullanmıyoruz. 1.5 milyar TL büyüklüğünde olan Türkiye temizlik kağıtları pazarında Lila Kağıt olarak yüzde 12 paya sahibiz. Sektörde ilk üçte yer alıyor ve 50’den fazla ülkeye yıllık 100 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirerek ihracatta liderliğimiz sürdürüyoruz.
YENİ YATIRIMLARLA YENİ İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ Başlıca ihracat yaptığımız ülkeler arasında İngiltere, İrlanda, Yunanistan, Macaristan, Ukrayna, İsrail, Filistin, Irak, Tunus, Fas KKTC ve Türki Cumhuriyetler ilk sıralarda yer alıyor. 150 bin ton kapasite sadece Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar ve Afrika bölgelerindeki tek kampus içindeki en büyük kağıt üretim tesisine sahibiz. 2014 yılında bobin ve hızlı tüketim ürünleriyle bir önceki seneye oranla toplamda yüzde 35 oranında büyüme sağladık. 2015 yılında ise ciromuzu yüzde 30 oranında arttırmayı hedefliyoruz. Büyüme hedefimize paralel olarak da bu yıl 50 milyon TL yatırım ile markalı ürün üretimimizi yüzde 200 artıracak yatırımı gerçekleştiriyoruz. Bu yatırımımızla birlikte ailemize 100 kişilik bir istihdam daha katmış olacağız. Temizlik kağıdı kullanım miktarını kişi başına düşen gelir ve eğitim seviyesi de etkiliyor. ABD’de 20 kilogram olan kullanım miktarı, Avrupa’da 15 kilogram, Türkiye’de ise 5 kilograma kadar iniyor. Gelişmiş pazarlara kıyasla ülkemizde tüketimin düşük olmasının en önemli nedeni ise pazarda sınırlı kategori ve çeşitlilikte ürünlerin yer alması. Lila Kağıt olarak bu doğrultuda yeni ürünler geliştiriyoruz. Tüketicilerimizin daha pratik, ekonomik veya yeni özellikler sunan ürünler kullanabilmeleri yönünde çalışıyoruz, 2015’te yapacağımız yatırımlarla yenilikleri tüketicilerimize sunmayı hedefliyoruz.
ENAT’LA BİR DUYARLILIK BAŞLATTIK - Endüstriyel ağaç tarımı projenizi anlatır mısınız? - 2014 yılında kağıt sektöründe uygun Türkiye’nin ilk endüstriyel ağaç tarım projesini ENAT (Endüstriyel Ağaç Tarımı San. Ve Tic. A.Ş.) ile başlatan Lila Kağıt sektörün hammaddesi selülozun ülkemizde de endüstriyel kaynaklardan elde edilmesine dair bir duyarlılık akımı sağlıyor. Geçen yıl sponsorluğunu üstlendiğimiz endüstriyel ağaç tarımının ilk hasatını ENAT 10-20 yıl sonra alacak. Her yıl fidan dikim sayısını artırarak sürdürmeyi planladığımız farklı projelerle, 2023 yılına kadar 600 futbol sahası büyüklüğünde bir alanda 700 bin ağaç dikimi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda Sofia’nın her yıl yapmış olduğu satış oranı kadar Türkiye’ye endüstriyel ağaç kazandırmış olacağız.
DÜZENLİ SANAYİLEŞME İÇİN ÇALIŞTIK - Ergene Havzası Koruma Eylem Planı hakkındaki görüşleriniz alabilir miyiz? - Ben Celal Öğücü olarak ağırlıklı yaşamım Çorlu’da olduğu için Çorlu’nun sorunlarını çok iyi biliyoruz. Bu nedenle Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’ndan önce yaptığımız çalışmalardan bahsetmek istiyorum. 1993 yılında, Trakya Sanayiciler Derneği’ni kurduk. Özcan Özenbay, Doğan Ünal, Cahit Ecesoy, Fahri Şahin, Kemal Şahin gibi arkadaşlarımızın bir araya gelerek kurduğu bir dernekti. Bu dernek çatısı altında 1993 yılından bu yana bölgenin düzenli bir sanayileşme ortamına gelebilmesi için mücadele ettik. Bu çabamızın ilk başarısı Trakya’daki 1/100000’lük planların yapılmasıydı. Bu 1/100000’lük yapılmaması halinde sanayi gelişigüzel istediği yerde yapılaşmaya gidiyordu. Ve bunun getirdiği israflar vardı. Çünkü toplulaşma olmadığı takdirde enerjinin getirilmesi, yolların yapılması ve tarım alanlarının kullanılması bu yönden olumsuz ortam yaratıyordu.
ARTIK NERENİN SANAYİ BÖLGESİ OLDUĞU BELLİ Biz ilk geldiğimiz 1984 yılında fabrikamızı kurduğumuz alan Çorlu Belediyesi ve Valilik tarafından ayrılmış bir sanayi bölgesiydi. O yıllarda Çerkezköy OSB’de vardı. Ancak ÇOSB’deki maliyetler bizim karşılayabileceğimizin üzerindeydi. Bu nedenle biz Çorlu’da ayrılmış olan sanayi bölgesinde bir yer aldık. Yani kaçak bir yapılaşma şeklinde buraya gelmedik. Ama bizden sonra gelen sanayici arkadaşlarımızın bulunduğu yerler sanayi bölgesi olarak ayrılmadığından, herkes gönlüne göre yol kenarlarından arazi satın alarak inşaatlarını yaptı. Bu daha sonraki günlerde farklı sorunlar yarattı, elektrik, yol ve işçi sorunu yarattı. Göçle birlikte şehirlerde gecekondulaşmayı arttırdı ve bunların önlenebilmesi için Trakya Sanayiciler Derneği olarak çok çaba harcadık. Sonunda 1/100000’lik projelerin yapılması için Valilik ve Trakya Üniversite ile birlikte çalıştık. Arkasından 1/25000’lik projelerin yapılmasında katkılarımız oldu. En son 1/100000’lik yapıldığında nerelerin sanayi bölgeleri, nerelerin sanayi bölgeleri olmayacağı kararlaştırıldı.
DAĞINIK SANAYİ DİSİPLİN ALTINA ALINDI Bu aşamada yani 1984’ten bugüne 25 yıl geçti ve bu bölgede büyük bir sanayileşme oldu. ÇOSB’nin sanayi tesisleri kadar Çorlu bölgesinde sanayi tesisi oluştu. Bunların mutlaka OSB’leşmesi gerekiyordu. Tekirdağ’da farklı zamanlarda gelen Valilerle görüşmeler yaptık ve OSB’lerin oluşması için çalıştık. Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında Gaziantep’e tayin olan Valimiz Ali Yerlikaya’nın döneminde buraların OSB olması kesinleşti. Onun çabaları gerçekten takdire şayandır. Bu bölgelerin düzenli OSB olması için çok çalıştı ve desteklerini verdi. Burada tabi belirleyici olan hükümetin 2012’de açıkladığı Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’dır. Bir yerde ruhsatsız olan bu fabrikalar bir şekilde imar affına benzer bir afla OSB’nin içerisine girip ruhsatlandırıldı ve disiplin altına alındı. Şu anda Çorlu bölgesinde 7 tane ama tüm Tekirdağ’da 11 tane OSB oldu. Ve bu OSB’lerin toplulaştırma ve sınırlarının çizilmesi sanayinin düzen içerisinde üretim yapmaları için önemli bir katkıdır.
DERİN DEŞARJ BORU HATTININ MALİYETİ Ergene Havzası Koruma Eylem Planı’yla OSB’lerde toplanan sanayinin en önemli altyapılarından biri olan ortak arıtma tesislerinin yapılması gerekiyordu. Arıtma tesisi ihaleleri yapıldı. Yaptığımız toplantılarda atık suyun derin deşarj denilen bir kanalla Marmara Denizi’ne verileceği projelendirildi. Valilerimiz derin deşarj boru hattını devletin yapacağını bildirdiler. Daha sonra derin deşarj boru hattının ‘kirleten öder’ mantığıyla şirketlere yüklendi. Çalışmalar bugün bu doğrultuda gidiyor. Derin deşarj boru hattı her şirkete çok büyük miktarda mali yük getiriyor. Hele gizli bir krizin yaşandığı bir ortamda bu tür maliyetlerin bazı firmaları zora ve sıkıntıya sokacağına inanıyorum. Dileğimiz bu altyapının maliyetinin aslında devlet tarafından karşılanmasıdır. Bu ülkede kazanıp, bu ülkeye vergi ödüyoruz. Ödediğimiz vergilerle bu altyapının devlet tarafından yapılmasını talep ediyorum. Her OSB kendi altyapısını kendi gelirleriyle tabi ki yapacaktır.
YAKIN ZAMANDA ODAMIZI KURARIZ - Tekirdağlı sanayicilerin Sanayi Odası kurma girişim ve çabalarını değerlendirir misiniz? Sanayi Odası kurma çabaları sürerken Tekirdağ Sanayiciler Derneği’ni (TEKSANDER) kurdunuz, TEKSANDER hakkında neler söyleyeceksiniz? - TEKSANDER, sanayicilerin bir araya gelerek kurmuş olduğu bir dernektir. Tekirdağ’da birkaç tane Ticaret ve Sanayi Odası var. Ancak bu odaların ağırlıklı olarak üyeleri esnaftır. Esnafın faaliyetleriyle sanayicilerin faaliyet alanlarıyla hiçbir alakası yoktur. Dertleri, problemleri aynı değildir. Problemleri aynı hissetmedikleri için de bakış açıları çok farklıdır. Sanayicilerin problemlerinin çözümünde Ticaret ve Sanayi Odalarının katkılarını bugüne kadar görmedik. Bu yüzden bundan 20 yıl önce kurduğumuz Trakya Sanayiciler Derneği bu konuda hep çaba sarf etmiştir ve derneğimizin bu Sanayi Odası’nın nüvesi olacağı şeklinde hep ideallerimiz vardı. Ancak OSB’lerin kurulmasıyla daha yerel kaldığımızı düşündüğümüzden Trakya Sanayiciler Derneği’ni geçen yıl feshettik. TEKSANDER faaliyetlerini büyüyerek ve çeşitlendirerek sürdürüyor. Tekirdağ’da kalburüstü sayılacak 1450 civarında bir sanayi kuruluşu var. Bu sanayi kuruluşlarından ilk olarak 1100 civarında imza toplayarak sanayi odasının kurulması için TOBB’a, arkasından da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na müracaatımızı yaptık. TEKSANDER ve ÇOSB Başkanımız Sayın Ömer Sarıoğlu ve diğer arkadaşları bu konuda çok öncülük yapıyorlar. Onların çabalarıyla TOBB ve Bakanlık nezdinde çabalarımız devam ediyor ancak şu ana kadar çok olumlu sonuç elde edilemedi. Geçmiş dönemde şehrimizi ziyaret eden o günkü Cumhurbaşkanımız, o günkü Başbakanımız ve şu andaki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hep bu konular aktarıldı ve onlardan destek sözü alındı. Ümit ediyorum ki yakın zamanda odamız kurarız. Sanayi Odası ile diğer esnaf kardeşlerimizin de sorunlarına mutlaka destek olacağız. Ticaret Odaları gelirlerinin önemli bir kısmını sanayiciden elde ettiği için Sanayi Odası’nı istemiyorlar. Bu kadar sanayicinin talebi görmezden gelinemez. Eninde sonunda Tekirdağ Sanayi Odası kurulacaktır.
EN ÖNEMLİ HOBİM ÇALIŞMAK - İş dışındaki hobileriniz hakkında neler söyleyeceksiniz? - Ben ve ailem sosyal sorumluluk projelerinde hep ön planda olmaya çalışıyoruz. Dernek faaliyetlerimiz vardır. Aynı zamanda ailemiz adına bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce Aysel-Abdullah Öğücü adına kız öğrenci yurdu kurmuştuk. Yurda annemiz ve babamızın adını verdik. Atatürkçü genç kızların üniversite çağında okuyabilmesi için onlara destek olmak için böyle bir yurdun kurulmasına ön ayak olduk. Bu yurt daha sonra Kadıköy Vakfı’na (KASDAV) hibe edildi. Bugün onların destek ve yönetimiyle yurt faaliyetini sürdürüyor. 2013’in sonunda yine Aysel-Abdullah Öğücü ilköğretim okulu kuruldu. Bu okulu Çorlu’ya kazandırıyoruz. Özellikle eğitime ağırlık veriyoruz. TEKSANDER Yönetim Kurulu üyesiyim ve Çorlu’da kurulu ÇİSAD Yönetim Kurulu Başkanıyım. Daha yerel olarak Çorlu’ya yapılacak katkılar için çaba sarf ediyoruz. Rotary Derneği’nin eski başkanı ve faal üyesiyim. İstanbul’da Moda Deniz Kulübü üyesiyim. Çorlu’da sağlıkla ilgili devlet hastanesinin yapılması ve geliştirilmesiyle ilgili Çorlu Sağlık Vakfı’nın yönetim kurulundayım. Elimizden geldiği kadar sosyal faaliyetlerin içinde bulunuyoruz. En önemli hobim çalışmaktır. Seyahat etmeyi severim. Yurt dışında çok yerler gezdim. Yurt içinde o kadar gezememiştim. Yurt içinde ilk olarak Karadeniz turu yapacağım.
……. KUTU:
CELAL ÖĞÜCÜ KİMDİR? 1958 yılında Gaziantep’te dünyaya geldi. Üniversite’ye kadar eğitimini Gaziantep’te sürdürdü. 1979 yılında üniversite eğitimi için İngiltere’ye gitti. Manchester Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde, “Kimya Mühendisliği” bölümünü tamamladı ve akabinde “Polimer Kimya” üzerine yüksek lisansını tamamlayarak İstanbul’a döndü. Profesyonel iş hayatına Çorlu’da Marmara Pamuklu Mensucat’ın kurulumunda çalışmaya başlayarak adım attı. 1984 yılında kurulan Marmara Pamuklu Mensucat İplik işletmesini 2004 yılında Boyahane işletmesi, 2005 yılında Enerji Santrali ve 2007 yılında Lila Kağıt gibi yerli yatırımlar takip etti. Marmara Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. Evli ve 1 çocuk babası olan Celal Öğücü, gençlik yıllarında tanıştığı ve o günden beri hobi olarak devam ettiği mimarlığın yanı sıra tarih ve güzel sanatlarla da ilgileniyor.
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|