SON DAKİKA
Tekirdağlı sanayici nükleer santral tedarikine hazır- Teksander Nükleer Enerji Komisyonu Başkanı Özyıldırım, “Tekirdağ, tekstil sanayisi olarak gözükse de ileri teknik üretimi de var. Ben Tekirdağ’ın nükleer enerji projelerinde pay alacaklarına inanıyorum” dedi.GİRAY DUDA Akkuyu Nükleer Santralı için hızlı adımlarla çalışmalar yapılırken, sanayiciler, bu dev projeye nasıl katılabileceklerini düşünmeye başladı. Tekirdağlı sanayiciler, Rus yöneticilerle tanıştı, öğrenmek istedikleri konuları sordular. Hemen arkasından, nükleer santralleri yakından tanımak için Rusya’ya bir iş gezisi düzenlendi. Bu geziyi düzenleyen TEKSANDER Nükleer Enerji Komisyonu Başkanı ce EKOSTAR Genel Müdürü Cem Özyıldırım ile hem sanayicilik öyküsünü hem de nükleer enerji tedarikçiliğine bakışını konuştuk. Cem Özyıldırım’dan ayrıca Rusya’daki nükleer enerji gezisi izlenimlerini gelecek sayımızda okurlarımızla paylaşması için de söz aldık. Cem Özyıldırım’a ‘Global Sanayici’ adına sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle: EN ALT BASAMAKTAN BAŞLADIM - Önce bize iş yaşamınızdan söz eder misiniz? - 1964 İstanbul doğumluyum. Haydarpaşa Lisesi’nin eski tarihi binasının son zamanında liseyi okudum. Biliyorsunuz o binayı şimdi Marmara Üniversitesi kullanıyor. Oradan yurtdışına gittim. Amerika’da New York eyaletindeki Syracuse Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü bitirdim. 4 yıl eğitim aldım ve daha sonra Türkiye’ye döndüm. Geldiğim sırada doğalgazla ilgili çalışmalar yeni yeni başlıyordu. Aile şirketimizde en alt basamaklarından başlayıp adım adım en üst basamaklara kadar yükseldim. Bir şirketin kurulması ve gelişmesi kolay olmuyor. Ana şirketimiz 1960 yıllarında kuruldu. Tamamen enerji sektörüne dönük bir şirket. Isıtıcıda ilkleri yapan bir şirketiz. Ana faaliyet konumuz rezistans ve elektrikli battaniyelerdi. Şu anda beyaz eşya sektörüne üretim yapan firmalara yan sanayi olarak çalışıyoruz. Termosifon ve ev aletlerinde rezistans kısmını biz üretip tedarik ediyoruz. 1987-88 senelerinde doğalgazın Türkiye’ye gelmesiyle biz doğalgaz kısmıyla ilgili olarak başvurduk. Bu noktada domestik yani sanayideki yakma, yakıcı sistemlerini gerçekleştirdik. 1987 yılında İsviçre’den know-how aldık. DOĞALGAZA DÖNÜŞTÜRMEDE ÇOK ÇALIŞTIK - Bugün çok yaygın biçimde kullanılıyor ama o dönemde hatırlıyorum doğalgazın kullanımı oldukça yavaş biçimde yaygınlaşmıştı, değil mi?
- Evet, ilk başta doğalgaz gelecek denildi ama doğalgazın Türkiye’ye gelmesi gecikti. Çünkü boru hatlarının döşenmesi gecikti. Bu durumda ne yapalım, dedik. O zaman furya olan fuel oil yani sıvı yakıcılara geçildi. Daha sonra Türkiye’de doğalgaza yavaş yavaş geçilmeye başlandı. İlk önce sanayide başladı. Doğalgaz dönüşümleri ve yakıcı sistemlerine geçildi. Bugün Türkiye’nin birçok noktasında tesislerin doğalgaza dönüştürülmesinde bizim imzamız vardır. Sanayideki sayısız tesisin doğalgaza dönüştürülmesi işlemini yaptık. Bu yatırımların ardından, 3 yıl sonra değişik yatırımlara girdik. Bu konudaki tecrübelerimizi paylaştık. Özellikle evlerdeki dönüşümün sağlanması noktasında bayilerimiz aracılığıyla büyük katkılar sağladık. Domestik yani evsel dönüşümleri bayilere tanıttık. İstanbul’a ve sonra diğer illere de geçtik. Ardından tekrar gazın gitmesi ve yeniden sıvı yakıta geçelim mi tartışmaları insanlarda tedirginlik oluşturdu. Biz de ikinci yani alternatif yakıcıların üzerinde bazı geliştirmeler yaptık ve onları müşterilerimize verdik. LİSANS ALDIK KENDİ TEKNOLOJİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ Şimdi doğalgazın pahalanmasıyla birlikte insanlar yeniden kömüre dönmeye başladı. Bu konuda da sistemlerin kömüre dönüştürülmesi adına yardımlarımız oldu. Böyle bir süreç yaşadık. Ama hiçbir zaman Ar-Ge’yi bırakmadık. Biz ilk önce teknolojiyi yurtdışından aldık ama özellikle son 7-8 senede Ar-Ge üzerine çalışmalar yapıyoruz. Namık Kemal, Marmara ve Yıldız Teknik Üniversitesi’yle ortak çalışmalar yürütüyoruz. Devletin TÜBİTAK projelerine üniversitelerle beraber giriyoruz. Amaç enerji verimliliğini arttırmak ve değişik enerji kaynaklarını yakabilmek. Bunlar bizim için stratejik çalışmalar. Lisans aldık, kendi teknolojimizi ve Ar-Ge’mizi geliştiriyoruz.
YAPTIĞINIZ İŞ İÇİNİZE SİNECEK - İhracatınız ürün ihracatı mı? Başka ülkelerde projeler uyguluyor musunuz? - Bu çalışmalara paralel olarak, aynı zamanda ihracatımız da başladı. Son 3-4 yılda ihracata önem verdik. Birçok ülkeye hem proje hem ürün bazlı ihracat gerçekleştiriyoruz. Enerji söz konusu olduğu için bazı ülkelerde bununla ilgili projeler çıkıyor. Bizden talepte bulunuyorlar. Bizim anahtar teslimi projelerimiz var. Amacımız Türkiye’nin dışına daha çok çıkmak. Hırslıyız, genç bir kadroya sahibiz. Çorlu’da Türkgücü OSB’de 15 bin metrekarelik kapalı alan sahip bir fabrikamız var. Üretimimizi tamamen burada yapıyoruz. Yalnız cihaz üretimi değil mühendislik olarak tasarımlar da ortaya koyuyoruz. Artık tasarımlar değer katıyor ürettiğiniz ürüne. Bir yerde tasarımızın ve projenizi yaptınız mı üretimini her yerde yapabiliyorsunuz. Bunu geliştiriyoruz. Her başarılı çalışmada önce kendinizin içine sinecek. İş yerindeki temizlik ve düzen karşınızdaki insanın düşüncesine de yansıyor. Siz ne kadar temiz ve titiz olursanız yaptığınız üretime de etki ediyor.
ÇEVRECİ ÜRÜN YAPMAYA MECBURUZ
- Kesinlikle çok doğru. Yenilenebilir temiz çevreci enerji üretim araçlarını gerçekleştirmek bizim birinci amacımız. Biz enerji kullanan bir sektörüz, yakıcı kullanıyoruz. Kimyasal bir yanma oluşuyor. Amacımız, doğalgaz ya da fosil kaynaklı enerji yakıtını en maksimum yani yüzde 90-92 derecesinde kullanmak, yaktığınız yakıtın da en minimum derecede emisyonunu yani çevreye zararını azaltmak. Her ürünün en önemli noktalarından bir tanesi bu. Çevre noktasında bize çok fazla iş düşüyor. Çevreye attığınız yakıtların en az derecede salınımını sağlamanız gerekiyor. Bu rekabet gücünüzü de etkiliyor. Çin’de mesela geçen sene çok büyük çevre kirliliği oluştu. İnsanlar neredeyse maske takmadan dışarı çıkamıyorlardı. Bu bizi de etkiliyor. Oraya sattığımız ürünlerde çevreye az zarar veren ürünleri tercih ediyorlar. Bu sınırlar içinde kalamazsanız ürün satamazsınız. Bu büyük bir yarış ve bu yarışın içinde olmak da güzel. Bu yarışı mümkün olduğu kadar zorlayıp çevremizi daha temiz daha yaşanılır şekilde tutmaya çalışıyoruz.
Sistemleri devreye sokarken, bizim ekipler aracılığıyla belirlediğimiz değerler yakalanamazsa yeniden ele alıp istenen seviyeye çekiyoruz. Dünya bizim dünyamız, hepimiz burada yaşıyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Hedefimiz de daha yaşanılır bir çevre sağlamak. Umarım bu hedeflerimizi tuttururuz.
NÜKLEER ENERJİ TECRÜBEMİZ BAŞLIYOR
- Enerjideki üretim ve dışarıya yapılan ödemeler, daha radikal çözümlere mecbur kıldı Türkiye’yi. Şimdi iki büyük nükleer santral projesi yürürlüğe giriyor ve siz de bu konuyla oldukça yakından ilgileniyorsunuz. Nükleere bakışınızı öğrenmek istiyorum. - Türkiye, her türlü enerji kaynağını değerlendiriyor. Doğalgaza çok bedel ödeyince yeniden kömüre dönüldü ama kömürün kalitesi nedeniyle burada da zorunlu ithalat yapıyoruz. Yani bunlar Türkiye için yeterli olmuyor. Nükleer enerjiye mecburuz. Başlayan nükleer projeler için tedarikçi olmak istiyoruz. Ürettiğimiz ürünler nükleer santrallerde de kullanılabilir. Biz bu konuda çok tecrübeli değiliz. Yapılan konsey çalışmalarında dedik ki, bilgiler var ama görmemiz gerekiyor. Nükleer bir santral neye benziyor. Her iş bilinmeden öcü olarak görülüyor. Doğalgaz için de insanlar ‘patlar, tehlikelidir’ gibi birçok şey söyledi. İnsanları biz o zaman ikna etmeye çalışıyorduk. Zaman geçince doğalgazın çok rahat olduğunu gördük. Bu neden ülkemizde olmasın dedik. Doğalgaz geldikten sonra yani işi öğrendikten sonra rahatlığını gördük.
NÜKLEERE ÖCÜ GÖZÜYLE BAKILIYOR
Üçüncü nükleer santralin Türk sanayicisiyle yapılması isteniyor. Bunun için de yerli sanayicilerin bilgi birikimine sahip olması gerekiyor. Nükleer enerji ne kadar korkutucu olsa da bizim ayrı bir teknoloji geliştirebileceğimize inanıyorum. Keşke çok çok önceden adım atabilseydik. Termik santraller var, hepsi yurt dışından gelmiş, burada montajı yapılmış. Şu anda yeni yeni bu santraller yapılabiliyor. Biz bu işe daha önce girseydik teknolojimiz çok farklı olacaktı. Bu konuda ihracat da yapabileceğimizi inanıyorum. - TEKSANDER’in Rusya’ya düzenlediği nükleer santral gezisi heyecan veriyor mu? - Evet. Türkiye’de nükleer santral için yurtdışına giden ilk sanayiciler olacağız. Nükleer santrali gezecek göreceğiz. Bizim de sorumluluğuz var iyi bir şeyler görüp bulup burada sunmamız gerekiyor. İlk adımlar çok önemli. Bilinçli firmalar geliyor. Yurt dışından gelip bizim fabrikaları gezen yurtdışı heyetleri hayretler içinde kalıyorlar. Bu teknolojiye sahip firmaların çok daha fazla üretim yapabileceklerini görüyorlar. Ben de buna inanıyorum. En azından Türkiye’de Ar-Ge’yi ve üretim kapasitelerini gördüler. Böyle bir üretim kapasitesi beklemiyorlardı. Tekirdağ, tekstil sanayisi olarak gözükse de ileri teknik üretimi de var. Ben Tekirdağlı sanayicilerin nükleer enerji projelerinde pay alacaklarına inanıyorum. Nükleer santralin üretiminde yer almaya çalışan firmalar için önümüzdeki 10-20 yıl çok önemli. Biz bunu doğalgazda gördük. Bu konuda bir pazar var. Bu pazarın neresinde yer alacağınız önemli. Doğalgaz için de Türkiye’de üretim yapalım diye girdik şimdi ihracat yapıyoruz. Bu sektörler katma değeri yüksek üretimler. - Hobilerinizi öğrenebilir miyiz? - Kışın kayak ve snowboard yapıyorum, yazın da yüzme ve koşu. Eksiksiz, haftada iki-üç gün spor yaparım. Kitap okumayı ve gezmeyi de ihmal etmem. Hem Türkiye içinde hem dışarıda gezmek, yeni yemekleri tatmak benim hobilerim.
Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|