Ürettiğin kadar güçlüsün

Türkiye’de tasarruf oranı çok düşük. Yapılan tasarruflar geçtiğimiz yıllarda daha çok inşaata yöneltildi. İnşaat sektöründeki canlılığın ekonomide manivela etkisi yaptığını kabul etmekle birlikte tek başına ülke ekonomisini dinamik tutması beklenemez.

İnşaat sektöründeki hareketlilik birçok sektörü etkiler ve üretimlerini artırır. İnşaat sektörü elbette ihmal edilmemeli ama bizim daha çok dönen makinalara ihtiyacımız var. Yani yatırıma, yani katma değeri yüksek üretime…

Bu kapsamda açıklamalar yapan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın değerlendirmelerine yürekten katılıyorum. Babacan ne diyor, “Sanayi üretiminin genel ekonomi içindeki payının düşmesi iyi bir işaret değil. İnşaat yerine sanayi yatırımları özendirilmeli. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın rol tanımını yeniden yapmalıyız. Öncelikle sanayileşen ve üreten bir toplum olmalıyız. Biz sadece sanayimizin önünü açmak değil, diğer taraftaki aksaklıkları da gidermek zorundayız ki sermaye ‘oraya mı, buraya mı gideyim’ kararını daha sağlıklı verebilsin. Aksi halde üretmeden çok lüks binalar yapan, taşa toprağa para harcayan bir ekonomi oluyoruz.”

Bu değerlendirmelere sonuna kadar katılıyoruz. Teşhiste mutabıkız.

Türkiye’nin yeni bir sanayi hikayesine ihtiyacı var. Düşük teknolojili üretim yerine orta ve yüksek teknolojili rekabetçi üretimi artıracak bir sanayileşme hikayesi yazmalıyız. Bu hikayeler Türk müteşebbislerinin azim ve kararlılık destanlarından yola çıkmalı.

Yıllardır söylüyoruz, bu köşeden de dilimiz döndüğü kadarıyla Türkiye’nin sanayileşme ile büyüyebileceğini belirtiyoruz. Yüksek sanayileşme için yatırımların önündeki engeller kaldırılmalı, krediler sanayi ile büyüme modeline göre yeniden yapılandırılmalıdır. Unutmayalım ki; Bir ülke ürettiği kadar güçlüdür.

 ABD’deki konut balonunun patlaması bütün dünyayı zincirleme olarak etkiledi ve başta büyük ekonomiler olmak üzere her ülkeyi pençesi altına aldı. ABD, 2008’deki bu büyük kriz sonrası yeniden sanayiye ve yatırıma yöneldi. Sanayileşme yeniden hatırlanan bir olgu haline geldi.

Yeni sanayileşme politikaları mutlaka kamunun yerli malı alımını teşvik edecek şekilde yapılandırılmalıdır. Türkiye’de üretilen bir malın ithal edilmemesi gerekiyor.

Tüm sanayici dostlarıma sağlık, esenlik ve bol kazanç temenni ederim.