SON DAKİKA
‘Türkiye, ticareti büyütmeyi hedeflediğimiz 6 ülkeden birisi’Danimarka İstanbul Başkonsolosu Robenhagen, “Danimarka ile Türkiye arasındaki örtüşebilecek konular ve sektörler günümüzde oluştu. Şu anda Türkiye’nin ihtiyaçları ve Danimarka’nın ürünlerine baktığımızda, inovasyon, AR-GE, çevre, enerji verimliliği gibi konularda işbirliği koşulları olgunlaştı. Bundan sonra çok daha fazla işbirliği potansiyelinin olduğunu şimdiden görüyoruz” dedi.GİRAY DUDA
2008 Dünya ekonomik krizi, zengin olsun fakir olsun her ülkeyi bir şekilde vurdu. Bu krizden kurtulmak isteyenlerin de önünde neredeyse tek yol var: İhracat. Her ülke, yatırımcıları ülkesine çekme, inovatif ürünler üretme ve bunları dışarıya satma çabasına girişti. Bu ülkelerden birisi de Danimarka. Kuzey Avrupa’nın bu ihracatçı zengin ve mutlu ülkesi, yaşam seviyesini düşürmemek için yoğun bir ticari çaba içerisinde. Danimarka’nın Türk iş dünyasına sunabileceği olanakları, ticari fırsatları Danimarka İstanbul Başkonsolosu Soren Robenhagen ile konuştuk. Konuşmamıza, ticaret ataşeliği bölüm yetkilisi Seda Kayrak da eşlik etti. - Genelde Avrupa ekonomisi son yıllarda sıkıntılı günler geçiriyor. Biraz toparlanır gibi gözükse de çok zayıf bir kıpırdanma izleniyor. Danimarka ekonomisi 2013 yılını nasıl geçiriyor? - Avrupa’yı saran krizden Danimarka diğer ülkeler kadar kötü etkilenmedi. Krize sağlam, ayakları yere basan bir ekonomik koşullar altında girdi. O yüzden toparlanması daha kısa sürdü. Şu anda baktığımızda krizin etkilerinin yavaş yavaş geçtiğini görüyoruz. Danimarka’da yüzde 1’e yakın büyüme rakamları var. DİĞER AB ÜLKELERİNE GÖRE İYİYİZ - Veriler, bu yılın birinci çeyreğinde yüzde yarım küçülme varken diğer iki çeyrekte yüzde yarım oranında büyüdüğünü ortaya koyuyor. - 2013 ve 2014 yılları için yıllık büyüme beklentisi yüzde 1-2 oranında. Sonuçta artıda kapatacak. Türkiye gibi bir büyüme oranı olmayacak ama diğer AB ülkelerine göre daha iyi durumda olduğu kuşkusuz. Danimarka’nın büyümesinde ihracat her zaman çok önemli bir yer tutmuştur. Büyümenin yüzde 55’i ihracattan geliyor. Şu anda baktığımızda, 2014 yılında ihracatın daha da yükselmesini bekliyoruz.
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYORUZ - Danimarka geçen yıl Avrupa Birliği dönem başkanlığı yaptı. Doğal olarak tüm yurt dışı temsilcilikler de aktif bir çalışma yılını tamamladı. Türkiye – AB ilişkilerinin bugününü ve yarınını nasıl görüyorsunuz? - Türkiye-AB ilişkilerinde sorunlar yaşanıyor ama ben Türkiye’nin AB’ye katılmasının her iki taraf için faydalı olacağı inancındayım. Bir ilerleme olduğunu da söyleyebiliriz. İki tane müzakere başlığı açıldı. Türkiye, Kıbrıs’taki durumun düzelmesi için kayda değer çabalar gösteriyor. Danimarka, Türkiye’nin AB üyeliğini açıktan destekleyen ülkelerden birisidir. Bu çerçeve içinde Türkiye-Danimarka ilişkilerine bakacak olursak, ikili ilişkiler hiç bu kadar iyi olmamıştı. Örneğin, geçtiğimiz Eylül ayında Danimarka ile Türkiye arasında bir ortak ekonomik ve ticaret anlaşması imzalandı. Danimarka’dan Avrupa İşleri ve Ticaret Bakanı geldi. Türkiye’den Zafer Çağlayan’ın katıldığı bir toplantıda bu anlaşma imzalandı.
Yine geçtiğimiz sene içerisinde Danimarka’dan Türkiye’ye ve Türkiye’den Danimarka’ya çok sayıda bakan ve üst düzey yönetici ziyaretleri yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son derecede üst düzey bir heyetle Danimarka’yı ziyaret etti. 2014 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Danimarka ziyareti şimdiden planlandı. Danimarka’dan Türkiye’ye de sağlık ve yenilenebilir enerji alanında iki tane bakan gelecek. - Türkiye ile Danimarka arasında Avrupa Birliği müzakereleri açısından bir görüş ayrılığı yok gibi görünüyor. Yani Danimarka, Almanya ve Fransa’nın tavırlarını benimsemiyor, değil mi? - Kesinlikle hayır. Danimarka, dönem başkanlığı sırasında yeni müzakere başlıkları açılması için çaba gösterdi. Türkiye’nin üyeliğini daha önce söylediğim gibi resmi olarak destekleyen ülkelerden birisi. VİZE SERBESTLİĞİ GELEBİLİR - Aralık ayı başında Türkiye ile AB arasında imzalanan vize serbestisi görüşmeleri anlaşması, sonuçta ileride vize serbestliğini getirir mi? Anlaşmadaki en somut kısım, vize değil de göçmenlerin geri alınmasıyla ilgili olarak açıklanan beyanlar gibi görünüyor. Yoksa bu anlaşmayı iyiniyetli bir başlangıç olarak mı değerlendirmek lazım? - Türkiye ile AB arasında belirli serbestleştirmeler oluyor. Bence bu anlaşma çok önemli bir adım. Tabii ki ilk adım. Ancak yavaş yavaş ilerleyerek son adımın atılmasının önünde bir engel göremiyorum. ŞEFFAFLIK VAZGEÇİLMEZ İLKEMİZ - Ekonomiye doğru yavaş yavaş geçelim. Dünya verilerine baktığımda, Danimarka’nın, Yolsuzluk Algılama Endeksi’nde birinci ülke olduğunu gördüm. Danimarka birinciliği Yeni Zelanda ile paylaşırken Türkiye de 53’üncü olmuş. Bu başarının açıklanabilir, belirgin bir sırrı var mı? - Sanıyorum çok çeşitli nedenleri var. Bunlardan birincisi, şeffaflığın Danimarka kültürünün temel parçalarından birisi olması. Danimarkalılar açık insanlardır. Bilindiği gibi Danimarka gerçek bir sosyal devlettir. Okullar, sosyal güvenlik sistemi gibi pek çok şey, devlet tarafından karşılanmaktadır. Oturmuş ve güçlü çalışan bir devlet sistemi var. Kamu sektörüne baktığımızda memurların, polislerin nispeten iyi koşullarda çalıştıklarını görüyoruz. Bundan gurur duyuyorlar. Bunların hepsini birleştirince de böyle bir şeffaflık derecesine ulaşılıyor herhalde. İNTERNETTEN ŞİRKET KURABİLİRSİNİZ - Yine bunun devamı niteliğinde sayabilirsek, dünyadaki kimi araştırmalara göre Danimarka liberal ekonomiler arasında 11. sırada yer alıyor ve Economist Intelligence Unit değerlendirmesinde önümüzdeki beş yıl içinde iş yapmak için en uygun yer seçilmiş... - Biraz önce bahsettiğimiz özellikler ve sağlam ekonomik yapı, bir çok endekste Danimarka’nın ön sıralarda olmasını beraberinde getiriyor. Biz bu ofiste zaten Danimarka Yatırım Ofisi’ni de temsil ediyoruz. Yani Türkiye’den Danimarka’ya yatırım yapmak, şirket ya da AR-GE merkezi kurmak isteyen, Danimarkalı bir firmadan mal ya da ürün satın almak isteyen kişiler Danimarka Yatırım Ofisi’ne başvurabilirler. Danimarka’da şirket kurmak, iş yapmak çok kolaydır. Birkaç gün içerisinde veya internet üzerinden bile şirket kurabilirsiniz.
- Yabancılar için de böyle mi? - Evet, yabancıların Danimarka’da şirket kurmasından söz ediyoruz. Bu tarz şeyler, kolaylık ve şeffaflıklar da ekonomik görüntüyü olumlu etkiliyor. Danimarka’ya özgü ‘Flex security’ denilen bir deyim var. Yani iş yaşamında esneklik ve güvenlik. İşçi alımı ve işten çıkarma çok kolaydır. Danimarkalıların kültürleri, AR-GE’yi, inovasyonu, sorgulamayı desteklemektedir. Bu da iş ve toplum yaşamını olumlu etkiliyor. Danimarka’da yaşayan yabancılar buradaki yaşam tarzını genel olarak beğenirler. Toplam nüfusumuz 5.5 milyon kişidir. Herkes İngilizce konuşur. Danimarka, bir çok nedenden dolayı verimli ürün ve servis yapmak zorunda. Bizim gibi küçük bir ülkenin dünyada rekabetçi olabilmesi için inovatif olma mecburiyeti var. Danimarka zengin bir ülkedir. Milli gelirin yüzde 55’i ihracattan sağlanır. Sanayide kullanılan hammadde ve yarı mamul maddeyi ithal ediyoruz. Ama inovatif teknolojilerle birleştirip ihraç ediyoruz. Enerjiye gelecek olursak, Kuzey Denizi’nde petrol kaynağımız var. Avrupa Birliği ülkeleri içinde enerji ihraç eden tek ülkeyiz. INVEST IN DENMARK AÇILIYOR - Danimarka Dışişleri Bakanlığı’na bağlı ‘Invest in Denmark’ kurumu var. Ayrıca konsolosluk ve büyükelçiliklerde ticaret ataşelikleri var. Bunlar her diplomatik temsilcilikte var mı? Invest in Denmark ile ticari ataşelikler aynı şey mi? - Danimarka Dışişleri Bakanlığı bünyesinde bir yatırım promosyon ofisi olan ‘Invest in Denmark’ kuruluşları 16 ülkede açıldı. Yaklaşık 60 tane de ticaret ataşeliği var. Ataşelikler, Danimarka firmalarının o pazara girmesine yardımcı oluyorlar. ‘Invest in Denmark’lar, o pazarlardan Danimarka’ya yatırım yapmak isteyen ve Danimarka ile ilgili soruları olan firmalara yardımcı oluyor. 2014 yılından itibaren konsolosluğumuz içinde bu birimi de kuruyoruz. Danimarka’ya yatırım yapmayı düşünenler bizim ofisi arayabilirler. TİCARET HACMİ DÜŞÜK - Türkiye ile Danimarka arasındaki ticarete baktığımızda ihracat ve ithalat miktarlarının oldukça düşük olduğunu görüyoruz. Birbirlerini tanıyamadılar mı? Birbirlerine satacak uygun malları mı yok? Bunun sizce nedeni nedir? - Tarihi olarak ülkelerle olan ticarete baktığımızda, İsveç, Norveç ve Almanya’nın Osmanlı döneminde ticari ilişkilere başlamış olduğunu görüyoruz. Danimarka için bu söz konusu olmamış bir takım nedenlerle. Danimarka’nın Türkiye olan ilişkilerine baktığımızda iki ana faktör var. Bir tanesi 1960’lı 70’li yıllarda Türkiye’den Danimarka’ya göç etmiş ya da çalışmaya gitmiş işgücü. İkincisi de turizm. Türkiye, Danimarkalıların en çok gitmeyi tercih ettiği ülkeler arasında ikinci sırada. Alanya gibi yerlerde, çok ciddi sayılabilecek sayıda, buradan konut satın almış Danimarka nüfusu yaşıyor. Yani ilişkilerimizde nitelik değişiyor. Ciddi değişiklikler görüyoruz.
Danimarka’nın ticareti daha çok Almanya, komşu ülkeler, ABD, Çin gibi belirli ülkelere odaklanmışken artık genişleme sürecinde. BRIC ülkeleri ve OECD’nin tanımladığı Next Eleven ülkeleri var hedefte. Danimarka, Türkiye’nin de dahil olduğu 6 ülke için bir büyüme stratejisi açıkladı. Endonezya, Meksika, Güney Afrika, Güney Kore, Türkiye ve Vietnam’dan oluşan bu ülkeler geçtiğimiz Mart ayında açıklandı ve belirli sektörler seçildi. O sektörlerdeki ticaretin büyütülmesi kararı verildi. Ayrıca Danimarka ile Türkiye arasındaki örtüşebilecek konular ve sektörler bakımından uygun ortam günümüzde oluştu. On ya da yirmi sene önceye baktığımızda belki daha çok endüstri ile ilgili ürünler konusunda bir ihtiyaç vardı. Bu da Türkiye açısından Fransa ve Almanya gibi ülkelere odaklanmayı gerektiriyordu. Ama şu anda Türkiye’nin ihtiyaçları ve Danimarka’nın ürünlerine baktığımızda, inovasyon, AR-GE, çevre, enerji verimliliği gibi konularda işbirliği koşulları olgunlaştı. Bundan sonra çok daha fazla işbirliği potansiyelinin olduğunu şimdiden görüyoruz. ‘KIRMIZI HALI’ DEVREYE GİRECEK - Ticaret ataşeliklerinizin oldukça etkin çalıştığını izliyoruz. Türkiye’nin değişik yerlerinde açtığınız vize merkezleri herhalde Türk işadamlarının daha kolaylıkla Danimarka’yı ziyaret edebilmeleri için değil mi? - İş potansiyelimiz ile birlikte, iş için başvuran işadamlarının sayısı da doğal olarak arttı. Sadece İstanbul ve Ankara tabii ki yetmiyordu, bu nedenle İskenderun, Mersin, İzmir gibi kentlere de vize merkezi kurduk. Vize konusunda yeni bir gelişmeyi de eklemek istiyorum. Danimarka, ‘Red Carpet’ (Kırmızı Halı) adı altında yeni bir sistemi devreye sokmak üzere. Danimarka’ya sık sık giden, burada belirli firmalarla önemli miktarlarda ticaret yapan firma temsilcilerine bir takım kolaylıklar getirilecek. Vizeler çok daha kolaylıkla çıkacak. Kayıtlar bir sistemde tutulacak ve sadece evraklarını vermeleri yeterli olacak. Dolayısıyla onların işlerini daha kolaylaştıracak ve Türkiye ile Danimarka arasındaki ticari ilişkileri destekleyecek başka bir uygulama başlatıyoruz.
YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ÇEVREYE ODAKLANDIK - Türk ve Danimarkalı işadamları için her iki ülkede karşılıklı olarak en uygun yatırım sektörleri nelerdir? - Türkiye’nin Danimarka’dan ithal ettiği ürünlere baktığımız zaman birinci sırada hurda demir ve çeliği görüyoruz. Bunlar Türkiye’nin demir-çelik endüstrisinde kullanılıyor. Daha sonra sağlık ürünleri ve ilaç geliyor. Kimya sektöründe belirli ürünler var. Aynı zamanda ileri teknoloji içeren makinalar var. Şimdiki durum böyle. Ama potansiyel ticaret ürünlerine baktığımızda, biz yenilenebilir enerjiye, enerji verimliliği ile ilgili ürünlere, çevre çözümlerine odaklanıyoruz. Türkiye’deki altyapı inşaat sektörü, Danimarkalı firmalar için çok büyük potansiyeller içeriyor. Yine Türkiye’nin sağlık sektöründe çok büyük yatırımlar sürüyor ve bunların süreceğini tahmin ediyoruz. Burada da belirli işbirliği olanakları var. Gıda ve içecek sektörü Türkiye’de çok gelişmiş bir sektör. Danimarka’da ileri teknoloji içeren makine ve ekipmanlar gıda sektöründe kullanılıyor. Türkiye’den Danimarka’ya hangi sektörlerde yatırım yapılabileceği ve ticaret konularına gelecek olursak, öncelikle, Danimarka’ya Kuzey Avrupa ve diğer Avrupa Birliği ülkelerine açılacak bir teknoloji kapısı olarak bakmak sanıyorum uygun olur. Örneğin Türk firmalar Danimarka’da bir AR-GE merkezi kurabilirler. Oradaki teknolojik bilgilerden yararlanabilirler. Örneğin enerji ve sağlık sektörlerinde olabilir. Ankara’dan bir büyük inşaat firması Danimarka’da şirket kuruyor. Çünkü, bizde dev bir altyapı projesi var ve bütün metro sistemi yenileniyor. Sizin yine büyük bir firmanız Danimarka’ya büyük miktarda boru sattı. Giderek artan sayıda Türk şirketinin Danimarka’ya gelerek ticari ilişkilere giriştiğini ve teknoloji ile ilgilendiklerini gözlemliyoruz. Tekstil sektörü de çok öne çıkan bir sektör Danimarka için. Danimarka’nın en büyük ithalatı tekstil ürünleridir. Pek çok firma üretimlerini Türkiye’de yaptırıyor. Belki de moda ve dizayn düzeyinde tekstil sektöründe karşılıklı ortaklıklar kurulabilir.
Danimarka şirketleri ağırlıklı olarak aile şirketlerinden KOBİ’lerden oluşmaktadır. Ama buna rağmen yabancı ortaklıklara da çok açıktırlar. EUROSTARS- EUREKA FONLARI - Danimarka’da yapılacak bir yatırım, kurulacak ortaklıklar için Avrupa Birliği’nden sağlanabilecek bir finansman, kredi olanakları var mı? - Aslında çok güçlü ve yaygın bir teşvik sisteminden söz etmek mümkün değil. Firmanın kurulacağı yere göre bazı bölgesel fonlar var. Bu teşviklere, Danimarka’nın sunduğu olanaklar olarak bakmak gerekiyor. Tabii ki bir takım AB fonları vardır. İki tane AB ülkesi, Türkiye de buna dahil olup bir araya gelip yeni bir şey üretirlerse, inovasyon oluştururlarsa Eurostars-eureka fonları teşvikler veriyor. Geçen yıl Türkiye Eureka’nın dönem başkanıydı. Türkiye’de bu kapsamda geçen yıl kimi projeler geliştirilmeye başlandı. Bu arada şunu belirteyim ki Danimarka yenilenebilir enerji sistemleri konusunda dünyanın en iddialı ülkelerinden birisidir. Hindistan kökenli en büyük rüzgar türbinleri üreticisinin merkezi Danimarka’dadır. Siemens’in rüzgar bölümünün merkezi de Danimarka’dan yönetiliyor. Çinli bir büyük rüzgar türbini üreticisi de merkez olarak Danimarka’yı seçti. Dolayısıyla, Danimarka teknolojilere hızlı erişim ve test etme olanakları da vermektedir. SU TEKNOLOJİSİ FİRMALARIMIZ TÜRKİYE’YE GELDİ - Danimarka’daki üretim ve sektörel çalışmalara bakınca, su teknolojilerinin önemini de görüyoruz. Bu konudaki potansiyel ilişkiler neleri kapsıyor? - Danimarka, 1970’li yıllarda Avrupa’nın ilk Çevre Bakanlığı’nı kuran ülkesidir. O günden bugüne çok ciddi düzenlemeler getirilmiştir. Bunun sonucunda firmalar çok daha verimli ve optimize edilmiş çözümler sunmak zorunda kalmışlardır. O yüzde su teknolojileri anlamında Danimarkalı firmalar dünyaya örnek olmuşlardır. Geçen sene Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ne su teknolojileri konusunda çalışan 10 firma ile ziyarette bulunmuştuk. DANİMARKA’DA HİÇ HES YOK - Danimarka’nın 2050’de tamamen yenilenebilir enerji kullanan ülke olma hedefi var. Yenilenebilir enerjinin adı güzel ama Türkiye’de uygulama sorunları nedeniyle örneğin HES’lere büyük tepki var. Danimarka’da yenilenebilir enerji üretimi ile halkın arasındaki ilişkide sorun var mı? - Danimarka dümdüz bir ülke. O nedenle sürekli rüzgar esiyor ve rüzgar enerjisi üretimi ve teknolojisi çok güçlü. Danimarka’da hiç HES yok. Ayrıca atıktan enerji elde etme sektörü de çok gelişmiştir. Güneş enerjisinden bölgesel ısınma anlamında yararlanılıyor. Danimarka’nın rüzgar enerjisi ve enerji verimliliği konusunda söyleyebileceği, yapabileceği çok şey vardır. Tabii ki bu Danimarka’da da bir günde olmuş bir şey değil. Danimarka’da yenilenebilir enerjiye odaklanma süreci 1970’lerdeki petrol krizi sonrasında başladı ve 40 senelik enerji stratejileri belirlendi. Orada yenilenebilir enerji de alternatiflerden birisi olarak seçildi. Kaynaklara baktığınızda da Danimarka’nın akarsuları yok, güneşi kısıtlı ve kömürü yok. Nükleer enerjiye karşı çıkıldı ve nükleere girmemeyi tercih ettiler. Bu bir ülke politikası olarak devam ediyor. Bu da kanunlarla ve teşviklerle destekleniyor. Enerji verimliliği toplumsal, ortak bir yaşam tarzıdır. İlkokula giden öğrenciler bunu öğrenir. Alışveriş yaptığınızda enerjiyi verimli kullanan örneğin bir buzdolabı alırsanız daha az vergi ödersiniz. Yani çok çeşitli yöntemlerle enerji verimliliği insanların yaşamlarının bir parçası haline geldi. Danimarka 2012 yılında da 40 yıl sonrasının enerji politikasını benimsedi ve ‘sıfır karbon politikasına geçiyorum, ben her şeyimi yenilenebilir enerjiden yapacağım’ diye karar verdi. Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|