SON DAKİKA
Yapı Malzemeleri Üreticileri değişime hazır mı?
Dr.Hüdai KARA [email protected]
Tüm dünyanın gündeminde olan iklim değişikliğine yapı sektörünün yüzde 40 oranında katkı yaptığını biliyor musunuz? Yine gündemde olan kaynak verimliliği açısından dünyadaki kaynakların yüzde 30-40’lık kısmının yapı sektörü tarafından tüketildiğini biliyor musunuz? Rakamlar gerçekten bu konuda radikal bir değişimin olması gerektiğini gösteriyor. Ve bu değişim, üreticilerin sürdürülebilir yapı malzemeleri üretimine yönelmesi olarak karşımıza çıkıyor.
Değişim aslında hem yasalar boyutunda hem de pazar boyutunda başlamış durumda. Avrupa Standartlar Komitesi (CEN) uzun süreden beri yapı sektöründe sürdürülebilirlik altyapısını kurmak için CEN 350 standardını oluşturdu. Sürdürülebilirliğin 3 ana teması olan ekonomi, çevre ve sosyal boyutuna atıfta bulunularak birçok standartlar geliştiriliyor. Önce malzeme boyutundan başlayan ve sonra yapı boyutunda sürdürülebilirliği ele alan bu standartlar serisinde yapı sektörünü ilgilendiren iki norm EN 15804 ve EN 15978.
EN 15804, Avrupa’da üretilen tüm yapı malzemelerinin çevresel sürdürülebilirliğinin hesaplanması gerekliliklerini içeriyor. Mart 2011’de yenilenen ve Temmuz 2013’te Türkiye’de de yürürlüğe giren Avrupa Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (CPR-Construction Products Regulation) CE işareti gerekliliklerine ürün çevre performansı (doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı) şartı koymuştur. Yönetmelik, bu şartın yerine getirilebilmesi için EN 15804 standardına uyumlu Çevresel Ürün Beyanlarını (EPD) önermiştir. EPD belgelerinin üreticiler için ticari bir bariyer oluşturmasının önüne geçmek için yapı malzemeleri üreticileri tarafından ECO Platform kurulmuştur. Amacı, yapı ürünlerinde Avrupa genelinde EPD sistemlerinin uyumlaştırılmasını sağlamak ve yapı malzemeleri ürün çevre performansının EPD belgeleri ile yerine getirilmesini sağlamaktır. Türkiye’den Metsims Sustainability Consulting firmasının kurucu üye olduğu ve şahsımın da komitelerde aktif olarak görev aldığı ECO Platform’daki gelişmelere burada zaman zaman yer ayıracağım.
EN 15978 normu ise sürdürülebilirliği bina boyutunda irdelemekte, bina yapımındaki tüm aşamalarda ortaya çıkan sera gazları, su ve enerji tüketimleri ve diğer birçok çevresel etkiyi hesaplama prensiplerini ortaya koymaktadır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) uzmanlığı gerektiren bu hesaplamalar ile yeşil bina sertifika sistemlerinin de altyapısı oluşturulabilmektedir. Bina bir ürün olarak düşünüldüğünde bu norma uyumlu olarak EPD belgesi de alınabilmektedir. Böylelikle m başına çevresel etkiler kolayca hesaplanabilmekte ve nihai kullanıcıya iletişimi yapılabilmektedir.
EPD’lerin bir başka önemi de Türkiye ve tüm dünyada hızla gelişmekte olan çevreye duyarlı yapılar (Yeşil Binalar) sertifikasyonunda yarattığı fırsatlardır. Dünyaca bilinen Amerikan LEED, İngiliz BREEAM ve Alman DGNB gibi sertifikasyon sistemlerinde, EPD belgeli ürünlerin bina yapımında kullanılması durumunda belgelendirmelerde ilave puanlar verilmektedir. Bu gelişmeleri öngörerek ürünlerinin EPD belgelendirmesini tamamlayan firmalar, müşterilerine yeşil bina sertifikalandırma süreçlerinde kolaylık sağlarken yeni pazar fırsatları yakalamaktadırlar. Türkiye’de bu ayrıcalığı sunabilen başlıca firmalar Kaleseramik (yer, duvar ve porselen karolar, seramik levhalar ve seramik sağlık gereçleri), Dalsan (yapı alçıları ve alçı levhalar), AKG Gazbeton (gazbeton), Ytong, Vitra (seramik sağlık gereçleri, armatürler), Çimsa (çimento), Akçansa (çimento), Ondolüne (çatı kaplama) ve Akkon Çelik (çelik yapı profili)’tir. ECO Platform kurucusu olan The International EPD System Türkiye ofisi EPD Türkiye, EPD belgeli bütün yapı ürünlerini www.epdturkey.org sitesinde müteahhit, mimar ve tasarımcılar için yayınlamaktadır. Yükleniyor...
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|