SON DAKİKA
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani
Dördüncü Sanayi Devrimi başladı
ÇOSB Başkanı Eyüp Sözdinler
Trakya Endüstriyel Simbiyoz Projesi ekonomik gelişmeye katkı sağlayacakTTGV'de, sanayideki temiz üretim, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projeleri ile ilgili ulusal ve uluslararası proje çalışmalarını yürüten Ferda Ulutaş, “Trakya’da başlattığımız proje, işletmeler arasında madde ve enerji değişimi başta olmak üzere olası her türlü kaynağın ortaklaşa kullanılması ve böylelikle kaynak kullanımının optimize edilmesine yönelik işbirliğinin hayata geçirilmesini içeriyor” dedi.
GİRAY DUDA
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), ulusal inovasyon sisteminin geliştirilmesine yönelik etkili çalışmalar yapmayı ve teknolojik inovasyon çalışmalarını destekleyerek sanayi kuruluşlarının uluslararası rekabet gücünü artırmayı amaçlıyor. Sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalar da, TTGV’nin gündeminde önemli yer oluşturuyor. Vakfın bu alandaki projelerini ve faaliyetlerini, Koordinatör Ferda Ulutaş ile ‘Global Sanayici’ adına konuştuk. - Sayın Ulutaş, önce Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nı bize tanıtır mısınız? - Vakfımız, Türkiye Cumhuriyeti ve Dünya Bankası arasında imzalanmış olan bir uluslararası borç anlaşması gereğince kurulmuştur ve ülkemizdeki Kanunla Kurulmuş Vakıf statüsüne sahip dört vakıftan birisidir. 1991 yılından beri özel sektörün Ar-Ge ve Teknolojik Yenilik projelerine destek sağlıyoruz. TTGV, Avrupa Birliği'nin Lizbon Bildirisi'nde de ifade edilen kamunun araştırma ve geliştirme desteklerini özel sektöre ulaştırmada ihtiyacı hissedilen Avrupa çapında başarılı bir örnek, bir özel sektör kamu işbirliği modelidir. Diğer bir ifade ile özel sektör ve kamu, özel sektörün uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi yolu ile güçlendirmek ortak hedefi ile TTGV’de bir araya geldi. ÇÖZÜM PLATFORMU TTGV, bugüne kadar özel sektör ve kamunun beklenti, ihtiyaç ve önceliklerini değerlendirmiş, değişen şartlara ve ülkemiz koşullarına uygun yeni destek mekanizmalarını geliştirerek hizmete almış, kamu için örnek modeller ortaya koymuştur. Günümüzde TTGV, farklı kurumlar tarafından çok sayıda Ar-Ge desteğinin verildiğini de dikkate alarak en önemli katma değerin paydaşları için bir çözüm platformu olmak, inovasyon eko-sisteminin farklı bileşenlerini belli amaçlar doğrultusunda bir araya getirmek ve özellikle sürdürülebilirlik ve yaygın etki yaratmaya yönelik faaliyetler yürüterek sağlayabileceğine inanmaktadır. TTGV mevcut faaliyetlerini de bu bakış açısıyla yönlendirmektedir. Bu arada, tüm faaliyetlerimiz son derecede şeffaftır. Her yıl dört ayrı inceleme denetimden geçiyoruz ve tüm operasyonlarımızda Uluslararası Muhasebe Standartlarını uyguluyoruz. ÖZEL SEKTÖR TARAFINDAN YÖNETİLİYOR - Kamu kurumu gibi bir görüntünüz olmasına rağmen yönetimde özel sektör çoğunlukta değil mi? - Evet aynen öyle. TTGV Yönetim Kurulu 15 üyeden oluşuyor. Yönetim Kurulu'nda özel sektör üçte iki oranında temsil ediliyor, Yönetim Kurulu Başkanı da özel sektör temsilcileri arasından seçiliyor. Merkezi Ankara’da olan TTGV'nin toplam 33 tam zamanlı personeli bulunuyor. Ancak, faaliyetlerde proje özelinde yararlanılan 1.500’e yakın uzmanın yer aldığı bir uzman havuzu ile birlikte çalışıyoruz.
- TTGV’nin çevre alanında projeleri ve destekleri de var. Endüstriyel faaliyetlerin ilk gününden beri çevre onun ayrılmaz bir parçasıdır değil mi? - Kesinlikle. Vakfımızın misyonu çerçevesinde, ülkemizdeki teknolojik inovasyon faaliyetlerini desteklerken sürdürülebilirlik perspektifiyle çevre alanında da etkin bir şekilde faaliyet gösteriyoruz. Ulusal ve uluslararası paydaşlarla yaptığımız işbirlikleri sayesinde sanayi başta olmak üzere farklı sektörlere yönelik projeler ve programlar yürütüyoruz. Sanayi kuruluşlarının geliştirdiği çevre projelerine belli bir çerçevede finansman desteği sunuyoruz. Çevre alanında bugüne kadar Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi farklı uluslararası fonlardan yararlandık. 2006 yılından bu yana, sanayi kuruluşlarına yönelik “TTGV Çevre Destekleri Programı”nı kendi öz kaynaklarımız ile yürütmeye devam ediyoruz. İKİ ALANDA DESTEK SUNUYORUZ - Çevre destekleri konusunda biraz ayrıntıya girelim. Dergimizin okurlarının çoğu, bu desteklerin hedef kitlesini oluşturuyor. - “TTGV Çevre Destekleri Programı” ile Çevre Teknolojileri ve Enerji Verimliliği alanlarında sanayi kuruluşları tarafından gerçekleştirilen uygulama projelerine finansman desteği sunuyoruz. Bu kapsamda, sanayicimizin çevre performansını artırıp üretim maliyetlerini düşüren ve dolayısıyla rekabet gücünü artıran uygulamaları destekliyoruz. Bu çerçevede bugüne kadar tekstil, gıda, seramik, plastik, demir-çelik ve elektrik üretimi gibi farklı sektörlerden; atık geri kazanımı, su geri kazanımı, hammadde kullanım verimliliğinin artırılması, yakma sistemi verimliliğinin artırılması, soğutma sistemi optimizasyonu, atık ısı geri kazanımı, enerji izleme ve otomasyon sistemi, buhar sisteminin iyileştirilmesi ve süreç optimizasyonu gibi farklı uygulamalara destek sağladık. 1 MİLYON DOLARLIK DESTEĞİMİZ VAR - Bildiğim kadarıyla Çevre Teknolojileri Desteği miktarı da küçümsenmeyecek düzeyde, değil mi? - Bu arada şunu vurgulayayım ki vakfımızın tüm projelere verdiği destekler geri ödemeli destek biçiminde. Yani projelere hibe desteği vermiyoruz. Aynı zamanda farklı kaynaklardan hibe desteği alan firmaların aynı proje için TTGV’den de geri ödemeli destek alması da mümkün. Çevre Teknolojileri Desteğinin temel amacı, temiz ve sürdürülebilir üretim anlayışı çerçevesinde üretim süreçlerinde asgari enerji, su, hammadde tüketimi ve atık üretimi için teknolojik yenilik içeren, sanayide uygulanabilir ve ekonomik değeri olan temiz üretim teknolojilerinin uygulanmasına yönelik uygulama projelerinin teşvik edilmesi ve desteklenmesidir.
Mesela, atıkların kaynağında azaltılması ve üretime döndürülmesi, atıksu oluşumunun kaynağında azaltılması, emisyonların kaynağında azaltılması, hammadde tüketiminin azaltılması, tehlikesiz ya da tehlikelilik düzeyi daha düşük kimyasal madde kullanımına geçilmesi, atıklardan yeni ürün, yakıt, enerji üretimi veya bizim endüstriyel simbiyoz dediğimiz örneğin fiziksel olarak yakın iki firmanın birbirlerinin atığını, atık ısısını kullanması gibi projeler ve bu kapsamda temiz teknolojilerin hayata geçirildiği yenilikçi uygulamalar bizim ilgimizi çekiyor. DESTEKLERİMİZ 1 YIL ÖDEMESİZ 4 YIL VADELİ Projenin süresi en çok 1.5 yıl olabiliyor. En çok 1 milyon ABD Dolarına kadarlık destek sağlayabiliyoruz ve destek oranımız proje bütçesinin yüzde 50’sini geçemiyor. Geri ödemeler de ilk yılı geri ödemesiz olmak üzere toplam 4 yıla yayılıyor. Biz bu dönemde faiz işletmiyoruz. Verdiğimiz desteğin yüzde 6’sı dolayında da bir hizmet bedeli alıyoruz. Amacımız, hali hazırda kendi öz kaynaklarımız ile yürüttüğümüz bu desteğin ölçek ve etki alanını çeşitli işbirlikleri aracılığıyla genişletebilmek. ENERJİ VERİMLİLİĞİ DESTEĞİ EN AZ 100 BİN DOLAR - Enerji Verimliliği Destek Programı’nın amacı ne ve ne tür projeler bu programın kapsamına giriyor? - Biliyorsunuz, Türkiye’nin cari açığın önemli bir kısmını enerjiye ödenen para oluşturuyor. Vakfımızın oluşturduğu Enerji Verimliliği Destek Programı, Türkiye’nin dünyada artan enerji fiyatları karşısında, özellikle enerji yoğun sektörlerde rekabet gücünün korunması, dışa bağımlılığını azaltması ve sera gazı salımlarının azaltılmasına katkı sağlanması ve sanayicinin ilgili faaliyetlerinin teşvik edilmesi amacıyla oluşturuldu. Bu destek programı ile aynı zamanda Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Verimliliği Yönetmeliği ile belirlenen amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması da öngörüldü. Buhar üretim ve dağıtım sistemlerinin iyileştirilmesi; yakma, ısıtma ve soğutma sistemlerinin iyileştirilmesi; fan, pompa, kompresör, vb. cihazların, sistem optimizasyonu yaklaşımı ile gözden geçirilerek elektrik tasarrufu sağlanması; kullanılan üretim teknolojisinin daha verimli hale getirilmesi; atık ısının değerlendirilmesi, üretim süresinin kısaltılması; sıcaklık veya basınç seviyelerinin düşürülmesi hakkındaki yenilikçi projeler bizim ilgimizi çeken konulardan bazılarını oluşturuyor. Bu programın koşulları da diğeri ile aşağı yukarı aynı. Proje süresi en çok 1.5 yıl olabiliyor. 100 bin ile 1 milyon ABD doları arasında destek sağlıyoruz ve destek oranımız proje bütçesinin yüzde 50’sini geçemiyor. Geri ödeme yine 1 yılı ödemesiz 4 yıla dağılıyor ve vakfımız destek miktarının yüzde 6’sı dolayında hizmet bedeli alıyor. Enerji verimliliği desteğimizi, TTGV’nin yanı sıra farklı yatırımcıların da katkılarıyla büyütebilecek bir Enerji Verimliliği Fonu modeline dönüştürecek ve daha esnek koşullarda, teknik hizmetlerin de entegre edildiği etkin yöntemlerle proje finansmanını gerçekleştirecek bir yapının fizibilitesi üzerinde de çalışmalarımızı da halen sürdürüyoruz. ENDÜSTRİYEL EKOLOJİ VEYA SİMBİYOZ - Sizin en önemli faaliyetlerinizden birisi de endüstriyel simbiyoz programlarınız. Simbiyoz nedir? - “Simbiyoz” biyolojik bir terimdir ve iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamaları anlamına gelmektedir. Endüstriyel ekoloji ile aynı yaklaşımı işaret eden endüstriyel simbiyoz doğadakine benzer şekilde birbirine yakın iki ya da daha fazla bağımsız endüstriyel işletme arasında madde ve enerji değişimi olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda, endüstriyel simbiyoz tercihen birbirine fiziksel olarak yakın olup, normalde birbirlerinden bağımsız çalışan iki veya daha fazla endüstriyel işletmenin bir araya gelerek hem çevresel performansı hem de rekabet gücünü artıracak uzun süreçli ortaklıklar kurmasını ve dayanışma içinde çalışmasını temsil eder. Diğer bir ifadeyle endüstriyel simbiyoz, bağımsız işletmeleri, daha sürdürülebilir ve yenilikçi bir kaynak kullanım yaklaşımı çerçevesinde bir araya getirmektedir. Bu ağyapı, malzeme, enerji, su ve yan ürünlerin fiziksel değişimi de dahil olmak üzere, her türlü varlığın, lojistik ve uzmanlık kaynaklarının paylaşımı anlamına gelmektedir. Bu sayede endüstriyel kaynaklı çevresel ve sosyal problemlerin önüne geçmekle kalmayıp aynı zamanda ekonomik getiri de sağlanmış olmaktadır. Endüstriyel simbiyoz ayrıca, Ar-Ge, inovasyon ve kümelenme faaliyetlerinin yanı sıra, yeni iş alanları yaratma potansiyeli ile girişimciliği ve bölgesel kalkınmayı da destekleyen bir yaklaşım olarak ortaya çıkmaktadır. İSKENDERUN KÖRFEZİ ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ PROJESİ - İlk Endüstriyel Simbiyoz programını İskenderun’da başlattınız. Bu kapsamda ne gibi çalışmalar yapıldı? - 2010 yılında gerçekleştirilen ayrıntılı hazırlık çalışmaları sonrasında, TTGV ve Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Şirketi arasında 27 Aralık 2010 tarihinde imzalanan sözleşme ile “İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz Projesi” başlatıldı.
AYNİ KATKI SAĞLADIK Sponsorluğunu BTC Şirketi’nin üstlendiği projenin yürütücülüğü TTGV tarafından gerçekleştirildi ve vakfımız projeye ayni katkı da sağladı. Proje faaliyetleri International Synergies Ltd. ve ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü ile işbirliği içinde yürütüldü. Uygulama aşaması süresince bölgedeki firmalar ve diğer yerel ve ulusal paydaşlarla sürekli ve etkin bir iletişim sağlanmasıyla projede farklı simbiyotik ilişkiler araştırıldı. Önceliklerimiz, kaynak verimliliği, sera gazı azaltımı, atık azaltımı vb. parametreler doğrultusunda belirlendi. Projede, Endüstriyel Simbiyoz uygulamalarının gerçekleştirilmesine yönelik teknik ve idari altyapının oluşturulmasını, İskenderun Körfezi'nde Endüstriyel Simbiyoz olanaklarının belirlenmesini ve pilot projelerin geliştirilip uygulamaya konulmasını, İskenderun Körfezi’nde Endüstriyel Simbiyoz uygulamalarına yönelik bir veri tabanı ve iletişim ağı oluşturulmasını, paydaşlar arasında Endüstriyel Simbiyoz uygulamalarının yaygınlaştırılmasını ve ulusal bir Endüstriyel Simbiyoz Programına yönelik uygulama modeli ve planının geliştirilmesini ana hedeflerimiz olarak belirledik. Projenin lansmanı yapıldıktan sonra, Adana, Mersin ve Ceyhan’da bilgilendirme troplantısı ve çalıştaylar düzenledik. 500 SİMBİYOZ OLASILIĞI SAPTADIK İskenderun Körfezi’nde bölgede dikkat çeken konulardan olan “büyük endüstriyel kazaların kontrolü” ve “deniz çevresinin petrol ve diğer zararlı maddelerle kirlenmesi” konusunda bilgilendirme ve koordinasyon toplantısını Adana Sanayi Odası’nda (ADASO) gerçekleştirdik. Birlikte çalıştığımız Kalkınma Ajansı ile çalıştaylar düzenledik. Çevre mevzuatının anlatıldığı toplantılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Çukurova Kalkınma Ajansı, endüstriyel işletmeler ve üniversitelerin temsilcileri katıldı. Bölgedeki firmalar ve hizmet sağlayıcıların bir araya getirildiği simbiyoz çalıştayları, toplantılar ve görüşmeler yapıldı. Bunun sonucu olarak, bölgede 500’ün üzerinde endüstriyel simbiyoz olasılığı belirlendi, sonuçlar ilgili firmalara raporlandı. Çeşitli kriterler çerçevesinde yapılan önceliklendirme çalışmaları doğrultusunda firmalar arası atık alışverişine yönelik 10 simbiyotik ilişki örnek proje olarak ele alınarak fizibiliteleri ayrıntılı olarak değerlendirildi. ÖRNEK PROJELER UYGULAMAYA GEÇTİ Ekonomik, çevresel, teknik ve yasal boyutların değerlendirildiği örnek projelerden bir kısmı uygulamaya geçti, yatırım aşamasına geldi; bir kısmı için ticarileştirme ya da Ar-Ge çalışmaları sürdürüldü. Örnek projeler ile, ciddi miktarlarda atığın değerlendirilebileceği, doğal kaynakların ikame edilebileceği, yeni ürünlerin üretilebileceği, gelir getirici faaliyetlerle ile yeni girişimlerin ortaya çıkabileceği gösterildi. Endüstriyel simbiyoz uygulamalarının yasal boyutunun değerlendirilmesi çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görüş ve önerileri alındı. Yatırımların 1-2 yıl içinde kendini geri ödeyebileceği görülmüş oldu. Atık alış verişi dışındaki endüstriyel simbiyoz uygulamaları çerçevesinde de ortak eğitim ve mevzuat çalışmalarına yönelik işbirliği örnekleri de ortaya kondu. 40 AR-GE PROJESİ SUNULDU Örnek projelerin önemli bir bölümünde kapsamlı Ar-Ge çalışmaları yürütüldü, bu kapsamda 5 üniversite ile işbirliği yapıldı. Bunun yanı sıra Adana’da Endüstriyel Simbiyoz ve Temiz Üretim Ar-Ge Proje Pazarı düzenlendi. 40 Ar-Ge projesi sunularak, 60’ın üzerinde ikili görüşme gerçekleştirildi. Endüstriyel simbiyoza yönelik yeni işbirliklerinin başlaması sağlandı. Türkiye’nin ilk Endüstriyel Simbiyoz Konferansı’nı da bu proje kapsamında gerçekleştirmiş olduk. Tüm çalışmalarımızı anlatan bir video da yayınladık ve isteyen herkes internetten izleyebiliyor. İngilizce versiyonu da olan videomuz dünyanın farklı yerlerindeki etkinliklerde, eğitim programlarında da gösteriliyor. Uluslararası ilgi bununla sınırlı değil. Yine farklı ülkelerdeki çeşitli konferanslara çalışmalarımızı anlatmak için davet ediliyoruz. TRAKYA’DA FARKINDALIĞI ARTIRACAĞIZ - Peki bir de bizim bölgemizi yani Trakya’yı ilgilendiren Trakya Endüstriyel Simbiyoz programını başlattınız. Bu programdaki amaçlarınız nelerdir? - Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde kaynakların etkin kullanımının sağlanarak bölgesel kalkınmanın sürdürülebilirliği amacıyla, Trakya Kalkınma Ajansı (TRAKYAKA) ve vakfımız arasında geçtiğimiz yıl içinde imzalanan işbirliği protokolüyle, “Trakya Endüstriyel Simbiyoz Projesi”ni başlattık. İşletmeler arasında madde (atık, yan ürün, vb.) ve enerji değişimi başta olmak üzere olası her türlü kaynağın (hammadde, enerji, su, altyapı, üretim araçları, insan kaynakları, arazi, vb.) ortaklaşa kullanılması ve böylelikle kaynak kullanımının optimize edilmesine yönelik gerekli yönetsel ve ticari işbirliğinin hayata geçirilmesini içeren projemizin, bölgenin ekonomik gelişmesine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. TRAKYAKA ve TTGV’nin birlikte yürütecekleri projeyle, bölgedeki endüstriyel simbiyoz uygulamalarının yaygınlaştırılmasına yönelik farkındalığın artırılması, bölgesel ve sektörel analizlerin yapılarak mevcut potansiyelin ve stratejinin belirlenmesi, fizibilite çalışmalarının yapılması, iletişim faaliyetlerinin yürütülmesi ve endüstriyel simbiyoz uygulamalarının sürdürülebilirliği ve yaygınlaştırılması için altyapının oluşturulmasına yönelik çalışmalar planlandı. PROJELERİ ÇOSB İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE YÜRÜTECEĞİZ Projenin ilk aşaması, sektörel araştırma, potansiyel ve strateji belirleme aşaması olarak yürütüldü ve bu yılın başında tamamlandı. Bundan sonraki aşamada firmalarla bir araya gelinecek, simbiyoz çalıştayı düzenlenecek ve endüstriyel simbiyoz olanakları (sinerjileri) belirlenecek. Bu şekilde uygulamaya yönelik olarak ilk adım atılmış olacak ve aynı zamanda bölge için fizibilite çalışması yapılacak spesifik simbiyoz alanları belirlenecek. Bu kapsamdaki çalışmalarımızı Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi yönetimi ile işbirliği içinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. TRAKYAKA ile yapacağımız değerlendirmeler doğrultusunda son olarak ‘Uygulama ve Sürdürülebilirlik Aşaması’ söz konusu olacak ve önceki aşamalarda elde edilen çıktılar dikkate alınarak, gerekli sistematiğin oluşturulması ve sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik önlemlerin alınması şeklinde devam edecek. Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
YAZARLAR
Tümü
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
SÜPER LİG
|
|