05 Mart 2011 Cumartesi
İhracatın ‘kimyası’ yükseliyorTürkiye’de 50 milyar dolarlık üretim hacmine sahip kimya sektörü, 80 bin kişiye doğrudan, 2 milyon kişiye dolaylı istihdam sağlıyor. 2008’de 13.5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren kimya sektörü 2009’da küresel krizin etkisiyle 9.6 milyar dolar ihracat yapabildi. 216 ülkeye ihracat yapan kimyacıların 2010 hedefi 12 milyar dolar.
Türkiye’de sanayi ve ihracat dendiğinde akla gelen ilk sektörler kuşkusuz otomotiv ve tekstil gibi devler oluyor. Ancak, bir sektör var ki gerek sanayinin temel girdilerini yaratması gerekse de ihracattaki payını artırması açısından dikkatleri üzerine çekiyor. Özellikle, Türkiye ve bölgedeki enerji yatırımlarının hızla yükselmesi bu sektörün önemini daha da artırıyor. Evet, Türkiye’de 50 milyar dolarlık üretim hacmine sahip kimya sektöründen söz ediyoruz.
Daha genel bir bakışla, araştırma şirketi Deloitte’in, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın desteğiyle 2009 sonunda hazırladığı rapora göre, küresel ekonomi açısından büyüklüğü 1.8 trilyon euro olan bir sanayi kolundan söz ediyoruz. Peki, küresel anlamda böylesine büyüklüğe sahip olan sektör neler mi üretiyor? Hemen hatırlatalım; Mineral yakıtlar, temizlik ürünleri, boya, kozmetik, ilaç gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım sektörü için gübreler ve tarım ilaçları, kimya sanayiinin de dahil olduğu imalat sanayiisinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasallar, boyalar, lâboratuvar kimyasalları, termoplastikler sektörün kapsama alanında. Tabii ki bunlarla da kalmıyor, otomotivden, deri ürünlerine, camdan, tekstile kadar birçok sektöre de girdi temin ediyor. Öyle ki, Türkiye ihracatının devlerinden tekstil sektörünün girdilerinin yüzde 15’i, deri ürünleri sektörü girdilerinin yüzde 12’si, kağıt sektörünün girdilerinin yüzde 50’den fazlası bu sektör tarafından sağlanıyor. Sektörün toplam imalat sanayii üretimindeki payı ise yüzde 30’lara ulaşıyor. Yine, imalat sanayiisindeki firmaların yaklaşık yüzde 3’ü kimya sanayiisinde faaliyet gösteriyor. Sektörün ‘kahramanlarını’ ise aralarında Tüpraş ve Pektim gibi devlerin de bulunduğu 95’i büyük olmak üzere yaklaşık 4 bin firma oluşturuyor. Bu firmaların kalan 208’i orta, diğerleri ise küçük ölçekli şirketlerden meydana gelirken, 11’i de halka açık şirket olarak faaliyetini sürdürüyor. Önemli kısmı İstanbul, İzmir, Kocaeli, Adana, Gaziantep ve Ankara’da konuşlanan kimya sektörünün aktörleri, 2006'da yaklaşık 15 milyar euro değerinde üretim yaparken 80 binden fazla kişiye de doğrudan istihdam sağlıyor. Ancak, diğer sektörlere verdiği girdiler yarattığı istihdamın 2 milyon kişiye ulaştığından da söz ediliyor. ►KİMYA SEKTÖRÜNDE YABANCI PAYI Diğer taraftan, özellikle enerji analında küresel ve bölgesel anlamda yaşanan gelişmeler Türkiye kimya sektörünün önemini de hızla artırıyor. Enerji alanında yaşanan küresel gelişmeler, bu alanda yabancı oyuncuların da sektöre girmesine neden olurken, aynı şekilde inşaat sektörü nedeniyle de pvc gibi alanlarda hareketlilikler yaşandı. Sektörün kapsama alanındaki ilaç sektörü de benzer şekilde yabancı sermayenin takibi altında. Nitekim, Özelleştirme İdaresi’nce 2007 yılında gerçekleştirilen ihaleyle 2 milyar 40 milyon dolara Türk-Azeri konsorsiyumu olan Turcas-Socar Energy’ye satılan Petkim’in dışında, 2008 yılında başta Alman firmaların boya sektöründeki firmalarla flörtü gündeme geldi. Bu flört sonucunda, sektörde önemli birleşme ve satın almalar gerçekleşti. Bu işlemler sonucu da kimya sektörü, Türkiye’deki toplam yabancı sermaye içinde yüzde 13 paya ulaştı. Küresel finansal kriz ve Türkiye’nin 2011 yılında genel seçimler için sandık başına gidecek olmasının görece olarak yatırımları frenlediğinden söz edilse de, 2010 yılının ilk dört ayında yükselen ihracat grafiği kimyacıların krizin etkilerini atlatmaya başladığını ortaya koyuyor. ►DÜNYADA 120 MİLYAR DOLARLIK BİRLEŞME YAŞANDI Son 5-6 yıllık süreç sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada sektörle ilgili önemli gelişmelere sahne oldu. Sektörde çok sayıda birleşme ve şirket alımı gerçekleşti. 2004 ile 2007 arasında küresel anlamda şirket birleşmeleri hız kazandı. Kimya sektöründe dünya genelinde birleşme işlemlerinin değeri 2006 yılında 54 milyar dolar düzeyindeyken,2007 yılında bu rakam iki kattan fazla artarak, rekor düzey olan120 milyar dolara ulaştı. Birleşme ve satın almalar hızla devam ederken, 2008 yılında derinleşen küresel finansal kriz anlaşmaların toplam değeri üzerinde olumsuz etki yarattı ve bu alandaki işlemlerin değeri yüzde 54 azalarak 55 milyar dolara geriledi. Küresel kriz, 2009 yılında da sektörü etkilemeye devam etti. 2009 yılının ilk dokuz ayında anlaşmaların değeri 23 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Temel ekonomik koşullar iyileştikçe, sektördeki birleşme ve satın alma etkinliğinin hareketlenmesi bekleniyor. ►KİMYA SEKTÖRÜNÜN DÜNYADAKİ DURUMU Öte yandan, dünyada 1.8 trilyon dolarlık üretim gerçekleştiren kimya sanayii Batı Avrupa, ABD ve Japonya’da yoğunlaşıyor. Bu ülkeler toplam dünya kimya sanayii üretiminin dörtte üçünü gerçekleştiriyor. Dünya üretiminin yaklaşık yüzde 29’unu AB ülkeleri, yüzde 26’sını ABD, yüzde 13’ünü Asya ülkeleri (Japonya ve Çin hariç), yüzde 10’unu Japonya oluşturuyor. Gelişmekte olan ülkelerde kişi başına düşen kimyasal tüketimi gelişmiş ülkelere oranla düşük. Gelişmiş ülkelerde kişi başına tüketim Japonya’da 1.620 dolar, Kuzey Amerika’da 1.295 dolar ve Batı Avrupa’da 1.073 dolar olup, dünya ortalaması 262 dolar düzeyinde. Şu anda dünya kimyasal ürünler talebinde, AB, ABD ve Japonya yüzde 70, diğer ülkeler ise yüzde 30 pay alıyor. Gelişmekte olan ülkelerde gelecek yıllarda beklenen kimyasal ürünlerde talep artışı paralelinde gelişmeler yaşanması bekleniyor. Öte yandan, dünya kimya sanayii ihracatının, toplam dünya ihracatı içindeki payı yüzde 12’nin üzerinde seyrediyor. İhracatta önde gelen ürün grupları ise, organik kimyasallar, plastik hammaddeleri, ilaçlar ile rejenere ve sentetik kauçuk olarak sıralanıyor. İhracatta AB ülkeleri, ABD ve Japonya ise öne çıkan ülkeler olurken, AB ülkeleri içinde en büyük ihracatçılar, Almanya, Fransa, İngiltere ve Hollanda olarak sıralanıyor. İhracatta ilk sırada Irak Almanya ve Mısır var Tüm dünyada kimya sektörüne yönelik ilgi hızla artarken, Türkiye’de özellikle küresel krize kadar olan dönemdeki başarılı ihracat performansı, bu alana yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisinin de nedenini açıklıyor. Türk kimya sektörü1995 yılında 1.1 milyar dolar olan ihracatını 2005 yılına gelindiğinde 6 kat artırarak 6.6 milyar dolara yükseltti. 2006 yılında bu rakam 8.4 milyar dolara, 2007’de 10.4 milyar dolara ulaşırken, 2008’de 13.5 milyar dolara ulaştı. Sektörün bu performansı, 1995'te kimyacıların Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 5.2 olan payını da 2008 yılında yüzde 10.6’ya kadar ulaştırdı. Ancak, 2009 yılında küresel krizin etkileriyle birlikte bu sektörün de deyim yerindeyse “kimyası bozuldu”. Bu alanda ihracat yüzde 29 oranında gerileyerek 9.6 milyar dolara düştü. 2010 yılına gelindiğinde ise gerek küresel krizdeki görece azalma, gerekse sektörün yarattığı yeni pazarlar etkisini gösterdi. Bu yılın ilk dört ayda kimyevi madde ve ürün ihracatı yüzde 41.3 oranında arttı. 2010 yılının ocak-nisan döneminde sektörün ihracatı 1 milyar doları, aynı dönemde toplam ihracattaki payı yüzde 11’i aşarken, ‘Sanayici’ dergisine açıklama yapan İstanbul Kimyevi Madde ve Ürün İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz, 2010 yılı hedeflerinin 12 milyar dolar olduğunu ve bu hedefe ulaşacaklarını söyledi. Küresel krizle birlikte daralan talep kimya sektörünü değişik pazarlar bulmaya yöneltti. Irak 2010 yılının ocak-nisan döneminde en çok ihracat yapılan ülke olma unvanını ele geçirirken, bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firmaların ihracatları ABD’den Barbados’a kadar 216 ülkeye yayıldı. Az önce belirttiğimiz gibi söz konusu dönemde, ihracatta ilk sırayı alan Irak’a gönderilen ürünlerin başında ise kimyevi madde, plastik ve boyalar yer aldı. 2009 yılının ilk dört ayında Irak’a 136 milyon dolarlık kimyevi madde ve ürün ihrac eden sektör bu yıl aynı dönemde bu rakamı 215 milyon dolara yükseltti. Hemen ardından 211 milyon dolarlık ihracat yapılan Almanya geldi. Üçüncü sırada ise 194 milyon dolarla Mısır yer aldı. En çok ihracat yapılan ülke Irak olsa da aynı dönemde en çok ihracat artışı gerçekleşen ülke olma unvanı Singapur’un oldu. Bu ülkeye yapılan kimyevi madde ve ürün ihracatı değer bazında yüzde 789.9 oranında artış gösterirken, ikinci sırada yüzde 248.6’lık değer artışıyla artışla Suriye, üçüncü sırada yüzde 243.2’lik artışla Mısır, dördüncü sırada yüzde 139.6’lık artışla Çin beşinci sırada ise yüzde 92.2’lik artışla Cebelitarık yer aldı. 2010 yılının ilk dört ayında sektörün en çok ihracat yaptığı ilk 20 ülke içinde ihracatın azaldığı ülke görülmedi. Kimyayı sektör yapan faaliyetler Kimya sanayii üretimi içinde, önde gelen ürün grupları, petrokimyasallar, ilaçlar, temizlik maddeleri, boyalar, gübreler, inorganik kimyasallar, sentetik ve suni elyaflar, organik kimyasallar olarak sıralanıyor. ■ Toplam üretim içinde petrokimyasalların payı yüzde 30, gübrelerin payı ise yüzde 25 civarında. Türkiye'de petrokimyasalların üretimi 1970 yılına dayanıyor. Sektörde hammadde temini yüzde 35 yerli üretimle karşılanırken bunların önemli kısmı Pektim tarafından üretiliyor. Kalan miktar ise ithalat yoluyla sağlanıyor. Halen, Petkim'in bünyesinde, petrokimyasallar üretimi yapan İzmir Aliağa Kompleksi ile Tüpraş'ın Kocaeli Yarımca Kompleksi, polietilen, polistiren, polipropilen, polivinilklorür gibi temel plastik hammaddeleriyle etilen glikol, ftalik anhidrit, tereftalik asit, karbon karası gibi ana kimyasal hammaddeleri üretiyor. Petkim Yarımca Kompleksi, Türkiye’deki tek sentetik kauçuk üretimi yapan kuruluş konumunda. Kasım 2001’den itibaren Tüpraş bünyesine katılan bu kuruluş, halen faaliyetini, Tüpraş-Körfez Petrokimya ve Rafineri Müdürlüğü unvanıyla sürdürüyor. İç pazardaki toplam kauçuk tüketiminin yüzde 49'u da söz konusu kuruluş tarafından karşılanıyor. ■ Sektörün kapsama alanlarından biri de gübre. Türkiye’de ilk olarak gübre üretimi kısıtlı miktarda olmak üzere 1939 yılında Karabük Demir Çelik tesislerinde başladı ve 1954 yılından sonra arttı. Bugün, bu konuda altı firma faaliyet gösteriyor. ■Temizlik ürünleri pazarının yüzde 88'ini deterjan yüzde 12'sini sabun oluşturuyor. Sektörde 709 firma faaliyet gösterirken, bu alanda istihdam edilen kişi sayısının 10 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. Toz deterjan üretiminin yüzde 90'ını ise dokuz büyük firma gerçekleştiriyor. Sabun sektörünün toplam kapasitesinin yüzde 72'sini ise 10 büyük firma sağlıyor. Geri kalan üretim ise çok sayıda küçük firma tarafından gerçekleştiriliyor. ■Öte yandan, son yıllarda yabancı yatırımcıların da ilgisini çeken ilaç sektöründe 85'i ilaç üreticisi, 11'i hammadde üreticisi, 38'i ithalatçı olmak üzere toplam 134 firmanın faaliyeti söz konusu. İlaç sektöründeki yabancı ortaklık sayısı değişmekle birlikte 35 civarında yabancı sermayeli firma bulunuyor. Bunlardan sekizi üretici konumunda. Ayrıca, ilaç hammaddesi üreten 11 adet firma mevcut. ■ Boya sektöründe ise dokuz büyük firmanın yanı sıra 350 atölye tipi, siparişe ve fiyata bağlı üretim yapan ve boya pazarının yaklaşık yüzde 40'a yakın kısmını elinde bulunduran, küçük ve orta ölçekli üreticiler söz konusu. Boya sanayiinin yüzde 63'ünü ise inşaat boyaları oluşturuyor. ■ Diğer yandan Ortadoğu'daki en büyük soda fabrikasına sahip olan Türkiye, Ankara-Beypazarı'nda, ABD'den sonra dünyanın en büyük soda külü (trona) yatakları mevcut. Tek soda külü üreticisi olan Soda Sanayi A.Ş.’nin yıllık üretim kapasitesi 750 bin ton/yıl civarında. Bu da, dünya soda külü kapasitesinin yüzde 1.67’si anlamına geliyor. Soda Sanayi A.Ş, sodanın yanı sıra, sodyum bikarbonat ve sodyum silikat üretimini de gerçekleştiriyor. ■Türkiye, dünya krom cevheri ihracatının da ilk sıralarında yer alıyor. Bu konuda, Soda Sanayi A.Ş.'nin Mersin'de kurulu KROMSAN tesislerinde, sodyum bikromat, bazik krom sülfat, sodyum sülfür, kromik asit ve sodyum sülfat gibi kimyasallar üretilerek, ihraç ediliyor. ■Dünyadaki en büyük bor rezervleri de Türkiye’de bulunuyor. Bor madenlerinin çıkarılması ve işlenmesi ise Eti Holding tarafından gerçekleştiriliyor. Borsaya kote olan kimya şirketleri Advansa Sasa Polyester Sanayi A.Ş. : Kimya sektöründeki faaliyetlerine 1966 yılında başlayan Advansa Polyester, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da polyester elyaf ve filament üreticisi olmasının yanında, polyester bazlı polimerler, ara ürünler ve özellikli ürünler üreticisi. Adana merkezli faaliyet gösteren şirket Advansa B.V.’nin bağlı ortağı. Alkim Alkali Kimya A.Ş. : Alkim Alkali Kimya A.Ş.’nin faaliyet konusu maden sahaları işletilmesi ve üretimi, her nevi kimyasal maddeler üretimi ve satışı, faaliyet konuları ile ilgili ihracat, ithalat. 1948 yılında kurulan Alkali Madencilik Ltd. ismini Ekim 1963’te Alkim Alkali Kimya A.Ş. olarak değişti. Şirket genel merkezi İstanbul’da. BAGFAŞ: Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş. 1968 yılında kurulan BAGFAŞ’ın faaliyet konusu kimyevi gübre üretimi ve satışı. BAGFAŞ Entegre Gübre Tesisleri, Marmara Denizi’nin güneyinde Bandırma - Erdek arasında, Kapıdağ yarımadasının karayla birleştiği noktada kurulu. ÇBS Boya Kimya Sanayii ve Ticaret A.Ş. : Grubun ana faaliyetleri; boya, vernik, plastik reçine, inşaat, otomotiv ve mobilya sektörleri için kullanılan polimerleşmiş ve konsantre maddelerin üretimi ve satılması. ÇBS Printaş Oto Boya ve Gereçleri Sanayii A.Ş. : ÇBS Printaş daha önceden ÇBS Printaş Baskı Mürekkepleri olarak biliniyordu. Grubun ana faaliyetleri, paketleme ve baskı sektörleri için mürekkep ve diğer kimyasal ürünlerin üretim ve satışı. Şirket, ÇBS Holding iştiraki. DYO Boya Fabrikalari Sanayii Ve Ticaret A.Ş. : DYO, Türkiye’de boya üretimi ve satımı sektöründe faaliyet gösteriyor. Şirket, 1927 yılında İzmir merkezli olarak kuruldu. DYO Boya Fabrikaları Sanayi Ve Tic A.Ş., bir Yaşar Holding A.Ş. iştiraki. Gübre Fabrikaları T.A.Ş. : Gübre Fabrikaları Türk Anonim Şirketi 1953 yılında tarım sektörüne kimyevi gübre girdisi tedarik etmek amacıyla İstanbul’da kuruldu. Gübre Fabrikaları T.A.Ş., bir Agriculture Credit Cooperatives Central Union iştiraki. Hektaş Ticaret T.A.Ş. : Bir Oyak iştiraki olan Hektaş’ın faaliyet konusu; tarımsal kimyasallar, zirai ilaçlar ve veteriner ilaçlarının üretimi ve satılması. Gebze Kocaeli merkezli şirket 1956 yılında kuruldu. Marshall Boya ve Vernik Sanayii A.Ş. : 1954 yılında kurulan ve Kocaeli merkezli Marshall Boya Ve Vernik Sanayii A.Ş.’nin faaliyet konusu; Türkiye’de ve yurtdışında boya ve vernik üretimi, pazarlaması ve dağıtımı. Petkim Petrokimya Holding A.Ş. : Petkim Petrokimya Holding A.Ş. petrokimyasal ürünleri Türkiye’de üretiyor, tedarik ediyor ve satıyor. Şirket düşük yoğunlukta polietilen, PVC, olefinler, fiberler ve aromatikler sunmaktadır. Şirket 1965 yılında İzmir Aliağa’da kuruldu. Bir süre önce özelleştirilerek Türk-Azeri konsorsiyumu olan Turcas-Socar’a satıldı. Soda Sanayii A.Ş. Soda Sanayii A.Ş. : Faaliyet konusu; soda külü ve krom kimyasallarının Türkiye’de üretimi ve satılması. Şirket 1969 yılında İstanbul’da kuruldu. Soda Sanayii A.Ş., bir Türkiye İş Bankası A.Ş. iştiraki. Sektörün gelişiminde İKMİB’in payı büyük Kimya sektörünün ihracatındaki başarılı performansın ardında bu alanda faaliyet gösteren firmaların oluşturduğu İstanbul Maden ve Metaller İhracatçıları Birliği (İMMİB) ve onun alt kuruluşu olan İstanbul Kimyevi Madde ve Ürün İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) önemli rolü oldu. Örneğin, Avrupa Birliği’nin Haziran 2007’de kimyasal maddeler ve bu maddelerin güvenli bir şekilde kullanılması ile ilgili REACH (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi ve Belgelendirilmesi) düzenlemesini yürürlüğe koydu. Bununla insan ve çevre sağlığını korumanın yanı sıra AB kimya sektörünün rekabet gücünün artırılması ve iç piyasada bölünmelerin engellenmesi amaçlanıyordu. Dolayısıyla REACH kaydı olmayan ürünlerin AB’ye girmesi söz konusu olamayacaktı. Bunun üzerine, İMMİB ve İKMİB Eylül 2007’de REACH ilk yardım masasını kurdu. Halen 12 kişilik kadrosu bulunan REACH masasıyla bu alanda sektör oyuncularına teknik yardım ve rehberlik hizmetleri sunuyor. REACH nedir? REACH, Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi ve Belgelendirilmesi teriminin kısaltılmasıdır. REACH önergesi sektörde halen mevcut olan ve gelecekte ortaya çıkabilecek yeni kimyevi maddelerin Avrupa Kimyasallar Ajansı’na tescil ettirilmesini şart koşuyor. REACH, insan ve çevre sağlığını korumanın yanında AB kimya sektörünün rekabet gücünü artırmayı ve iç piyasada bölünmeleri engellemeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, REACH’in ana hedefleri şöyle sıralanıyor: ■ AB’de üretilen ya da ithal edilen mevcut ve yeni kimyevi maddelerle ilgili temel tehlike ve risk bilgilerini sağlayacak şekilde tasarlanan tutarlı bir tescil sistemi tesis etmek. ■ Kimyasal maddelerin güvenle kullanılabileceğine ilişkin ispat yükünü üye ülke yetkililerinin omuzlarından alıp üretici ve ithalatçı şirketlere devretmek. ■Kullanıcılara, maddelerle ilgili kullanım bilgilerini ve ilgili risk yönetim önlemlerini sağlama sorumluluğunu vermek. ■Mevcut sınırlama sistemini korumak ve yeni bir enstrüman olarak özellikle tehlikeli maddeler için bir yetkilendirme prosedürü ortaya koymak. ■ Kimyevi maddelerle ilgili bilgilere daha kolay erişim olanağı sunarak, saydamlık ve açıklık sağlamak. ■ Avrupa Kimyasallar Ajansı’nı kurarak REACH’in yönetimini kolaylaştırmak ve sistemin AB genelinde uyumlu bir şekilde uygulanmasını sağlamak. Bu haber 1189 kez okundu Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|
|