17 Mart 2011 Perşembe
‘Zafer’leri başarıya götüren sırOnlar işe sıfırdan başlayıp Türkiye'nin deri sektöründeki en büyük ihracatçı şirketlerinden birini yarattılar. İstinyePark’la gayrımenkule girdiler. Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım 30 yıllık ortaklıklarının sırrını anlattılar.
DENİZ SAVAŞ
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) tarafından düzenlenen “Farkı Ne Yarattı?” toplantılarının üçüncüsü Ceylan Intercontinental Otel’de gerçekleştirildi. Toplantının Aralık ayı konukları Orjin Grup’tan İstinyePark’a uzanan serüvenin başarılı ortakları; Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım’dı. BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından, Doç. Dr. Fatoş Karahasan moderatörlüğünde Kurşun ve Yıldırım’ın başarı sırlarını anlatan bir sunum gerçekleştirildi. “Farkı Ne Yarattı” etkinliğinde Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım 30 yılı aşkın dostluklarının ve başarılı ortaklıklarının sırlarını Türk perakende sektörünün önde gelen markalarının kurucu ve üst düzey yöneticilerinin de aralarında bulunduğu katılımcılarla paylaştı. Moderatör Doç. Dr. Fatoş Karahasan’ın uzun yıllardır yürüyen bu ortaklığın yapı taşlarını “ortakların birbirlerini tamamlayan yönleri, yenilikçi ve azimli oluşları, kurumsal ve bireysel hedefleri iyi saptamaları” olarak özetleyen sunumunun ardından sözü Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım aldı. İşte iki yol arkadaşının yolculuk serüvenleri: ■YURTDIŞINDA KURULAN İLK TÜRK FİRMASI Zafer Kurşun: 1980’lerin başında “Made in Turkey” etiketi utanç vericiydi. Bu anlayış ancak 90’larda kırılabildi. İlk depomuzu, 1981’de Almanya’nın Düsseldorf kentinde açtık. Ürünler doğrudan Türkiye’den satılmıyordu, önce depoya geliyor oradan dağıtılıyordu. Almanya, Amerika ve Rusya’da kurulan ilk Türk şirketleri bize aitti. Hem zor hem de güven problemi vardı. Bizler ihracatı yeni öğreniyoruz. Oradaki ithalatçıların yerlerini aldık. İmalatçılık ve toptancılık birleşince daha avantajlı duruma geçtik. Başarı geldi. Orada kurulan ilk Türk firma olma cesaretini gösterdik. Zafer Yıldırım ise çoğunlukla deneyerek öğrendiklerini belirterek “ABD ve Rusya maceramızda ise o kadar başarılı olamadık. Rusya karışık bir yerdi. Gittik firma ve showroom kurduk. Anlamsız sigorta, güvenlik paraları isteniyordu.Malları çekmekte de problem vardı. Biz de kapattık. ABD’de ise Uzakdoğu’nun fiyat rekabetiyle baş edemedik. Zaten o dönemde de Avrupa ve Rusya’da acayip para kazanıyorduk” dedi. ■ ŞANSIMIZIN DÖNDÜĞÜ AN Zafer Kurşun, kariyerlerini değiştiren, şanslarının döndüğü anı şöyle anlattı: “Aralık ayının son haftası poker oynardık. Yılda bir kez yapardık. Şamatalı bir eğlencemizdi. Birden telefonla öğrendik ki bir minibüs dolusu Japon gelmiş. Pokere ara verip onlara fabrikayı gezdirdim. Onlar da hemen arkasından bizi Osaka’ya çağırdılar. O pokerden kalkıp gittiğim iş bize ciddi kazanç sağladı. Eroin satsam öyle para kazanamazdık. Güzel para kazandık. İş her zaman zevkten önce gelmeli.” ■ BİZİ HUGO BOSS TANITTI Zafer Kurşun, iş özel hayata vakit bırakmadığı için çalıştıkları insanlarla dostluk kurmak zorunda kaldıklarını belirterek, şu anda iş yaptıkları herkesle dostluklarının çok eski olduğunu ve hep bunun avantajını gördüklerini söyledi. Kurşun, “1980-1990’larda enternasyonalleşmeyi, kendimizi yetiştirmeyi öğrendik. Asıl parayı da o zaman kazandık” dedi. Zafer Yıldırım, 1999’da Hugo Boss’un Türkiye mağaza yapılanmasını gerçekleştirdiklerini, bunun çok itibar getiren ve göz önüne çıkmalarını sağlayan bir iş olduğunu söyledi. Yıldırım şöyle konuştu: “Cironun yüzde 1-2’si Hugo Boss’tan geliyor ama etkisi çoktu. Bizim ciddi PR’ımız (tanıtımımız) oldu. Bugüne kadar hep müşterilerimizi kendimiz gibi gördük. 25 yıldır kazandığımız o güven ve itibarla hâlâ iş yapıyoruz.” 1980’lerde Türkler için söylenen “sözünü yerine getirmeyen” ve “yönlendirilmeye ihtiyaç duyan” nitelemelerinin bugün yok olduğunu ve değişen dengelerin doğrultusunda Türkiye’nin bugün geldiği konumun, gençler tarafından korunması gerektiğini vurgulayan Zafer Yıldırım gençlere Türkiye’nin imajı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. ■ AİLELERİN UYUMU Eşlerin ve çocukların da birbirleriyle iyi anlaştıklarını belirten Kurşun ve Yılmaz, özellikle eşlerinin sabrı ve desteği konusunda oldukça şanslı olduklarını ifade etti. “Bizim en büyük şansımız eşlerimizin bize hiç sorun getirmeyişi oldu. Bu nedenle eşlerimizin hakkını vermeliyiz” diyen Kurşun, başarılı ortaklıkların bir ayağının da aileleri olduğunu vurguladı. ■ 13 DEFA MİDE KANAMASI GEÇİRDİM “Başarının arkasında çok çalışmak vardır. 1993′e kadar 13 defa mide kanaması geçirdim. Ben bütün sıkıntıları içime atardım” diyen Zafer Kurşun, oldukça sık seyreden mide kanamalarına doktorların bile şaşırıp onu tedavi etmek için yarıştığını da gülerek anlattı. ■ İSTİNYE PARK VE GAYRİMENKUL İstinye Park’ın oluşumunda Amerika’da ve Türkiye’deki çeşitli AVM’leri inceleyerek yenilikleri Türkiye’ye taşıyan Zafer Yıldırım, bu işin büyük kısmının takım çalışması ve gözlem olduğunu söyledi. İstinye Park’taki tüm mağazaların özenle seçildiğini belirten Kurşun, Kadıköy Çarşısı’nın fotoğraflarını çekerek “Pazar Yeri Konsepti” oluşturmaya çalıştıklarına değindi. Zafer Yıldırım, İstinye Park’ın kendileri için gayrimenkulcü kimliklerini halka duyuran bir proje olduğunu belirtti. “İstinyePark ile çıtayı o kadar yükselttik ki bundan sonra onun altında bir proje yapmamız mümkün olmaz. Çok fazla yatırım teklifi alıyoruz. Ama bu nedenle çok seçici davranıyoruz. Bodrum’da bir arazi aldık. Torba-Türkbükü arasında 250-300 milyon dolarlık bir yatırımla lüks bir yaşam merkezi kuracağız. 2011 yılında başlayacak yatırımın içinde bir otel ve lüks konutlar olacak. Ayrıca 2011’de Tepebaşı’ndaki otel de açılacak” diyen Kurşun bundan sonra yapacakları yatırımların gayrimenkul sektöründe olacağını ifade etti. ■ BAŞARI PARAYI GETİRDİ Kurşun yola çıkış amacını “Para kazanmak için yola çıkmadım. Çok zengin olalım, paralarımız, arabalarımız olsun hırsımız yoktu ama iyisini yapma hırsımız vardı. En güzelini yapalım, başarı tutkusu... Başarı parayı getirdi” sözleriyle ifade etti. Hayatın uzun bir maraton olduğunu ve bir işin peşinden koşarken kişilerin değerlerine ve haklarına saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Ben para kazanmak için yola çıktım. Ama iyisini yapınca para geliyor zaten” dedi. ■ UYUMUN TEMELİ; SEVGİ, SAYGI VE GÜVEN Kurşun, zaman zaman uyuşmazlıklar yaşandığını ancak bunların hiçbir zaman kan davasına dönmediğini belirterek şöyle dedi: “Yıl sonu hesaplarına bile bakmayız. Sevgi, saygı güven önemli. Ara sıra Beşiktaş-Fenerbahçe muhabbeti olur aramızda. O akıllı benle tavla oynamaz ben de sporcu değilim. Buradan yırtıyoruz.” Yıldırım ise “ Karşındakinin değerini bil, hakkına saygı göster. Kuzguna yavrusu değerli görünür. Çok değerli, benden daha iyi diye düşünürseniz ilişkiniz daha iyi olur” diye ekledi. Etkinliğin sonunda katılımcılar da fikirlerini ifade ederken Atasay'ın sahibi Cihan Kamer de bütün mağaza kiracılarının kendilerine verdikleri parayı helal ettiğini belirterek, "Bence başarınızda helal paranın da önemi çok. Çünkü onlar kendi kazanmaktan çok, bizim kazanmamızı önemsediler. Örneğin krizde ilk kira indirimini onlar yaptı" yorumunu yaptı Bu haber 117 kez okundu Yükleniyor...
İLGİLİ HABERLER
|
|